KOMİSYON KONUŞMASI

GÖKÇE GÖKÇEN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, yeni dönemin sizlere hayırlı olmasını, hepimize hayırlı olmasını diliyorum. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına da aynı şekilde, sunumları için teşekkür ediyorum.

İlk başta tabii, İç Tüzük'le ilgili bir problemimiz var burada çünkü ilk olarak, bizim söz isteme sebebimiz aslında ilk kez konuşalım, en ön sırada konuşalım değildi, Anayasa'ya aykırılıkla ilgili bazı itirazlarımız var; bunların da zaten İç Tüzük'e göre ilk ve öncelikli olarak konuşuluyor olması lazım Komisyonunuzda.

Şimdi, şunu söylediniz, 26'ncı maddeden bahsettiniz Sayın Başkan, dediniz ki: "Bu usul tartışmalarında Komisyon üyesi olmayan milletvekilleri söz alamazlar, daha sonrasında, üyeler konuştuktan sonra söz vereceğim." Şimdi, kameralar gitti, herkes dağıldı, toplantının en sonunda biz Anayasa tartışmasına yeni başlıyoruz. Dolayısıyla, bu açıdan...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gökçen, bir müsaade eder misiniz?

Usul tartışmasıyla alakalıydı bu söylediğim. Şu an siz Anayasa'yla alakalı veya bütçeyle alakalı bütün görüşlerinizi ifade etmekte serbestsiniz, sürenizi zaten başlattım ve siz görüşlerinizi ifade ettikten sonra ben tekrar Cevdet Bey'e sorularla alakalı değerlendirme için bir süre vereceğim. Sonrasında Komisyon teklifin Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünürse maddelerine geçilmesine müsaade etmez ve bunu reddeder. Dolayısıyla, buna karar verecek olan ben veya Başkanlık Divanı değil, Komisyonun bizatihi kendisidir; bunu da özellikle belirtmek isterim.

Buyurun lütfen.

GÖKÇE GÖKÇEN (İzmir) - Zaten Anayasa'ya aykırılıkla ilgili...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Çalışma yapılıyor değil mi yani?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Birazdan Komisyonda oya sunacağım, burada oylayıp maddelerine geçerlerse Komisyon bir aykırılık görmedi demektir, reddederlerse...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Komisyon olarak bir çalışmayı arkadaşlarımız yapıyordur herhâlde, bütünü için yapılmadığına göre maddelere geçmeden, sanıyorum Plan ve Bütçe Komisyonunun bürokrasisi o konuda bir çalışma yapıyordur.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlık Divanının değil bu görev Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin, hepinizin görevi. Dolayısıyla, burada oylamaya koyduğumuz zaman siz Anayasa'ya aykırılığı ileri sürerek bunu reddedebilirsiniz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan, şimdi, bakın, buranın bürokrasisi var, o bürokrasi de bütün bu çalışmalarımızda bize yardımcı olduğu için o bürokrasiye bir çalışma yaptırdınız mı onu sormak istiyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hayır, ben bir çalışma yaptırmıyorum değerli arkadaşlar, bu çalışmaya Komisyon üyeleri karar veriyor; Başkanlık Divanının veya Başkanın bununla alakalı bir sorumluluğu yok. Komisyon üyeleri Anayasa'ya aykırılık olduğu fikrine varırlarsa bunu reddederler; tüzük bunu gerektiriyor, başa dönmeyelim yani.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Muş, şimdi, şunu demek istiyorum: Şimdi, burada tabii, belli bir iktidar çoğunluğu olduğu için her söylenen şey doğal olarak, otomatik olarak şey yapılır. Geçmiş yıllarda buranın bürokrasisi içinde o birtakım çalışmalar hazırlanıyor yani biz onu geçmişte istedik arkadaşlardan; onun için böyle bir çalışma hazırlattınız mı diye sordum. Yoksa oya sunmanın bir anlamı yok ki onu hazırlatın.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hayır. Sayın Türeli...

ORHAN ERDEM (Konya) - Madde 38 çok net Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Müsaade edin değerli arkadaşlar.

Sizin sürenizi baştan açacağım Sayın Gökçen.

Sayın Türeli, İç Tüzük 38'e göre hareket ediyorum. İç Tüzük 38 bana hangi görevi veriyorsa onu şu an icra ediyorum.

Sayın Gökçen, lütfen devam edin, sürenizi baştan başlatıyorum.

GÖKÇE GÖKÇEN (İzmir) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Şimdi, şurada netleşmemiz gerekiyor ama 26'ncı madde kapsamında bize ilk başta usul tartışması anlamında söz vermek istemediniz, üyeler konuştuktan sonra en son söz bize geldi.

Şimdi, ben de milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir üyesiyim. Anayasa Komisyonu üyesi olarak burada önümüze gelmiş olan ek bütçe teklifinin usul açısından da içerik açısından da Anayasa'ya aykırı, İç Tüzük'e aykırı olduğunu biz grup olarak da aynı şekilde savunuyoruz. Şimdi, bunu öncelikle biz savunacağız ki ondan sonra kanun teklifinin içeriğine gireceğiz yani burada uzun bir sunum dinliyoruz, kapsamlı tartışmalar oluyor üzerine; içerikle ilgili, ekonomiyle ilgili tartışmalar oluyor, siyasi tartışmalar oluyor ama ilk başta bizim "Usulle ilgili konuşalım." dememizin sebebi şu: Bu içeriğe girmeden önce biz bunu acaba bu şekilde mi görüşmeliyiz, Komisyonunuz bu şekilde mi ele almalı, yoksa başka bir usulde mi, Anayasa acaba başka bir usul mü gerektiriyor; biz bunu tartışalım istiyorduk. O yüzden de 26'ncı madde kapsamında da ben Komisyon üyesi olmasam da benim yapamayacağım şey, burada size önerge vermektir, burada oy kullanmaktır ama söz almama engel bir durum yok.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gökçen, bu dediklerinizi İç Tüzük değiştirilir, bana ona göre bir İç Tüzük verilir, ben o İç Tüzük'ü icra ederim. 26'ya göre sadece Komisyon üyeleri bunu yapabilirler. Komisyon gündemine hâkimdir ve işleyişle alakalı Komisyonun kendi üyeleri karar verir. Siz milletvekili olarak usulle alakalı değil, şimdi size söz verdiğim gibi görüşlerinizi ifade edebilirsiniz. Tabii ki milletvekilisiniz ama diğer konular hariç. Ha ne zaman değişir bu İç Tüzük, değiştirirsiniz bunu; gelir bana, ben de o tüzüğü icra ederim.

Teşekkür ediyorum.

GÖKÇE GÖKÇEN (İzmir) - Sayın Başkan, usul tartışmasını ben başlatmıyorum zaten, Komisyon üyesi olan milletvekillerimiz bu tartışmanın olması gerektiğine dair bir talepte bulundular.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Devam edin lütfen.

GÖKÇE GÖKÇEN (İzmir) - Bu talepler üzerine zaten bu tartışma başladı ama tartışmanın içeriğine giremedik hâlen maalesef. Ama burada, 31'inci maddede Komisyon üyeleri dışındaki milletvekillerinin yani bu toplantıya katılacak olan Komisyon üyesi olmayan milletvekillerinin ne yapamayacağı sınırlı olarak sayılmış durumda. Şimdi hepimiz hukuk biliyoruz, burada diyor ki: "Ancak, komisyon üyeleri dışında kimse değişiklik önergeleri veremez ve oy kullanamaz." Tamam yani değişiklik önergesini ben vermiyorum, oyu ben kullanmıyorum ama burada Komisyon üyesi olan milletvekillerimiz usul tartışması ve Anayasa'ya aykırılık iddiasının tartışılması konusunda bir talepte bulundu ve bu talebi kabul etmediniz.

Şimdi burada, 38'inci maddede "Komisyonlar, kendilerine havale edilen tekliflerin ilk önce Anayasanın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler." diyor. Yani siz, Anayasa tartışmasını en sona bırakarak, burada içerik tartışmasının içine yedirerek, aslında burada İç Tüzük'e aykırı bir iş yapmış oluyorsunuz, 38'inci maddeye aykırı bir iş yapmış oluyorsunuz çünkü Anayasa, İç Tüzük'e gönderme yapar; İç Tüzük de ilk önce Anayasa'ya aykırılık tartışmasının yapılması gerektiğini söylüyor bize. Bu yüzden "Teamül bu şekilde veya işte, bu konunun daha sonra konuşulması lazım ya da üye olmayanlar daha sonra konuşsun." gibi yani yeni teamüller oluşturarak veya o anda bir fiili durum yaratarak İç Tüzük'te olmayan bir sınırlamayı burada milletvekillerine getiremezsiniz çünkü burada yürütme yasamaya karşı bir sunum yapıyor, bütçe nereye harcanacak; biz halktan vergi topluyoruz, bu vergiler nereye harcanacak, bu vergilerin nereye harcanacağı da siyasi bir karardır yani biz bunu denetlemek için buradayız ama aynı zamanda halk da bizi denetleyecek. Yani biz muhalefet partisi milletvekilleri olarak hepimiz, burada sorular da soruyoruz, eleştiriler de getireceğiz ama hepimizin, sizlerin de bizlerin de -Komisyon üyesi olsun olmasın- Anayasa'ya uygun davranma yükümlülüğü var. Anayasa'nın 11'inci maddesi söylüyor, Anayasa herkesi bağlar; yasamayı da bağlar, yürütmeyi de bağlar, milletvekillerini de hepimizi bağlar.

Şimdi, 161'inci maddede zaten Anayasa'da -birkaç konudan Anayasaya aykırılık ve İç Tüzük'e ve aynı zamanda kanuna da bir aykırılık olduğunu biz düşünüyoruz, bunları ifade etmek istiyorum- bütçe kanunuyla ilgili diyor ki: "Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz." Şimdi biz, burada, ne yazık ki sadece bir ek bütçe teklifi değil veya herhangi bir bütçe teklifi değil, kanun teklifi olarak değil, aynı zamanda bir torba yasayla beraber değerlendiriyoruz. Buradaki bütün konuşmacılar, zaten torba yasada gelen ve hatta önümüze gelecek olan diğer zamlar, diğer vergiler, diğer düzenlemelerle beraber ele alıyor bütün konuyu. Neden? Çünkü hepsi birbirini ilgilendiriyor ve birbirine de atıf yapan düzenlemeler var, birbiri olmadan uygulanmayacak düzenlemeler de var. Şimdi, bu yüzden torba yasayla da bir bütçe yapılıyor burada, ki bu, zaten bütçe kanununa başka bir madde ekleyemiyorsak, başka konularla ilgili büyük bir torba yasanın içine de bütçeyle ilgili maddeleri ekleyemeyiz; bu da Anayasa'ya aykırı.

Şimdi, ikincisi, bütçeye Anayasa'nın bu kadar özel bir önem verdiğini de görmemiz lazım yani burada hem bütçenin ne zaman, nerede görüşüleceği, burada bu Komisyonun özel bir yetkisinin olması, işte mali yılbaşından en az yetmiş beş gün önce, sonrasında işte elli beş gün, vesaire... Yani bazı yetkili organlar belirlenmiş, bu yetkili organların da bütçeyi görüşeceği süreler belirlenmiş. Şimdi, herhâlde 7 Temmuzda bize gelmiş olan -değil mi- bir ek bütçe teklifinden bahsediyoruz. Şurada elli beş günden bahsedilirken biz burada dört, beş gün içinde bunları değerlendireceğiz, bir gün içinde apar topar konuşacağız. İçinde birçok konu var, birçok bakanlığı ilgilendiren konu var, idarenin birçok teşkilatını ilgilendiren konu var, hepimizi derinden sarsmış olan deprem felaketiyle ilgili düzenlemeler var ama depremle de hiç alakası olmayan da birçok düzenleme var. Yani bunların hepsi birden bu kadar kısa süre içinde bütçe ilkesi, bütçe hakkı ve bizim de halk adına kullandığımız bütçe yetkisine aykırı bir şekilde önümüze getirilmiş durumda. Burada sorunumuz şu: Önümüze gelen şey "ek bütçe" ismiyle olabilir ama bu bir bütçedir çünkü "ek bütçe" diye bir şey düzenlenmemiş Anayasa'da. Anayasa'da düzenlenen, bütçe nasıl görüşülür, kim görüşür, işte nasıl kabul edilir vesaire; bunlara dair hem Anayasa'da hem İç Tüzük'te ayrıntılı bu kadar kural varsa, Anayasa bize bu bütçe konusuna özel bir önem verin ve bu hem halkın vergilerini nasıl kullanacağını denetleme yetkisi hem de yasamanın yürütmeyi denetleme yetkisi olduğu için bu kadar önem verilmiş. Bu yüzden, olan bir bütçeyi değiştirmek için getirilen bir teklif aynı zamanda yetki ve usulde paralellik ilkesi gereğince...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gökçen, bir defa söz verdim size, bir dakika daha söz vereceğim, daha sonra Sayın Akdoğan'a söz vereceğim.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkanım...

GÖKÇE GÖKÇEN (İzmir) - Sayın Başkan, Anayasa'ya aykırılıkla ilgili zaten çok geçe kalmış bir tartışmayı yapıyoruz. İlk önce yapılması gereken tartışmayı şu an yapıyoruz. Baştaki İç Tüzük'le ilgili sorunları da eklemek zorunda kaldık, şimdi de süre sınırı... Toparlıyorum...

Şimdi, burada, geçtiğimiz sene burada öngörülmeyen bir durum olması gerekiyor değil mi? Hem ödeneklerin yetersiz olması gerekiyor veya öngörülemeyen bir durum olması gerekiyor kanuna göre. Şimdi teklifinizin gerekçesine bakıyoruz; küçük bir kısmı depremle ilgili, diğer hepsi seçimle ilgili yaptığınız vaatler, ortaya koyduğunuz vaatler. Şimdi bu vaatleri eğer yapamayacaktıysanız size verilmiş olan bütçede, o zaman neden bunları vadettiniz vatandaşa? Yani şimdi öyle bir apar topar getiriyorsunuz ki, Cumhurbaşkanlığından teklif edilmiş ama kanun olarak, kanun usulü gibi görüşüyoruz. O zaman milletvekili teklif etmiş olsaydı, kanun usulüyle görüşseydik, "Bütçe mi, değil mi?" bunu tartışsaydık. Ama hem Cumhurbaşkanlığından gelecek hem normal kanun usulüyle görüşülecek... İçeriğinde birçok bakanlığı ilgilendiren şey var. Biz, mesela, burada üniversiteleri tartışmayacak mıyız? Göç İdaresi Başkanlığı var, TÜBİTAK var, Diyanet var, Gençlik ve Spor Bakanlığı var, yurtlar var, burslar var; bunlar sadece depremle ilgili değil ki, bunlar sadece öngörülmemiş fonlar değil ki. Aile Bakanlığıyla ilgili şeyler var. Biz burada istiyoruz ki kadına yönelik şiddeti konuşalım. Bu konularda bu paralar nasıl harcandı? Gençlerin bu kadar problemi var; bu, sene başında da vardı. 2022'de deprem yoktu, 2022'de yine ek bütçe getirdiniz. Yani burada bütçe hakkını, ta 1215'ten itibaren kabul edilmiş olan, Osmanlı'da ta Kanuni Esasi'den itibaren kabul edilmiş olan, halk adına kullanmamız gereken bir bütçe yetkisini burada usule aykırı olarak, Anayasa'ya aykırı olarak, İç Tüzük'e aykırı olarak... Ama hepsini de kenara koydum, hepsi uygun olsa dahi -usulü de geçtim- burada kanunun gerekçesine baktığınızda siyasi olarak da zaten yanlış bir şekilde kullanılacağını, açıklanmaya bir şekilde kullanılacağını görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÖKÇE GÖKÇEN (İzmir) - Son bir iki cümlem...

Daha geçen hafta deprem vergileri, daha doğrusu depremle ilgili yapılan kampanyada toplanan paraların nereye harcandığına dair bir bilgi bile verilmedi. Biz araştırma önergesi veriyoruz, o bile reddediliyor. Yani burada hesap vermeyle ilgili, denetimle ilgili ciddi bir sorunumuz var. Öncelikle bu Anayasa tartışmasının yapılması gerekiyordu.

Hem Anayasa hem İç Tüzük hem de kanuna aykırılıktan dolayı itirazlarımızı dile getiriyorum.

Teşekkür ederim.