KOMİSYON KONUŞMASI

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli misafirler, Sayın Başkan; bugünkü sunumlarda gördük ki işçi sendikalarımızın olduğu gibi memur sendikalarımızın da bu kazayla ilgili önemli tespitleri var, önemli düşünceleri var. Özellikle, kamu sendikacılığını da ben az çok bildiğim için bu alanda... Biraz önce anlatan arkadaşlarımız ve sizler şu gerçeği ortaya koydunuz: Kamudaki en önemli sorunun liyakat sorunu olduğunu, maalesef, bu liyakat sorununun kazaların sebebinde bir numaralı rol oynadığını görüyoruz. Tabii, devlet yönetim tarzının öteden beri alışkanlık ettiği kendi yandaş kadrolarıyla, yandaş sendikalarla iş birliği yaparak yönetme tarzı maalesef bu ölümlerin en önemli sonucudur. Esas itibarıyla bu tespitler yeni değil, ben çünkü bu hayatın içinden geliyorum.

Şimdi, burada iki sorum var: Bir, bundan sonra bu tip acılar yaşamamamız için kamunun ne yapması lazım? Yani, Türkiye Taşkömürünün ya da devleti yönetenlerin ne yapması lazım? Artı, burada örgütlü sendikalar nasıl katkı sağlayabilirler? Yine, işletme yönetimleri bu iş birliğinin içine girebilirler mi? Yani, üçlü bir anlayış içerisinde, bizim bu ülkede bir daha böyle acılar yaşamamamız için -sizler sendikacısınız, alandasınız; işçi sendikası, memur sendikası- bize, bu Komisyona demelisiniz ki: Ya, bundan sonra ülkemizde maden kazaları olmaması için öncelikle yönetim zafiyetiyle ilgili kadro, atama, liyakati ortaya koymak... Daha sonra teknik donanımdır, diğerleridir; değerlendirilebilir ama gördüğümüz şu: Eğer bir liyakat sorunu varsa, bir yönetim zafiyeti varsa zaten bütün meselelerin kaynağı orası, oradan zincirleme geliyor. Bu konuda önerilerinizi almak istiyorum.

Siyaseten ülkemizi yönetenlere, özellikle buradaki değerli iktidar vekillerimize -tabii ben çok konuşmak istemiyorum- söylüyorum, diyorum ki: Sayın Deniz Bey burada liyakatsiz atamalarla ilgili çok net açıklamalar yaptı yüzlerce defa, bildiğim için söylüyorum. Acaba bundan vicdanen hiç rahatsızlık duyuyor musunuz? Yani "Ya, keşke biz yirmi yıldır ülkemizi yönetirken liyakati esas alsaydık, yandaş-candaş ayrımı yapmasaydık, partili ayrımı yapmasaydık. Sendikaların, yandaş sendikaların peşine düşüp onların hak etmeyen elemanlarını, hak etmediği kadrolara yerleştirmeseydik." diye... İnanın belki de bu hadise olmayacaktı, belki 42 vatandaşımızı şehit vermeyecektik.

Sayın Başkan, ben maalesef size "Vicdanen rahat mısınız?" diye de sormak zorundayım.

Teşekkür ediyorum.