| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı b) Karayolları Genel Müdürlüğü c) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ç) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü d) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı e) Rekabet Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 08 .02.2016 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, Sayın Bakan, kamu kurum ve kuruluşlarının çok değerli temsilcileri; hepinizi selamlıyorum, iyi akşamlar diliyorum.
Sayın Bakan, sunuş konuşmasında, bugüne kadar Bakanlıkta görev yapmış tüm kişileri, hayatını kaybedenleri rahmetle andı, yaşayanlara da uzun ömür diledi. Biz de aynı duygularımızı iletiyoruz. Ama birkaç isim soracağım, acaba sizin aklınızda bu isimler bir anlam ifade ediyor mu? Ali Kitapçı, Bilgen Parlak, Fevzi Sert, Hacı Kıvrak, İdil Güneyi, Kasım Otur, Nevzat Sayhan, Osman Ervasa, Rıdvan Akgül, Uygar Coşkun, Yılmaz Elmascan, Gülcan Elmascan, İbrahim Atılgan ve 9 yaşındaki Veysel Atılgan size bir şey anımsatıyor mu bilmiyorum ama söyleyeyim, bunlar da sizin personeliniz ve Birleşik Taşımacılık Sendikasının üyeleri olan insanlar. 10 Ekimde Ankara Gar Meydanı'nda IŞİD militanları tarafından patlatılan bomba sonucunda hayatını kaybeden kardeşlerimiz ve sizin de personeliniz bunlar. Bunlara da Tanrı'dan rahmet diliyoruz, 105 arkadaşı kaybettik, onlara da Tanrı'dan rahmet diliyoruz ama iki gün sonra onların aramızdan ayrılışının dördüncü ayı olacak ama ne yazık ki failler henüz daha yakalanmış değil. Suçluların bir an önce yakalanmasını talep ediyor ve istiyoruz.
Sayın Bakan, konuşmanızda, tabii, iki saatin üzerinde bir sunum gerçekleştirdiniz. Belki, Türkiye Cumhuriyeti'nin en uzun süre Bakanlık yapmış bir Bakanı olarak tarihe geçeceksiniz. Hamza Dağ arkadaşım bu yolsuzluklarla ilgili söyledi, yolsuzluk anlamında söylemiyorum ama yani ele geçirilen "tape"lerden yandaş medyanın oluşturulması konusunda sizin isminizin de geçmiş olmasının bir İzmirli Bakan olarak tabii bizleri de rahatsız ettiğini bilmenizi isteriz.
Sunumuzun önemli bölümünde Türkiye'de yapılan hizmetleri anlattınız. Tabii ki biz bu ülkeye yapılan hizmetlerin, doğru projelerin hepsini destekliyoruz ve alkışlıyoruz, söylenecek bir söz yok, doğru projeleri. Ama yapılan projelerin önemli bölümünün çok ciddi bir fizibilite yapılmadan, hemen oradan geçerken "Ya biz buraya bir tünel yapmalıyız, buraya bir yol yapmalıyız." şeklinde yapılmış projeler olduğunu düşünüyorum. Örneğin, Konak Projesi. Konak Projesi, işte, Kadifekale'nin altından, Yeşildere'yi bağlayan bir tünel. Orada birçok tarihî eser olmasına rağmen geçildi, gidildi. İhtiyaç yok muydu? Kuşkusuz vardı, olabilir, buna bir itirazımız yok ama bu, 2011 seçimlerinden hemen önce kararı verilmiş ve hemen başlanılmış. Yanılmıyorsam 150 milyon TL'ydi ve Çeşme yolunun devamı olarak lanse edildi çünkü öncesi hazırlanmış bir proje değildi ve Çeşme otoyolunun bir devamıymış gibi işin içerisine sokuldu ve öylelikle yapıldı ama sonradan oranın 300 milyon TL'ye çıktığıyla ilgili bilgiler var. Bu rakamların gerçek şeyini sizden öğrenmek isterim.
Konak Tüneli ve benzeri nitelikteki projeler Ulaştırma Bakanlığının, sizin Bakanlığınızın hazırladığı Türkiye Ulaşım ve İletişim Stratejisi Hedefi 2023 Raporu'na tümüyle aykırıdır ve bu bakımdan Ulaştırma Bakanlığının 2023 hedeflerinin de ne kadar eksik, ne kadar yanlış olduğuna... Çünkü, o projede bunlar yok, 2023 hedefinde sizin söylemiş olduğunuz bu tünel yok ve bunu yaptınız. Şimdi, bununla ilgili, mesela Konak Meydanı... Siz diyorsunuz ki: "Karşı çıkanlar bile oradan gelip geçiyor." Ne yapalım yani, geçmeyelim mi oradan siz yaptınız diye? Yani, siz onu babanızın cebindeki paralarla yapmadınız. İnsanlar tabii ki geçecek oraya ama eğer iyi hazırlanmış olsaydı... Mesela, şu anda Konak'ta sıkışıklık var. Gidin Yeşildere'ye, çıkış noktasına gidin, her an orada ölümlü kaza olmasıyla karşı karşıyayız. Neden? Çünkü, oranın bağlantı yolları tam olarak yapılmadığı için, devamı yollar yapılmadığı için ister istemez o bölgelerde çok ciddi sıkıntıları da beraberinde getiriyor ve bütün trafiği kentin içerisine doğru getirmiş oldu. Dolayısıyla, bununla ilgili çok ciddi sıkıntılar yaşandı, yaşanmaya devam ediyor.
BAŞKAN - Özel, İzmir konulu panel yapalım bütçe sonrası.
MUSA ÇAM (İzmir) - Yapılabilir.
Yine, ikinci söylediğiniz, bu İzmir Körfez Geçiş Projesi'yle ilgili... Sayın Bakan, siz geçtiğimiz yıl Bakan değildiniz, sizin yerinizde başka Bakan arkadaşımız vardı burada. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından Yüksel Proje Uluslararası AŞ'ye hazırlatılan İzmir Körfez Geçişi Projesi 25 Haziran 2015 tarihinde ÇED Yönetmeliği'nin 9'uncu maddesi gereğince yapılan halkın bilgilendirilmesi toplantısında kentliye anlatıldı, şöyle olacak, böyle olacak. Denildi ki: "İzmir Körfezi Geçiş Projesi, kuzey çevre yolu Çiğli-Sasalı kavşağından başlayıp köprü olarak körfez ortalarına kadar ve sonrası tünel olarak devam eden ve Yenikale'den Narlıdere'de İzmir-Çeşme otoyoluna bağlanan kavşakla sona ermektedir." 12 kilometre otoyol, 16 kilometre raylı sistem tramvay olarak öngörülmekte, bu kapsamda kuzeyde 4,2 kilometre ayaklar üzerinde köprü, körfez tarama kanalı üzerinde 200 metre kadar asma köprü şeklinde ve 800 metre bir yapay ada ve 1,8 kilometre batırma tüp tünel olarak önerilmektedir bu anlatılan projede. Tünel kesitleri, karayolu 2x3 izli olup raylı sistem 2x1 izli olarak yaklaşık toplam 43,40 metre genişlikte ve 32 metre derinlikte; 9,90 metre yüksekliğinde projelendirilmiştir denilmektedir.
Projenin uygulaması aşamasında 3,5 milyon metreküp tarama malzemesi çıkacağı, bir bölümünün yapay adada kullanılacağı, diğer kısmı için de dolgu yeri bulunacağı, fizibilite etüdüne göre projenin yaklaşık toplam 3,5 milyar lira maliyeti olacağının hesaplandığı... Bu, haziran ayında oradaki verilen sunum. Yaklaşık olarak bu maliyetin 4,5-5 milyara çıkacağı kesin. Ama, bu proje doğru bir proje midir? Oradaki arkadaşlar, projeyi hazırlayan ve sunan uzmanlar da özellikle yapılacak olan adayla ilgili olarak köprü ayakları ve yapay adanın körfez dip akıntılarına ve su sirkülasyonuna önemli bir engel oluşturacağını belirttiler orada açık ve net bir şekilde. Bunun fizibil bir proje olmadığı projeyi yapan insanlar tarafından da orada dile getirildi.
Sayın Bakan, İzmir'e -İzmirlisiniz, iki dönemdir de İzmir'in Milletvekilisiniz, 2011'de 2'nci bölgeden, bu dönem de 1'inci bölgeden milletvekilisiniz, aynı bölgeden milletvekiliyiz- kuşkusuz, iyi hizmetler yapın, bekliyoruz ve istiyoruz. Ama, bu 4,5 milyar lira harcanan projenin doğru bir proje olmadığını... Bu 4,5 milyarlık projeyle Üçyol, Bozyaka, Yağhaneler, Buca, Dokuz Eylül Üniversitesi kampüsü metro hattı yaklaşık 9 kilometre; Halkapınar, Çamdibi, otogar metro hattı yaklaşık 4 kilometre; ulaşım ana planı revizyonuyla oluşacak Evka 3, Bornova merkez, Manavkuyu, Bayraklı metro hattı yaklaşık 7 kilometre; ulaşım ana planı revizyonuyla oluşacak Konak, Alsancak liman arkası, Halkapınar metro hattı yaklaşık 6 kilometre; ayrıca yine merkezde ulaşım ana planı revizyonuyla oluşacak yeni 30 kilometre metro hattı, toplam 60 kilometre metro hattı; körfezde kent planlarının öngördüğü 6 adet vapur iskelesi, 20 adet farklı kapasitelerde hızlı güvenli konforlu yolcu vapuru, 5 adet yeni nesil olarak tanımlanan 80-100 araç kapasiteli arabalı vapuru İzmir'e kazandırmak mümkün. Bunları yapar iseniz İzmir'in gerçekten kent içi ulaşımını çözebiliriz, büyük bir rahatlama olur. Ama, siz -bu 4,5 milyar lirayı- kalkıp Sasalı'dan Narlıdere'ye kadar olan tüp geçit, alt geçit, şudur, budur dediğinizde İzmir trafiğini, İzmir'in sorunlarını çözmezsiniz, çözemezsiniz ve gerçekten körfeze çok büyük bir sıkıntı ve büyük bir problem yaratırız. Çünkü, yaklaşık 3,5 milyon ton oradan bir atık çıkartılacak ve bu atıklarla beraber, o nereye devrilecek, ne olacak, ne bitecek... İzmir açısından örnek bir proje olduğunu kabul etmiyoruz ve doğru bir proje olmadığını da burada söylemek istiyorum.
Sayın Bakan, İzmir'e bu dönem, 7 Haziranda aday değildiniz, 7 Haziran ile 1 Kasım arasında sade vatandaştınız. Biz 7 Haziranda hasbelkader yine seçildik. 1 Kasımda aday olduğunuzda, geldiğinizde söylediğiniz cümlelerden bir tanesi "Allah rızası için şu kentin işlerini seçim malzemesi yapmayalım." dediniz. Bunu söyleyen sizsiniz. Ama, inanamadım, dedim ki: "Sayın Binali Yıldırım bunları mı söylüyor?" Her şeyi seçim malzemesi yapan sizsiniz, her şeyi, ne varsa, her şeyi seçim malzemesi yapan...
BAŞKAN - Sayın Çam, dört sene seçim yok yani önümüze bakalım, geçmişle uğraşmayalım.
MUSA ÇAM (İzmir) - Hemen köprülere pankart "Binali Yıldırım İzmir'de.", "Efsane dönüyor." Havaalanında TRT'nin, onun, bunun mikrofonlarından, ses düzenlerinden miting yapıyorsunuz. Koskocaman on bir yıldır, on iki yıldır bakanlık yapmış birisi...
HAMZA DAĞ (İzmir) - "Efsane geri döndü." diye İzmirliler söyledi Sayın Çam.
MUSA ÇAM (İzmir) - ...devletin imkânlarını, olanaklarını kullanarak havaalanında miting yapar mı? Yapar mı böyle bir şey? Böyle bir şeye tenezzül eder mi? Ama, diyorsunuz ki bunları seçimlere şey yapmayacağız.
Sayın Bakan, ÇED raporu... Bakınız, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ile İZSU arasında 8/8/2011 tarihinde İzmir Körfezi ve İzmir Limanı Rehabilitasyon Projesi için protokol imzalandı. Sizin Bakanlığınızla. İmzalanan protokolle İzmir Körfezi'nin ekonomik ve ekolojik ömrünü artırmak için planlanan çalışmalar için ÇED süreçlerinin birleştirilmesi, gerekli izinlerin ortak alınması amaçlandı. Yüklenici firma tarafından hazırlanan ÇED raporu 15/5/2013 -tam otuz üç ay önce- tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına teslim edildi Sayın Bakanım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çam, bir dakika.
MUSA ÇAM (İzmir) - Proje kapsamında...
BAŞKAN - Sayın Çam, ilave süre vereceğim, bir dakika. Yani, kayda girsin diye söylüyorum ama ilave süre de yetmez size. İzmir'i siz beş dakikaya sığdıramazsınız.
MUSA ÇAM (İzmir) - ...İZSU İzmir Körfezi'ne dökülen dere ağızlarında dip taraması yapacak ve körfezin kuzey aksında bir kanal açacak; bu kanal ile da akıntı hızını artırarak su kalitesinin iyileştirilmesini hedefliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarıyla, İzmir Limanı'nın kapasitesini artırmak için çalışmalar yürütülecek.
Sayın Bakan, ÇED raporu, otuz üç ay geçti, rica ediyorum sizden ya, otuz üç ay. Hangi bakanlığa giderseniz gidin, hangi genel müdürlüğe giderseniz gidin söyledikleri şey: Binali Yıldırım, Binali Yıldırım, Binali Yıldırım... Stat yapılacak, Gençlik ve Spor Bakanı diyor ki: "Binali Yıldırım." Ne söylenecek? "Binali Yıldırım." E, tamam, İzmir'in Bakanısınız, eyvallah, iyi ama otuz üç aydır ÇED raporu çıkmıyor İzmir'den Sayın Bakan ya. Siz diyorsunuz ki: "Elimizden geleni yapacağız." Dört yıldır İzmir'in Milletvekili ve Bakanısınız yani dört yılda elinizi sıcaktan soğuğa vurmadınız, şimdi 1 Kasımdan önce dediniz ki: "Elimden gelen ne varsa yapacağım."
HAMZA DAĞ (İzmir) - Konak tünelinden hiç geçmediniz mi Sayın Çam ya?
MUSA ÇAM (İzmir) - Ya, elinizi vicdanınıza koyun, otuz üç aydır yapılmayan, çıkmayan bu ÇED raporunu, sizi de ilgilendiren, Devlet Demiryollarını ilgilendiren bu konuyu, lütfen, istirham ediyorum, çözün.
BAKAN - Sayın Turhan, sizi de aşağıya alayım, İzmir açık oturumu var aşağıda.
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakanım, Cennetçeşme ve Limontepe'yi içine alan 47 hektar alandaki kentsel dönüşüm iki yıldan fazla bekletildi, şimdi alındı. Sahillerde dolgu alanına ilişkin talepler maalesef yerine getirilmiyor, sizin Bakanlığınıza bağlı. Buca tramvayı için "Siz durun, biz yapacağız." dediniz, bir şey olmadı. İzmir raylı sistem projeleri yatırım programlarına alınmıyor. İskelelerle ilgili taleplerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu konuyla ilgili İzmir Milletvekili olarak ve Bakan olarak elinizden geleni yapmanız gerekiyor. Yoksa, İzmir Büyükşehir Belediyesi... Bütün büyükşehir belediyelerinde, İzmir'in dışındaki, Eskişehir'in dışındaki belediyelerdeki, il özel idareleri kalktı, hepsinin taşınmaz mallarını istediğiniz gibi belediyelere devrettiniz. İzmir Büyükşehir Belediyesindeki özel idare mallarının hepsi AKP'li olan belediyelere verildi, İzmir Büyükşehir Belediyesine ve CHP'li belediyelere verilmedi. Bu şimdi hak mı, adalet mi bu şimdi yani? Siz koskoca Binali Yıldırım olarak bunu onaylıyor musunuz, doğru buluyor musunuz bunu? Efsane böyle mi yapar? Yani, efsane geri geliyor ya, efsane böyle mi yapar arkadaşlar? Bu, kabul edilebilir bir şey değildir. Bu gerçekten size yakışmıyor Sayın Bakan.
BAŞKAN - Sayın Çam, meseleyi kişiselleştiriyorsunuz, lütfen. Yani, Plan ve Bütçe Komisyonu, İzmir'e döndü.
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakanım, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Varank, Maksut Serim, Ali Taha Koç, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Şenol Kazancı'nın da aralarında bulunduğu TÜRKSAT Yönetim Kurulu yasaya aykırı olarak, ballı olarak bu insanlar maaş aldılar yaklaşık 8,2 bin TL civarında. Sayıştayın uyarısıyla ve Bakanlığın da Teftiş Kurulunun yapmış olduğu incelemenin sonunda TÜRKSAT yönetiminde bulunan bu insanların yanlış ve haksız ücret aldıkları müfettiş raporları tarafından, hem Sayıştayın hem de Ulaştırma Bakanlığının teftiş heyeti tarafından tespit edildi. Geçen yıl dönemin Bakanı Lütfi Elvan gereğinin yapılması için de teftiş heyetine gönderdi. Şimdi, 2015'te YPK kararıyla belirlenen yasal sınırdan kamu sermayeli banka ve borsa yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra ilk defa TÜRKSAT Yönetim Kurulu üyeleri de muaf tutuldu. Muaf tutulmasının önemli nedenlerinden bir tanesi de 2014'ün sonunda bir torba kanunun içerisine bir madde eklenerek orada görevde bulunan insanların aldıkları yüksek ücretler -kimisi 200 bin lira almış, kimisi 250 bin lira almış, kimisi 190 bin lira almış, kimisi 80 bin lira almış- görev yaptıkları süreler içerisinde aldıkları yüksek ücretler ve bunlar hem Sayıştay hem de teftiş heyeti tarafından tespit edilmiş "Usulsüzdür." diye. Şimdi bunların geriye alınmasıyla ilgili verilmiş olan bir karar var. Ama çıkartılan torba kanunda -yine böyle gece yarılarında çıkarılan bir torba kanuna- eklenen bir fıkrayla beraber bunlar sanki geriye işlemez diye koyuluyor ve haksız elde edilen bu kazançlar şimdi geri alınmıyor. Acaba siz Bakan olarak şimdi bu teftiş heyetinin ve Sayıştayın tespit etmiş oldukları bu ücretlerin geri alınmasıyla ilgili uygulamayı yapacak mısınız, yapmayacak mısınız bunu sizden öğrenmek isteriz.
Sayın Bakan, konu tabii ki oldukça uzun, birçok şeyi kapsayan... Sayın Zekeriya Temizel'in söylediği gibi, belki iki bakanlık çıkar buradan ama ne yazık ki konuşma süresinin sınırlı olması nedeniyle sözlerimi burada şununla tamamlamak istiyorum: Özellikle benden önce Sayın Garo Paylan da söyledi, geçtiğimiz günlerde Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesinde de söyledim, Türkiye'de şu anda statların bir çoğunun ismi değiştiriliyor. Mesela, Antalya Atatürk Stadyumu Antalya Arena oldu, Afyonkarahisar Atatürk Stadyumu Afyon Arena olmuş, Bursaspor Atatürk Stadyumu olmuş Timsah Arena, Eskişehir Atatürk Stadyumu olmuş ES-ES Arena falan filan. Birçok stadyum, İsmet İnönü, Atatürk'ün isimleri olan stadyumlar "Arena" isimleriyle değiştiriliyor.
Şimdi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü. Yani, düşünüyorum, gerçekten düşünüyorum yani bu ülkede bir şekilde Yavuz Sultan Selim iyi hizmetler yapmıştır, başarılı olmuştur padişah olarak, bir itirazımız yok ama bu ülkede yaşayan bir bölüm insanla da sorunlu ve problemli. O insanlar iyi bakmıyorlar. Bakmamakta da haklılar, haklılar da. Canları yanmış, bedel ödemişler. Yani şimdi, kalkın siz Sivas'ta, Madımak'ta insanlar öldürülmüş, öldüren adamları getirip bakan yaparsanız bu insanın gözüne batar veyahut da öldürenleri savunan avukatları bakan yaparsanız tabii ki onlar burada konuşulur, konuşulacaktır da zaten yani. E, şimdi, göz göre göre, bu kadar insanın gözüne elinizi sokup böyle ille buraya ben Yavuz Sultan Selim ismini vereceğim demenin hiç kimseye bir faydası yok. Hani diyorsunuz ya her seferinde kürsüye çıktığınızda "Yaratılanı severim Yaradan'dan dolayı." Vallahi yalan, billahi yalan. Hiç öyle sevmiyorsunuz. Eğer yaratılanı gerçekten seviyor iseniz o zaman bu Yavuz Sultan Selim ismini oraya vermezsiniz diyor, 2016 yılı bütçesinin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.