KOMİSYON KONUŞMASI

ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, çok değerli Komisyonumuzun üyeleri, değerli basın mensuplarımız, bürokratlarımız; öncelikle İçişleri Bakanlığı bütçemizin ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini diliyorum. Bu vesileyle, barışı koruma, milletin güvenliğini sağlama adına görev yaparken şehit düşen güvenlik kuvvetlerimize rahmet diliyorum, yaralı olanlara şifalar diliyorum.

Tabii, son dönemde devam etmekte olan operasyonlar, aslında, bugün, Bakanlık bütçemizin hemen hemen tüm tartışmalarının içerisinde en çok konuştuğumuz konulardan bir tanesi oldu. Ben, bu vesileyle bu konudaki kanaatlerimi ifade etmek isterim.

Değerli milletvekillerimiz, Sayın Bakanımız, AK PARTİ Kürt meselesinde aslında, sadece 1990'ların güvenlikçi devlet algısını değil, belki çok uzunca zamandır bu ülkede sadece Kürtlerle ilgili değil, hemen hemen mütedeyyin vatandaşlarla, Alevilerle ya da gayrimüslim unsurlarla yaşadığı sıkıntıları çözme adına, aslında ayrıştırıcı bir dili değiştirme adına önemli adımlar altmış bir siyasi hareket. AK PARTİ, her vatandaşın, ırk, din, dili ayrımı gözetmeksizin bu devletin içerisinde kendisine yer bulma, kendisini ifade etme imkânını sağlamış bir siyasal hareket.

Tabii, ekonomik olarak bölgenin gelişmesinin dışında, özellikle doğu, güneydoğuda eğitimden ulaşıma, tarımdan sanayiye, dış ticaretten bölgesel ticarete her türlü adımlar Hükûmetimiz döneminde atıldı. AK PARTİ, ülkenin sulhu için her yolu denedi, kararlı adımlar attı, sulh için politikalar geliştirdi, bunu, millî birlik ve kardeşlik sürecinden bölgesel kalkınma projelerinden, küresel yatırımlardan da anlamak mümkün. Fakat bugün başka bir noktadayız. Bugün aslında AK PARTİ politikalarından dolayı PKK varoluşsal olarak anlam kaybı yaşıyor, bundan dolayı da en çok zulmü Kürt halkına yapıyor. Meseleleri değerlendirirken zaman zaman muhalefet partisi milletvekillerimiz şöyle bir değerlendirme yapıyorlar: Örneğin, "Esad'la eskiden dosttunuz -yani çok lineer bir bakış- şimdi düşman oldunuz." Ya da eskiden şöyle bir...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Canciğer kuzu sarması" diyoruz, "dost" demiyoruz.

ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Evet.

Şöyle bir başka söz: "Açılım süreci başlatmıştınız, şimdi başka bir yerdesiniz."

Devlet aklı, önünüze çıkan her meselede -ilkeler içerisinde- her yeni durumda...

NURİ OKUTAN (Isparta) - Terör örgütüyle de mi ittifak kuracağız?

ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Hayır, Esad'dan bahsediyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Neyse, o şimdi Naci Bey'i dinlemediği için...

ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - ... yeni ittifaklara -eğer bölgenizde farklı farklı gelişmeler varsa- ya da yeni pozisyonlara iter sizi, devlet olmanın gereği bu. Yani bir devletle nasıl tarihsel olarak her zaman kavga etmiyorsanız, her dost olmuyorsanız...

BAŞKAN - "Aklınız yetiyor" derken... "Aklınız yetiyor" mu dediniz, "aklınız yeterse" mi dediniz, ben öyle mi anladım?

ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Hayır, hayır, "ilkeleriniz var ise" dedim.

BAŞKAN - Pardon.

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Devlet için söylüyor, bir sataşma konusu olmasın.

ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Yani bir bakış açısıyla tazelersiniz süreçlerinizi, politikalarınızı da tazelersiniz.

Bugün yeni bir süreç var bölgemizde. Tabii, bölgemizdeki süreç sadece bizi dışarıda değil, içeride de etkiliyor hiç kuşkusuz. PKK saldırılarını, başlayan saldırıları çerçevemizde yaşanan gelişmelerden bağımsız düşünmek mümkün değil. PKK Suriye'deki istikrarsızlığın ve orada yaşanmakta olan çatışmaların getirdiği bir okumayla Türkiye'yi Suriye olarak algıladı, AK PARTİ'yi de aklınca bir terör örgütüyle uluslararası arenada yan yana getirmeyi düşünüp fakat gerçeklik duvarına toslayıp aslında olmayan politikasında başka bir yere savrulmuş oldu.

Tabii, bunu yaparken en kalleşçesi, Kürt şehirlerini yaşanmaz kıldı. Örgütün demirlediği yer öz yönetim kamuflajı altında kurtarılmış bölge inşa etmeyi amaçlayan kanlı hendek taktiği oldu ve kendi ütopyasını Kürtlere ve Türklere en faşizan şekilde dayatmak oldu. Hiç kuşkusuz, devletimiz, milletimiz, bölgedeki vatandaşlarımız böyle bir faşizan dayatmaya müsaade etmedi, etmeyecektir diye düşünüyoruz. Fakat bugün tek mesele aslında PKK terörü de değil, aynı zamanda diskurları oldukça debdebeli, zihinleri spekülatif, ağır genellemeler eşliğinde doğrunun, barış tanımının ya da gerçekliğin kendi tekellerinde olduğunu düşünen, algılayan bir muhalefet anlayışı diye düşünüyorum.

Birileri, çok kültürlülüğü içselleştirmiş halkı anlamak yerine halkın arasına nifak koymak için, toplumun uzlaşını kaybettirmek için, farkları durmadan çatışma gibi yorumladıkları için aslında çok kültürlülüğe düşman diye düşünüyorum. Bu noktada hiç kuşkusuz devletimizin, güvenlik güçlerimizin ve diğer aygıtların da bu operasyonlarda hukuka olan saygısı, sivillerin zarara uğramaması adına alacağı önlemler çok hayati. Bu noktada eğer bir spekülasyon var ise, iddialar var ise bunları araştırması ve sonunu getirmesi gerekir diye düşünüyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum.