KOMİSYON KONUŞMASI

SERKAN SARI (Balıkesir) - Sayın Bakan, seçim öncesi verdiğiniz hiçbir vaadinizi tutmadınız. Seçim öncesi meydanlarda vaat üstüne vaatler verdiniz ama verdiğiniz sözleri tutmadınız. Emeklilerimiz, dul ve yetimlerimiz, şehit aileleri ve yakınlarının, BAĞ-KUR'lularımızın, EYT'lilerimizin ve en son da çalışanlarımızın durumu ortada.

Seçim öncesinde alelacele çıkardığınız EYT düzenlemesi sonucunda mağdur olan vatandaşlarımız kademeli emeklilik düzenlemesi bekliyor. Bir günde on beş yıllık emeklilik günü beklemek ne vicdani ne de insanidir. Küçük esnaf olan BAĞ-KUR'lularımız, verilen tescil sicil affı sözünü tutmanızı bekliyor. 2000 yılında çıkan KHK kararıyla BAĞ-KUR'lu esnafımızın bütün sosyal hakları elinden alındı. Vergi kaydı bulunan ve sigortalı olma niteliği taşıdığı hâlde emeklilik hakkını kazanamayan esnafımızın BAĞ-KUR kaydı resen gerçekleştirilerek, prim borçlarını ödeme koşuluyla mağduriyetlerinin gecikmeden çözülmesi gerekiyor.

(Uğultular)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Sarı, bir saniye.

Değerli milletvekilleri, Allah muhabbetinizi artırsın toplantıdan sonra.

Değerli bürokrat arkadaşlar, Sayın Bakan soruları dinlemekte zorlanıyor. Dolayısıyla Sayın Bakan dinlemekte zorlanırsa... Bu bütçe bitecek arkadaşlar, Bakanlığa gideceksiniz. Dolayısıyla sükûneti tesis edelim, ki ona göre de gerekli istatistiki verileri hazırlamanız gerekiyor bir taraftan, Sayın Bakana vereceksiniz. Dolayısıyla sükûneti tesis edersek... Zaten 3 konuşmacımız var, 2 konuşmacımız daha var; sonra soru-cevaba geçiyoruz ve Sayın Bakanla beraber oylamaya geçeceğiz.

Çok teşekkür ediyorum sabrınız için.

İlave süre vereceğim, buyurun lütfen.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan

Bu konunun çözümüne yönelik olarak temmuz ayında vermiş olduğumuz kanun teklifinin gecikmeden gündeme alınmasını talep ediyorum. Ayrıca, BAĞ-KUR'lularımızın yaşamış olduğu prim gün sayısı konusundaki adaletsizliğin de gecikmeden çözülmesi gerekmektedir. Bu konuda, Meclise sunmuş olduğumuz yasa teklifiyle, 9000 prim günü ödeme zorunluluğu işçi ve memur çalışanlarımızda olduğu gibi 7200 gün olarak düzenlenmeli; esnaf, işçi, memur çalışanlar arasında adalet sağlanmalıdır. Anayasa'nın "eşitlik" ilkesine aykırı olan bu uygulamayla ilgili yasal düzenleme teklifimiz ne yazık ki hâlâ gündeme alınmamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, seçim öncesinde ekim ayında bu sorunun çözüleceğini söylemiş olmasına rağmen kasım ayındayız ama Meclise gelen herhangi bir çalışma yok. BAĞ-KUR'lularımızın haklarını teslim etmek için daha neyi bekliyorsunuz?

Emeklilerimize yapmış olduğunuz ayrımcılık sonucu emeklilerimizin alım gücü artık yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmiştir. Memurlara yapılan seyyanen zam emeklilerimize verilmediği için 15,5 milyon emeklimiz insanlık dışı bir durumla karşı karşıya bırakılmıştır, yaşanılan enflasyon altında her geçen gün maaşları daha da erimiştir. Emeklilerimizin bir umut olarak gördüğü Cumhuriyet Bayramı ikramiyesi de ne yazık ki çok düşük bir rakam belirlendiği için hüsran yaratmıştır. Ayrıca, AKP iktidarı tarafından düşük emeklilik aylığına mahkûm edildiği için çalışmak zorunda kalan yaklaşık 2 milyon emeklimiz kapsam dışı bırakılmıştır. Bu karar hangi vicdana sığar? Nisan ayından bugüne kadar maaşı artmayan emeklilerimiz gelen zamlar karşısında eridi bitti. Emeklerimiz her gün ağlıyor, isyan ediyor ama ne duyan var ne gören. Ülkemizi ne hâle getirdiniz, çok yazık. Emeklilerimiz aldığı maaşla bir hafta bile geçinemiyor. Canının çektiği meyveyi pazardan taneyle alamaz duruma getirdiğiniz emeklilerimiz için biraz olsun vicdanınız sızlıyor mu? Emeklerimiz ilacına ulaşamaz oldu. Bari emeklilerimizden "ilaç katılım payı", "muayene ücreti", "fiyat farkı", "reçete katılım payı" adı altında aldığınız ücretleri kaldırarak ilaca ulaşma imkânı sağlayın.

"Memur, işçi ve emekli vatandaşlarımızı enflasyonun olumsuz etkilerinden korumak ve refah seviyesini arttırmak da öncelikli olmaya devam edecek." diyorsunuz ama bu konuda yaptığınız hiçbir şey yok. 10 ila 20 bin lira arasında kiraya ne asgari ücret yetiyor ne memur maaşı. Anayasa'da "Vergi ödevi" başlıklı 73'üncü maddeyle her vatandaş vergi ödemekle yükümlü tutulmuş "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür." hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümle, herkesin kamu harcamalarına katkıda bulunmak üzere vergi ödemekle yükümlü olması ve yanı sıra, vatandaşların bu hükme göre yerine getireceği yükümlülüğün vatandaşın mali gücüne göre olması amaçlanmıştır. Hüküm açık ve nettir; vatandaşlar vergi ödeme güçleri dikkate alınarak vergi vereceklerdir "vergide eşitlik" ilkesinin gereği de budur ancak AKP iktidarı çalışanlarımızdan vergi değil, âdeta haraç almaktadır. Vergi dilimlerinde kamu çalışanlarının ücretlerine yapılan artış oranında artış yapılmadığı için verilen maaş artışlarından kaynaklı bir üst vergi dilimine geçen gelirleri sebebiyle daha çok vergi ödemek ve daha az maaş almak durumunda kalınmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun, ilave süre veriyorum.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Bu da kamu çalışanlarının alım gücünün her geçen gün biraz daha düşmesine yol açmıştır. Emekçilerin ücretleri gün geçtikçe erimiş ve erimeye devam etmektedir. "Sosyal devlet" ilkesi "adalet" ilkesi ile "vergi sisteminin adil olması" ilkesi çalışanlarımızın, ücretlerine göre, ödeme gücüne göre vergi vermelerini gerektirmektedir.

Bu bağlamda, tekrar etmek gerekirse; kademeli EYT düzenlemesi acilen çıkarılmalıdır. BAĞ-KUR'lu esnafımız için 7200 prim günü ve tescil sicil affı gecikmeden çıkarılmalıdır. Bayramlarda emeklilerin hesabına asgari ücret tutarında ikramiye yatırılmalıdır. Emeklilerimizin sağlık hizmetlerinde ödediği ilaç katılım payı, fiyat farkı, muayene ücreti kaldırılmalıdır. Emekli aylıklarındaki adaletsizlik giderilmeli, en düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olmalıdır. Maaşlardan kesilen vergi dilimleri maaş artışı oranında güncellenmelidir.

Bir diğer konuya dikkat çekmek gerekirse, Sayıştay raporlarını incelediğimizde Sosyal Güvenlik Kurumunun özellikle kamu kurumlarından olan alacaklarını tahsil etmediği veya edemediği görülmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Sarı, teşekkür ediyorum.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Bir dakika daha alabilirsek...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Sarı, toparlayın.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Yıllardır düzenlenen Sayıştay raporlarında bu konuda uyarılar yapılmasına rağmen hiçbir adım atılmamıştır. 2022 yılı Sayıştay Raporlarına baktığımızda SGK'nin mali dengesinin bozulmuş olduğunu görmekteyiz. Yıllardır Sayıştay raporlarına yansıyan bu durum çözülmemiş ve kara düzen yönetim anlayışı devam etmiştir. SGK prim ödemelerinin bu denli yükseldiği bir dönemde ne yazık ki açık her geçen yıl artmış, SGK'nin yönetimsizliği sebebiyle zararı yıllar geçtikçe büyümüştür. AKP iktidarı yoluyla batırılan SGK, devlet katkısıyla ayakta tutulmaya çalışılmaktadır.

Palyatif çözümler üretmek yerine sürdürülebilir, bütüncül çözümler üretmeliyiz. 1998-2022 yılları arasına ait olan SGK finansman açıkları ve devlet katkı faaliyetleri raporlarını incelediğimizde her geçen yıl finansman açığının artmış olduğunu görüyoruz. 2022 yılında SGK'nin finansman açığı rekor seviyeye ulaşmıştır, 39 milyar olmuştur. Görünen o ki zarar eden...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)