ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli üyeler, Sağlık Bakanlığının kıymetli bürokratları, sivil toplum kuruluşunun temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlarım.

AK PARTİ, iktidarda bulunduğu sürece Türkiye'nin ne kadar birikimi varsa tüketti; sağlıkta da böyledir, eğitimde de böyledir, adalette de böyledir, ekonomide de böyledir. Artık gemi iyice su almaya başladı, zaten bundan sonra da bir kaptan değişecek inşallah.

AK PARTİ iktidarı sağlıkta sadece rant kısımlarıyla ilgilenmiştir. Günümüzde devlet hastaneleri altyapı, sağlık personel eksikliği nedeniyle büyük tıkanıklıklar yaşamaktadır; sevk zinciri ortadan kalkmıştır. Hastalar devlet hastanelerinde sorunlarına çözüm bulamamaktadır, maddi durumu yerinde olanlar çözümü dışarıda, özel hastanelerde arıyorlar.

Kuralsız ekonomik sistem gelir dağılımını son derece bozmuştur. Dört yıl içerisinde, ücretlilerin millî gelirden aldıkları pay yüzde 24 kadar düştü. Ayrıca, ülkemizde gelir sahibi, ücret sahibi olanların yüzde 60'ının asgari ücret seviyesinde kazançları olduğunu düşünürsek, sıradan bir vatandaş için hayatın ne kadar zor olduğu ve ne kadar güç olduğu ortadadır. Çocuklarımız arasında anemi yaygındır, gelişme geriliği yaygındır; şüphesiz bunların hepsinin sorumlusu Sağlık Bakanlığı değildir, AK PARTİ'nin yarattığı ekonomik sorunlardır.

Üniversitelerde sağlık hizmetleri ayrı bir sorundur. Öğretim üyeleri devlet hastanesinde çalışan uzmanlardan daha az ücret almaktadırlar. Bunun iki tane olumsuz yanı vardır: Bir tanesi, öğretim üyeleri üniversitelerde kalmak istemiyorlar; bir diğeri de, akademik personel olmaya kimse heveslenmiyor, ihtisasını alan gidip bir devlet hastanesinde çalışmayı tercih ediyor, o yöne yöneliyor. Tabii, böyle olunca da sağlık konusunda ülkenin geleceği bitmek üzere.

Aile hekimleri mevzuatta tarif edilen görevlilerinin çok dışındadırlar. Aile hekimlerinden beklenen "Bir defa, gelen hastaları üzme, ne derlerse yap. İşte, kuşları hasta olur, onun için ilaç yaz ya da balıkları hasta olur, onlar için ilaç yaz. Hastalar ne tahlil istiyorlarsa yap ve gönder." şeklindedir. Eğer ki aile hekimleri ile vatandaş karşılaşırsa burada Sağlık Bakanlığının kararı otomatikman bellidir; sorumlu olan, kusurlu olan aile hekimleridir.

Bakanlık hekimleri hastanede tutacak politikalara sahip değildir. AK PARTİ hükûmetlerinin uyguladığı popülist politikalar, sağlıkta şiddet, personelin hor görülmesi tüm sağlık personelini yaptıkları işten nefret eder hâle getirdi ve onlar da çareyi yurt dışına çıkmakta arıyorlar. Sağlık Bakanlığı cebrî tedbirlerle hekimleri tutmaya çalışıyor. Sayın Sağlık Bakanının elinden gelse, muayenehanelerde çalışan hekimlere her gün telefon edecek "Bugün kaç hasta baktın?" "5." "Tamam, orada bırak." "10." "Orada bırak, dışarıda işlem yapma, ameliyat yapma ve sen hastanede kal, muayenehanede kal." diyecek.

Yasa teklifinin görüşülmesine başlamadan teklifin omurgasını teşkil eden 4 maddenin tekliften çekilmesi bence bir skandaldır. Bilmiyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, hiçbir komisyonda, görüşmeler başlamadan tekliften maddeler çekilmiş midir? Bu, bir garabettir. Maalesef, bu, özenle hazırlanmış bir kanun teklifi değildir, özenle hazırlanmamıştır ve hangi amaçlarla hazırlandığı da meçhuldür. Hâlbuki, çok geniş tabanlı, sivil toplum kuruluşu temsilcilerini de içine alan araştırma yapılsaydı, onların da görüşü alınsaydı eminim ülkenin ihtiyaçlarına yönelik çok daha yerinde bir kanun teklifi, çok daha isabetli bir kanun teklifi hazırlanacaktı. Ayrıca, meclisin kapanmasın bir hafta kala bu kanun teklifiyle nereye gelinmek isteniyor, o da anlaşılmış bir şey değildir. Sanki, yasak salmak için yapılmış bir şey ama maalesef yasak da salınmamış.

Ben, bu kanun teklifini hazırlayanlara teşekkür ederim. İnşallah, bundan sonra daha iyi kanun tekliflerini sunarız.