KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Başkan.

Sayın Bakan, işiniz oldukça zor. Yirmi yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde bu ülkede uygulanan ekonomik politika insanları canından bezdirdiği için önemli ölçüde psikolojik sorun yaşıyorlar, bu nedenle de çoğu hap kullanmak durumunda kalıyor. Onun için araba kırmızı ışıkta durdu mu arkadan kornayı basıyor, olmadı, eline sopayı alıp koşuyor. Böyle şartların oluştuğu bir ülkede bakanlık yapmanın ne kadar zor olduğunu da kabul etmek lazım.

Ben size uyuşturucuyla ilgili birkaç örnek vereceğim. Anne beni arıyor "Oğlumu polise şikâyet ettim; evden aldılar, götürdüler, ifadesini aldılar, sonra geri bıraktılar. Ben şimdi evde değilim, komşuya sığındım. Beni sığınma evine yerleştirir misin?" diyor. Çünkü o çocuk tespit edildikten sonra yapacak bir işlem yok, ya savcıdan dönüyor ya karakoldan dönüyor, aileler dahi muzdarip.

Bunun yanı sıra, başka bir örnekte de yine anne arıyor "Benim kızım çakmak gazını uyuşturucu olarak kullanıyor." diyor yani o bildiğiniz uyuşturucunun dışında, okullarda çocuklar artık "bonzai" dışı, çakmak gazını bile uyuşturucu olarak kullanıyorlar ve bu da 30 yaşından sonra beyni tahrip eden bir olay.

Şimdi, siz burada bildirinizde, konuşmanızda on ayda uyuşturucuyla mücadelede 197.354 operasyon düzenlendiğini, 23.973 satıcının tutuklandığını, 8.969 şahıs hakkında da adli kontrol kararı verildiğini söylüyorsunuz. Demek ki siz Bakan olmadan bunlar da aramızdalardı, bunların tutuklanmış olması doğru bir davranış biçimi ama benim bir önerim var: Uyuşturucuyla mücadele yalnızca polis, jandarma eliyle adam toplamakla olmuyor, bu uyuşturucuya bağımlı hâle gelenlerin tedavisi gerekiyor, bunun için de ben size bir kaynak söyleyeceğim şimdi.

Bakınız, 2023 yılının ilk dokuz ayında alkollü içkilere ÖTV olarak 47 milyar 172 milyon 691 bin lira para alınmış. Tütün mamullerinden elde edilen ÖTV'de 120 milyar 179 milyon, şans oyunları vergisi de 15 milyar 672 milyon. Bakan Bey'e sordum "Bunlar ne oluyor? Bunlar memur maaşı oluyor mu?" dedim "Evet." dedi yani Cumhurbaşkanı da bakanı da milletvekili de Diyanet'de imam da bizim tütün, alkol kullanan, şans oyunu oynayanlardan gelen paralarla maaş alıyor. Öyle olunca, bazıları bunu bilse belki de kabul etmezler. Gelin, bu ayrı bir hesapta toplansın, alkolle veya uyuşturucuyla ilgili bağımlılığı olanların tedavisinde kullanılsın. Yakalanmak yetmiyor, bu çocuklar toplum içinde gezerken bakıyorsunuz, psikopat gibi bakıyorlar. Bir sürü gencecik, pırıl pırıl gencimiz var, bunların tedavi edilmesi lazım. Yalnızca yakalamak işin çözümü değil. Belediyeler dâhil tüm kamu kuruluşlarının bu anlamda yaratacağı bir iş birliğiyle ailenin eğitimi, okuldaki düzenleme ve soruna bakış yeni baştan ele alınmalı.

Bakın, okulun kapısına polis koyuyorsunuz, torbacıyı kovalıyor sözde ama -bunu çocuklar ifade ediyor- okulun içinde, tuvaletin kapısı açık, öğrenci uyuşturucu kullanıyor, öğretmen dahi müdahale edemiyor, herkes çekiniyor, korkuyor. Bu toplumsal birliktelikle mücadele edilecek bir alana dönüştü. Artık köydeki 10 yaşındaki çocuklar kullanıyor. Acıdır, geçen gittim, bir yerde söylediler, inanamadım; bir köyde 8 kadın madde bağımlısı olmuş. Yani bununla ilgili kalıcı çözümün hepimizin ortak sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Bu konuda verdiğiniz mücadeleyi de desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Bu silah olayı... Şimdi, bu ülkede ruhsatlı silah furyası esti bir ara, her önüne gelene ruhsat verdiniz. Güvenlik kuvvetleri varken, jandarması, polisi varken niye bu kadar ruhsatlı silah herkese verildi. O yetmedi, silahsız bir yığın insan da ruhsatsız tabanca taşıyor, ateşli silah taşıyor. Soruyorum, bize yazılı olarak bildirirseniz memnun olurum: Örneğin, ne kadar ruhsatsız silah yakaladınız on ayda? Acaba bunların mevcutta ruhsat verilenlerin sayısına oranı ne? Bunları da bilelim. Düğüne gidiyor adam, ateş ediyor, yanındaki insanı öldürüyor; anlamsızca biçimde kullanılan bir olay. Bugün mermi de ucuz değil ama bazı adamların gelir düzeyi demek ki dengeli, onu bunu vurup duruyorlar.

Niğde Bor'da Göç İdaresinin bir geri dönüşüm merkezi yapıldı. Burada kaç kişi barındı, ne kadar para harcandı onları bilmiyorum ama...

Şimdi, bakıyorum, 1 Suriyeli erkek önde, arkada 5 kadın, arkada 17 çocuk. Şimdi, siz rakam veriyorsunuz, diyorsunuz ki: Suriyelilerin sayısı şu... Hayır, Suriyelilerin sayısı o değil çünkü Türkiye'de doğanlar Türk vatandaşı oldu. Millî Eğitim Bakanlığına ben bir soru önergesi verdim, okul çağında 1 milyon 200 bin mülteci ve göçle gelen çocuk olduğunu söylüyor; bu çocuklar Türk vatandaşı. Şimdi, o gelenleri biz ne yapacağız? Türk vatandaşı sayılıp da Suriyelilerin sayısını da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gürer, süreniz doldu.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Son bir dakikada toparlıyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Uzman er, erbaş ile polis ve Emniyet çalışanlarının özlük haklarını da biz her bütçede dile getiriyoruz. Bu arkadaşlarımızın çalışma koşulları, gelir gider dengeleri, onlara sağlanacak katkının artırılmasının da ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca, Niğde'de deprem nedeniyle mağdur olanlar sorunlarıyla ilgilenilmediğini sürekli bize ifade ediyorlar; bu konuda gittikleri yerden de sonuç alamıyorlar. Niğde'de depremden mağdur olan bin bağımsız bölümdeki yurttaşın durumlarının da ne olduğunu bize ayrıca yazılı olarak bildirirseniz memnun oluruz diyorum.

Bütçeniz hayırlı olsun.

Bir de -sabah da söyledim- ilk defa bir İçişleri Bakanlığı bütçesinde -yedi yıldır ben bütçeye katılırım- kavgasız, dövüşsüz, bağırışsız çağırışsız bir iş gördük; buna da teşekkür ediyoruz.