KOMİSYON KONUŞMASI

SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.

Değerli Komisyon üyeleri, hepimiz Türkiye'nin geleceğin dünyasında büyük ve öncü bir ülke olmasını arzu ediyoruz. Bu noktada da Millî Eğitim Bakanlığımızın gerçekleştirdiği ve gerçekleştireceği hizmetlerin önemini tartışmasız kabul ediyoruz. Zira, Millî Eğitim Bakanlığının bütçesinin yüksek olmasının bir sebebi de geleceğe dair planlardan kaynaklanmaktadır. Aynı şekilde, yine, millî değerlerimizi ve tarihî mirasımızı özümsemiş, dünya değerleriyle etkileşen genç nesilleri bilim, girişimcilik ve demokrasiyle donanmış özgür bireyler olarak yetiştirmenin gayreti içerisinde olduk. Türkiye'nin en büyük güç kaynağının eğitip yetiştirdiği insanlar olacağını hepimiz biliyoruz.

AK PARTİ iktidarları döneminde, tabii, millî eğitim alanında önemli hizmetler yapılmıştır, önemli icraatlar ortaya konulmuştur. Ben, bu on dört yıllık dönemde yapılanları burada söylemeyeceğim, zaten Sayın Bakanımızın sunumunda birçok şey söylendi. Sayın Bakanımızın döneminde, özellikle Sayın Bakanımız Sayın Nabi Avcı Bey'in döneminde yapılan ve değer verdiğimiz bazı hususları belirtmekte yarar görüyorum:

Bakanlığın teşkilat yapısını tümüyle reformdan geçirerek etkinlik ve verimlilik artışının sağlanması, eğitim ve öğretime erişim artırılarak kaliteli ve kurumsal kapasitenin yükseltilmesi, eğitim programları ve materyallerinin güncellenme çalışmalarının yürütülmesi, eğitim bilişim ağı 8,5 milyon izleyicisi ve 150 bini aşkın yardımcı ders materyaliyle örgün ortaöğretim düzeyinde dünyanın en büyük eğitim portali hâline gelmesi önemli bir gelişmedir. Çocuklarımızı umut tacirlerinin elinden kurtararak destekleme ve yetiştirme kurslarıyla dev bir hizmete imza atılmış olması da önemlidir. Değerli arkadaşlar, yine, eğitimde fırsat eşitliği için kazanım kavrama testleri yayınlanarak TEOG gibi sınavlara hazırlığın kolaylaştırılması, ortaöğretim mevzuatının basitleştirilerek birleştirilmiş olması, okullarda serbest kıyafet uygulamasına geçilmesi, ortaöğretim kurumlarında okul türlerinin azaltılmasının yine Bakanımız döneminde sağlanması, ders kitapları incelenip önceden gelen hataların hassasiyetle düzeltilerek güncellenmesi, bunun dışında, e-pansiyon, e-bütçe modülünde bütçe takip modülü işleme alınarak uygulamaya konulması, ortaöğretim kurumlarında, bilhassa zorluk yaşanan bu öğrenci nakil işlemlerinin kolaylaştırılmış olması, eğitim ve öğretimin aksadığı yörelerde telafi eğitimi uygulama programları yapılarak hiçbir bireyin eğitimden yoksun bırakılmaması, ayrıca, 315 bin Suriyeli öğrenciye eğitim hizmeti sağlanması ve bunların yanı sıra, bence en önemlilerinden biri de cumhuriyet tarihinin en çok öğretmen atamasının da yine Sayın Bakanımız döneminde gerçekleştirilmesi önemli hizmetlerdir. Bunun dışında, çağdaş öğretim, teknik ve materyallerin etkin kullanımını esas alan FATİH Projesi'nin başarıyla yürütülmesinden dolayı Sayın Bakanımıza teşekkür ediyoruz.

Yine, bunların dışında, benim eksiklik ve aksaklık olarak gördüğüm bazı hususlara da değinerek konuşmamı sona erdireceğim. Biz bu mevcut ders müfredatlarının yeniden gözden geçirilerek daha millî ve yerli bir müfredat programının oluşturulması, merkez ve taşra teşkilatı idaresinin vekâleten değil, asaleten atanan idarecilerle yürütülmesinin ülkemizin eğitimine güç vereceğini, buralarda çalışan kişilerin de motivasyonunun geliştirileceğini ümit ediyorum.

Yine, Sayın Bakanım, özellikle ben milletvekili olmadan önce de çok karşılaştığımız bir durumdu bu, imar planlarında okul yeri olarak tahsis edilen parsellerin, taşınmazların mülkiyet hakkını ihlal edici durumlar oluşturduğuna şahit olmaktayız. Yani, bu taşınmazlar imar planında okul yeri olarak gösteriliyor ancak ne vatandaş kullanıyor, ne de Millî Eğitim Bakanlığı bunları satın alabiliyor, belirli süre geçtikten sonra da fiilen el atma durumları söz konusu oluyor. Vatandaş dava açtığında bu sefer kamu yüksek bedeller ödemek zorunda kalıyor. Bu konuda son yargı kararlarını da gözeterek yasal bir düzenleme yapılmasında yarar görüyoruz.

Sayın Bakanım, yine bir hususu da belirtmek istiyorum. Geçmişte sürekli konuşulan meseleler şimdi tabii çok fazla konuşulmuyor, kırk günlük öğretmenler, altı aylık öğretmenler, başka meslekten öğretmenler, bunların eğitimdeki kalitenin yakalanmasında hiçbir katkı sağlayamadıklarını hep beraber gözlemledik. Dolayısıyla, bu sorunun çözümü için aslında öğretmenliğin bir meslek olarak görülmemesi gerekiyor; bu işin bir kabiliyet işi, bu işin bir sanat olarak görülmesi gerekiyor, bir adanmışlık ruhunun oluşması gerekiyor. Öğretmen olabilecek kişilerin bu görevi ifa edip etmeyecekleri ta ilkokuldan itibaren takip edilerek, izlenerek, yönlendirilerek, teşvik edilerek öğretmenliği tercih etmesi sağlanmalı ve böylece yetenekli kadrolara ulaşarak daha fazla kaliteyi ortaya çıkarabileceğimizi düşünmekteyim.

Son olarak da, bu birçok yerde uygulanıyor ama daha da yaygınlaştırılmasını temenni ediyorum, politik olarak uygulanmalı, ikili eğitimin tekli eğitime geçmesi hususunda bizim bir önerimiz olacak. Tekli eğitime geçersek konular daha rahat işlenir, bilgiyi zamana sıkıştırmamış oluruz. Özellikle öğleden sonraki dersler de kültür, sanat, spor olarak planlanırsa öğrencilerin sosyalleşmeleri ve yine bunlarla beraber sosyal donatı ortamlarının da oluşturulmasıyla öğrencilerimizin okulu sevmelerini sağlamış oluruz. Benim tespit ettiğim ve öneri olarak da sunmak istediğim hususlar bunlardır.

Ben yine özellikle döneminizde yapmış olduğunuz hizmetlerden dolayı sizleri ve çalışma arkadaşlarınızı tebrik ediyoruz. Hem şahsım hem milletimiz adına da teşekkür ediyoruz.

Bütçenin hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz