KOMİSYON KONUŞMASI

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakan, kıymetli bürokrat arkadaşlarımız, Komisyonumuzun değerli üyeleri; ben 2016 bütçesinin hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.

Tabii, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı büyük bir bakanlık, çok da büyük problemleri var; iyi niyetle birer birer ele alınacağından, çözüleceğinden şüphem yok.

Şimdi, belki 100 madde söylenebilir ama ben burada teknik olması bakımından -tabii süre de kısıtlı, burada saatlerce de konuşulabilir- birkaç maddeyi dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Bunlardan birincisi, tabii, Sayıştay raporu güzel bir rapor, ben geçen konuşmamda da söyledim. Denetçi arkadaşların ellerine sağlık diyorum, ben bu raporu okudum, çok güzel ciddi konular var, ağırlıklı olarak da muhasebe, işveren hesaplarıyla ilgili maddeler, bulgular yer almış.

Tabii, Sayıştay raporlarında aynı konuların, benzer konuların her yıl tekrar edilmemesi lazımdır diye düşünüyorum.

Şimdi, burada, Sayıştay 2014 Raporu'nun "Ekler" bölümünde kamu idaresi mali tabloları var. Şimdi, bu tablolara baktığımız zaman, 2011 şüpheli alacaklar konusu, bunu dile getirmek istiyorum. Ben ciddi bir konu olarak görüyorum bunu. 2011 yılında 11 milyar 715 milyon lira şüpheli alacak gözüküyor, 2012 yılında 16 milyar 574 bin şüpheli alacak gözüküyor, yani eski parayla 16 katrilyon. 2013 yılı raporunda 19 milyar 324 milyon şüpheli alacak gözüküyor, 2014 yılında ise -sayfa 52'deki bilançoda bunlar var- bu miktar 1 milyar 235 milyona düşmüş. Yani 2013 yılından 2014 yılına gelindiğinde, yaklaşık 18 milyar 100 milyon liralık bir şüpheli alacak azalmış.

Evet, bu miktar, 18 milyar 100 milyon liralık bir şüpheli alacak yok olmuş kısaca, bilançoda gözükmüyor.

Şimdi, 2014 yılı Sayıştay raporunda da bu konuyla ilgili açıklayıcı bir bilgi bulamadım, bu kadar büyük şüpheli bir alacak miktarı tahsil edilmediğine göre...

Tabii, ben konuyla birazcık ilgilendim ama 18 milyar büyük bir para. Ne oldu bu para? Şüpheli alacak üstelik. 18 milyar 100 milyon liralık şüpheli alacak nereye gitti? Tabii, bunun cevabına göre cevabımız var bizim ama net şekilde, yani bu Emekli Sandığından mı, SSK'dan mı, BAĞ-KUR'dan mı kaynaklandı, bunun açık şekilde ortaya konulması gerektiğini düşünüyorum.

Şimdi, neden böyle düşünüyorum? Çünkü hesap ve kayıt düzenine göre saydamlık, hesap verilebilirlik, tek düzenin sağlanması, özellikle de -altını çizerek söylemek istiyorum- işlemlerin kayıt dışında kalmasının önlenmesi, faaliyetlerin gerçek mahiyetlerine uygun olarak sağlıklı ve güvenilir bir biçimde muhasebeleştirilmesi, yönetimin ve ilgili diğer kişilerin bilgi ihtiyacının karşılanması esas.

Sorum şu: Bu kadar büyük şüpheli alacağın yok olmasının sebepleri nelerdir? Karşılığı hangi hesap kaleminde yer almıştır veyahut yer almaktadır? Bu kadar paranın kaybolması neye işaret etmektedir? Birincisi bu.

İkincisi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Zaman daralıyor ama Sayın Başkanım, önemli bir konu.

BAŞKAN - Siz devam edin.

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Şimdi, bilindiği üzere 5510 sayılı Yasa'nın 93'üncü maddesine göre, kurumun prim ve diğer alacakları, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zaman aşımına tabidir.

Sayıştay Başkanlığının 2012 yılı denetim raporuna göre -söylenecek çok laf var ama zaman darlığı nedeniyle aradaki şeyleri atlıyorum- 1 milyar 978 milyon 649 bin 98 TL kurum alacakları zaman aşımına uğratılmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - 1 milyar 978 milyon. Küsuratı söylemiyorum.

Yine Sayıştay Başkanlığının 2013 denetim raporuna göre bu miktarın toplamı 2 milyar 393 milyon, küsuratları geçiyorum.

Şimdi, 2014 yılı denetim raporuna göre, Sayıştayın zaman aşımıyla ilgili bir bulgusuna rastlamadım.

İdare, burada savunma olarak yapılandırmadan bahsedebilir, 6183 sayılı Yasa kapsamında zaman aşımının durdurulduğundan, kesildiğinden bahsedebilir, ama net olarak şunu sormak istiyorum: Bu kadar büyük miktarda para, 2013 itibarıyla 2 milyar 393 milyon lira; buradan 6183 uygulamasını, yapılandırmayı çıktığımız zaman, bu kadar büyük bir miktarı zaman aşımına kimler uğratmıştır? Niçin uğratmıştır? Haklı sebepleri var mıdır? Bunlarla ilgili net bilgi istiyorum ben, yapılandırmanın ve 6183 uygulamasının dışında.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet, Sayın Tor, son olarak tekrar uzatıyorum, toparlayın lütfen.

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Tamam.

Sayın Bakanım, tabii, 5502 sayılı Yasa yapılırken -bir cümleyle söyleyeceğim, sözümü tamamlamak maksadıyla- şimdi, yatay örgütlenme, modern örgütlenme sistemleri, o zaman genel müdür yardımcılığı veya çok sayıda genel müdürlük, çok sayıda daire başkanlığı öngörülmedi.

Somut örneğim şu benim, daha sonraki süreçlerde teşkilat yasası değiştirilerek bu sayılar çoğaltıldı.

Bir örnek, 2005 yılında sağlık tesislerimiz Sağlık Bakanlığına devredildi, 550 civarında müstakil sağlık tesisi devrettik biz. Bu kadar büyüklükteki eğitim hastanesi, hizmet hastanesi, dispanser varken, 55 bin civarında personel sağlık kesiminde çalışırken, sadece bu büyük yapı iki daireyle yürütülüyordu, sağlık dairesi ve buna bağlı olarak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tor, toparlayalım.

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Toparlıyorum Başkanım.

Şimdi bir genel müdürlük, iki genel müdür yardımcılığı -önceden genel müdür yardımcılığı yoktu- şu anda 11 tane daire başkanlığı var Sayın Bakanım ve maalesef, daha öncekinden daha iyi yönetildiğini söyleyemeyiz. Tabii, buna primleri de katabilirim. Bir Primler Dairesi vardı, kocaman, iyi de bir daireydi, şimdi genel müdürlük oldu, genel müdür yardımcıları var, 11 tane daire başkanlığı var, bölünmüş durumda, bir dilekçe verin, bir görüş isteyin, emin olun o servisten o servise...

Dolayısıyla, organizasyon yapısının -kısa kesiyorum ben, bu konuyla ilgili çok şey söylenebilir- yeniden ele alınması gerektiği kanaatindeyim.

Teşekkür ederim.