Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı hakkında (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Orman ve Su İşleri Bakanlığı b) Orman Genel Müdürlüğü c) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç) Meteoroloji Genel Müdürlüğü d) Türkiye Su Enstitüsü e) Ekonomi Bakanlığı |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 12 .02.2016 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli bürokratlar ve değerli basın emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın Bakan, görevinizde başarılar diliyorum öncelikle, bütçeniz de hayırlı olsun şimdiden.
Sayın Bakan, Bakanlığınızın ismi Ekonomi Bakanlığı. Burada biz biliyoruz çerçevesini ama eminim dünyada siz farklı algılanıyorsunuzdur herhâlde, Bakanlar Kurulunun en önemli iki bakanından birisi gibi algılanıyorsunuzdur "Ekonomi Bakanlığı" diye bakınca. Öncelikle, çerçeveye baktığımızda ismi yanlış değil mi Bakanlığınızın? O konudaki görüşünüzü merak ediyorum.
İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Önemsiz mi yani?
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ekonominin bir bölümünü ilgilendiriyor, dış ticaret ağırlıklı ve dışarıya hizmet alım satımıyla ilgili bir bakanlık. Bu konuda gerçekten ismini bir düşünmeniz lazım. Özellikle bütün dünyayla ilişki hâlindesiniz, gittiğinizde "Ekonomi Bakanı" olarak kendinizi tanıtıyorsunuz ama çerçeve ekonomi değil; ekonomi bir bütün, o açıdan bence ismini bir daha düşünmek gerekir diye düşünüyorum, o konudaki görüşünüzü merak ediyorum öncelikle.
Şimdi, 2015 ihracatımız 143 milyar dolar, ithalatımız 207 milyar dolar, yani geriledi, gerileme sebeplerini siz saydınız. Ancak 2023 hedeflerine göre baktığımızda gerçekten ciddi anlamda gerideyiz ve 2023 hedeflerini artık pek dillendirmiyor zaten Hükûmet de. Ama siz sunumuzun bir yerinde hizmet satımı anlamında 150 milyar dolar hedeften bahsettiniz, Sayın Bakan o da gerçekçi değil artık. Yani 150 milyar dolarlık bir hizmet ihracı 2023'te keşke olsa, bakın, bütün kalbimle söylüyorum ama bu yıl Rusya'yla bu kadar... Hizmetin ciddi bir bölümünü Rusya'ya satıyoruz, müteahhitlik hizmetleri anlamında, şu anda büyük oranda bir gerileme olacak bu yıl maalesef diyorum, Rusya'yla olan siyasi ilişkilerimizin gerilemesi çerçevesinde. Bu hedefi siz dillendirdiniz, buraya kasım ayında da geleceksiniz inşallah bir daha bütçe sunmaya ve rakamın ne kadar gerilediğini göreceksiniz. Yani bu hedefleri revize etmek ihtiyacı kesinlikle var, gerçekçi hedefler olmalı. Yani 500 milyar doların yarısını yakalasak şu andaki görüntüye göre iyi bir rakam ama yarı yarıya sapmış bir hedef ve 150 milyar dolarlık hizmet ihracını da lütfen bir dahaki sunumunuzda veya bugün revize edin, yani gerçekçi bir hedef koyalım. Keşke olsa, o ayrı. Üstten yanılmak daha iyidir. Çünkü genelde Merkez Bankamız hep enflasyon hedefine "5-6" diyor, 8-9 gidiyoruz maalesef, hep yanılıyor ve bu imajını bozuyor. Siz de gerçekçi hedefler dillendirin burada lütfen diye öneriyorum ama eğer ki bizi ikna edebilirseniz -ben ikna olmaya da açığım- 150 milyar dolar hedefi hâlâ gerçekçi mi, bu konudaki görüşünüzü merak ediyorum.
Ciddi bir fırtınanın içindeyiz bölgesel olarak hem de ekonomi dünyası da dünyada çalkantı içinde ama özellikle biz bölgesel olarak ciddi bir fırtınanın içindeyiz, sorunlu bir bölgedeyiz şu anda, etrafımız ateş çemberi ve emtia fiyatlarında ciddi bir düşüş var. Aslında, belki de bu bizim can simidimiz oldu bir şekilde, şu anda hâlâ döviz kuru 2,90'lardaysa belki de buna borçluyuz, en az 20-30 milyar dolarlık bir avantajımız söz konusu. İhracatımız geriledi ama bunu sübvanse eden, bunu karşılayan emtia fiyatlarındaki gerileme oldu. Ama bir yandan da baktığımızda, etrafımızda emtia üreten ve satan ülkeler var. Bu anlamda da hani Irak, İran, Rusya gibi sayabileceğimiz ülkeler de gelirleri düştüğü için müşteri anlamında da gerileme söz konusu ama yine de emtia fiyatlarının düşmesinin şu anda bu konjonktürde bize ciddi faydası oldu. En azından istikrarı kısmen de olsa sağlanabiliyor, henüz döviz fiyatları kontrol altına alınabilir noktada.
Sayın Bakan, yüksek katma değerli ürünlerin ihracı meselesini en az 7-8 kez dillendirdiniz sunumunuzda. Her bakan geldiğinde on üç yıldır, on dört yıldır aynı şeyi söylüyor -ben dışarıdan da izlerdim, yeni milletvekiliyim- hep bunu söyleriz, 1990'ların hükûmetleri de aynı şeyi söylerdi ama ihracat içindeki payımıza baktığımızda yükselmiyor, hatta düşüyor. Yani oran olarak söylüyorum, yani yüzde 5, 4, 3 öyle gidip geliyor. Hiçbir şekilde orantı yükselmedi -ihracat içindeki payı- hep dillendirildi.
Şimdi, ben bunun neden olduğunu size söyleyeceğim: Şimdi, yüksek katma değerli mal ihracı 8 kere, 88 kere dillendirmekle olmaz. Yüksek katma değerli mal ihracatını özgür insanlar, özgür beyinler, özgür üniversiteler, özgür araştırma-geliştirme üniteleri çıkarırlar. Yani buna siz istediğiniz kadar kaynak ayırın, bunu üretecek beyinlere ihtiyaç vardır, o yönde bir eğitim politikasına ihtiyaç vardır. Millî Eğitim Bakanına da dün aynı şekilde söyledik, pek çok bakanlıkla da bunun ilgisi var. Bu bir master plan meselesi, yani sizin Bakanlığınızın dillendirmesiyle olacak bir iş değil.
Mesela, dün YÖK Başkanı buradaydı, kendisine söyledik: "2 bin tane akademisyenin kapılarına bir bildiri yüzünden terörle mücadele ekipleri gönderirseniz o ülkede yüksek katma değerli ürün üretilmez." Çünkü özgür değildir o ülke, o ülkede insanlar özgür düşüncelerini ifade edemezler, yeni katma değerli ürünler üretemezler ve bu ülkeden ne bileyim bir Apple çıkmaz bir Microsoft asla çıkmaz, düşünceler oluşamaz çünkü. Böyle bir şekilde oluşabilir ancak, özgür düşüncenin olduğu yerde bunlar olur. Bence Ekonomi Bakanı olarak -böyle diyeyim tekrar- özellikle bunu dillendirmelisiniz ve Bakanlar Kurulunda bence bunu savunmalısınız. Güvenlikçi politikalar elbette olacak memlekette ama güvenlikçi politikalar, özgürlükçü politikalar kantarında kantarın topuzu kaçtı, ciddi anlamda kaçtı. Son derece güvenlikçi, istibdatçı bir düzene doğru gidiyoruz, her anlamda hayatın her alanında özgürlükler kısılıyor, bu da özgür düşünceyi savunan gençlerin özellikle...
Bakın, ciddi bir beyin göçü riskiyle karşı karşıyayız, onu söyleyeyim, çünkü böyle sıkı, sert ortamlarda ülkemiz beyin göçü vermiştir. 12 Eylül döneminde ciddi bir beyin göçüyle karşı karşıya kaldık, 1990'larda oldu, 2000'lerde kısmen düzeldi, hatta geri dönmeyi düşünenler vardı, ancak inanın şu anda geleceğini bu ülkede görmeyen pek çok beyin var. Onları geri çağırmanın, burada yaşatmanın yolu özgürlüklerin önünü açmak, özgürlükçü bir sistemi oturtmaktan geçiyor, bu anlamda sizin de çağrılarınızı bekliyorum özellikle.
Sayın Bakan, "Transatlantik Anlaşması'nı yakından takip ediyoruz." dediniz ama bu beni tatmin etmedi, yakından takip etmek değil, proaktif olarak ne yapıyorsunuz? Yani çünkü bazı görüşlere göre, bu bizi etkilemeyecek, bazı görüşlere göre de ciddi anlamda etkileneceğiz, yani dezavantajlı duruma düşeceğiz Gümrük Birliği Anlaşması'ndan dolayı. Proaktif olarak ne yaptığınızı veya eylem planınınız ne olduğunu merak ediyorum bu konuda.
Sayın Bakan, Rusya'yla olan ilişkilerimize baktığımızda, uçak hadisesi sonrası, zaten gerilemekte olan bir ihracatımız vardı... Bavul ticareti de bilmiyorum sizin ilgili alanınıza ne kadar giriyor, o anlamda ilgi alanınıza giriyor sanıyorum. Şu anda Laleli piyasası kan ağlıyor, özellikle Rusya'ya ihracat yapan kesimler anlamında söylüyorum ve Rusya'ya ihracat her anlamda gerilemiş durumda ve oradaki hizmet satan müteahhitlerimiz ve hizmet satan daha pek çok kuruluş, biliyorsunuz, turizm acentelerinin zaten hiçbir şekilde rezervasyon almaları bile söz konusu değil... Yaklaşık 10 milyar dolarlık, 12 milyar dolarlık bir maliyetten bahsediliyor bu yıl için, negatif anlamda hizmet ve ihracat kalemleri anlamında 12 milyar dolarlık bir zarardan bahsediliyor. Bunun bir çerçevesini, sizin öngörülerinizi merak ediyorum. Ve sonuç olarak zarar görecek kesimlere dönük ne tip önlemler düşünüyorsunuz? Çünkü turizmde, bizim ilgilendiğimiz istihdam boyutunda ciddi anlamda işçi çıkarmalar söz konusu. Bu sezon rezervasyon düştüğü için bazı oteller açılmama riskiyle karşı karşıya, çünkü finansman bulamıyorlar, işçi çıkarıyorlar. Şu anda 10 binlerce işçiye "Bu sezon çalışamayacağımız..." bilgisi verilmiş durumda. Bu konuda bir eylem planınız var mı, yani bir kriz yönetimi anlamında söylüyorum. Çünkü ciddi bir şokla karşı karşıya kalacağız. Rusya'yla olan bütün kalemlerle ilgili ne tip tedbirler düşündünüz, bir eylem planınız var mı, bir kriz yönetim planınız var mı?
Sayın Bakan, Irak'la ilgili orada da ciddi bir gerileme var. Özellikle Irak Kürdistan'ıyla ilgili son dönemde orada da tabii ciddi bir gerileme söz konusu, çatışmalı dönemin de etkisi var, petrol fiyatlarının düşününün de tabii o yönde etkisi var, orayla ilgili ne tip bir eylem planınız var? Yani ciddi anlamda yüksek ihracat yaptığımız ülkelerden bahsediyorum.
Sayın Bakan, bir konuda daha çağrı yapmanız lazım, hani yüksek katma değerli ihracatın dışında, o da bölgesel barış. Şimdi, Türkiye bence kendi retoriğinin etkisinde kaldı, şu anda esiri oldu hatta. Özellikle ülkemizdeki iç barışı tesis edemediğimiz için çatışmalı bir ülke algısı -hani Türkiye markasını getirmişsiniz, ben de reklamlarınızı izledim, önemli, ancak- Türkiye'nin dışarıdan algısı günden güne biraz kötüye gidiyor. Her gün negatif yönde gidiyor. Yani Türkiye otoriterleşen bir ülke, tek adam modeline doğru giden bir ülke, güvenliksiz bir ülke, çünkü şu anda ülkede pek çok ciddi bir çatışmalı dönem yaşanıyor...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Paylan, ek süre veriyorum, toparlayalım lütfen.
GARO PAYLAN (İstanbul) - ...patlamalar söz konusu. Biliyorsunuz, en son İstanbul'da turistlere dönük, Ankara'da, Suruç'ta ve bu algı ülkeye yatırım yapma iştahını da... Yani doğrudan yatırım yapma iştahında da gerileme söz konusu, turizm açısından da gerileme söz konusu, pek çok yönden algımızı, imajımızı, yani üç yıl önceye göre, beş yıl önceye göre ciddi anlamda geriletiyor ve bu yalnızca reklamla çözülebilecek bir şey değil. İstediğiniz kadar reklam verin, sonuç olarak bir haberle, çatışmalı görüntü haberleriyle o ülkenin imajı yerle yeksan olur, bu ülkeye yatırım yapılmaz algısı söz konusu olabilir.
O açıdan, siz de Hükûmetimizin bir bakanı olarak, içeride ve dışarıda bu çatışmalı politikaların yerine barış politikalarını, yani hem içeride Kürt meselesinin barışçı bir yöntemle çözülmesinin hem de Rojova'ya dönük olarak barışçı bir yöntemle çözülmesinin sizin bakanlığınızın da pek çok kalemini her anlamda olumlu yönde etkileyeceğini vurgulamanız gerekiyor diye düşünüyorum, çünkü her anlamda Türkiye'nin imajını yükseltmeye çalışıyorsunuz, ama bunu yükseltmenin birinci yolu demokrasimizi kurumsallaştırmaktan, iç barışımızı ve dış barışımızı tesis etmekten geçiyor diye düşünüyorum, çünkü öbür türlü reklamlar açığa düşer diye düşünüyorum.
Sayın Bakan, et ithalatı meselesi çok popüler bir konu, bu konuda size bir talep geldi mi, yani bunun önünün açılmasıyla ilgili size bir soru soruldu mu? Çünkü fiyatların gerilemesiyle ilgili bir üst sınır konuldu, o konudaki görüşlerinizi de merak ediyorum.
Sayın Bakan, bavul ticareti ve turizm konusunda ciddi gerilemeler söz konusu olacak, yani genel olarak, sırf Rusya değil, bu konudaki öngörülerinizi merak ediyorum, yani sizin kalemlerinizle ilişkilenmesi anlamında, hizmet satın alma anlamında.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (İstanbul) - Şimdilik bu kadar.
Teşekkür ediyorum.
Pardon, özür dilerim, bir şey daha var Sayın Başkan.
Şu dış alacaklarla ilgili, Libya'daki müteahhitlerin alacaklarıyla ilgili ve şu anda kriz yaşadığımız bütün ülkelerde alacaklarla ilgili ne durumdayız? Çünkü alacaklarını alamadıklarıyla ilgili söylentiler söz konusu.
Teşekkür ederim.