KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, öncelikle hoş geldiniz tekrardan, yeni görevinizde de başarılar diliyorum, hayırlı uğurlu olsun.

Şimdi, aslında On İkinci Kalkınma Planı bize neyi söylüyor zımni olarak? İçinde yazmayan ama bence en önemli şeylerden biri: Bugüne kadar elinizde imkânlar olduğu hâlde yapmadıklarınızın reçetesini sunuyorsunuz. Yani bütün hedeflerinize baktığımız zaman insanın şu soruyu sorası geliyor: İşte, yirmi iki yıldır iktidardasınız, peki, bunları yapmaktan sizi alıkoyan neydi, niye bütün bu hedefleri gerçekleştirmediniz? Ve şimdi On İkinci Kalkınma Planı'nın hedeflerine, örneğin hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hak ve hürriyetlerin güçlendirilmesini koymuşsunuz.

Bugün, Türkiye'de yaşayan her yurttaşın en temel sorun başlığı olarak öne çıkardığı meselelerden biri aslında güven sorunu. Neden? Çünkü bu ülkede -çok açık ve net söyleyelim- hukukun üstünlüğü yok, demokrasi askıda, hatta bizim açımızdan -bir ileri şeyi söyleyelim- Anayasa'nın askıda olduğu bir anayasasızlık süreci yaşıyoruz ve bütün bunlar sizin Hükûmetinizde oluyor ama siz kalkınma planına bunu bir hedef olarak koymuşsunuz. O zaman niye bunu hemen, şimdi gerçekleştirmiyorsunuz; iktidardasınız, Meclis çoğunluğu sizde, bunun önünde nasıl bir engel var diye insan sormak istiyor.

Diğer bir mesele, hedeflerinize baktık. Şimdi, çok uzun projeksiyonlar yapmışsınız, kısa, orta, uzun vadeli ama 2053 vizyonuna uygun olarak 2053'e kadar bir projeksiyon yapmışsınız ve orada Türkiye'nin büyüyen 10 ekonomiden biri olması gibi de bir hedefiniz var. Şimdi, bütün bu büyüme ve kalkınma meselesinin temel bir parametresi var Sayın Başkan, siz çok daha iyi bilirsiniz. Bir ülkede eğer demokratik değerler yoksa; yürütme, yasama, yargı erkleri ayrı değilse, insanlar en temelde mal ve can güvenliklerini koruyamıyorlarsa ya da buna dair kaygılar varsa örneğin bu nasıl olacak? Türkiye'nin şu anda içerisinden geçtiği en büyük meselelerden biri çoklu krizler yani bir taraftan ekonomik kriz yaşıyoruz, bir taraftan çok ciddi bir sosyal kriz var ve buna eşlik eden aslında farklı krizler de var. Bütün bu krizlerin temelinde aslında bu ülkedeki demokratik değerlerin her geçen gün aşındırılması ve yerine ne yazık ki antidemokratik uygulamaların ikame edilmesi olduğunu görüyoruz.

Şimdi, kentlerle ilgili şeyler koymuşsunuz, çok çarpıcı. Demişsiniz ki örneğin; liyakat, kurumsal yapı vesaire... "Katılımcı, şeffaf ve mali yapısı sağlam yerel yönetimlere öncelik verilecek." Sayın Başkan, bu ülkede Halkların Demokratik Partisine ait olan belediyeler şu anda kayyumlar eliyle yönetiliyor ve bugün yönetilmiyor bakın, 2016'dan beri bir kayyum uygulaması var ve ne yazık ki bu bir rejim hâline geldi. Siz buraya getirip On İkinci Kalkınma Planı'nızda işte "Yerel yönetimlere öncelik verilecek, mali yapısı güçlendirilecek, şeffaf hâle getirilecek." demişsiniz. Peki, bütün bunları yaparken örneğin şöyle bir başlık koymayı düşündünüz mü Sayın Başkan? Bunlara giden yol yani bu katılımcı, şeffaf bir yerel yönetim yapısının oluşturulması için öncelikle halkın iradesinin tecelli etmesi gerekiyor. Tecelli eden halk iradesine bir yönetim mekanizmasının el koymaması gerekiyor. Bugün düşünelim, biz Meclisteyiz. Biz Meclise bir darbe yapıldığında bunu darbe olarak ifade ediyoruz değil mi çünkü hepimiz seçilmişiz, halkın temsilcileriyiz. Peki, yerel yönetimlerdeki kayyum meselesi de aslında aynı zamanda bir gasp değil midir? Seçilmiş bir halk temsilcisinin iradesine el koymak değil midir? Bu soruyu özel olarak sormak istiyorum. Şimdi, bu, sizin kalkınma hedeflerinizle örneğin ne kadar uyumlu Sayın Başkan? Bu kalkınma hedeflerine bir kayyum rejimi altında, kayyum politikalarını devam ettirerek, bu kayyum rejimini kalıcı hâle getirerek örneğin nasıl erişebilir Türkiye? Erişme imkânı var mıdır örneğin? Bunu sormak istiyoruz.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Teröre karşıyız, terörü lanetliyoruz.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Şimdi, oradan arkadan bir şeyler söylüyorlar "terör" vesaire. Şimdi, bunların her biri yani bu gerekçelendirme, hukukun üstünlüğü, demokrasiyi askıya alma, örneğin en temel hak olan, yurttaşlık hakkı olan seçme seçilme hakkının gasbedilmesini işte bir paranteze sıkıştırırsanız siz, bir terör parantezine sıkıştırırsanız o zaman o ülkedeki ne mevcut durumu koruyabilirsiniz ne de gelecek vizyonu açısından bir yere varma şansınız olmayacaktır. Onun için, biz, bir an önce bu kayyum yönetimine ilişkin en azından bu kalkınma planında nasıl bir öngörünüz olduğunu duymak istiyoruz Sayın Başkan. Önümüzde 2024 yerel yönetim seçimleri var ve çok uzun süredir bu belediyeleri, halkın belediyelerini valiler, kaymakamlar bir şekilde yönetiyorlar; halkın belediyeleri olmaktan çıktı. Ne yazık ki siz orada kayyumu bize karşı aday gösterdiniz. Bakın, Diyarbakır kayyumunun...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Sayın Başkan, tamamlayacağım.

OTURUM BAŞKANI İSMAİL FARUK AKSU - Teşekkür ederim.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Bir iki dakika daha istiyorum, herkese verilmişti, tamamlayayım.

OTURUM BAŞKANI İSMAİL FARUK AKSU - Tamamlayın lütfen.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim.

Diyarbakır kayyumunu karşımızda aday yaptınız; bakın, ezip geçtik. Yani "ezip geçtik" derken siyaseten söylüyorum bunu, seçim anlamında. Yani demek ki bu halk kayyum rejimini kabul etmiyor, demek ki bu halk hukuksuz olan kayyumu desteklemiyor. Şimdi, yeni bir dönem başlıyorsa, gerçekten 2053'e kadar projeksiyonlar yapıyorsanız, ilk 10 ekonomiye girmek istiyorsanız, ülke olarak girmek istiyorsak bunun yolu demokratik bir yönetim değil midir, halkın iradesini tanımaktan geçmez mi Sayın Başkan? Bu soruları özel olarak sormak istiyorum.

Bir de hâlihazırda burası bir tarım ülkesi -demin bir vekilimiz de söyledi- gerçek anlamda buna dair bir politikanın oluşturulması lazım. Ben Kars Milletvekiliyim, hayvancılık bitme noktasına gelmiş, tarım bitme noktasına gelmiş ürün çeşitliliğinde de üretimde de. Herkes kentlere göç ediyor ve ucuz iş gücü olarak çalışıyor, üreten nüfusumuz yok oluyor. Bu gerçek bir gıda riski oluşturuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Gıda güvenliğinde bunun çok temel sorun olduğunu da tekrar ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim.