KOMİSYON KONUŞMASI

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, aslında bizim söyleyeceğimiz, kuracağımız sözü sizin söylemeniz çok daha yerinde oldu çünkü gerçekten anlamından kopuşlar, sapmalar meydana geliyor. Bugün, burada, evet, Sayın İçişleri Bakanı burada, İçişleriyle ilgili sorunlarımızı, bize aktarılan sorunları elbette ki soracağız çünkü makam orası; her zaman da kendisini görebilme ya da randevu alma durumumuz söz konusu olmadığı için, yılda bir kere de olsa, Plan ve Bütçe Komisyonunda kendisine soruyoruz. Dolayısıyla kamu adına hizmet yapan kişilerin yanlışlıklarını, eksikliklerini veya kanuna aykırılıklarını hatırlatmamız bizim görevimiz çünkü biz bunun için seçim bölgelerimizde seçildik ve buraya geldik. Dolayısıyla "Bir kişi görevle ilgili bir suç yapıyorsa neden soruşturma izni vermiyorsun?" dememiz doğal.

Mesela, ben Mardin Milletvekiliyim, Mardin kayyumu Mustafa Yaman cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğunu yaptı. 22 Kasım 2016 tarihinde kayyum atandığında belediye kasasında 50 trilyon para vardı, bugün Mardin Büyükşehir Belediyesi borçlar yüzünden su taşıyamıyor vatandaşlarına, DEDAŞ'a olan borçlarından dolayı. Dolayısıyla "Bu kişi hakkında yaklaşık altı-yedi yıl geçmesine rağmen, soruşturma olmasına rağmen, soruşturma izni neden verilmiyor? Bu soruşturma neden sağlıklı yürütülmüyor?" dememiz elbette ki farklı bir durum değildir. Dolayısıyla aynı durum korucular için, kolluk görevlileri için, valiler için, kaymakamlar için, herkes için geçerli. Mesela korucular; köy koruculuğu 1985 yılında kuruldu, bugüne kadar yaklaşık 75 bin köy korucusu olduğu söyleniyor. Kırk yıllık bir kara delik, kırk yıllık. Bölgede yaşanan tüm hak ihlallerinde bir nevi korucular, askerler, polisler, kamu görevlileri, memurlar, zabıt kâtipleri ve diğer kamu görevlileri; korucular da bunların başında geliyor.

Şimdi, korucularla ilgili İnsan Hakları Derneğinin verilerine göre, otuz sekiz yılda insan öldürmeden işkenceye, kaçırmadan gasba, silah kaçakçılığından dolandırıcılığa; tecavüz, köy yakma, köy boşaltma, uyuşturucu madde kaçakçılığına kadar işledikleri suçlar bakımından 1985'ten bugüne kadar bir suç şebekesine dönüşmüş durumda. Bugüne kadar ya da Sayın Bakanın açıklamış olduğu perspektifte köy korucularıyla ilgili herhangi bir durum var mı? Yok. Peki, bu vatandaş, bu köy korucusu bir suç işlediğinde, biz "Neden bir adil yargılama yapılmıyor?" dediğimizde, suç mu işlemiş oluyoruz ya da günah mı olacak? Hayır, elbette ki hayır. Dolayısıyla korucuların en çok kirli işlere giriştiği yerlerden birisi de Mardin'dir.

Korucular, farklı tarihlerde devletin verdiği silahlarla farklı toplumsal kesimlerden insanları kaçırmıştır. 18 Kasım 2008 tarihinde Midyat Gelinkaya köyünde Mehmet ve -ki bu 9 yaşında- İzzettin Ersoy -13 yaşında- korucular tarafından kaçırıldı, cesetleri bir kuyuda bulundu. Ancak olayın üstüne gidilmedi çünkü failler korucuydu, takipsizlik kararıyla kapatıldı olayın üstü.

Şimdi, bunu söylememiz bir kamu görevlisini veya devleti zarara mı uğratır ya da devleti küçük mü düşürür? Hayır, aksine, burada görevini yapmayan kamu görevlileri var; idari anlamda, yetki anlamında. Eğer bu 2 çocuğun -biri 9, diğeri 13 yaşında- soruşturmasının üzeri kapatılmışsa aslında bu, devletin, yetkililerinin hicap duyması gereken bir durumdur. Aksine, sorduğumuzda: "Bunlar Kürt olduğu için mi acaba öyle oldu?" Soru soruyoruz sadece ya, farklı bir şey demiyoruz, bunlar sabit olaylar.

Yine, 28 Kasım 2008 tarihinde Mardin'in Midyat ilçesi Barıştepe köyündeki Mor Yakup Kilisesi'ne giden 43 yaşındaki Rahip Edip Daniel Savcı kaçırılıyor, daha sonra tehdit ediliyor ve 300 bin euro fidye isteniyor. Savcılık burada araştırma yapıyor; nihayet, bu olaya karışan kişilerin Şırnak İdil ilçesinde Karalar köyü nüfusuna kayıtlı, gönüllü köy korucuları H. E.'nin elebaşı olduğu 7 kişilik bir çete ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bunlar kamu görevlileri eliyle yapılan hukuka aykırılıklardır.

Yine, gazeteci Burcu Karakaş, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında vatandaşlık hakkını kullandığını belirterek İçişleri Bakanlığı ve valiliklere koruculuk sistemi hakkında, köy korucuları hakkında çeşitli sorular yöneltiyor; sorduğu soruların çoğuna hizmete özel ve açıklanması yasak olduğu gerekçesiyle cevap alamıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayın lütfen.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Teşekkür ederim Başkan.

Yine, bu suç örgütü hakkında araştırma önergeleri veriliyor, reddediliyor; yazılı ve sözlü soru önergelerinde bugüne kadar cevaplanan bir durum söz konusu değil.

Bir diğer husus da partimize seçim dönemlerinde ve seçimden sonra yapılan hukuka aykırılıklar. Sayın Başkan, 2023 tarihindeki seçimde HDP'ye, neredeyse bölgedeki kayyum, vali, kaymakam, emniyet müdürü, korucuların tamamı sanki iktidar partisinin mensubuymuş gibi, iktidar partisinin birer temsilcisi ve il başkanı, ilçe başkanıymış gibi hareket ettiler. Bakın, sadece dün -basına yansıdığı için söylüyorum- Van'ın Edremit ilçesinde Belediye Başkanı muhtarları topluyor "HEDEP'e oy verilmeyecek. Nasıl biz HEDEP'e oy çıkarmayız?" gibi bir plan dâhilinde tehditler savuruyor. Köy korucularının, valilerin, kaymakamların, Emniyet müdürlerinin ne yazık ki, ne yazık ki Kürt illerinde bu uygulamalara karıştığını hepimiz biliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tanhan, teşekkür ediyorum.

Süreniz doldu, sağ olun.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Ben teşekkür ediyorum.