| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman'ın, Komisyonun bir toplantısını Hatay'da yapmaya davet ettiğine, Komisyonun çalışma usul ve esaslarına, dijital ağlara, Disney Plus kanalının "Atatürk" dizisini yayınlamama kararına ve Saadet Partisi Grubu adına Komisyon üyesi seçilen Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan'a "Hoş geldiniz." dediğine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 12 .10.2023 |
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Değerli milletvekillerim, sözlerimin başında iki hususa kısa kısa değinip, sonra size konuyu arz edip meselemizi değerli milletvekillerimle mütalaa, müzakere etmek gayesindeyim.
Birinci konu şu: Gerçekten bu, asrın felaketi değil, bin yılın afeti ve o kadar büyük bir deprem yaşadık ki bizim Hatay Havalimanı dahi 8 yerinden kırıldı. Bunu şunun için söylemek istiyorum: Biz, buna "Bir deprem." demedik "Bir kıyamet." dedik ve orada gerçekten depremzede vatandaşlarımız... Bütün siyasi partilerden insanlar geldiler, hepsine teşekkür ediyoruz. İnşallah onların sorunlarını çözmek için "Onların derdi bizim derdimiz." diyerek bu meselede vatandaşlarımızın derdiyle dertlenmeye çalışıyoruz. Sorunlar çok, sorunları çözmek için de gayret gösteriyoruz. Bu bağlamda ben Komisyonumuzu -burada çok değerli milletvekillerim var- ilk uygun zamanda Hatay'da bir toplantıya davet ediyorum. Sizlerin, değerli milletvekillerimizin muhakkak gelip Hatay'ı görmesi ve Hatay'daki olaylara bizzat yerinde vâkıf olması noktasında bir arzumuz var.
Hatay, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Hatay, benim şahsi meselemdir." dediği ve hasta yatağından kalkıp, Adana'da miting yapıp "Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz." dediği özel bir şehir. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Şahsi meselemdir." dediği Hatay, şimdi, 85 milyonluk milletimizin, Türk milletinin şahsi meselesidir ve inşallah biz de -ben de Hatay'ın bir çocuğu olarak, bir depremzede olarak- Hatay'ın sorunlarına sahip çıkacağız, tüm deprem bölgesinin sorunlarına sahip çıkarak, inşallah, konularımızı takip edeceğiz; birinci husus bu.
İkinci husus, Komisyonumuzun bundan sonraki çalışma usul ve esaslarıyla ilgili. Aslında, biz, Komisyon olarak geçen dönemde... Sayın Tuncay Özkan Başkanımız ve Ahmet Büyükgümüş Başkanımız bizim Komisyonumuzun çalışma usullerini çok yakinen biliyor, takip ediyor. Yüksel Vekilim de geçen dönem Komisyonumuzun üyesi değildi ama Komisyonumuzun toplantılarına geldi, geçen dönem fiilen, bu dönem fiilen ve resmen beraberiz. Biz olabildiği kadar burada milletvekillerimizi dinlemek ve sokağın gündemini Komisyonumuzun gündemi hâline getirerek yol almak istiyoruz. Tabii ki hepimizin farklı fikirleri var, farklı düşünceleri var ama bizim ta öğrencilik yıllarımızdan öğrendiğimiz bir söz vardı, Voltaire'nin sözü: "Söylediklerinizin hiçbirine katılmıyorum ama söz söyleme özgürlüğünüzü sonuna kadar savunuyorum." Bizim Komisyonumuzun ana fikirlerinden bir tanesi budur ve ben inanıyorum ki geçen dönem gerçekten çok başarılı müzakereler, çok başarılı tartışmalar, çok başarılı fikrî yorumlar dinledik, bu dönem de böyle olacak; ikinci konumuz bu.
Üçüncü konumuz ise yaz döneminde hepimizin yaşadığı ve çok üzüldüğü bir konu oldu; aslında hem Ahmet Büyükgümüş hem Tuncay Özkan Vekillerimin çok iyi bildiği bir konu var çünkü çok tartıştık bunu; küreselleşen ve ulusaşırı dijital ağların zaman zaman kendilerini ulusal parlamentoların yerine koymaları, yasamanın yerine koymaları, yargının yerine koyup yargı dağıtmaları, yürütmenin yerine koyup yürütme dağıtmaları. Belki doğası gereği böyle olacaktı ama bunun sınırlanmaması ve zaman zaman bu dijital ağların ırkçılığın, faşizmin, kadına şiddetin, çocuk istismarının, dijital faşizmin, aklınıza gelebilecek her türlü kötülüğün merkezi hâline gelmesi dijital ağlarla ilgili beslenen ümitlerin yerine soru işaretlerinin gelmesine yol açtı. Dijital mecralar konvansiyonel medyanın tekdüze, dikotomik bilgilendirme anlayışı karşısında insanların özgürlüklerini, hak ve hürriyetlerini kullanmasının alternatif mecrası olarak ortaya çıkmıştı ve benim temennim o ki böyle de devam etmesi lazım. Ama geldiğimiz noktada -ben cari tartışmalara girmek istemem ama- yargı dağıtmaya başlamaları, kendilerini ulusal hükûmetlerin üzerinde görmeye başlamaları ve zaman zaman terör örgütlerinin sözcülüğünü yapıp meşru hükûmetlerin, demokratik rejimle yönetimde olan hükûmetlerin sözlerine kulaklarını tıkamaları gerçekten tartışmaları çok beraberinde getiriyor.
Dijital ağlar meselesi, dijital mecralar konusu sadece Türkiye'de tartışılmıyor. Biz evrensel tartışmaları hep beraber takip ediyoruz; Fransa'daki sokak eylemleri sırasında Macron'un sözlerini, yine Trump'ın başkanlık seçimiyle ilgili yaptığı değerlendirmeleri, Almanya'daki benzer tartışmaları, Fransa'daki olaylarda olan tartışmaları, Rusya-Ukrayna savaşında artık konvansiyonel savaşın yerine sosyal ağların da içinde olduğu bir hibrit savaşın olduğunu ve atılacak füze kadar, atılacak bir mesajın önemli olduğunu bir kez daha yaşadık. En son Gazze'de Filistin-İsrail arasındaki olaylarda da bunun ne kadar önemli olduğunu gördük.
Dolayısıyla yaz döneminde "Disney Plus" adı verilen dijital mecraların Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu, sadece Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu olmakla kalmayıp mücadelesiyle, emperyalizme karşı verdiği üstün mücadeleyle mazlum milletlerin rol modeli olmuş Mustafa Kemal Atatürk hakkında çekilen bir belgeseli yayınlamamasını doğru bulmuyoruz. Bunu o gün de söyledim, ben şimdi kendi kişisel görüşümü söylüyorum; Komisyonumuz, zaten değerli milletvekillerim sözlerini ifade edecekler. Bunu asla doğru bulmuyoruz. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye'dir, Türkiye Mustafa Kemal Atatürk'tür. Bu söz ve bu davranışlar asla doğru değildir. Bırakın bizim duygusal olarak böyle bir reaksiyon vermemizi, bu, dijital mecraların bize vadettiği özgürlük, kendini ifade etme, insan hakları ve temel hak ve hürriyetlerle bağdaşmayan bir tutumdur.
Değerli milletvekilleri, sözlerimi bağlamadan önce şu hususu da dile getirmek isterim: Disney Plus yetkilileri bizim Komisyonumuzdaki değerli uzman arkadaşlarımızla temas kurdular ve bu konuyla ilgili gelip Meclisimizde kendilerini ifade etmek istediklerini dile getirdiler. Ben buna Komisyonumuzun karar vermesi gerektiğini düşünüyorum; birinci husus bu.
İkincisi, belgeselin Disney Plus mecrasında değil, bildiğiniz gibi televizyonda yayınlanması konusunda bir karar aldılar. Ben bunu asla doğru bulmuyorum; kişisel fikrim bu, Komisyonumuzun kararına saygı duyuyorum. Disney Plus'tan bu kararları için özür dilemelerini bekliyoruz milletimizden, Türkiye Cumhuriyeti devletinden ve bu konuyla ilgili kendilerini dinlemek istiyoruz. İdama mahkûm edilen kişiye dahi "Son sözün nedir?" diye sorarlar, biz de "Evet, böyle bir karar alındı ama konu nedir?" kendilerinden dinlemek istiyoruz.
Kamuoyunda tartışıldığı şekliyle ben meseleye kendi yorumlarımı katmak istiyorum. Bugün Komisyonumuzda bu konuyla ilgili tartışmaları ele alacağız. Tabii, burada çok değerli milletvekillerim var, onlar da çok iyi biliyorlar ki eğer -değil mi Ahmet Hocam- biz bu konuyla ilgili önceden bir ön almaz isek daha sonra aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu liderleri hakkında da bu söylenebilir, başka genel başkanlar hakkında da böyle kararlar alınabilir ya da herhangi bir, bizim Türkiye Cumhuriyeti devletiyle özdeşleşen isimler hakkında da böyle kararlar alınabilir. Biz dolayısıyla bunu çok açık bir hak ve hürriyetlerin ihlali, açık bir sansür olarak görüyoruz ve dolayısıyla bu konuda benim kişisel kanaatim bu yöndedir ve çok değerli milletvekillerimin bu konuyla ilgili görüş ve düşüncelerini almak istiyorum.
Bir diğer konu, çok kısa özetleyerek geçelim. Şimdi, Nazım Elmas Vekilim, çok değerli hocamız, Başkan Vekilimiz geçen hafta uluslararası bir toplantıya katılmak için Japonya'ya gitti ve Sözcümüz bu toplantıya katıldı.
Şimdi, bizim yeni dönemde uluslararası toplantılara nasıl katılacağımız konusunda sizlerin de fikirlerini almak istiyoruz. Bu noktada benim kanaatim, bir sonraki toplantımızda çok değerli uzman arkadaşlarımız, Komisyonumuzun uzmanları bu konuyu araştırsınlar, diğer komisyonlarda konu nasıl ele alınıyor, nasıl değerlendiriliyor, ona göre biz de bir yol haritası belirleyelim.
Ayrıca, bugün Komisyonumuza yeni gelen -Saadet Partisi Grubunun kurulmasıyla beraber- Mahmut Arıkan Vekilimize de hoş geldiniz diyorum.
Yeni yasama döneminde ilk toplantımızı yapıyoruz. İlk toplantımız Disney'in Mustafa Kemal Atatürk kararıyla ilgilidir. Ben bunun da manidar olduğunu düşünüyorum. Yeni seçilen milletvekillerimize hayırlı uğurlu olsun diyorum. İnşallah bir kardeşlik, uyum ve birbirimize saygı çerçevesinde bu dönemi yürüteceğiz.
Ben şimdi sözü sizlere bırakmak istiyorum, söz almak isteyen milletvekillerimize sözü vereceğim ve 3 tane konu belirledik, bunlarla ilgili fikirlerinizi, görüşlerinizi almak isterim.
Dijital Mecralar Komisyonu -sizin önünüzde dosyalar var- çok değerli milletvekillerim -sürekli referans verdim geçen dönemden- biliyorlar, gazeteci arkadaşlar da biliyorlar, biz Türkiye Büyük Millet Meclisinde en çok çalışan komisyonlardan bir tanesiyiz, iki yılda 19 toplantı yaptık. Şimdi inşallah yeni dönemde de yoğun bir çalışma temposu içerisinde olacağız.
Bugün AK PARTİ'den kadın milletvekillerimiz burada yoklar Genel Merkezde bir toplantıları olduğu için, birazdan gelecekler. Ben bu vesileyle onların da selamlarını yüce heyetinize arz etmek isterim.
Şimdi ben sözü sizlere bırakıyorum.
Buyurun arkadaşlar.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Başkanım...
NAZIM ELMAS (Giresun) - Ben Japonya'yla ilgili kısa bir bilgi verebilir miyim Başkanım?
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Şöyle yapalım mı Tuncay Başkanım: Nazım Hocam, Japonya'da ne oldu, neler yaptılar, Komisyonumuzu nasıl temsil ettiler, bir özetlesin, dinleyelim.
Buyurun Hocam.