| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili İffet Polat ve 203 Milletvekilinin, Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4989) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 14 .03.2023 |
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Öncelikle Sayın Başkana ve Komisyon üyelerine saygılarımı sunuyorum.
Sevgili arkadaşlar, görüşmekte olduğumuz bu torbanın bana göre iki büyük yanlışı var, bunu başta koymak lazım. Birinci yanlış zamanlaması, yanlış zamanda geldi. İkinci yanlışsa içeriği. Zamanlaması diyorum, niçin zamanlaması yanlış? Az önce Çetin Osman Budak çok güzel açıkladı, bunun içeriğinde olması gereken şey "Depremle ilgili yıkılan organize bölgelerde acil ne yapabiliriz?" olmalıydı. Eğer biz Sanayi, Ticaret, Enerji Komisyonu üyeleriysek önce buna bakmalıydık, bu birincisi. Yani içerik anlamında da yanlış, zamanlama anlamında da yanlış. Zamanlama anlamında yanlış çünkü altmış gün sonra seçim var yani bu kararı siz açıkladınız, seçim yapacağız; eyvallah, çok güzel ama centilmenlik gereği artık bu altmış günde yasa, kanun falan getirmemeniz gerekir. Artık, yeni seçilecek, altmış gün sonraki iktidar kimse onlar bunun hesabını vereceği için onlar yapmalı bu yasaları; bir de bu önemli bence.
Şimdi, ben İzmirliyim, İzmir Milletvekiliyim. Biliyorsunuz, Kemalpaşa Organize'de ciddi bir problem var. Kemalpaşalı köylüler benim önümü kestiler ve dediler ki: "Lütfen bize sahip çıkın, yirmi yıldır bize kimse sahip çıkmıyor." Şimdi, iki yüz kırk ayda çözemediğimiz bir şeyi seçime iki ay kala çözmeye çalışıyoruz. Ya, tam iki yüz kırk aydır iktidardasınız arkadaşlar, iki yüz kırk ayda çözemediğiniz, düzeltemediğiniz şeyi iki ayda düzeltmeyi planlıyorsunuz. Elbette ki bu Komisyon, hepimiz, hangi partiden olursak olalım öncelikli olarak kamu yararını gözetiyoruz, ancak burada bir şeyi ifade etmem lazım müsaade ederseniz: Öncelikli olarak düşündüğümüz kamu yararı sadece ve sadece organize sanayi bölgeleri değildir arkadaşlar, tarım alanları da korunmalıdır, onlar da öncelikli kamu yararı içermektedir yani OSB'lerde kamu yararı olduğu gibi tarım alanlarında da kamu yararı vardır. Her geçen gün dışa bağımlı hâle geldik, oysa bir dönem, biz çocukluğumuzda kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biriydik, bugün tarım ve gıdada dünya kadar gıda maddesi ithal eder hâle geldik.
Şimdi, tarımla uğraşan köylüler, özellikle Kemalpaşalılar -önümü kesenlerin anlattığı şeyi söylemek istiyorum- "Burası OSB bölgesinin içine alındığında biz mahkemeye müracaat ettik." diyorlar ve mahkemeden de hâkimin tarafsız kararıyla yani dikili tarla olan ya da mera olan ya da orman olan yerleri hâkim haklı olarak "Burada kamu yararı vardır, bu tarım arazileri korunmalıdır." diyor. "Köylünün elindeki tapulu yani atalarından, dedelerinden kalan tapulu araziyi alamazsınız." diyor ve böyle bir karar alıyor mahkeme. Ancak şimdi görüyoruz ki mahkeme yoluyla aşamadığımız yolu, kanalı burada yeni bir yasa çıkartarak o köylülere gol atarak aşmaya çalışıyoruz ve ellerindeki tarlaları almaya çalışıyoruz. Bu, doğru bir davranış değildir arkadaşlar yani burada dikili tarlayı, merayı, ormanı kamu yararı diyerek sanayi bölgesine çevirmek, mahkemelerin verdiği karara, çıkacak yeni bir kanunla köylüyü teslim almaya çalışmak yani arkadan dolanmak... Rant konusunda sanayide ve sitelerde çevreyi düşünmediğimiz gibi, çocuklarımızın geleceğini de düşünmeyen davranışlar içindeyiz yani hangi akılla biz, atalarından, dedelerinden miras kalan tarım arazilerini çiftçinin, köylünün elinden emrivakiyle alıyoruz? Yıllarca ailesinin geçimini o topraklardan sağlamış köy insanını neden topraklarından dışarıya atıyoruz, böyle adalet olur mu? OSB ilan ederek verimli tarım arazisinin kamulaştırılmasının karşısında köylü direniyor, yürütmeyi durdurma kararı aldırıyor mahkemeden, siz bunu dikkate almayıp eğer OSB inşaatlarına başlarsanız telafisi zor büyük zararlar ve zaman kayıplarına neden olacaksınız. Vekili olduğum İzmir ilinin Kemalpaşa ilçesindeki OSB inadınız yanlış yolda olduğunuzun açık bir örneği. Köylünün toprağına el koyamazsınız, buna izin vermeyeceğiz; köylünün üstüne çökmenize müsaade etmeyeceğiz. Bu maddeyi geri çekmenizi öneriyorum.
Teşekkür ediyorum.