KOMİSYON KONUŞMASI

MİKAİL ARSLAN (Kırşehir) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, değerli bürokratlar; ben de konuşmama başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanımıza yapmış olduğu çalışmalardan dolayı teşekkür ediyoruz.

Tabii, ulaşım sektörü açısından geçmiş süreçte birkaç kritik karar alındı, bunlardan bir tanesi Karayollarının Ulaştırma Bakanlığına bağlanmış olması. Karayollarının Ulaştırma Bakanlığına bağlanmış olmasıyla beraber kara yollarının, deniz ulaşımının ve hava ulaşımının entegrasyonunun gündeme gelmesi de sağlanmış oldu. Böylelikle, ilk defa bir ulaşım master planından ve lojistik master planından bahsetme imkânına kavuşulmuş olundu. Büyük şehirlerde bile UKOME'ler, AYKOME'ler bulunmaktadır yani ulaşım koordinasyon merkezleri bulunmaktadır, bunlar ulaşımı kendi arasında koordine etmektedir. Ulaştırma Bakanlığı artık limanları, havaalanlarını, demir yollarını ve kara ulaşımını koordine edebilecek, bunlarla ilgili planlamalar yapabilecek duruma geldi.

Ve bu dönemde ilk defa kuzey-güney koridorları, kara yolu koridorları gündeme geldi; bu da çok önemli. Genelde bizim ulaşım ağlarımız doğu-batı istikametindedir, hem demir yolu trafiği açısından hem de kara yolu trafiği açısından kuzey-güney koridorlarının gündeme gelmiş olması da son derece önemli bir husustur.

Tabii, Türkiye'nin lojistik imkânları açısından da çok önemli cazip noktaları vardır, dünyada 30'uncu sırada olması bir dezavantajdır. Ben, Türkiye'nin imkânlarının ilk 10'da olabilecek durumda olduğunu biliyorum. Dolayısıyla, lojistik alanda da yapılacak kritik yatırımlarla ve planlamalarla bu konuda da Türk Hava Yollarının ve diğer sektörlerin sağladığı başarıların benzerleri sağlanabilir. Türk Hava Yolları dünyada yolcu taşımacılığında 9'uncu sırada, Avrupa'da 3'üncü sırada, lojistik taşımada da -biraz önce söylediğim gibi- ilk sıralara gelebiliriz diye düşünüyoruz.

Bir diğer konu Ulaştırma Bakanlığının kent içi raylı sistemlere el atması. Büyük şehirler metro inşaatlarına başlarlar bitiremezlerdi, planlarını yaparlar ihale edemezlerdi, artık büyük şehirlerde bu konuyla ilgili çalışmalar yapılabiliyor ama 500 bin nüfusun altında olan illerde de cadde tramvayı yapılması gerekiyor. Bu cadde tramvayıyla da ilgili Ulaştırma Bakanlığının genel müdürlüklerinin tecrübeleri var, bu konuda da onlar katkı sağlayabilirler diye düşüyoruz çünkü il belediyeleri de bu çalışmaları yapacak hem bilgi birikimine hem de bütçeye sahip değiller. Avrupa'da birçok şehirde olduğu gibi biz de raylı sistemleri diğer illerde uygulayabiliriz, yine daha büyük ölçekli illerimize de raylı sistemlerin yanı sıra LRT sistemler ve metro sistemleri de yapılabilir diye düşünüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının serbestleştirilmesi, TCDD AŞ'nin kurulması son derece önemlidir. İnşallah, Devlet Demiryolları, Türk Hava Yolları gibi hızla gelişen bir konuma doğru hızla yükselir çünkü Devlet Demiryolları uzun süre ihmal edilmişti, hâlbuki sanayileşmenin, istihdamın ve gelişmenin en önemli argümanlarından bir tanesi Devlet Demiryolları ağının gelişmiş olmasıdır. Yük taşımacılığının kara yoluyla yapılması hem yol ağını zedelemekte ve büyük masraflara neden olmakta hem de taşıma kapasitesinin düşük olarak seyretmesine neden olmaktadır. O yüzden, Devlet Demiryollarının daha önemli yatırımlarının, büyük yatırımlarının desteklenmesi lazım diye düşünürüz.

BSK'ya son dönemlerde ağırlık verildiğini görüyoruz. Bu konuda da Karayollarımızı tebrik ediyoruz, Bakanlığımızı tebrik ediyoruz. Çünkü petrol fiyatlarının düşmüş olmasından dolayı, varil başına petrol fiyatlarının düşmüş olmasından dolayı BSK'nın bütün fiyatları da düştü. Dolayısıyla, bu dönemde BSK'ya ağırlık verilmeli ve yaygınlaştırılmadır çünkü sathi kaplamalar çok hızlı bir şekilde bozuluyor ve her yıl yenilemek gerekiyor neredeyse, yüzde 30 ile 70 oranını tersine çevirmek lazım, yüzde 70 BSK, yüzde 30 sathi kaplama olmalıdır diye düşüyoruz.

Tabii, Bakanlığımızın yapmış olduğu bu Körfez geçişi, Avrasya Tüneli, Çanakkale 1915 köprüsü, Marmaray-Ankara-Niğde otoyolu, kuzey Marmara otoyolu, Yavuz Sultan Selim köprüsü, İstanbul-Çanakkale-İzmir otoyolu, 3 katlı büyük İstanbul tüneli, İzmir Körfezi geçişi gibi projelerin her biri bir seçim döneminde kullanılabilecek nitelikte olan büyük projelerdir çünkü daha önceki siyasi dönemlerde sadece bir proje bile bir seçim kampanyası boyunca sürekli kullanılmıştır. Her biri birbirinden önemli olan bu büyük projelere imza atılmış olmasından dolayı da Bakanlığımızı ve bürokratlarımızı tebrik ediyoruz.

Tabii, bu çalışmalarla beraber millî vagon, millî tren, millî uçak konusu da gündeme geldi; inşallah, bu konular da en kısa zamanda netice alınır ve sonuçlanır.

Yine, bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Özellikle İstanbul ulaşımında da Ulaştırma Bakanlığının bir çalışma yapması gerekliliği ortadadır. İstanbul'da ulaşım artık tahammül sınırlarını aşmış ve ekonomik olarak da çok büyük sıkıntılar oluşturmaktadır, zaman kayıplarına neden olmaktadır. Artık TEM Otoyolu ve D-100 Kara Yolu neredeyse bir kent içi trafiği hâline dönüşmüş, bir cadde trafiği gibi hizmet vermektedir. Yolların sağına soluna yapılan inşaatlar, büyük inşaatlar kara yollarının standartlarını ihlal eder duruma gelmiş, giriş çıkış hatları almış ve TEM Otoyolu artık bir cadde trafiği görünümünde bulunmaktadır. Dolayısıyla, İstanbul ulaşımına da ciddi bir el atılması gerekiyor. Özellikle Seyrantepe-Çağlayan bağlantısının yapılması lazım. Bu, Karayollarının yapması gereken bir çalışma, büyük şehirlerin bunu yapması mümkün değil, Okmeydanı-Kemerburgaz bağlantısına alternatif olabilecek bir bağlantıdır. Bu çalışmanın da yapılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Ve özellikle tünel yapımında Karayollarımız çok büyük aşama katetti, 10 kilometre, 15 kilometre uzunluğunda tüneller yapıyor, bu konuda çok büyük tecrübeleri var, başarılılar. İstanbul da tünel geçişine son derece uygun özellikle Bebek-Samatya arasında Dalan döneminde yapılmış tünel geçişleri var. İstanbul küçük küçük tepelerden oluşuyor, dolayısıyla bu tepelerin altına yapılacak tünellerle İstanbul trafiği son derece rahatlatılabilir diye düşünüyoruz. Bu konuda da bilimsel bir çalışması yapılması lazım.

Kaza raporları konusuna da kısaca değinmek istiyorum. Tabii, biz İstanbul Büyükşehir Belediyesinde ulaşım bilgi sistemi altlığını oluşturduk. Ulaşım bilgi sisteminde bir kara yolunda aşağı yukarı 200 tane noktanın bilgisayar ortamında takip edilmesi gerektiğini gördük ve bunları biz kendimiz oluşturarak bunları bilgisayar ortamında takip edebilir hâle geldik. Ulusal kara yolu ağımızda da ulaşım bilgi sistemleri kurulmalıdır yani levhalardan, tabelalarımıza kadar, trafik yönlerimize kadar, sinyallerimize kadar tamamı bunun üzerine işlenmelidir, hatta kaza noktaları, kara noktalar da bunların üzerine işlenebilmeli ve takip edilebilmelidir, yoksa bunları insan verileriyle, insan zekâsıyla, hafızasıyla takip etmek mümkün olamayabilir. Örnek olarak Kırşehir'de bir kaza oldu, 8 yolcumuz vefat etti. Kaza olmaması gereken bir noktada kaza oldu ama bununla ilgili raporlar nedir, niçin oldu, bu bilgilere ulaşamıyoruz; sadece bir rüzgâr var, "Rüzgâr otobüsü devirdi." diye konuşuluyor. Acaba kaydı mı yoksa bariyer olsa bu engellenebilir miydi? "Bitümlü sıcak karışım birden kesildi." diyorlar, "Otobüsün tekeri düştü." diyorlar. Yani uçak kazalarında olduğu gibi her kaza bire bir incelenmeli ve bununla ilgili raporlar diğer otobüs firmalarına yayınlanmalı ve Karayolları da bunlarla ilgili tedbirler alabilmelidir. Yani bunun az olması bunun önemsenmemesi manasına gelmemeli, her bir olay incelenmeli ve olayla ilgili sebepler ortaya konmalı ve bununla ilgili tedbirler de Bakanlığımız tarafından süratle alınmalıdır.

Devlet Demiryollarımızın 2023 yılında tamamen elektrifikasyona geçeceğini, elektrik enerjisinden istifade edeceğini biliyoruz. Karayollarımızın da bazı alanlarda kar tipisinden dolayı sürekli karlanmayla mücadele ettiğini biliyoruz. "Acaba TCDD'miz ve Karayollarımız rüzgârın çok olduğu ve karlanmanın çok olduğu yerlerde rüzgâr tribünleri ile elektrik enerjisi elde edip hem raylı sistemlerimizde, demir yollarımızda hem de kara yollarımızda alttan ısıtmalı sistemler kullanabilirler mi?" diye de bir öneride bulunmak istiyoruz.

Sayın Bakanım, il özel idarelerinin yaptığı yolların standartları son derece düşük, geometrileri de son derece bozuktu. 15 bin kilometre bölünmüş yol kapsamı içerisinde il özel idareleri bazı yollar yaptılar ama Karayollarının yol standartlarına baktığımız zaman bunlar gerçekten yol standartlarını bozan yollar olarak gözüküyor. Sanki bunlarla ilgili de zamanla bir iyileştirme yapılması lazım, yeni bir projelendirme çalışması gerekir diye düşünüyoruz.

Yine, ses duvarlarının kent içinde ve orman alanlarında düşünülmesinin faydalı olacağını da burada hatırlatmak istiyoruz.

Otoyolların bin kilometrekareye düşen oranının, Japonya'da 2 kilometre, Amerika Birleşik Devletlerinde 10 kilometre, Çin'de 6,5 kilometre, Rusya'da 1 kilometre, 18 Avrupa Birliği ülkesinde 15 kilometre olduğunu, Türkiye'de 2,77 kilometre olduğunu, Bakanlığımızın 2023'te de 10 kilometreye ulaşmak istediğini biliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Arslan, bir dakika efendim.

Buyurunuz.

MİKAİL ARSLAN (Kırşehir) - Niğde-Ankara otoyolunun da son derece önemli olduğunu ifade etmek istiyoruz.

Sayın Bakanımız, bir de ilimizle ilgili bir konudan bahsetmek istiyorum. Biraz önce konuşmamın başında da değindiğim gibi entegrasyon ve koordinasyonun sağlanması açısından ve yatırımların fizibilitesi açısından Nevşehir Havalimanı'na Kırşehir'den bir bağlantı yolu var. Normalde biz 86 kilometre mesafeden ulaşabiliyoruz fakat bir yol ağı var, bu yol yapılırsa 50 kilometreyle ulaşabilme imkânımız olacak. Bu da Nevşehir Havalimanı'nı Kırşehir'in de rahat kullanabilmesi demek olacaktır. Aynı zamanda da oradaki turizmden Kırşehir'in de istifade edebilmesine destinasyon projelerinin sağlanabilmesine imkân verecektir, bölgesel bir havalimanı niteliğine kavuşacaktır. Bu konuda da desteklerinizi bekliyoruz.

Tekrar bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyor, başarılar diliyorum.