| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) Gençlik ve Spor Bakanlığı b) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 01 .11.2022 |
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, basınımızın değerli mensupları; ben de diğer arkadaşlarım gibi hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ve 2023 yılı bütçemizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın Bakanım, çok güzel bir broşür hazırlamışsınız, renkli ve kuşe kâğıda; çok da pahalı olduğunu zannediyorum ve içinde de çok sayı var, rakamlardan türetilmiş sayı var, çok sayı olması bu sunumun, bu dokümanın çok kıymetli olduğunu ifade etmiyor. Biz sürekli söylüyoruz -ben kendi hesabıma söylüyorum- siz ve sizin yerinizde oturan diğer Bakan arkadaşlarımızın da son dört yıldır söylediği gibi biz söyleyeceğimizi söylüyoruz, siz de söyleyeceklerinizi söylüyorsunuz ve dolayısıyla da ortak bir yerde buluşmadan tekrar gelecek seneye ayrılıp gidiyoruz. Ben yine inandıklarımı, doğru bulduklarımı söyleyeceğim ama bu, sizin için bir şey ifade etmeyecek, bunun da farkındayım. Emin olun bunun içerisinde analiz yok, bunun içinde tahlil yok, bunun içinde terkip yok. Bu, bir propaganda broşürü ve siyasetçi için de... Bu sizin tercihiniz, böyle bir yolu seçmekte siz de haklısınız, sonuç itibarıyla siyasetçi de propaganda yapar. Ama bütçeyi görüşürken biz size 2021 yılında 22,8 milyar dolar harcama yetkisi vermişiz, siz bunu 25,8 olarak 3 milyar TL aşmışsınız. Biz isterdi ki burada bu parayı nerede, nasıl kullandınız? Evet, bir sürü rakam var; şu grup var, bu grup var, turizmde, spor turizmi vesaire bunların hepsi var fakat analitik olarak bu paranın... Bu bir girdi, bunun çıktısı nedir? Mesela son yirmi yılı alıp kendi döneminizde veyahut da daha önceki beğenmediğiniz "eski Türkiye" dediğiniz o dönemde bu işlere tahsis edilen paranın sonucundaki çıktı neydi? Örneğin uluslararası müsabakalarda tahsis edilen parayla o eski dönemde kaç altın aldık, kaç gümüş aldık, kaç bronz aldık ve sporu topluma nasıl yaydık; harcanan para ile bunun arasında bir korelasyon, biz sebep sonuç ilişkisi var mı? Bunları bize gösterseydiniz, biz de derdik ki: "Böyle bir şey varmış, bu para az. Biz eğer uluslararası camiada Türkiye'nin adını duyurmak istiyorsak bu parayı arttıralım." sizin ödeneğinizi arttırırdık ama burada böyle bir analiz, tahlil, terkip bir şey yok. Dediğim gibi bu, baştan sona çok pahalı bir propaganda broşürü ve bunu da ayıplamıyorum çünkü siyasetçi sonuç itibarıyla haklı olarak oy peşindedir ve bunu da topluma -satışa- sunar, alıcısı da varsa siz de oyunuzu alırsınız. Ama biz, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak size tahsis ettiğimiz paranın, 85 milyonu arkamıza alarak bunun nasıl harcandığını ve buradan nasıl bir çıktı sağlandığını, bunun verimliliğinin ne olduğunu sormak, öğrenmek ve bunu da kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz ama maalesef burada böyle bir şey yok.
Yine, biz size bu sene, 2022 bütçesinde 27,7 milyar dolar tahsis etmişiz, şu anda 20'sini harcamışsınız, sonuçta bakalım ne ortaya çıkacak? Yine limit aşımı olacak mı? 2023 bütçesinde de 66 milyarlık bir artış söz konusu. Aslında nominal rakamlara baktığımızda önemli artışlar var. Demek ki Türkiye'de sporla ilgili birtakım faaliyetler var, bu faaliyetler finansman gerektiriyor ve dolayısıyla da biz bunu size vermiş ve bu işi, öngördüğünüz işleri yapabilmenizi sağlamış gibi görünüyorsunuz ama aslında böyle bir şey söz konusu değil, bu tamamen enflasyonun ortaya çıkardığı bir nominal artış, reel bir artış söz konusu değil. Dolayısıyla, sizin uygulamada bu parayı harcayarak 2021 yılında veya 2022 yılında, bu sene yapacağınız faaliyetlerden daha fazla bir faaliyet yapabilmenizi sağlayacak bir ödenek söz konusu değil.
Onun dışında yöntem olarak yine aynı yere geliyoruz. Mesela siz diyorsunuz ki: "2022'de yalnız 190 adet ve 182 bin kapasiteye sahip yurtları yirmi bir senede sadece büyütmekle kalmadık, aynı zamanda eski yurtları yıkarak tamamen modernize ettik." Yani yirmi bir senede 190'dan 182... Bunun, bu rakamın hiçbir ekonomik anlamı yok, burada bir analiz yok. Burada bir tespit var, bir olgu var, olguyu bana söylüyorsun. 2002 yılında nüfus kaçtı ve o zamanki nüfusa göre millî gelir neydi ve onun karşılığında 190 adet yaptınız, şu anda nüfus kaç ve o nüfusun ürettiği millî gelir ne, onun karşılığında 182 bin kapasiteye çıkararak ne yaptınız? Artı mı yaptınız, eksi mi yaptınız? Böyle bir değerlendirme yok ki. Bunun hiçbir ekonomik, istatistiki anlamı yok bu rakamın. Diğer sayfalarda da aynı şeyi söylüyorsunuz. Mesela yurtlara yerleştirmelerle ilgili olarak. Eylül ayında diyorsunuz ki ilk fazda yerleştirme yüzde 80'di, eylül ayının sonunda 2'nci fazda yüzde 92'ye, ekim ayının sonunda da 3'üncü fazda 97'ye... Bu rakamlar ne ifade ediyor? Yani siz ne yaptınız da eylülden ekimin sonuna kadar üç değerlendirmede -affedersin- Türkiye'deki yurtların, plastik bir şey gibi üflediniz de kapasitesi mi genişledi de içeriye yatak, yorgan, karyola koydunuz da insanları yerleştirdiniz, ne yaptınız? Ha, demek ki ortada bir kapasite var, bu kapasiteyi zorladınız, kaliteyi düşürdünüz, 3 yatak konulacak yere 4 yatak, 5 yatak konulacak yere 10 yatak koydunuz, kapasiteyi artırdınız. Kötü bir şey mi yaptınız? Sonuç itibarıyla kötü bir şey değil, sokakta kalacağına 2 kişi daha fazla kalsın, elbette bu iyi bir şey. Fakat bunu söylerken burada sabahtan beri bütün arkadaşlar kelime harcadılar, nefes tükettiler, aynı şeyi söylediler. Bunu bu şekilde yazmak yerine "Şu kadar metrekarede 4 yatak vardı, o metrekareye 2 yatak daha ilave ettik." diye bunu yazmanız size ne zarar verirdi? Türk toplumunun bunu bilmesinin ne zararı var? Bunu böyle yazsanız daha iyi olmaz mıydı? Yani lastik gibiydi o şeyler, plastik hava üfleyerek binalar genişlemiyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yurtta...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bakanımız sonunda bütün bunlara cevap verecektir Uğur Bey, not alınıyordur, siz müsaade edin lütfen.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Onun dışında yani öyle bir şeye, noktaya geldik ki Sayın Başkan bu sizin için de önemli. Biz, şu anda Genel Kurulda görüşülmekte olan o yasada öğrencilerin kredilerinin faizlerinin affıyla ilgili bir düzenleme yaptık. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı geldi, burada -45 sayfalık- bütçenin geneli üzerinde bir sunum yaptı. Mesela Cumhurbaşkanı Yardımcısının yaptığı sunumda 45 sayfanın içerisinde ihracatı konuştuk, ticaret açığını konuştuk, ödemeler dengesi açığını konuştuk fakat vallahi ve billahi 45 sayfanın içerisinin hiçbir yerinde "ithalat" lafı geçmiyor. Sayın Başkan, ithalatı anlatmadan, cari açığı, dış ticaret açığını açıklayabilir misiniz? Yok. Siz de yeni bir literatür getiriyorsunuz, diyorsunuz ki: "Enflasyon farkı uygulanacak." Bunun adı faiz ya, faizi affediyorsunuz. Bunu topluma söylemenin ne zararı var? Kanunda da "enflasyon endeksi" denildi. Niye bu terimler yerli yerinde kullanılmıyor?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nas var nas. Nas var da ondan söylemiyorlar.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Niye? Yani faizin adını söylememekle... Üstelik enflasyon endekslemesi de değil bu, siz enflasyon kadar faiz almadınız, onun altında düşük bir faiz aldınız ama daha yüksek; enflasyona göre alsaydınız şu anda hiç kimse bunun altından kalkamazdı. Niye bunları doğru dürüst söyleyip de vatandaşla iletişim kurmuyorsunuz?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bunları Maliye ve Ticaret Bakanlığı bütçelerinde konuşuruz inşallah.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Efendim, sizin göreviniz bu. Bunları ikaz edin, bu kelimeleri kullansınlar. Biz burada seyirci değiliz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu Bakanlık değil de hani Maliye ve Ticaret Bakanlığıyla ilgili, onu söylüyoruz.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Biz burada seyirci değiliz. Biz millet adına burada konuşuyoruz ve dolayısıyla, milletin bunu bilmesi gerekiyor.
Neyse, son kırk beş saniyem kaldı. Yapılmak istenilen şeyi -burada utanılacak bir şey yok- neyse doğru dürüst söyleyin, siyasetçi olarak tercihiniz var; "Biz bunu böyle tercih ettik, böyle kullandık, parayı böyle harcadık." deyin ama üstü kapalı olarak buraya binbir türlü rakam yazıp... Sonuçta girdinin ne olduğunu söylüyorsun ama çıktığının ne olduğunu söylemiyorsun. Biz size 5 milyar TL fazla para versek siz önümüzdeki on yılda Türkiye'deki olimpiyatlarda, uluslararası yarışmalarda alınan altın, gümüş, bronz madalyaları yüzde kaç artırabilirsiniz? Var mı elinizde böyle bir hesap? Çıktısı var mı bunun? Biz sizden bunu istiyoruz. Lütfen bunları yapın.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz bitmiştir Sayın Yılmaz.
Teşekkür ediyorum.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.