| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Emniyet Genel Müdürlüğü c) Jandarma Genel Komutanlığı ç) Sahil Güvenlik Komutanlığı d) Göç İdaresi Başkanlığı e) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 08 .11.2023 |
ÜNAL KARAMAN (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakanım, bürokrasimizin değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye, bir yandan sayısı ve uyruğu bilinmeyen kaçak göçmenlerin yarattığı örtülü bir istila riski yaşarken diğer yandan bu unsurların ülkemiz içerisinde örgütleşme faaliyetleriyle karşı karşıyadır. 515 Haşimi çetesi ve 505 Şabani çetesi başta olmak üzere irili ufaklı birçok örgüt artık açık ve alenidir. Ülkemizde Arap ırkçılığı yapan bu çeteler bulundukları mahallelerde âdeta terör estirmektedirler. Türk ve Türkiye düşmanı olan bu çeteler Konya, Mersin, Adana, Gaziantep, Sakarya gibi illerimizde yoğun bir şekilde faaliyet yürütmekte, âdeta Türk devleti ve milletine meydan okuma hadsizliğine düşmektedirler. Bu yapılanmalar haydutça eylemlerle kutsallarımıza saldırmakta, milletimizin can, ırz ve namus güvenliğini tehdit etme cesaretini kendilerinde bulmaktadırlar. Türk milletine kin ve düşmanlık besleyenler bu cesareti kimden almaktadır? Sırtlarını kim sıvazlamakta, hamiliklerini kim üstlenmektedir? Emniyet güçlerimiz tarafından bu yapılara yönelik reaktif operasyonlar yapılmış olsa da son darbe vurulmamıştır. Varlıklarını örtülü bir şekilde sürdürdükleri, kaynak ve tabanlarını genişlettikleri bilinmektedir. Gün geçtikçe farklı illerimize yayılan Suriye ve Irak'tan getirilen silahlarla pozlar verip sosyal medyada paylaşan bu yapılar, Suriye sınırında askerlerimizin devriyesini videoya almakta, vatan evlatlarını teröriste açık hedef hâline getirmektedir. Bu yapılar emperyalizmin Anadolu'daki yeni lejyonerleri midir? Şu an için çete olarak tanımlanan bu hainler, suç işlemek amacıyla bir araya gelen basit bir suç örgütü değildir çünkü bunlar yalnızca toplumsal değil, millî güvenlik sorunudur.
Yabancı istihbarat servislerinin etkili bir aparatı olarak kullanılabilecek marjinal yapıların, insan kaynağı hâline gelebilecek bu kaçakların ülkemizde geçirdikleri fazladan her gün Türk milleti çıkarı için bir tehlikedir. Ulusal çıkar bir devletin öz varlığını korumasıdır yani kimliğine, toprağına, diline ve egemenliğine sahip çıkmasıdır. Ulusal çıkarımız, sığınmacılar ve kaçak göçmenler üzerinden yürütülen stratejik göç mühendisliğiyle tehdit edilmektedir. Dünün kriz olarak yorumlanan durumu bugün açık bir tehdit hâlini almıştır. Etkin bir mücadele yürütülmediği takdirde yakın gelecekte maalesef ki terör durumuna ulaşma riski taşımaktadır.
Kıymetli milletvekilleri, bu çerçevede değerlendirilmesi gereken bir diğer konu maalesef ki ülkemizde uyuşturucu kaçakçılığının ve kullanımının artışıdır. Yakın zamanda büyük uyuşturucu operasyonlarına imza atan Sayın Bakanımıza, Emniyet ve Jandarma birimlerimize buradan teşekkür ediyorum. Ancak yakalanan miktarların çokluğu dahi ne büyük bir problemle karşı karşıya olduğumuzu açıkça göstermektedir. Afganların geçiş garantili yolculuğuyla uyuşturucunun ülkemizde yoğun bir şekilde yayılması eş zamanlıdır. En büyük üretim merkezi Afganistan olan metamfetamin Türkiye'de okul önlerinde satılır hâle gelmiştir. 2010 yılında yakalanan metamfetamin miktarı 126 kilogram iken, 2022 yılında bu rakam 16.210 kilograma çıkmıştır. Bu miktarın sadece yakalananlar olduğu düşünüldüğünde tehlikenin boyutları, Türk çocuklarının nasıl bir bataklığa sürüklendiği daha net anlaşılacaktır. Bu zehrin kaynağı nedir? Elini kolunu sallayarak sınırlarımızdan geçen Afganların sırt çantalarında neler vardır? Sınır dışı edildikten sonra tekrar Türkiye'ye giren Afganların kim olduğu ve sayısıyla ilgili bir istatistik çalışması yapılmış mıdır? Bu uyuşturucu paraları nereye gitmektedir? Türk çocuklarının zehirlendiği paralar ülkemizde vatandaşlık garantili mülke mi dönüşmektedir? Bugün Suriyeliler üzerinden gerçekleşen örgütleşme faaliyetlerinin yarın Afganlar ve diğer gruplar arasında gerçekleşmeyeceğinin bir garantisi var mıdır? Yakın gelecekte kendilerini bekleyen tehlikenin farkında olan Türk milleti bu soruların cevabını merak etmektedir.
Ülkemizin âdeta demografisini değiştiren, parkları, bahçeleri, caddeleri, sokakları güvensiz hâle getiren, Türk milletinin yarınlarını zehirleyen, açıkça kin ve düşmanlık besleyen bu vatansız kaçkınlara karşı ivedilikle harekete geçilmesi çağrımı yineliyor, buradan hepinizi saygıyla selamlıyorum.