KOMİSYON KONUŞMASI

RESUL KURT (Adıyaman) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, basınımızın değerli temsilcileri, kıymetli hazırun; herkesi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, asrın felaketi 6 Şubat depremi, ekonomik yükü oldukça ağırlaştırmıştır. Felaketin büyüklüğünü anlayabilmek için 680 bini konut, 170 bini ticari alan olmak üzere toplamda 850 bin bağımsız alan kullanılamaz hâle gelmiştir. Bu rakamlar Avrupa'daki kimi ülkelerin toplu konut ve ticari alanlarından çok daha fazladır. Depremin ilk anından itibaren Cumhurbaşkanımızın talimatıyla hem partimizin hem milletvekillerimizin tamamı deprem bölgesinde uzun bir süre bulunmuş ve depremin ilk anından itibaren de vatandaşlarımızın hizmetinde olmuştur. Yine, kamu görevlilerimiz, kamu personelimiz de bu süreçte tüm imkânlarını faaliyete geçirmek suretiyle vatandaşımızın ihtiyaçlarının karşılanmasına yoğun bir çaba harcamıştır.

Başta memleketim ve seçim bölgem Adıyaman olmak üzere, deprem bölgesinde konut ve ticari binaların yapımı hızla devam etmektedir. 2024 yılı bütçemizde sermaye giderleri için 787,9 milyar lira, sermaye transferleri için 649,7 milyar lirası afet konutlarının yapım giderlerinde kullanılmak üzere yine çok önemli bir bütçeye ödenek tahsis edilmiştir. Deprem bölgemize tahsis edilen ödenek, bütçemizin yüzde 14,4'üne denk gelmektedir. 6 Şubat asrın felaketinden en çok etkilenen bölgelerden birisi olan Adıyaman'ımız da dâhil olmak üzere depremin ülke ekonomisine maliyeti en az 104 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a deprem bölgesine verdiği destek, önem için vatandaşlarımız adına teşekkürlerimi sunuyorum.

Ülkemizin dünya genelinde mal ticaretinden aldığı pay 2000'li yıllarda binde 4 düzeyindeyken, 2021 yılında ilk kez yüzde 1'in üzerine çıkmış, 2022'de de artışını sürdürmek suretiyle yüzde 1,02 olmuştur. Turizm geliri, tarım, sanayi başta olmak üzere hem ihracat hem de bu kapsamda üretimden kaynaklanan önemli girdiler elde edilmiş ve ihracatımız artması hasebiyle de cari işlemler dengesine olumlu yansımaları olmuştur. Malumlarınız, bir ülkenin bir ekonomisi üretimle, yatırımla, istihdamla ve ihracatla artar. Eğer çok önemli yer altı maden zenginlikleriniz yoksa ya borçlanma yoluyla ya para basmayla veyahut da vergileri artırmak suretiyle harcamalarınızı finanse edersiniz. Dolayısıyla bizim tercihimiz her zaman üretim, istihdam, yatırım ve ihracatın desteklenmesi noktasındadır.

2022 yılı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de küresel ölçekte Covid-19'dan etkilenilmesine dayalı olarak bir ihracatta düşüş senesi olmuştur. 2020'de 170 milyar dolar olan ihracatımız hızla iyileşerek Covid sonrasında 254 milyar doları geçmiştir. 2023 yılında da bunun çok çok üzerinde bir rakam beklediğimizi belirtmeliyiz.

Rusya-Ukrayna savaşı, tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklar, küresel enerji ve gıda fiyatlarındaki artışa dayalı olarak meydana gelen olumsuzluklar; büyümeyi destekleyici politika ve tedbirler ülkemizin bu etkilerden en az şekilde hasar görmesini sağlamıştır, iktisadi faaliyet canlılığını sürdürmüştür. Bir yandan hem kuzey hem güney komşularımızda yaşanan ağır kriz ve savaş ülkemizi de olumsuz yönde etkilemiştir.

Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken hayat pahalılığının yol açtığı zorlukları telafi edecek gerekli politikaları da uygulamaktan vazgeçmiyoruz. Yılın ilk yarısında net 220 bin kişilik istihdam artışı sağlanmış olup 2023 yılı genelinde ekonomideki canlılığın sürmesiyle yıl sonu itibarıyla istihdamdaki artışın 900 bin kişiyi aşarak işsizlik oranının yüzde 10'a düşmesini ve 2024 yılında da yüzde 10 civarında seyretmesini bekliyoruz. Enflasyonun dünya genelinde bir sorun hâline geldiği son yıllarda makroekonomik ve finansal istikrarı kalıcı bir şekilde güçlendirmek gerekmekte olup buna yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

Benim doktora tezim ücretlerin vergilendirilmesi konusunda ve ücretlerin vergi dışı bırakılması noktasında da hep bir hayalim vardı. 2022 yılı başından itibaren -bu, Türkiye için önemli bir reformdur- asgari ücrete kadar olan ücretlilerin vergileri alınmamaktadır, hem gelir vergisi hem damga vergisi istisna edilmiştir. 2023 yılında emekçilerden, çalışanlardan alınmasından vazgeçilerek istisna edilen gelir vergisi 371 milyar Türk lirası, damga vergisi de 21,5 milyar Türk lirası olmak üzere toplam 392,5 milyar Türk lirasıdır. 2023 yılı Ocak ve Temmuz aylarında dönemsel zamma ilave olarak oransal ve seyyanen artış yapılarak en düşük devlet memuru aylığı 22.017 liraya yükseltilmiştir. 2023 yılında en düşük memur maaşındaki artış oranı yüzde 141,8; ortalama memur maaşındaki artış oranı ise 128,8 olmuştur. 2002 yılı Aralık ayı ile 2023 yılı Ekim dönemine baktığımızda en düşük memur maaşındaki reel artış yüzde 192'ye, ortalama memur maaşındaki reel artış ise yüzde 125'e ulaşmıştır. Türkiye'de yüzde 5,5'lik büyüme hızıyla OECD ülkeleri ortalaması olan yüzde 2,9'un üzerinde bir büyüme oranına ulaşılarak on üç yıllık kesintisiz büyüme sürdürülmüştür. 2020-2022 döneminde dünya ekonomisi kümülatif olarak yüzde 7 büyürken Türkiye ekonomisi yaklaşık yüzde 20 büyümüştür.

Bu çerçevede, sosyal güvenlik reformunun hayata geçirilmesiyle birlikte özellikle emekçilerin, emeklilerin sağlığa ve sosyal güvenliğe ulaşmasında büyük bir ilerleme kaydedilmiştir. 2007 yılında, elbette ki AK PARTİ'nin 2002'de iktidara gelmesiyle birlikte başlayan iyileşme dönemi sosyal güvenlik reformuyla birlikte, tek çatının hayata geçirilmesiyle birlikte önemli bir ivme kazanmıştır. Eski dönemde ilk defa BAĞ-KUR'lu olan bir sigortalının sağlık yardımlarından faydalanması için sekiz aylık bir bekleme süresi var iken, tekrar yeniden BAĞ-KUR sigortalısı olanlar için dört aylık bir bekleme süresi var iken, SSK'lilerde kendileri için doksan, eş ve çocukları için yüz yirmi gün bekleme süreleri var iken bu, memur, işçi, BAĞ-KUR'lu ayrımı ortadan kaldırılarak tüm çalışanların otuz günlük bir bekleme süresinden sonra sağlığa ulaşması sağlanmıştır.

Elbette Sosyal Güvenlik Kurumunun en önemli gelir kaynağı primlerdir. Sosyal güvenlik sistemi nesiller arası dayanışma sistemidir. Dolayısıyla sosyal güvenlikte ödenen prim matrahları arttıkça kişilerin hem çalışırken, hastalıkları döneminde veya doğum yaptıkları dönemde aldıkları geçici iş göremezlik ödenekleri hem de bir iş kazasına maruz kalmaları döneminde aldıkları, alacakları sürekli iş göremezlik gelirleri buna göre yüksek oranda belirlenmektedir.

Değerli katılımcılar, Kıymetli Başkanım, Komisyonumuzun kıymetli milletvekilleri; ne kadar yüksek prim ödenirse emekli aylığı da buna bağlı olarak artmaktadır. Şöyle sanki bütün emekliler 7.500 lira emekli aylığı alıyormuş gibi hep 7.500 lira üzerinden bir değerlendirme yapılıyor. Sosyal güvenlik sistemi, ödenen primlerin karşılığında alınan bir emekli aylığı veya sosyal sigorta haklarına bağlıdır. Dolayısıyla 30 bin lira, 40 bin lira emekli aylığı alan vatandaşlarımız olduğu gibi, 20 bin lira alan da vardır, 10 bin lira alan da vardır, en düşük de 7.500 liradır. Hiçbirimiz 7.500 liranın yüksek olduğunu söyleyemeyiz, hiçbirimizin bu anlamda "7.500 lira bütün vatandaşlarımız için uygundur." demesini bekleyemeyiz ama herkes de 7.500 lira almıyor; 10 bin alan var, 20 bin alan var, sizin gibi 50 bin, 60 bin alan var. Dolayısıyla vatandaşlar ödediği...

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - 8 milyon alıyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Zeybek, hatibin insicamını bozmayalım lütfen.

Sayın Kurt, devam edin lütfen.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Aylık bağlama oranından haberi yok, konuşuyor.

RESUL KURT (Adıyaman) - Sen çok iyi biliyorsun.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yüzde 70'ten yüzde 30'a düşürdünüz.

RESUL KURT (Adıyaman) - Ben bilgimin zekâtını versem var ya, bilgimin zekâtını...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sana yakışan cümleyi kur.

RESUL KURT (Adıyaman) - Bilgimin zekâtını versem yeter.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Seni kutlarım, ne seviyeli milletvekilisin, bir de doktora tezi yapmışsın!

RESUL KURT (Adıyaman) - Bak, yanındaki arkadaşlarına sor, sen...

Çok güzel, çok güzel, çok güzel.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yüzde 70'ten yüzde 30'a düşürmediniz mi aylık bağlama oranını?

RESUL KURT (Adıyaman) - Değerli Başkan, çok kıymetli hazırun; Sosyal Güvenlik Kurumunun 2023 yılında...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar... Sayın Kurt, bir müsaade edelim. Değerli arkadaşlar...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 2008 yılında çıkardığınız kanunla yüzde 70'ten yüzde 30'a düşürmediniz mi aylık bağlama oranını?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gürer, bir saniye...

RESUL KURT (Adıyaman) - Şimdi ağzımı açacaksın bak, şimdi konuşacağım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gürer, Sayın Kurt; bir saniye, bir müsaade edin.

Değerli arkadaşlar, burada bütçe müzakereleri...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Hikâye anlatma.

RESUL KURT (Adıyaman) - Sen boş konuşuyorsun, bir şey bildiğin yok, dünyadan haberin yok.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Senin gibi haberli arkadaşlar yüzünden biz habersiz kalıyoruz.

RESUL KURT (Adıyaman) - Tabii, bak, ben şimdi haber vereceğim sana; anlayacaksın, öğreneceksin.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Allah yokluğunu göstermesin, iyi ki gelmişsin, hoş gelmişsin. Senden çok şey öğreneceğiz! Bravo!

RESUL KURT (Adıyaman) - Teşekkür ederim, sen de hoş geldin, şeref verdin. Sana da teşekkür ediyorum.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bir de tez yazmışsın, çalışanların ne hâlde olduğundan haberin var mı?

RESUL KURT (Adıyaman) - Senin haberin var.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Fabrikada işçilik mi yaptın hayatında?

RESUL KURT (Adıyaman) - Tabii, senin çok haberin var.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Biz oradan geliyoruz, tarladan, fabrikadan geliyoruz; aramızda fark var.

RESUL KURT (Adıyaman) - Senin hangi tarladan geldiğini ben bilmiyorum ama ben gerçekten tarladan geliyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bir müsaade eder misiniz bana.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sen yukarıdan geliyorsun, biz aşağıdan geliyoruz.

RESUL KURT (Adıyaman) - Gel, tarlaya götüreyim, gör, bak, gel. Sevgili kardeşim...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sen tarla sahibisin, ben tarla çalışanıyım, farkımızı anlayın. Ben tarım işçisiyim, sen patronsun.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gürer, bir müsaade edin.

Sayın Kurt, bir durun.

Şimdi, komisyon müzakerelerinden sonra beraber buluşun, bir Niğde'ye gidin, oradan bir Adıyaman'a gidin. Yarın da ben size yoklamayla alakalı esneklik göstereceğim, problem yok. Tamam mı?

RESUL KURT (Adıyaman) - Niğde'ye mi gidiyoruz Başkanım?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Önce Niğde'ye, otoban var, Urfa'ya kadar gidiyor zaten, oradan Adıyaman'a uğrarsınız.

Değerli arkadaşlar, ya, burada görüşlerimizi, kanaatlerimizi bildirelim. Biz bilgilerimizin... Herkesin bir alanı var; Ömer Bey'in farklı bir alanı var, Resul Bey'in farklı bir alanı var. Ya, böyle birbirimizi incitici ifadeler kullanmayalım, dikkat edelim değerli arkadaşlar ya. Sonra birbirimizin yüzüne bakacağız. Gerek yok, hepsi gelip geçiyor, hayat kısa.

RESUL KURT (Adıyaman) - Ben laf atmadım Sayın Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Tamam, bir şey demiyorum değerli arkadaşlar.

RESUL KURT (Adıyaman) - Yani ben cevap vermek zorunda kaldım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kurt, biz kanaatlerimizi belirtelim, ara sıra böyle tansiyon yükselir ama bunu sürdürmemek lazım.

Dediğim gibi, hepimiz Anadolu'nun farklı farklı yerlerinden gelmişiz, kimse fil dişi kulelerden gelmemiş. Dolayısıyla, arzu eden, isteyen birbirinin köyünü ziyaret edebilir, tarlasını ziyaret edebilir, şu an sonbahardayız; burada bir itirazımız yok, kim daha iyi çalışıyor tarlada öbürüne gösterir ama bu bütçe müzakerelerini bir insicam içerisinde lütfen götürelim.

Sayın Kurt, sizin sürenizi tekrar açıyorum, orada birkaç dakikalık kaybınız var, ilave süreye ihtiyacınız olursa vereceğim.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.

RESUL KURT (Adıyaman) - Sayın Başkan, Kıymetli Komisyonumuzun milletvekilleri; Sosyal Güvenlik Kurumu nesiller arası dayanışmaya göre topladığı primlerle harcamalarını karşılar dedik. 2023 yılında 1 trilyon 476 milyar lira bir prim geliri bekleniyor; giderler 2 trilyon 204 milyar lira -sigortayla ilgili, sağlıkla ilgili toplam rakam 2 trilyon 204 milyar- bunun 1 trilyon 442 milyar lirası sigorta gideri, 544 milyar lirası sağlık gideri; bütçeden yapılan transfer 909 milyar yani devletimiz topladığı primlerin üzerine 909 milyar lira daha ilave ederek Sosyal Güvenlik Kurumunun sağlık ve sigorta giderlerine katkıda bulunmuştur. 2024'te ise 2 trilyon 521 milyar liralık bir prim geliri bekleniyor; yine, 3 trilyon 686 milyar liralık bir toplam gider öngörülüyor; sigorta giderlerinin 2 trilyon 670 milyar, sağlık giderlerinin 851 milyar, bütçe transferinin 1,5 trilyon lira civarında olması bekleniyor.

Değerli katılımcılar, yine, özellikle bütçede askerî harcamalara yönelik de bir eleştiri vardı, Sezai hocam söylemişti. NATO kriterlerine göre ülkelerin yüzde 2 hedefini tutturması gerekiyor yani NATO diyor ki: "Sizin harcamalarınızı yüzde 2'ye göre ayarlamanız lazım, savunma harcamaları gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 2'si kadar olmak zorunda." Yunanistan 2022 yılında gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 3,86'sını savunma harcamalarına ayırmıştır, Amerika Birleşik Devletleri yüzde 3,45'ini, Fransa 1,88'ini, Macaristan 1,82'sini, yine, Türkiye gayrisafi yurt içi hasılanın 1,36'sını yani yüzde 2'nin neredeyse yarısına yakın bir rakamını savunma harcaması olarak burada ayırmıştır. Dolayısıyla henüz gayrisafi yurt içi hasıla... Komşularınızla kıyasladığınız zaman, kuzeyinizde, güneyinizde ciddi sıkıntılar var; dört bir tarafta savunma harcaması yapmamızı gerektiren coğrafik durumlar var. Yunanistan gayrisafi yurt içi hasılasının 3,86'sıyla ve bunun çok daha üzerinde borçlanmalar yapmak suretiyle ülkemizi tehdit ederken Türkiye'nin de haklı olarak bu anlamda savunma harcamalarına ayırması son derece doğaldır. Yine, PKK-PYD terör örgütlerine özellikle Amerika Birleşik Devletleri tarafından on binlerce konteyner, silah, mühimmat verilirken, buradaki PKK-PYD terör örgütü üyelerine lojistik ve eğitim destekleri verilirken tabii ki Türkiye'nin de bölgede gerekli savunma harcamalarını yapması doğaldır.

Kıymetli Başkanım, güven ve istikrar ortamında akılcı adımlarla enflasyonu yeniden tek haneye indirecek, halkımızın alım gücünü artıracak politikaları uygulamaya devam edeceğiz.

Bu şekilde, sözlerime son verirken kıymetli hazırunu saygıyla selamlıyorum.