KOMİSYON KONUŞMASI

YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlar; Disney Plus'ın Atatürk dizisini yayınlanmama kararıyla ilgili; yani dizinin sansür edilmesiyle ilgili ilk andan itibaren partimizin yetkilileri konuya ilişkin açıklamalar yaptı. Bugün de Sayın Tuncay Özkan grubumuz adına değerlendirmeler yapmış oldu.

Dezenformasyon yasası daha çok tartışılacak. Açıkladığımız her çekince yeni bir tartışma açacağı için sadece bu cümleyle yetinerek geçmek istiyorum.

Hatay'da depremle ilgili toplantıya grup olarak katılacağımızı Tuncay Bey belirtmiş oldu ama ben de bir iki cümleyle ilave yapmak istiyorum. Şöyle ki: Biz ilkokul 4'üncü sınıftan itibaren depremi okumaya başladık. Ortaokulda ve lisede deprem daha yoğunluklu olarak öğrendiğimiz konu oldu yani bir yer hareketi oluyor, insan ondan etkileniyor; yer hareketi, insan bundan nasıl korunacak; bunları okuya okuya ben de sonunda bir fiziki coğrafyacı oldum, fiziki coğrafyayı tercih eden ve jeomorfolog olarak mezun olan bir üniversiteli oldum. Hayat bizi sonra yayıncılıkla buluşturdu, siyasi coğrafyacı olduk ama mesele şu: Ülkede birlik yoksa, ülkede birlik sağlanamıyorsa depremin önlemleri ve yaralarının sarılması konusunda çok sorun yaşarsınız ve parça başı iş yapmış olursunuz. Evet, Hatay'da, bölgede yaşanan olay yıkım değil kıyamettir ama bu kıyametin kıyamet olarak yaşanmasına neden olan da yer hareketi değildir. O nedenle Dijital Mecralar Komisyonu olarak Hatay'da bir toplantı yapacak olmamız çok olumludur ama bir şey daha yapalım: Dijital mecralar platformlarıyla ilgili "deprem ve eğitim" başlığını öne çıkaran bir şey yapalım Hatay'da ve oradan bir sonuç olsun. Deprem eğitiminin önemini bir kez daha Türkiye gündemine ulaştırmaya çalışalım yani sadece toplantı yapmakla kalmayalım, eğitimi içinden alalım; deprem, eğitim, dijital mecralar; bu vaat üzerinden bir şeyler de mutlaka yapalım derim Başkanım.

Şimdi, benim söz alma nedenim, yeni dönemde çalışma programının belirlenmesiyle ilgili kısım. Şöyle ki şimdi, işte, belediyeler der ki: "Beşikten mezara her şey belediyeleri ilgilendirir." Gidişatımız o ki beşikten mezara her şey dijital platformları, dijital mecraları ilgilendirir hâle geliyor, geldi, daha fazla gelecek.

İstanbul'da mücadelelerine katılmak üzere, ziyaret etmek üzere gittiğim Trendyol depo işçilerinin direnişini destekleme sırasında onlardan öğrendiklerim, sorunlarının ve çözümlerine ilişkin alanın da tamamen Komisyonumuzla ilgili olabileceğini düşündüm. O nedenle de şunu belirtmek istiyorum: Dijital hizmetler yasa tasarısı düzenlemeleriyle ilgili -bu çerçevede, Eğitim Komisyonunu da Çevre ve Şehircilik Komisyonunu da Güvenlik Komisyonunu da Adalet Komisyonunu da- çalışma yasalarıyla ilgili, çalışma alanıyla ilgili bütün alanları da içeren bir biçimde artık Dijital Mecralar Komisyonunun mutlaka işin bir yerinde bulunması, hatta öncülüğünü yapabilir ve koordinasyonunu sağlayabilir olması lazım. Özel radyo ve televizyon dünyası gündeme geldiğinde Meclis, Meclis Başkanlığı düzeyinde bir çalışma yürüterek o gün yaşanan fiilî durumu düzenlemek üzere bir çalışma, çaba başlattı ve bütün partiler buna katıldı. 1993 yılında başlayan çalışma 1994'te tamamlanma aşamasına geldi.

Şunu söylemeye çalışıyorum: Trendyol işçileri, işçilerle ilgili işten çıkarma tutumu, 54 kişinin işten çıkarılması, 14 kişinin direnmeye başlaması, işten çıkarma maddeleri ve bununla ilgili sürece dair sendikaların yetkileri, iş yeri temsilcilerinin ifadeleri, tutumları, ara bulucuların girişimleri, tıkanma noktaları; bu alanların tümü göstermiş oluyor ki dijital hizmetlerle ilgili oldukça boşluk var, oldukça henüz çözülmemiş, el atılması gereken ve bir bütün olarak çalışılması gereken bir yoğunluk var. O nedenle de bu sorunların tespiti, dijital platformlar ölçeğindeki kısmıyla ilgili tespiti, sorunların çözümüne ilişkin yaklaşımlar ve bunlarla ilgili üzerimize düşecek görev ve sorumlulukların neler olabileceğiyle ilgili yoğun bir çalışmaya ihtiyaç var gibi gördüm. Sadece -sizin de dediğiniz gibi- sosyal ağlar, sosyal platformlar, diğer platformlar değil ve diğer alanlar değil, çalışma alanıyla ilgili çok önemli bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu Trendyol direnişi sırasında da görmüş oldum. Buradan yola çıkarak hayatın bütün alanlarıyla ilgili olmakla birlikte ama çalışma alanıyla ilgili de öncelikli olarak dijital mecralar platformunun da görev ve sorumluluklarının olacağını düşünüyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi ölçeğinde bir araştırma yapılabileceği gibi düzenlemelerle ve ihtiyaçlarla ilgili, Dijital Mecralar Komisyonunda da yine bir görevlendirme yapılabilir ve başka görevlendirmelerle de Komisyonumuzun önünde önemli bir görev olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.