Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri (Devam) a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu d) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu e) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 10 .02.2016 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakan, bir konuyu unutmuşum. Şöyle ki -Bihlun Hanım da söyledi- bu dış politika hamleleri konusunda bayağı böyle fevri, elini yüksekten açan çıkışlar yapıyoruz. Sonra birkaç yıl geçiyor ve bakıyoruz ki ülke pek çok anlamda kaybetmiş, ilişkileri tekrar toparlıyoruz. Hâlbuki, ilk başta elimizi çok yüksekten açıyoruz, sonra tekrar müzakereler başlıyor. Yani, İsrail'le bunu yaşıyoruz, şimdi Mısır'la yaşayacağız benzer bir şeyi. Bakın, mesela, Esad'la ilgili bile, Esad tekrar pozisyon alıyor, biliyorsunuz, bölgede pek çok yeri tahkim ediyor. Yarın öbür gün belki Esad'la da tekrar ilişkiye geçmek durumunda kalabilirsiniz. Oysaki çok eli yukarıdan açıyoruz politikalarda, sonra tekrar onu düzeltmeye çabalıyoruz. Bu politikanın doğruluğu anlamında size bir şey sormak istiyorum. Yani, dünyada hiçbir ülke bu kadar fevri hamleler yapmıyor dış politikada ama Türkiye ne hikmetse özellikle son birkaç yılda çok fevri. Ya, uçak düşürülmesinden sonra da veya uçak düşürülme hamlesinde bakıyoruz, çok büyük bir kayıpla karşı karşıyayız ve Rusya bunun şu anda zevkini yaşıyor. Yani, uçak düşürülme sonrası bütün oradaki hamleyi, oyunu kendisi kuruyor. Ya, öyle bir şey ki sanki hani Rusya istese böyle bir hamle yapamazdı. Bütün bölgedeki pozisyonunu bu uçak düşürme üzerine tahkim etti.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Son bir iki cümle daha edeceğim.
PYD konusunda, Sayın Bakan, şimdi, biz kendi retoriğimizin esiri olmadık mı? Sayın Salih Müslim daha geçen seneye kadar Ankara'ya gelip gidiyordu -Asya Abdullah ve Salih Müslim- ve biz onunla konuşabiliyorduk. PYD'yle pek çok yönde müzakere edilebiliyordu, şöyle olsun, böyle olsun, şuraya geç, buraya geçme noktasında ve biz şimdi bir retorik kurduk "PYD terör örgütüdür." retoriğini kurduk ve kendi retoriğimizin esiri olduk. Şu anda Suriye sınırımızın yedide 6'sını PYD kontrol ediyor ve biz ona "terörist" dediğimiz için şu anda... ABD mesela dün "Onlar terörist değil, müttefik."dedi; Rusya "müttefikimiz" diyor. Biz oyun kuramadığımız için gelip başka uluslararası güçler orada bir oyun kuruyorlar PYD'yle birlikte ve Esad da sonuç olarak PYD'nin hiçbir şekilde güvenemeyeceği bir yapı olduğu için güvenebileceği bir merkez lazım. Türkiye bu olamaz mıydı, Türkiye bu oyunu kuramaz mıydı? Salih Müslim ve Asya Abdullah'la başka bir yerde değil de Ankara'da bu müzakereleri yapıyor olamaz mıydık? Yani, PYD'yle stratejik bir iş birliğiyle bölgede daha fazla Türkiye'nin oyun kurması anlamında bir adım atılamaz mıydı diye size soruyorum.