KOMİSYON KONUŞMASI

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kıymetli katılımcılar; sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ordumuzun Pençe-Kilit Operasyonu'nda ordumuza başarılar diliyorum. PKK/YPG terör örgütünü buradan bir kez daha nefretle kınıyorum. Gaziantep Karkamış'ta şehit verdiğimiz öğretmenimiz ve yavrumuza Allah'tan rahmet, milletimize sabır diliyorum. PKK terör örgütü, YPG terör örgütü, adı ne olursa olsun, bu terör örgütlerinin Türkiye'de, dışarıda, içeride koruyucusu, kollayıcısı, savunucusu kim varsa hepsini yüz bin kere lanetliyorum. Hepsinin eli bu şehitlerin kanındadır, burada da söyleyeyim; bu bir. İki: Düzce'de deprem oldu, vatandaşlarımız yaralandı, vatandaşlarımıza Rabb'imizden şifa diliyorum.

Evet, Değerli Genel Maden İşçileri Sendikası temsilcileri, burada sunumunuzu dinledik. Bu sunumunuzda öncelikle maden sektörünün temel sorunlarını ifade ettiniz, devamında ise Amasra'daki kazayla ilgili de bazı notlar düştünüz. Tabii, Sendika Başkan Yardımcısı sıfatıyla da anladığım kadarıyla bu ifadelerinizin tamamının altına imza atıyorsunuz; öyle ya, sunduğunuza göre. Şimdi, sunumunuzun bir bölümünde şöyle diyorsunuz: "Bölgede yaşanan işsizlik, insanları bu kötü şartlarda, iş sağlığı ve iş güvenliğinden yoksun, sigortasız ve sendikasız çalışmaya sevk etmektedir. Bir maden işçisinin 'Yer altında ölüm, yer üstünde açlık; yer altında ölüm olasılık ama yer üstünde açlık kesin.' ifadesi Zonguldak bölgesindeki işsizliğin geldiği son noktadır. Rödovans uygulaması gerek üretim gerekse kaçak ocakların önlenmesi amacına ulaşamamıştır." Aslında bu tespitiniz bir Türkiye gerçeği tespiti ancak Sayın Başkan, bu tespiti yaptınız da bu hususta neler yaptınız, hangi çalışmaları yaptınız? Yani insanları ölüm ile açlık arasında bir teste tutan bu ifadeler için bir sorumlu sendikacı olarak ne yaptınız burada bir anlatın, biz de bir dinleyelim.

Yine sunumuzun devamında diyorsunuz ki: "Yer altı kömür işletmeciliğinde mevzuatta belirtilen ana kurallardan vazgeçilmemelidir." Anlaşılan o ki ana kurallardan vazgeçiliyor. Siz nesiniz yani vazgeçiliyorsa ne yaptınız? Yani siz işçilerin emeğini, alın terini savunmakla mükellef değil misiniz? Emeğin kutsiyetini konuşanlar değil misiniz? Şimdi, o zaman, sorumlu olduğunuz bu emekçiler için ne yaptınız?

Devam ediyorum, yine sizin tespitiniz: "Eğitim; her kademede iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine, mesleki eğitimlere daha fazla önem verilmelidir. Yer altında yapılan iş gereği genel güvenliği etkileyebilecek sanatlarda çalışanlar için yeni eğitim ve denetim prosedürü oluşturulmalıdır." Sayın Başkan, yani bunları tavsiye ediyorsunuz da bunları yeni mi tespit ettiniz? Siz kaç yıldır sendikacılık yapıyorsunuz? Bu sendikanız, Genel Maden İşçileri Sendikası kaç yıldır örgütlü olarak toplu sözleşme masasına oturuyor, TTK'yle oturuyor, diğer kurumlarla oturuyor? Allah aşkına, bunu buraya yazarken hiç mi mahcubiyet duymuyorsunuz?

Devam ediyorum: "Madencilik sektöründe denetim yeterince sağlanamamaktadır. Bu nedenle denetim elemanı sayıları artırılmalıdır. İşletmeciliğin her aşamasında etkin denetimler yapılarak yukarıda belirttiğimiz ana kuralların olması sağlanmalıdır. Denetimler, başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yapılmalıdır. Denetim kadroları, deneyimli maden mühendisleriyle güçlendirilmelidir." Yani burada da itiraf ediyorsunuz "Denetimler yetersiz." diyorsunuz "Eksiklikler var." diyorsunuz. Bunun için ne yaptınız? Bir gün "Kardeşim, bu denetimler eksik, bu eğitimler eksik, iş güvenliği sıkıntılı; biz bu madene girmiyoruz, şartları düzeltin. Üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz." dediniz mi? Demediyseniz siz 42 kişinin katlinden sorumlusunuz yani TTK'deki sorumlular kadar, yöneticiler kadar, ülkeyi yönetenler kadar siz de eşit sorumlusunuz.

Herkes burada anlattı "Ben de sendikacıyım." diye. Evet, maalesef ben de sendikacıydım; maalesef diyorum, maalesef sendikacıydım. Sendikacılık bu mu yani bu mu?

Devam ediyorum: "Tüm çalışanlar sigorta, sendika ve iş güvencesine kavuşturularak örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır." Allah, Allah! Bu engeller varsa ne yaptınız siz? Eğer sizin iştigal alanınızda sigortasız çalışan varsa, güvencesiz işler varsa siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına? Buraya yazmak kolay da bunların sorumluluğu almak ondan daha zor.

Ben diğer arkadaşlarımın... Sizin o talihsiz açıklamanız için bir şey söylemiyorum. Vatan, millet hamaseti çok güzel ama vatanda yaşayanı koruyamadığın sürece vatan, milleti bırak kardeşim, önce yaşayanı koruyacaksınız, yaşayanı yaşatacaksın. Onu yaşatma "vatan, millet Çanakkale" Çanakkale elbette gurur kaynağımız. Şurada herkesin Çanakkale'de bir şehidi vardır. Olmaması mümkün mü? Vatan kolay mı kazanıldı?

Devam ediyorum: "Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesinde alınan önlemlere rağmen bu kadar büyük çaplı kazanın meydana gelmesi -'Önlemler alındı.' diyorsun bak- işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinde ve alınması gerekli sıralı emniyet tedbirlerinde büyük bir eksiklik ve ihmal olduğunu göstermektedir." Yani yeterince önlem alınmadığını; sıralı tedbirlerin, gerekli emniyet tedbirlerinin alınmadığını da itiraf ediyorsunuz. "Bu eksiklik, işveren ve temsilcilerinin olup -"Sorumlu onlar." diyorsunuz- kazanın meydana gelmesinde çalışanlarımızın kusuru yoktur." Vallahi doğru, çalışanların kusuru yok ama sizin var. Efendim, öyle, topu işverene at, başka yere at, kolay ama "Ben masumum..." Hayır efendim, masum değilsin. Bence bu Komisyonda sendikacıların da ihmalleri araştırılsın. Sayın Başkan, bunların da bu dosyaya girmesini talep ediyorum bir sendikacı olarak.

Evet "Bu eksiklikler işveren temsilcilerine ait olup kazanın meydana gelmesinde çalışanlarımızın kusuru yoktur." diyor, doğru. "Maden kazalarının kader olmaktan çıkarılması için kazanın nedenleri ortaya konulmalı, bu kazanın son olması için ilgili yasa ve yönetmelikler çerçevesinde gerekli önlemler alınmalı." Ne güzel ya, ne güzel; atmış bize güzelce topu "yasa, yönetmelik" diye. Kaç kere geldiniz "Bu yasalar, yönetmelikler düzeltilsin." diye? Burada sayın vekiller de var. Vallahi bana geleniniz olmadı dört yıldır, beş yıldır. Hiçbir işçi sendikası madende, şurada, burada "Ya, bu Maden Yasası'nda eksiklikler var, yönetmeliklerde var. Ya, siz de iyi kötü bu ülkenin milletvekilisiniz; muhalefet, iktidar, fark etmez. Ya, şunları, eksikleri giderelim, bu işi bir şey yapalım." Yaptınız mı? yapmadıysanız buraya niye yazdınız? Sorumluluk, sorumluluk... Siz sorumlu sendikacılığın gereğini yapmadığınızı burada zaten itiraf ediyorsunuz, bu eksiklikleri sıralıyorsunuz ama diyorsunuz ki: "Ya, sendikacılar olarak biz masumuz." Hayır efendim, buradan bir kere daha kayda geçiriyorum: Bugün, verdiğimiz 42 şehidimizin ve onlarca yaralımızın birinci derece sorumlusu ülkeyi yöneten siyasi iktidardır, ikinci derece sorumlusu o işletmeden sorumlu TTK yöneticileridir ve üçüncü derece sorumlu da sendikacılardır, sizsiniz çünkü bu tespitlerinizi, bu belgeleri buraya koyduğunuza göre, bu belgelerden benim anladığım, sorumluluğunuzu, gereğini yerine getirmediniz, sizi vicdanınızla baş başa bırakıyorum Sayın Başkan.

Teşekkür ederim.