KOMİSYON KONUŞMASI

HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli komisyon üyeleri; herkesi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi ben de sunuma bir göz attım kitapçıktan -kendisini dinleyememiştim- işçi sağlığı ve iş güvenliğine dair, meslek hastalıklarına dair nasıl bir not var diye. "İş kazası ve meslek hastalıklarını önleme amaçlı yapay zekâ destekli tahminsel model uygulamasını geliştiriyoruz." şeklinde bir ibare gördüm. Burada işverene dair ne tür denetlemeler, yaptırımlar ya da işçi sağlığını önceleyen ne tür konular olduğuna dair şu tahminsel modelle ilgili açıkçası zihnimde herhangi bir şey şekillenmedi, önce öyle başlamak isterim.

Şimdi, çalışma hayatında işçi sağlığı, meslek hastalıkları maalesef ki ülkemizde neredeyse kenara itilmiş durumda, görmezden geliniyor. İşvereni bağlayıcı denetimler ve yaptırımlar çok yetersiz, sanki patron, iktidar, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, iş yeri hekimleri arasında zımni bir antlaşma var. Birçok iş yerinde uygun koruyucu önlemlerin neredeyse alınmadığı, bu önlemlerin işverene ve SGK'ye olacak olan maliyetinin öncelikli mesele olarak gözetildiği görülmekte ve doğal olarak en az tespitle ve çok az oranda iş gücü kaybı belirtilerek meslek hastalığı yokmuş gibi bir sonuç ortaya çıkarılıyor. Türkiye'de aslında büyük oranda çalışma koşulları çok ilkel ve gerekli standart önlemlerden yoksun. Asıl veriler açığa çıkarıldığında meslek hastalığından sorumlu tutulamayacak bir işverenin ülkede bulunması çok zor. SGK verilerine göre, Türkiye'de 2013 yılından bu yana meslek hastalıklarından kaynaklı ölüm vakası yok. İşçi sağlığı ve işçi güvenliğiyle ilgili ölümlerin üstünün örtüldüğü dikkat çekiyor. Uluslararası Çalışma Örgütüne göre, her yıl 1 milyon 200 bin kişi meslek hastalığına yakalanıyor. Dünya Sağlık Örgütü bunun 11 milyon kişi olduğunu söylüyor. Yakalanılan meslek hastalıklarından her yıl hayatını kaybedenlerin sayısı Uluslararası Çalışma Örgütüne göre 498 bin, Dünya Sağlık Örgütüne göre ise 700 bin; Türkiye'de ise SGK tarafından bu skala tutuluyor fakat meslek hastalıklarından kaynaklı -2013 ve 2022 arası verilere baktım- hiç ölüm vakası yok. Ölüm olmadığı ileri sürülmesine rağmen de 2013 ile 2018 yılları arasında yakınlarına meslek hastalığından dolayı ölüm maaşı bağlanmış olan 1.319 kişi var. Tabii, bu soru hemen aklımıza geliyor: Meslek hastalıklarına bağlı ölüm sayıları bilinmezken bu 1.319 kişi meslek hastalıklarına bağlı olarak nasıl maaşa bağlandı? Bakanlık sitesinde bu veriler yok, bu verileri, özellikle en azından son bir yılda olanları merak ettiğimi söylemek isterim.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, Türkiye'de yılda en az 2 bin kişinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği biliniyor. Uluslararası literatürde ise bu sayının 1 ile 12 katı kadar meslek hastalığından dolayı ölüm gerçekleşiyor; bu da ortalama en az 9 ile 10 bin arasında meslek hastalığından ölüme tekabül eder. Dünya Sağlık Örgütü ise kanser vakaları üzerinden bu sayıyı değerlendiriyor, diyor ki: "Mevcut kanser ölümlerinin yaklaşık yüzde 10'u kadar bir ülkede meslek hastalıklarından dolayı kansere yakalanarak ölen sayısı söz konusudur." En son verilere göre -2020- Türkiye'de 126 bin civarında kanserden ölüm gerçekleşmiş ve bu ölümlerin yüzde 10'u -yaklaşık 10 ile 12 bin- oranında meslek hastalığından ölüm olduğunu bize gösteriyor.

Bakınız, iş yeri hekimleri otosansür uyguluyorlar. İş yeri hekimlerinin işverenden maaş aldığını... İş yeri hekimleri "meslek hastalığı" tanısını koymak işverene maddi ve hukuki yükümlülük çıkaracağı için kendisine otosansür uyguluyor çünkü "meslek hastalığı" teşhisi koyan birçok iş yeri hekimi işinden olma tehdidiyle karşı karşıya. Bunun yanında, iş yeri hekimliğinin etkisini neredeyse ortadan kaldıran OSGB'ler var. OSGB'lerin kendileri de birer işletme ve büyük işverenlerden iş kapma telaşındalar. İş yeri hekiminin maruz kaldığı sorunlar başka şirketlere devredilerek ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. OSGB'ler eliyle işçi sağlığı alanı piyasaya açılmış, taşeronlaştırılmış ve hekim emeği sömürüsü artmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayın Sayın Bozdağ.

HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Şimdi, şöyle, aslında bir mesele var, bu pnömokonyozlarla ilgili, özellikle silika ve asbestosla ilgili; bundan da bahsetmek isterim ama zamanım çok dar. Tokat'ın Çamlıbel ilçesinde bir ayakkabı imalathanesinde meydana gelen bir olay var. Buradan dolayı belli rahatsızlıkları olan bir grup hastayla ilgili -biraz önce "tehlikeli" "az tehlikeli" ve "çok tehlikeli" sınıflarla ilgili bir bahisten geçildi fakat İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi ve emek meslek örgütlerinin maalesef ki önerileri dikkate alınmıyor- Türk Toraks Derneğinin bu konuyla ilgili bir uyarısı olmuştu, buradaki hasta grubunun yaşadığı sorunla ilgili olarak "tehlikeli" sınıfta görünmesinin yetersiz olduğu çünkü periyodik muayenelerinin bir yılla sınırlandırıldığı, bu sınırın üç yıla kadar çıkarılması gerektiği üzerine bir ibare vardı. Yine asbestosla ilgili olarak da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)