KOMİSYON KONUŞMASI

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim.

Sayın Bakan, Sağlık Bakanlığı bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Tabii, genellikle şu söyleniyor: Yatak sayısının arttığı, hastane sayısının arttığı, ambulans sayısı, doktor, eczacı, diş hekimi sayısı, ağız diş sağlığı merkezi, gayet tabiidir; on dört yıldan beri bütçe kullanıyor Hükûmet, özelleştirmeden de ciddi gelirler elde edildi, bundan daha doğal bir şey olamaz.

Şimdi, Millî Eğitim Bakanı öğretmeni arkasına almadan, Adalet Bakanı hâkim savcıyı arkasına almadan başarılı olması mümkün değildir. Ben de, Sağlık Bakanı olarak tabii, başta doktorlar olmadan, bunları arkanıza almadan başarılı olamayacağınızı düşünürüm.

Şimdi, benim burada özel olarak sorum şudur: Yani, yatak sayısının artmasıyla, sağlık hizmetlerine ulaşımın kolaylaşmasıyla, vatandaşlarda bir dönemde -son dönemlerde demiyorum çünkü ilave ücret vatandaşı özellikle özel hastanelerde son derece perişan ediyor- bir memnuniyet yaratılmıştır, bunu söylemek isterim ama doktorların memnun olup olmadığı konusunda elinizde herhangi bir anket var mı? Ben buraya gelirken birkaç doktor arkadaşla da görüştüm, telefon ettim, böyle bir ankete rastladınız mı diye çünkü hakikaten doktor arkadaşlar başta olmak üzere, sağlık personelimiz maddi ve manevi olarak son derece mağdur olduklarını ifade ediyorlar. Sağlık personelinin memnuniyetini ölçen bir anket yaptırdınız mı? Birinci sorum budur.

Sayın Bakanım, bir de, tabii, branşınızın, uzmanlık alanınızın ne olduğunu bilmiyorum ama olayı bir vakayla affınıza da sığınarak -ben doktor değilim tabii- ama... Şimdi, malum olduğu üzere kanser vakasının 4 aşaması -birazcık da başımdan geçtiği için- bunun da kendi içinde 4 seviyesinin olduğu söylenir. Şimdi, bu kanser vakasını teşhis etmek için birtakım tetkikler, tahliller yapılıyor öncelikle, daha sonra da teşhis konulmuşsa ilaç ve cerrahi müdahaleler yapılıyor. Şimdi, erken teşhis edemezseniz vaka ilerliyor ve tedavi etme imkânı da ortadan kalkıyor, vaka da "ex" oluyor. Şimdi, PKK ciddi bir kanser vakasıdır bana göre, bana göre değil toplumun tamamına göre böyledir. Şimdi, mesela, siz veya herhangi bir hekim -burada çoğunluk, Sağlık Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz, birçok hekim arkadaş var- vaka doktorun önüne geldiği zaman mikropla müzakere mi ediyor, anlaşma mı imzalıyor veyahut sizler doktorlar olarak mikroba "Beni öldürme." mi diyorsunuz? Gayet tabii, böyle bir şey yok. Dolayısıyla, bu vaka gerçek vaka, ciddi bir kanser vakasıdır, zamanında vaka görmezden gelinmiştir, bu gerçeği kabul edeceğiz. Görmezden gelinen süre içerisinde de dağdaki eşkıya, dağdaki silahları şehre indirmiştir. Aksini iddia eden de zaten yok, olamaz da. Şimdi, ben birtakım, yaralı askerlerimizi, polislerimizi ziyaret ettim, orada resimlerini gördüm. Öyle bir düzenek kurulmuş ki -hiç öteye gitmiyorum- buzdolabının içine bile bomba düzeneği kurulmuş, açtığınız zaman asker, polis telef olup gidecek, şehit düşecek; gardıropların, yatakların içine bomba düzenekleri kurulmuş. Şimdi, bu kanser vakasını Türkiye daha fazla taşıyamaz. Bir an önce her türlü tedbir alınarak bertaraf edilmelidir, benim söylemek istediğim budur.

Şimdi, tabii, yatak sayısını artırabiliriz, donanımını artırabiliriz, hastanelerimizin sayısını çoğaltabiliriz ama Türkiye'nin bugün gelinen noktada en önemli meselesi bu vakanın behemehâl bertaraf edilmesidir her türlü tedbir alınarak. Yatak önemlidir, hastaneye ulaşım önemlidir ama bu vakanın bertaraf edilmesi çok önemli diye düşünüyorum.

Şimdi, sizler, geçen, Genel Kurulda da kısmen bu konuya değindiniz. Günlerdir Cizre'de Cudi Mahallesi'nde bir evden bahsediliyor. Tabii, bu çok açığa çıkmadı ama bugün gazetelerde yer alan bir haberde burada teröristlerin ele başlarından Mamo ve Rozan isimli 2 kişinin olduğu ve bunların...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - ...gereğinin yapıldığı haberi yer alıyor.

BAŞKAN - Sayın Fahrettin Oğuz Tor, bir saniye müsaade edin, ek süre veriyorum sözlerinizi tamamlamanız için.

Buyurun.

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim.

Tabii, en son haber bu, bugünkü gazetelerde de yer alıyor bildiğim kadarıyla, birkaç gün önceki gazetelerde de yer almıştı. Mamo ve Rozan isimli 2 önde gelen terörist olduğu söyleniyor. Bu bilgi doğru mudur?

Şimdi, ben şunu söylemek istiyorum çünkü özellikle Cudi Mahallesi'ndeki bu evle ilgili yaklaşık on beş günden beri -bütün arkadaşlar da bilir, Genel Kurulda ve burada da konu oldu- ciddi tartışmalar yer aldı. Yani, bu konunun behemehâl açığa kavuşturulması lazım. Problemin tedavisinde bundan sonra yaşanacak olaylarda -inşallah, geç kalmayız teşhiste ve tedavide, zaten teşhiste problem yok demiştim- bir daha da açılım adı altında tedaviyi geciktirmeyiz diye düşünüyorum.

Sayın Bakanım, tabii, ülkenin ve milletin birlik ve beraberliğine kasteden varsa kastedenlerin kafası kırılır. Bunu ölen bir insandan insanı üzülmeden ayırmak lazımdır, devlet olmanın gereği de budur, bütün dünyada da olan budur. Bu mücadele yürütülürken askerin, polisin moralini bozucu söylemlerden şiddetle kaçınılmalıdır. Bu bir terör mücadelesidir. Örnek Almanya, yıllar önce Baader Meinhof çetesi aynı günde, farklı cezaevindekiler, bir günde gereği yapıldı. Teröristin gereği bir an önce kafası kırılmalıdır, yöre insanının da isteği budur. Tabii, Almanya yanlış mı yapmıştır? Almanya'daki insan hakları, hukuk düzeni Türkiye'den daha mı geridir? Elbette değildir. O yüzden ben güneydoğuda... Söyleyecek çok konu vardı ama beş dakikaya çok fazla da sığdıracak bir şeyim yok. Özellikle sağlığın sosyal güvenlik ayağı üzerinde konuşmak isterdim ama onu daha sonraki sürelerde konuşmak istiyorum.

Ben yörede mücadele eden insanlara da Allah'ın güç ve kuvvet vermesini diliyorum.

Sorum: 2 teröristin, o evin bir an önce açıklığa kavuşturulmasıdır.

Teşekkür ederim.