KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şimdi, arkadaşımızın imam-hatiple ilgili söylediği şeyler ile hatibin verdiği cevap arasında çok fazla bağlantı yok. Arkadaşımız imam-hatip okullarına karşı çıkmadı, imam-hatip liselerine karşı çıkmadı. Belki teknik olarak din eğitimi 15 yaşından sonra diye bu tartışılabilecek bir konu ama esasen karşı çıkmadı. Bir defa yani bu imam-hatipler üzerinden tartışarak tekrar mağduriyetlerle siyaset yapmayın yani bu yanlış bir yol, artık bunu bırakın. Bakın, benim 3 tane çocuğum imam-hatip lisesinde okudu. 2 tane çocuğum da 28 Şubatta üniversitelere gidemediler, sıkıntılar yaşadılar. Bu günler geçti, kimse 28 Şubatı falan savunmuyor. Siz de artık lütfen mağduriyetlerin üzerinden lafları çevirerek, "çöpe atmalar" şeklinde insanları tahrik ederek bir yere gidemezsiniz, bu tartışmaları bırakın. Cumhuriyet Halk Partisi çok açık, net söylüyor: Biz, kimlik siyaseti yapmıyoruz, inanç siyaseti yapmıyoruz, yaşam tarzı siyaseti yapmıyoruz. Devletin kimlikler, inançlar ve yaşam tarzları üzerinde hiçbir dayatma yapmaması gerekiyor, hiçbirinin yanında, hiçbirinin karşısında olmaması gerekiyor diye söylüyoruz. Arkadaşımızın söylediği teknik bir konudur, "Eğer imam-hatip liseleri gerçekten imam-hatip yetiştirmek ve ilahiyat fakültelerine öğrenci hazırlamaksa burada ihtiyaç dikkate alınır." dedi. Sizin dediğiniz şey, aslında çoktan çöpe atılmış bir şeyi söylüyorsunuz. Evet, zamanında imam-hatipler Türkiye'de din eğitimiyle ilgili ciddi problemler olduğu zaman da arkaya dolanmak yoluyla seçilmiştir ama bunlar gelip gitmiştir. Şimdi, siz on üç seneden beri iktidarsınız, din eğitimiyle ilgili bir problem var mı, varsa bu da sizin kabahatinizdir. Bir problem yok, kurslar var, bütün her şekilde eğitim alabiliyor, okullarda seçmeli dersler var. Burada Cumhuriyet Halk Partisi diyor ki: İmam-hatipler yani böyle ikili, üçlü eğitim sistemi olmasın, imam-hatipler diğer meslek okullarında olduğu gibi imam-hatip yetiştirsin ve ilahiyat fakültesine...

ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Siz "Sadece ilahiyata gitsin." diyorsunuz?

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Sadece ilahiyata mı gitsin?

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Sadece ilahiyat amaçlı mı olsun diyorsunuz, soruyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Evet, evet.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Yani, çocukları o mağduriyeti yaşamış bir baba olarak öyle mi söylüyorsunuz?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Evet, öyle söylüyorum.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Anlamak için tekrar soruyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir dakika dinle, ben seni dinledim.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - İmam-hatipleri sadece ilahiyata... Öyle mi?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ben sizi dinledim, lütfen dinler misiniz.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Tamam, soruyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Öyle söylüyorum. On dört seneden beri iktidarda değil misiniz? Bütün iktidar mekanizması elinizde değil mi? Bütün kararları almadınız mı? Din eğitimiyle ilgili ayrıca bir problem var mı? Varsa bu sizin kabahatinizdir. İmam-hatip liseleri de diğer eğitim meslek...

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Onu özleyenler var mı diye soruyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yok, özleyenler ayrı, insanların niyetlerini sorgulayamazsın beyefendi. İnsanların niyetlerini sorgulama.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Yani, burada birbirimize laf cambazlığı falan yapmaya gerek yok.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Laf cambazlığını siz yapıyorsunuz.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Hele sizin şahsınızda...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siz yapıyorsunuz, hâlâ mağduriyet edebiyatı yapıyorsunuz.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Yaşadınız, bu mağduriyetleri yapmayın. Hele hele sizin buna cevap vermeniz hiç yakışmıyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir dakika, bir dakika... İmam-hatip okullarını artırdınız da ne oldu toplumsal ahlak konusunda? Daha az mı hırsızlık yapılıyor, ahlak daha az mı dejenere oluyor, daha az mı yolsuzluk oluyor?

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Kapanırsa düzelecek mi? Kapanırsa mı düzelecek?

BAŞKAN - Evet, Sayın Bekaroğlu, toparlayabilir misiniz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kimse "Kapansın." filan demiyor beyefendi, kimse "Kapansın." demiyor. Siz istiyorsunuz ki birileri "Kapansın." desin, biz de bunun üzerinden siyaset yapalım.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Hadi canım!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Böyle bir şey yok, böyle bir CHP yok. Böyle bir CHP yok ya, bırakın.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, toparlayabilir misiniz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Böyle bir CHP yok, bunu bırakın. Din eğitimiyle ilgili bir problem yok.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Bütün iyi niyetimle, sözcüsü olduğunuz hâlde, Bülent Bey, bu konuda tevil beklediğimi söylüyorum. Eğer öyle olsaydı bu isnatlarda bulunurdum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tevil yok.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Hepsi ortada, hepsi ortada, herkes şahit.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tevil yok.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Doğru mu Bülent Bey, söylediklerim doğru mudur?

BAŞKAN - Tamam. Evet, Sayın Bekaroğlu herhâlde...

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Gerçekten, Cumhuriyet Halk Partisinin...

BAŞKAN - Lütfen, bir dakika...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir daha anlatayım, anlamadıysanız...

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - İsnatta bulunmayın, ben size isnatta bulunmadım.

BAŞKAN - Şimdi, bakın, Sayın Bekaroğlu, size söz verdim, açıklama yaptınız.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İki cümle daha izin verir misiniz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Tamam, bir dakika daha veriyorum, lütfen.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakın, açık, net söylüyorum. Bir: Cumhuriyet Halk Partisi kimliklerin, inançların, yaşam tarzlarının siyaset konusu olmasına karşı çıkıyor.

FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) - O bir slogan.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Slogan filan değil, hakikat. (Komisyon sıraları arasında karşılıkla laf atmalar)

İki: Cumhuriyet Halk Partisi, dinin, inancın eğitimiyle ilgili devletin bir kısıtlama getirmesine karşı çıkıyor.

Üç: "İmam-hatip liselerini biz açtık, imam-hatip liseleri devam etsin." diyor ama sizden farklı bir şey söylüyor, "İmam hatip liseleri imam-hatip yetiştirsin ve ilahiyat fakültelerine öğrenci yetiştirsin." diyor.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - "Bunun dışında hiçbir yere gitmesin." mi diyor?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İhtiyaç, gidebilir, elbette...

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Bunun dışında, hukuk fakültesine gitmesin, Cumhurbaşkanı olmasın...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Gidebilir arkadaş ya, bir dinle ya!

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - O zaman çelişiyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Fikrimizi söylüyoruz biz, sen de başka bir şey söyle! Diyoruz ki: "Elbette gidebilir." İmam-hatibe...

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Soruyorum, sorulara cevap vereceksin.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bakın, devletin planlaması açısından diyoruz. İhtiyaç olduğu kadar alınır ama orada hiçbir özgürlük kısıtlaması yapılmaz, katsayı konulmaz, isteyen öğrenci tıp fakültesine de gider, mühendisliğe de gider.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Biz de bunu duymak istiyoruz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ama siz diyorsunuz ki...

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Ama söylediğiniz iki cümle birbiriyle çelişiyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siz hâlâ bunu dayatıyorsunuz.

BAŞKAN - Şimdi, karşılıklı konuşma değil, lütfen, değerli milletvekilleri.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İmam-hatipler konusunda, din eğitimi konusunda ayrımcılık yapan sizsiniz beyefendi. Bakın, daha önceleri başka bir şey dayatılıyordu, siz de başka bir şey dayatıyorsunuz şimdi, problem budur. İktidara geldiniz, iktidar mekanizmasını olduğu gibi koruyorsunuz. Siz kendi inancınızı, kendi düşüncenizi dayatıyorsunuz, problem o. Peki, azınlıklarla ilgili sorun ne? Biraz evvel arkadaşımız konuştu, Alevilerle ilgili sorun ne? Siz bunları halettiniz mi, inanç özgürlüğüyle ilgili bir şey yaptınız mı, bunlara cevap verin.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Alevi meselesini siz mi ağzınıza alıyorsunuz?

BIHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Başka bir şey söylüyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yahu, beyefendi, bir defa elini indir, efendi ol.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Senin elin ne böyle?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Adam gibi konuş, uyarıyorum sizi, adam gibi konuş.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Ben de sizi uyarıyorum.

BAŞKAN - Lütfen...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Adam gibi konuş, dinlemesini de öğren.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Ben de sizi uyarıyorum, siz de adam gibi konuşun.

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, hitap ederken lütfen daha saygılı olalım, lütfen.

EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Ne demek o ya, yok öyle bir üslup.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yahu, sen bir aynaya bak aynaya, üslubunu gör.