| Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Sözcüsü seçimi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .01.2016 |
NURİ OKUTAN (Isparta) - Sayın Başkanım, ben de herkesi saygıyla hürmetle selamlıyorum.
Bu mevcut konuştuğumuz konularla ilgili birkaç hususta da görüşlerimi belirtmek isterim. Bir tanesi, toplumumuzda yanlış bir algı var, bilhassa fırsat eşitliğiyle ya da eşitsizliğiyle ilgili, eğitim hizmetlerine, sağlık hizmetlerine ulaşamamakla ilgili hususlarda daha çok az gelişmiş illerimizde sorun olduğu varsayılıyor. Bu, tüm Türkiye'yi dikkate aldığımızda doğru değil. Esasen büyük illerimizde çok fazla sorun vardır bilindiğinin tersine. Ben bizzat uygulamanın içinde de bulunduğum için, mesela eğitimle ilgili bir eksikliğin olduğu düşünülürse, bu eksikliği giderelim, hemen güneydoğu ve doğu illeri akla gelir. Ben yirmi yıl o bölgede çalıştım hem kaymakam olarak hem vali olarak. Doğru, oralardaki tüm eksiklikleri gidermek gerekiyor ve çok da kolay giderilebilir eğer iyi bir yoğunluk sağlanabilirse. Çünkü daha gözle görülebilir, elle tutulabilir somut orada çarpıklık vardır, onun bir an önce giderirsiniz ama İstanbul'da, bilhassa Mersin, Adana, Ankara, İzmir gibi illerimizde o geniş kitle içerisinde kayboluyor, birçoğu farkında bile olunmadan bu eşitsizlik devam ediyor. O bakımdan yoğunluklarımızı o bölgelere de vermeliyiz. Muhtemelen ben 22'nci ve 23'üncü Dönemde kurulan komisyonların raporlarını okuyamadım ama bu hususta da şöyle bir öneride bulunmak isterim: Belki önerimiz geri çekilip tekrar değiştirilebilir, izlenmesi sağlanabilir. Yani, bu konuda bir komisyon kurulmuşsa bile yeni kurulacak komisyon bu husustaki çalışmaların izlenmesi, denetlenmesi ve yeni bir raporun hazırlanması şeklinde değiştirebilir. Arkadaşlarımızın da söylediği gibi bu süre içerisinde nereden baksanız dört beş yıl muhtemelen -ben raporu okumadığım için bilemiyorum ama- geçmiştir ve güncellenmesi sağlanabilir.
Kaç sefer yani ne oldu? 3'üncüsü oldu bizim bu Komisyonumuzun toplanmasının. Şöyle bir algının olduğunu düşünüyorum işin doğrusu: Tabii, müthiş hevesli, gönüllü, daha önceden sivil hayatında bu işlere katılmış arkadaşlarımızın olduğunu biliyoruz. Onların, bir an önce -şimdi, Meclise de gelindi, komisyon üyesi de olundu- bu sorunlara çözüm bulalım, somut bir karşılığı olsun işin beklentileri var ama bu Komisyonun... Aslında bu konularla ilgili de bakanlıklarımız var, aslında icradan doğrudan sorumlu onlar. Biz Meclis olarak hem yasama yapma hem de denetleme göreviyle ilgili daha çok çalışacağız, Komisyonumuz da bu manada daha çok ön plana çıkacak. Biz bu komisyonlar vasıtasıyla, kuracağımız alt komisyonlar vasıtasıyla gittiğimiz yerlerde Meclis adına, yasama adına hem denetim görevlerini yerine getirmiş olacağız hem de belli ki raporlarımızla yeni yasaların çıkmasına aslında önayak olacağız, teşvik edeceğiz, baskı oluşturacağız; yazmasa bile de komisyonumuzun üçüncü bir fiilî katkısı olmuş olur, bir farkındalık oluşturma, gündeme taşıma, sorunu gündemde tutma gibi komisyonun üçüncü bir rolü olabilir. Dolayısıyla, biz bu aralarda çaba göstereceğiz. Şöyle bir karışıklık oluyor: Kadınlarımızın, kızlarımızın eğitime ulaşmada zorlukları olduğunu düşünüyorsak ki böyle bir şeyin olduğu kanaatindeyim, "Bu eğitimin işi." diyemeyiz, bu kadınların fırsat eşitliği bakımından sorunudur ve bu Komisyonun sorunudur. Sağlıkla ilgili sağlık hizmetlerine erişimde bir eksiklik varsa biz "Sağlık hizmetleri baksın, Sağlık Komisyonu bu işe baksın." diyemeyiz ve bakanlıklar da olabilir, bakanlıklar zaten icradan sorumlular yani onlar mevcut meri mevzuata göre bu sorunları bizzat gidermekle, kolaylaştırmakla, bu hizmetlere ulaşmanın kolaylaşmasını sağlamakla görevliler ama biz eğer bir mevzuat boşluğu varsa onları doldurabiliriz hem de izleyebiliriz, denetleyebiliriz ve Meclisin gündemine taşıyabiliriz, bence görevimiz böyle olmalı.
Diğer, yurt dışıyla ilgili komisyonu ben şahsen heyecanla karşılıyorum. Bizim yurt dışında yaklaşık 5 milyon vatandaşımız var, Türk vatandaşı bunlar. Oralarda fırsat eşitliği tamamen sağlanmış filan da değil, ben bizzat yurt dışında yaşadım ve olmuş olsa bile Türkiye'de bu göçmenlerimizin Avrupa'ya gidişini de gördük, bir kız çocuğuna bir hanım gazeteci gözümüzün önünde haksızlık yaptı. Hiçbirimizin kabul edemeyeceği bir tavırla karşı karşıya kaldık, hele Avrupa'da bir de sosyal, kültürel değerin farklılığını da ayrıca giderek acımasız bir şekilde fark ettiriyorlar ve bilhassa bu hanımlarımız ve kızlarımız o bölgede bence mağdur ediliyor. Bunların araştırılması, Dışişleri Bakanlığına bir rapor hâlinde gönderilmesi ve Dışişleri Bakanlığının bunları yapması icap eder. Dolayısıyla bu bizim görevimizdir, aksi takdirde öyle düşünürsek... Şimdi arkadaşlarımızın önerileri var, "Güneydoğu'da terörle ilgili hususlarda kadınlarımız, kızlarımız daha fazla eziliyorlar." şeklinde, ona da İçişleri Bakanlığı dememiz icap eder o zaman. Dolayısıyla, nerede fırsat eşitliğiyle ilgili, kadınlarımızın ezildiği ya da ötelendiği bir husus olursa bu Komisyonun bence görevidir, araştırmakla ilgili görevidir, incelemekle ilgili görevidir ve gündeme taşımakla ilgili görevidir. Dolayısıyla, ben bu Komisyonun çok faydalı olacağı kanaatindeyim.
Ailenin korunması ve boşanmalarla ilgili komisyon var ve "Aile bizim Komisyonumuzu ilgilendirmez." gibi bir düşünce dile getirildi. Evet, saygıyla karşılıyorum ama benim düşüncem bu konuda farklı. Ailenin kendisiyle ilgili değil bizim yaklaşımımız, ailenin içindeki fertleri ve ailenin önemli kısmı kadınlar yani bir tarafı kadın ve kızlarımız da var, ailenin fertleri. Bu bakımdan, bizim belki kültürel değerlerimiz ve yaklaşımımız, geleneklerimiz itibarıyla zaman zaman eşitsizlik tavırlarıyla karşı karşıya kalıyoruz, bizim ilgileneceğimiz husus budur. Yoksa, ailenin kendisinin korunmasıyla ilgili değil, ailenin içindeki kadınlarla, kızlarımızla, kız kardeşlerle ilgili bir yaklaşımdır. O bakımdan, nerede bir eşitsizlik, kadınların ötelenmesi ve hizmetlerden, fırsat eşitliğinden yararlanma bozukluğu varsa bizim Komisyonumuz ilgilenir, ilgilenmeli.
Ben dinlediğiniz için teşekkür ediyorum, herkesi tekrar saygıyla selamlıyorum.