KOMİSYON KONUŞMASI

MEDENİ YILMAZ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Plan ve Bütçe Komisyonumuzun Değerli Başkanı ve üyeleri, Sayın Bakan, Bakan Yardımcıları ve değerli bürokratlar, basınımızın değerli mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

2024 yılı bütçemizin ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Ayrıca, Filistin'de ve Gazze'de yaşanan insanlık dramının, mezalimin bir an önce son bulmasını temenni ediyorum hepimiz gibi.

Şimdi, çok kıymetli görüşler ifade edildi. Tekrardan kaçınarak bir iki konunun altını hızlıca tekrar çizmek isterim. Tabii, bütçenin gelir-gider kalemleri, bunun içerisindeki sektörel paylar, bunlar çok sık bir şekilde dile getirildi. Ben buradan izninizle ülkemizin özellikle konumu itibarıyla tarım ve hayvancılığa çok elverişli bir ülke olması bakımından hak ettiği konumda olmadığının tekrar altını çizmek istiyorum; arkadaşlarımız, sayın milletvekillerimiz değindiler. Tarımda ithalat ve ihracat kalemlerine baktığımızda hak ettiğimiz bir konumda olmadığımız gerçeği önümüzde duruyor. Tabii, burada maliyet artışlarının, girdi maliyetlerinin çok yüksek olması bir başka konu ama bir başka konu daha var, o da ülkemizde şu anda nüfus hareketlerinin tarım ve hayvancılık aleyhine geliştiğini de ifade etmek isterim. Bundan otuz-kırk yıl önce ülkemizde köylü-şehirli oranı aşağı yukarı -yanlış hatırlamıyorsam- yüzde 65'e 35 köyde yaşayanlar lehineyken şu anda yüzde 20'ye 80 aleyhine dönmüş durumda yani köylerimiz boşaldı yani tarımla uğraşan insanımızın sayısı azaldı; bu birincisi. İkincisi: Köylerde yaşayan genç nüfus da azaldı, bu da başka bir handikap. Eğer rakam doğruysa -geçtiğimiz günlerde bir yerde dinledim- şu anda köylerde yaşayan nüfusun yaş ortalaması yaklaşık 58 olarak ifade edildi; bu da tarımda ne kadar sıkıntılı bir durumda olduğumuzu gösteren başka bir parametre. Sadece bu mu? Değil. Tarımın birçok kaleminde maalesef, biraz önce söylediğim gibi, girdi maliyetleri çok yükseldiği için artık tarımsal üretimden insanlarımız büyük ölçüde vazgeçti; bu da dışardan gıda ithalatına mecbur kaldığımız bir sonucu bizim önümüze koydu. Buradan hareketle birçok örnek verebilirim ama izninizle -daha önce değinilmediği için veya ben kaçırdım, bilmiyorum- şeker konusuna değinmek isterim.

Hatırlayacaksınız, bu yıl belki yıllar sonra ilk defa ülkemiz 400 bin ton civarında şeker ithal eden bir ülke oldu ki şeker ithalatı çok uzun süredir ülkemizin gündeminde yoktu; tam aksine, şeker ihraç eden bir ülkeydik, 25 tane şeker fabrikamız var. Tabii, hinterlandı son derece geniş, sağladığı katma değeri çok yüksek olan bir sektör; tarıma dayalı bir sanayi kolu. Burada, milyonlarca pancar çiftçimizin ailece yaptığı tarımdan, ailelerini geçindirmesinden tutunuz da küspesiyle hayvancılığa sağladığı katkı, melasıyla ülkedeki mayacılık ve alkol üretimine ana ham madde olarak sağladığı katkı, nakliye esnafının özellikle çok önemli bir iş sahası olması; bunun yanında, daha sayamayacağımız birçok faydası olan bir sektörken şu anda içinde bulunduğu durum, ülkemizin çok önemli bir sektörünün maalesef arzu edilen düzeyde olmamasıdır. Bu konuda değerli Bakanımızın ve bürokrasinin dikkatini çekmek isterim çünkü biz, özellikle finans sıkıntısı çektiğimiz bir dönemde Sayın Bakanım, 400 bin ton şeker ithal ederek yaklaşık 350 milyon dolar para vermek zorunda kaldık; bu, üretim fazlası olan bir ülke için kabul edilebilir bir rakam değildir diye düşünüyorum.

Aynı şekilde, narenciye çiftçimizin de üreticilerimizin de bu konuda büyük sıkıntı çektiğini, sıkıntılı bir süreç yaşadığını ifade etmek isterim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave bir dakika süre vereceğim, toparlayın lütfen.

MEDENİ YILMAZ (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Küçük esnaflarımızın durumu ifade edildi, ben de tekrar altını çizmek istiyorum; bu konuda mutlaka tedbirin alınması gerekiyor. Mahalle bakkalı, mahalle kasabı aynı zamanda kültürümüzün bir parçası iken şu anda maalesef yok olan bir sektör hâline geldi; bunu hepimiz çok yakından izliyoruz.

İfade edildi, önemine binaen tekrar altını çizmek isterim. Ülkemiz maalesef uyuşturucu trafiğinin bir durağı hâline gelmiş durumda. Bununla ilgili çok ağır müeyyidelerin, ağır cezaların mutlaka getirilmesi gerekiyor çünkü insan sağlığına, insan hayatına, toplum yaşamına ve sosyal barışa son derece olumsuz etki oluşturan bir alan; iktidarın, Hükûmetin bu konuda mutlaka çok daha katı ve ciddi tedbirler alması gerekir diye düşünüyorum.