KOMİSYON KONUŞMASI

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Komisyonun değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, kıymetli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben bugün tasarının geneli üzerinde birtakım görüşlerimi beyan etmek istiyorum. Özellikle, öncelikle yapılmış bir hazırlık var, emeği geçenlere Sayın Bakan başta olmak üzere hepsine teşekkür ediyorum. Tabii, her emeğin bir neticesinin alınması da gerekli, onu da ayrıca ifade etmek istiyorum. Ancak, daha gerekçenin, genel gerekçenin başını okurken işin samimiyetini ve ciddiyetini sorgulamak zorunda kaldım Sayın Bakanım, bunu bir kere öncelikle ifade etmek istiyorum. Niçin bunu söylüyorum? Şimdi, siz birtakım hedefler koyuyorsunuz. Öncelikle bir sanayi stratejiniz var, ikincisini hazırladınız bildiğim kadarıyla. Burada sanayi stratejisiyle ilgili bir şey görmedim ben. Mutlaka içinde bağlantıları vardır oraya atıflarınız olmasa da oradan aldığınız bir şeyler vardır ama kamuoyuna yansıyan bir şey yok. Zaten ilk sanayi stratejisinde de onun bir mali bazı yoktu, finansman bazı yoktu. Şimdi onları konuşuruz. Yalnız burada benim gördüğüm kadarıyla, çok büyük bir inceleme fırsatı bulmamama rağmen diğer arkadaşların da ifade ettiği gibi, şimdi, burada 2023 teranesi gidiyor. İşin tekniğini bir tarafa bırakalım önce. Şimdi, 2023 hedeflerine baktığınızda bunun gerçekten samimi olması lazım Sayın Bakan. Şimdi "ihracat hedefi" diyorsunuz -bunun neticesi üretim ve ihracata gidecek- ihracat hedefi, yani 2002'den şeye geldiğiniz kadar, Sayın Başkan da orada genel müdürlük yaptı, ben de müsteşar yardımcılığı yaptım, baktığınız zaman 30 milyar dolarlardan geldi 147-150, öyle değil mi? Kaç senedir de yerinde sayıyor. Yani gidip geliyor. Araba marş almıyor. Eskiden çevrilen bir şey vardı hani şu arabaların marşının dönmesi için ha bire çevirirdik, bizim çocukluğumuzda görürdük. Şimdi, 2023'te ihracat hedefine bakıyorsunuz, ne olması lazım? 500 milyar dolar. Öyle değil mi? Biz bunu her yerde söylüyoruz ve tenkit de ediyoruz. Şimdi, siz on üç-on dört senedir ihracatı 100 milyar dolar civarında artıracaksınız. Sene kaç şu anda? 2016. 2023'e kaç sene kalmış? Siz ihracatı 350 milyar dolar artırmayı taahhüt ediyorsunuz. Böyle bir hedef olmaz. Bunun revize edilmesi lazım. Burada rakamsal boyutunu söylemiyorsunuz ne olduğunu ama 2023'ün hedefini revize edecekseniz bilelim. Olmayacak bir şey. Yani ben istemez miyim 500 milyar dolar ihracat? O kurumdan sorulur. Bunun bir hani ciddiyetinin olması lazım. Onu öncelikle ifade etmek istiyorum.

Millî gelir, demişsiniz "2 trilyon dolar". Öyle değil mi? Millî gelir 2008'den beri yerinde sayıyor. Şimdi, baktığınız zaman 720 milyar dolar olmuş. Şimdi, bunlar da hayatın realiteleri. Bütün dünya da bizi takip ediyor Sayın Bakanım. Siz âlâyıvalayla en mükemmelini söyleseniz bütün dünya da bu rakamları etüt ediyor, bakıyor, herkes Türkiye'yi takip ediyor artık. Yani buna baktığınız zaman bu işin hakikaten hani her zaman bu işin ciddiyeti dediğimiz zaman arkadaşların alınanları oluyor iktidar partisinden ama hakikaten bir şey yok. Bunları bir düzeltmemiz lazım, bu hedefleri bir anlatmamız lazım. Kamuoyunda neden bu hâle düştüğünü de söylemek lazım. Bunları söylemediğimiz takdirde bizim bunları ifade etmemiz mümkün değil. Siz bu gerçeklerin aslında Hükûmet olarak farkındasınız. Neden? 64'üncü Hükûmetin programında rakamsal ifadelerden vazgeçtiniz ağırlıklı olarak. Neden? Zor oluyor çünkü tutturmak bir hedef koyduğunuz zaman, sadece sizinle bağımlı değil, aynı zamanda dünya konjonktürü de önemli. Ama yapılan iş meydanda. Şimdi, 10 bin dolar dediğiniz zaman bunu konuşacaksınız, 8 bin dolar dediğiniz zaman olmaz. Bakın, ekimde çıkardığınız orta vadeli programla Sayın Başbakanın Başkanlığındaki Hükûmetle, AKP Hükûmeti demesek bile, daha yeni çıkan orta vadeli programdaki hedeflere baktığınız zaman hakikaten Hükûmetin önümüzdeki üç ayı önünü göremediğine dair, AKP'nin de dâhil yani kolay bir iş de değil bu tenkit ediyoruz biz ama önünü görmediğini görüyoruz. Dolayısıyla burada bunları yaparken bir ne yapmamız lazım? Daha başlangıçta iyi bir etüt etmemiz lazım. Ben hatta geçen sene Ekonomi Bakanlığı bütçesiyle ilgili konuşurken orada söylediğim bir ifade vardı, Sayın Bakana söylettiriyorlar, Sayın Bakan 500 milyar dolar hedefi orada söyledi. Müsteşar ile Bakan Yardımcısında öyle bir şey yoktu, hatta kendisine de ifade ettim: Bunlar kayıtlara giriyor, arşivlere geçiyor. Devlet memuru işini bilir, kendini bu işten soyutlar ama sen soyutlayamazsın, okurken de bir bakın dedim. Yani burada da hakikaten buna 2023 hedefi dediğimizde Sayın Bakanım, bu sıkıntıyı bir giderelim, bunları bir revize edelim. Lütfen Kabinede eğer uygun görürseniz dile getirmekte fayda var diye düşünüyorum. Bu birincisi.

İkincisi: AR-GE harcamalarının millî gelire oranı 2009'da binde 85 civarında sanıyorum. 2015'de yüzde 1. 2023 hedefi yüzde 3 yanlış şey yapmıyorsam. Altı yedi yılda bunu nereye çıkaracaksınız? Üç katına nasıl çıkacak? Hakikaten yani bunu yaptığımız zaman Türkiye sıçrasa burada hep beraber, zaten engel olmayacağız, dün Sayın Başkana da söyledim, yani destek de vereceğiz. Bir an önce çıksın. Muhalefetimizi bile yazarken olumlu yönde yazacağız yani bunu net bir şekilde söyleyeyim.

Şimdi, yurt içi hasıla hedefi 2 trilyon dolar diyoruz. 2015'te 722 milyar dolar. Şimdi, 2008'de 824 milyar dolardı. Orta vadeli programla ilgili söyledim, 2018 için 834 milyar hedef koyuyorsunuz. Şimdi, nasıl, neresini düzelteceksiniz? On yıldır yerinde sayıyor aşağı yukarı 2008'den beri.

İhracat hedefi 500 milyar dolar dedik. İhracat 144 milyar dolar. Bunun için altı yılda aşağı yukarı ne artıracaksınız? 350 milyar dolar. 150'nin üstüne koyduğunuz zaman aşağı yukarı iki misli daha üzerine ilave koymanız lazım. Bu gerçekçi bir şey değil, bunu siz kamuoyuna sunduğunuz zaman ben sadece Türkiye Cumhuriyeti... AKP'nin zor duruma düştüğü falan beni sevindirmez, Türkiye Cumhuriyetinin bir bakanı, başbakanı bunu ifade ediyor diyeceksin. Şimdi, Sayın Başbakan çıkıyor, dışarıda ekonomiyle ilgili toplantılara katılıyor ve birtakım şeyler ifade ediyor ama bunu bütün dünya takip ediyor. Bunu hakikaten gerçekçi bir şekilde verelim. Türkiye bir tane, Hükûmet de bir tane, Parlamento da bir tane. Yani biz bunu farklı farklı ifade etsek başka bir şey mi çıkıyor? Çıkmıyor. Buradaki rakam aynı.

Devam ediyoruz, tasarıda 5746 sayılı Kanun'la getirilen teşviklere tasarım konusu ilave ediliyor. Üretim ve ihracatı nitelik olarak sıçratacak bir şey görmüyorum ben, zaten bu kadar sürede nasıl sıçrayacak? Yani bunu makul bir şekilde izah etmekte fayda var. Destek verelim, artırılacaksa artıralım. Geçen sefer de aynı Komisyonda biz gelen tasarıya hakikaten burada destek verdik açık, net bir şekilde. İhracat içinde AR-GE ve yüksek teknoloji ürün payı yüzde 3,7. İthalatın içinde yüzde 16. İleri teknolojinin biz ihracatçısı değiliz, ithalatçısıyız nereden bakarsanız bakın.

AR-GE teşviklerinin uygulamaya girdiği tarihten beri bir gelişme de yok. 2009 sanıyorum. Yeni tasarıda ithalat özendiriliyor mu ona bakmak lazım.

Yabancı işçi çalıştırmak... Bunun amacını ben pek şey yapamıyorum, ihtiyaç hasıl olabilir, çağırabilirsiniz ama bunu teşvik etmenin de olağanüstü faydasının iyi izah edilmesi lazım.

Şimdi, bunun dışında, teknopark var. Sanayi Bakanlığının verilerine göre 2003'ten bu yana, yanılıyorsam lütfen düzeltin, buralarda üretilen proje sayısı 6.800 civarında galiba. Bunların alt imalat sanayine katkısı ne olmuş? İmalat sanayisi içinde AR-GE ve ileri teknoloji ürünler hâlâ aynı seviyelerde yüzde 4'ler sanıyorum.

Şimdi, bütün bunlara baktığımız zaman sanayi stratejisiyle ilgisini burada görmemişiz, ticarileşme konusunda ne var ne yok bilmiyorum. STK'larla ilgili görüştük diyorsunuz. Sivil toplum kuruluşlarının desteğini aldık diyorsunuz fakat Anayasal bir kurum Ekonomik ve Sosyal Konsey. Bu Hükûmet bunu bir ara iyi de sattı, şöyle yapıyoruz, böyle yapıyoruz diye. Fakat Ekonomik ve Sosyal Konseyin adı geçmiyor burada öyle baktığınız zaman.

Bu işin bir de bütçesi var mı? Yani onu yapacağız, bunu yapacağız da neticede herkes bu işi yapacak. Biz buraya kaynak aktaracağımız sonsuz bir kaynağımız mı var, bir de taahhüt ettiğimiz kaynak mı var, kafamızda bir kaynak mı var? Mesela 2016 bütçesi geliyor. Siz ne koydunuz, oradan ne alacaksınız? Bunu da konuşmak lazım yani ona da bakmak lazım, onun şeyini bilmiyoruz. Yoksa afaki. Mesela, AR-GE'de eleman çalıştıracağız, özellikle nerede? "Temel bilimlerde" diyorsunuz. Haklısınız, destekleyeceğiz de bunu ama Türkiye'de açtığınız, temel bilimlerle ilgili döneminizde açılan okullara emin olun, ben yanlışsam lütfen söyleyin, bazı illerde kimyadır, fiziktir bir tane tercih yok Sayın Bakanım, almadığı için bölümler kapanıyor. Yani şimdi böyle bir durum var. Bu acınacak bir hâl. Demek ki yani on dört sene de iktidarda kalsanız, bazı şeyi teşvik de etseniz yapamıyorsunuz. Gelin bu neden olmuş, buna bir bakalım, sebebi neymiş buna bir bakalım, tenkit etmek için falan yapmıyorum, ülkenin bir gerçeği. Şimdi, siz bu bölümde olan arkadaşlara ne yapacaksınız? Burs vereceksiniz, istihdam edilsin diye değil mi? Teşvik edeceksiniz ama yani neredekini teşvik edeceksiniz? Boğaziçinden mezun olanı teşvik edeceksiniz. Ben sizin konuşmanızdan öyle bir şey yaptım, yoksa Niğde'den mezun olanı mı, Pamukkale Üniversitesinden mezun olanı mı? Ben sizin konuşmanızdan farklı bir şey aldım. Belki orada yetişmiş eleman alacağım diye kendinizi şey yapıyorsunuz. Ondan sonra, AR-GE'de çalışan adam yarın bu yönüyle yetiştirdiğin, bu bölümlerde yetiştirdiğin adam iş bulamayacak. Bu çok sıkıntılı bir şey. Bakın, şimdi bir şey söyleyeceğim, hepimiz üzüleceğiz, AR-GE'de çalışacak, adam bilişimde öğretmen olacak, öğretmen mezun olacak, daha sonra iş bulamayacak, lanet olsun diyecek ben başka, karnımı doyuracağım. Nereye? Gidecek polis olacak. Gidecek şehit olacak. Son sıralar televizyonlarda gördüğümüz ekmek bulamadığı için o mesleği tercih eden insan. Görev yeri nerede? İstanbul'da. Oraya görevli. Görev yeri nerede? Antalya'da. Orada görevli. Görev yeri nerede? Erzurum'da. Orada görevli. Yani bunları tenkit etmek için falan söylemiyorum, ülkenin gerçeği bunlar.

Bunun dışında, şimdi, TÜBİTAK, istediğiniz kadar konuşalım. TÜBİTAK'ta, Millî Eğitimde, nereden bakarsanız bakın sahte diplomayla olanı, Sayın Bakan da hani zatıaliniz biraz ters çıktı ama TÜBİTAK'taki sahte diploma olayına. Millî Eğitimde şimdi sanki hiç sorumluların bir şeyi yokmuş gibi, ne diyeyim, oradaki yetkililerin bir sorumluluğu yokmuş gibi konuşuluyor. Buna baktığınız zaman ona da gidiyor.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Kim aldı onları işe?

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Hayır, kim aldı? Bir de sayın bakanların yakını olan da çıkıyor. Sayın Bakanı tenzih ediyorum yani.

Şimdi, fen bilimlerinde böyle bir şey var.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Benim yakınım değil, onu söyleyeyim.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Değil, onu söyledim Sayın Bakanım, sizi tenzih ettiğimi söyledim.

Şimdi, bu...

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Ama gene biz çıkardık ortaya yani sahte diploma...

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Sayın Bakanım, size bağlı, benim çıkaracak hâlim yok yani. Muhalefet böyle bir şey buldu mu kızıyorsunuz zaten.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Hayır, hayır. Yani bu işte kararlılığımızın bir göstergesi olarak algılayın.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Ya, alırken neyin göstergesi onu bilmiyorum yalnız Sayın Bakanım ya.

Şimdi, Sayın Bakanım, bakın, hakikaten bir işi ciddi yapalım. Şimdi, bu bana dün geldi hatta mesai arkadaşlığı da yaptık Sayın Başkanla, geliyor, şimdi, dün bana üç buçukta gelmiş. Ben Ankara dışındayım. Ben bunu hakikaten gece sabaha karşı okudum. Yani bu hakikaten birkaç gün önce gelsin, bu en geç bir hafta sonra çıkar. Buradan düzgün giderse, biz grup başkan vekillerimize söyleriz. Buna engel olmayın deriz. Hatta Sayın Milletvekilimiz şahit, geçen dönemde anlaştığımız tasarılar üzerinde doğru dürüst konuşma bile yapmadık yani alt komisyon kurduğumuz zaman. Benim sizden ricam, Sayın Başkana da dün söyledim, gelin bunun bugün genelini sunmuş olalım, biz de hafta sonu çalışalım. Salı günü ne varsa, çarşamba günü çıkaralım geçelim. Ama ha bugün çıkarırız, muhalefetin bize katkısı lazım değil diyorsanız o zatıalinizin takdiri, Sayın Başkanın takdiri ona da bir şey demiyorum ama hakikaten işi ciddi tutalım. Bu gerekçedeki 2023 hedefi falan, bu beni üzdü vallahi. Hayır, bir Bakan olarak sizi de sıkıntıya sokuyor. Şimdi, ben bunu söylüyorum, bundan kaçış yok. Yok öyle değil Haluk Bey falan diyemezsiniz. Yani o hâl meydanda. Ben bunu ifade etmek istedim, eğer uygun görürseniz Sayın Başkanım, bunu hakikaten bu genelinden sonra önümüzdeki hafta bir günde, iki günde çıkarır gideriz, bizim de katkımız olur, muhalefetimiz az olur, hatta olumlu şey veririz, birçok katkımız da olur. Uygun görürseniz ben böyle düşünüyorum.

Ben teşekkür ediyorum.