| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı hakkında (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Orman ve Su İşleri Bakanlığı b) Orman Genel Müdürlüğü c) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç) Meteoroloji Genel Müdürlüğü d) Türkiye Su Enstitüsü e) Ekonomi Bakanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 12 .02.2016 |
SALİH CORA (Trabzon) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyeleri, basınımızın güzide temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, Bakanlığınız döneminde yapılan tarihî hizmetlerin bir kısmını arkadaşlarımız izah etti. Özellikle, Gümüşhane Milletvekilimiz Cihan Bey de çok güzel bahsetti, ben bu konulara girmeyeceğim.
Bizim, özellikle, Karadeniz Bölgesi'nde ve bilhassa Trabzon ilimizdeki önemli bir sorunu sizlerle paylaşmak istiyorum. 2003 yılında 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 1'inci maddesinde yapılan değişiklikle kızılağaç ve aşılı kestanelerin aynı maddenin (h) fıkrasına sokularak böylece kızılağaçlıklar ve aşılı kestanelikler orman ağacı kapsamından çıkarılarak meyveli ağaç kapsamına alınmıştı. Yine, Orman Kanunu'nun 116'ncı maddesiyle bu ağaçların kesimine müsaade edilmişti bu yasal düzenlemeyle. Ancak, o dönemde bu yasal düzenleme Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Anayasa Mahkemesine gönderilmiş, Anayasa Mahkemesinin 17/03/2004 tarih, 2003/100 esas ve 2004/33 sayılı Kararıyla, orman sınırlarında daraltma yapılamayacağı Anayasa'nın 2, 35, 44 ve 169'uncu maddelerine aykırı bir düzenleme olduğu gerekçesiyle iptal edilmişti. Bu kararın üzerinden on yıl geçmiş olması yeniden bir yasal düzenleme yapılmasını mümkün kılmaktadır.
Sayın Bakanım, bizim bölgemizdeki seçim döneminde en çok rastladığımız sorunlardan bir tanesi budur. Belki Trabzon'a geldiğinizde size de bu bir şekilde aktarılmıştı. Kızılağaçların orman ağacı olmadığı bilimsel olarak saptanmıştır. Bu tür ağaçlar sadece aynı ekosistem içerisinde yer alan, ancak daha çok tarım arazilerinde yetişen bir ağaç türüdür. Yine, bu ağaçların bölgedeki varlığı ve kullanılmasına müsaade edilmesi açısından gerçek ormanların da tahrip edilmesi engellenecektir. Mevcut düzenlemenin bir diğer sorunu da vatandaş ile devleti karşı karşıya getirmektedir. Bu düzenlemede bu ağaçlardan faydalanmanın düzenlenmemiş olmasıyla kuruyan kestane ağaçlarına ve kesimlik çağa gelmiş kızılağaçlara ne devlet ne de vatandaşın müdahale etmesi mümkün olmaktadır. Aslında devletin hükmi şahsiyeti altında görülüp binlerce hektar bu şekilde atıl kalmaktadır.
Bir yerin ağaç ve ağaçlıklarla örtülü olması o yerin orman rejimi içerisinde yer alması için yeterli değildir. Olayı toprak yapısı yönünden değerlendirdiğimizde kızılağaçların orman arazisinde değil, daha sulak tarım arazilerinde yetiştiği bilinen bir gerçektir. Benim özellikle seçim bölgem olan Tonya, Şalpazarı, Beşikdüzü ve civarındaki ilçeler iç göçün en çok yaşandığı yerlerdir. Buralarda göç nedeniyle terk edilen arazilerde, özellikle sulak bölgelerde bu tür ağaçlar kendiliğinden çok hızlı ve süratli bir şekilde büyümekte ve orman görüntüsü oluşturmaktadır. Bu nedenle, bu ağaçların yetiştiği bölgelerde şöyle bir sorun da oluşmaktadır. Vatandaş şöyle düşünüyor: "Bu yerler orman olup elimizden ileride alınacaktır." korkusuyla bu ağaçları henüz faydalanma aşamasından gelmeden kesilmesi, o sahaların tahrip edilmesi de söz konusu olmaktadır. Bugün kavak ağacının durumu ortadadır, kavak ağaçlarının katettiği mesafeyi hepimiz biliyoruz. Sebebi, bu şekilde, kavak ağaçlarından faydalanılması sonucunda kavaktan çok daha kıymetli türler olan kestane ve kızılağacın da özel olarak aynı statüde değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasa değişikliği yapılması gerekiyor bu konuda. Bu şekilde, 100 binlerce hektar kızılağaç ekili alan ekonomiye kazandırılarak kestane ve kızılağaç özel ağaçlandırmaları ivme kazanacak, bunun yanında toprak ve su rejimi açısından toprak muhafaza karakteri taşıyan binlerce hektar alan orman rejimine dâhil edilmiş olacaktır. Orman alanlarında da bir daraltma da söz konusu olmayacak. Bize göre, bu yapılacak düzenleme bu ağaçlardan faydalanmayı getirecek, kolaylıkla orman alanlarımızın bu serbestiyle beraber daha da artacağına inanmaktayım. Bu konuda, Sayın Bakanım, bir düzenleme yapılması çok önem arz etmektedir. Bir çalışma da yaptım kendim şahsım olarak. Bürokratlarınızla beraber veya uygun göreceğiniz kişilerle bir çalışma olursa biz bunun yeniden yasal düzenleme kapsamına alınmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu vesileyle bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, başarılar diliyorum.