KOMİSYON KONUŞMASI

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, kıymetli katılımcılar, değerli basın mensupları; İYİ Parti Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bütçe Komisyon Başkanımızın son sözlerinin altına İYİ Parti Grubu adına biz de imzamızı atıyoruz; Türkiye Cumhuriyeti devleti 81 vilayetten oluşmaktadır, hepsi kadim Anadolu'nun ortak vatanıdır.

Değerli Bakanım, 2023 bütçesinde Tarım Bakanlığına ayrılan pay bütçenin yüzde 3'ü kadar. Tarımsal desteklemeye ise 2022 yılında 25,8 milyar ayrılan ödenek yüzde 109 oranında artırılarak 2023 yılında 54 milyar TL'ye yükseltileceği ifade edilmektedir. Sayın Bakan 2021 yılı gayrisafi yurt içi hasılası biliyorsunuz 7,100 trilyon yani sizin normalde 71 milyar ayırmanız lazım ama her zaman olduğu gibi eksik ayırmaya devam ediyorsunuz. Sayın Bakan, on gün önce, 2002'de 1,8 milyar olan tarım destekleme bütçesini 30 kat artışla 2023 yılında 54 milyar liraya çıkardığınızı söylediniz ama 2022 yılındaki tohum, gübre, ilaç ve mazot fiyatlarından bahsetmediniz. Ayrıca, geçen sene 7,6 milyar TL olan hayvansal destekleme bütçesinin ise yıllık yüzde 56 artışla 11,8 milyar liraya çıkarıldığını ifade ettiniz. Sayın Bakan, tarımda üretim maliyetleri ve hayvan yetiştirme maliyetlerinin yüzde 304, 400 oranlarında arttığı bir ortamda bu desteklemeleri yeterli mi buluyorsunuz? Sadece Karayolları Genel Müdürlüğünün bütçesinden garantili ödemeler için günlük 146 milyon, yıllık ise 53 milyar ödüyorsunuz. Sağlık Bakanlığı bütçesinden ise müteahhitlere ve işletmeci şirketlere günlük 126 milyon, yıllık ise 46 milyar Türk lirası ödüyorsunuz. 2023 bütçesinde faize ise 565 milyar lira ayırdınız, tarıma ayrılan bütçenin 4 katından daha fazla. Kur korumalı mevduat sisteminin hazineye yükü yedi ayda yaklaşık 85 milyar lirayı buldu. Bütün buralara kaynak bulurken ne oluyor da tarıma, çiftçiye kaynak bulamıyorsunuz? Sayın Bakan, kendimize "tarım ülkesi" diyoruz "Biz bize yeteriz." diyoruz ama iş tarıma gelince tarımı yeteri kadar desteklemiyoruz yani zarar etme pahasına üretim yapmaya çalışan, soframızdaki her bir üründe alın teri, emeği olan çiftçimizi değil yattığı yerden, milletin sırtından garanti kapsamında para kazanan yandaşı, faiz lobilerini tercih ediyorsunuz. Ayrıca yetersiz kalan bu desteklemeler de zamanında ödenmediği için çiftçinin de hiçbir işine maalesef yaramıyor.

Bunların dışında, Devlet Su İşleri için 51 milyar TL bütçe öngörülmüştür. Yaşadığımız pandemi süreci, değişen iklim koşulları ve ülkelerle yaşanan siyasi krizler sonucu gıdaya ulaşamama hâli bizlere bir kez daha tarımın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Siz de ifade ettiniz "Tarım stratejik bir meseledir." dediniz "Stratejik bir üründür." dediniz. Tarımsal üretimin öneminin net olarak anlaşıldığı, temel gıda ürünlerine bile ulaşmada binbir zorluğun yaşandığı bu dönemde çiftçilerimiz bir de kuraklıkla mücadele etmekte ve bu sebeple de büyük rekolte kayıpları yaşanmaktadır. Hâl böyle iken sulu tarımın önemi daha da artmıştır. Bu bakımdan, sulama projelerinin bir an önce tamamlanması için bütçedeki ödenek mutlaka artırılmalıdır.

Sayın Bakan, bugün dünyamız yaşanan iklim bozuklukları, ekonomik krizler ve siyasi gelişmelerden dolayı büyük bir gıda kriziyle karşı karşıyadır, bu krizden biz de etkilendik. Tarım ülkesi Türkiye'de, savaş içindeki Ukrayna ve Rusya'dan ayçiçeği yağı gelmesini yollarda gözledik, buğday gelmesini gözledik. Ya, bu milleti bu hâle niye düşürdünüz acaba? İthalata dayalı tarım politikalarınızda ısrar ederseniz ülkemizde aynı krizi çok yakın zamanda yaşayacağımız gerçektir.

Bakınız, 2002 yılında AK PARTİ iktidara geldiğinde ülkemizde 26 milyon 500 bin hektar tarım arazisi vardı. İktidarınızın rant ve ithalata dayalı tüketim ekonomisi sonucunda tarım alanları yüzde 18 azalmıştır, 23 milyon hektara kadar gerilemiştir. Yine AK PARTİ'nin tarım politikaları sonucunda 3 milyon 300 bin insanımız sizin döneminizde tarımsal üretimden vazgeçmek zorunda kalmıştır. Tarım sektöründeki istihdamın yüzde 44 azaldığı ülkemizde on iki yıl içinde zirai amaçlı kullanılan kredi miktarı da 10 kattan fazla artmıştır. Ancak tarımdaki genel tabloya baktığımızda tarımın genel üretimdeki payını da biliyorsunuz, yani siz iktidara gelmeden önce tarımın gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı yüzde 10'lardayken şu anda yüzde 6,7'lere kadar düşürdünüz ama ben, sizi dinleyince ya, dedim, Sayın Bakanım, Allah Allah, aynı ülkede mi yaşıyoruz? Hakikaten bu sizin anlattığınız Türkiye mi yoksa bizim yaşadığımız Türkiye mi; sizin anlattığınız tarım mı, bizim gördüğümüz tarım mı? Vallahi şaşırdım.

Özetle, ithalata dayalı tarım politikanızdan lütfen vazgeçin. Buğdayı, samanı, peyniri ithal eder duruma geldik, lütfen bizi bundan kurtarın. Döviz kurlarındaki artıştan kaynaklı akaryakıt, gübre, ilaç, tohum, ilaç, elektrik, su gibi girdi maliyetleri sürekli artıyor, tedbir alın. Enflasyonla artan girdi maliyetleri altında ezilen çiftçilerimize desteklemeleri artıralım, "Desteklemenin zamanıdır." diyelim, tekrar ediyorum çünkü verilecek her destek gıda enflasyonuna direkt etki edecek ve düşmesine vesile olacak. Müstahsil faturalarındaki stopaj miktarını, mazotta ÖTV'yi, elektrikte yüzde 1 enerji fonunu, yine, yüzde 18 KDV'yi lütfen kaldıralım.

Sayın Bakanım, gübre destekleri yeterli, değil siz de biliyorsunuz. Süt ve et ürünlerimize desteği artıralım, buradaki durumu biliyorsunuz yani tüm konuşmacılar söylüyor; çiğ süt alım ve karkas et fiyatlarını güncelleyelim. Toprak Mahsulleri Ofisinin hayvancılık yapan kişilere verdiği arpa desteğinin denetimini yapalım, doğru yerlere gittiğine emine olalım. Balık yetiştiriciliğinde desteği ve teşviki artıralım. Şeker pancarı üretimimize desteği artıralım. Ne yazık ki çiftçilerimizin yüzde 80'i borçlu durumda, haciz işlemlerini durduralım, tüm çiftçi borçlarını faizsiz yapılandıralım. Yandaşa, akrabaya finans olan Ziraat Bankasını artık ne olur ya, çiftçiler için gerçekten adına uygun bir banka hâline getirelim.

Tarım alanlarımız sürekli azalıyor, tarım alanlarımızı rant uğruna kurban etmeyelim. Meraları koruyalım, ıslah çalışmalarını artıralım. Kuraklığa ve doğal afetlere karşı TARSİM kapsamını genişletip çiftçimizi rahatlatalım. Orman yangınlarıyla daha etkin mücadele edilmesi için hazırlık yapalım. Ziraat mühendisi ve veteriner hekimler başta olmak üzere on binlerce yetişmiş mühendisimize tarımda ihtiyaç var, istihdam ihtiyacı var, tarımda da ihtiyacımız var, istihdamı artıralım tarımda. Sektörün bu kadar sorunu varken özellikle yetiştirdiğimiz mühendislerimizi, işsiz gençlerimizi niye istihdam etmiyoruz? En önemlisi, Sayın Bakanım, çiftçi toprağını terk ediyor, bunu engelleyelim.

Sayın Bakanım, yapılan araştırmalara göre orman yangınlarına sebep olan büyük etken enerji nakil hatları. Sadece 2021 yılında çıkan orman yangınlarının yüzde 27'si enerji nakil hatlarından kaynaklanmıştır. Enerji nakil hatlarının -özellikle yoğun rüzgâr alan bölgelerde- elektrik hatlarının birbirine değmemesi için kablo ayırıcı kelepçelerin olması gerektiği uzmanlarca ifade ediliyor. Yine, çıkan orman yangınlarında enerji hatlarını uyaran kelepçelerin olmadığı da tespit edilmiştir. Hatları birbirinden ayıran kelepçe sistemini ne zaman yapacaksınız? Son on yılda yüzde 53 oranında artan nakil hatlarının ihaleleri şirketlere verilmektedir. Bu durumda yeterli bakım ve denetim olmadığı açıkça gözler önüne seriliyor. Millî servetimiz olan ormanlarımıza tehlike arz eden nakil hatlarının sorumluluğu neden şirketlere verilmektedir? Bunlardan vazgeçelim. Ormanlık bölgelerde enerji nakil hatları için güvenli bir mühendislik oluşturacak mısınız?

Sayın Bakan, bilindiği gibi ülkemizde odun üretimi Orman Genel Müdürlüğünün teknik planlamasına göre yapılmaktadır. 2014 yılına kadar yıllık 17-18 milyon metreküp civarında olan odun üretimimiz, 2020 yılında ikiye katlanarak 35 hatta 40 milyon metreküpe kadar yükselmiştir. Bu durum, orman varlığımızı olumsuz etkilemektedir. Kapasite üzerinde odun üretimi yapılmamalıdır. Ormanlarımıza olan olumsuz baskıları ortadan kaldırmak için orman köylülerine de pozitif ayrımcılık yapacak destekleri ortaya koymamız lazım. Özellikle orman köylülerinin önemli geçim kaynaklarından biri olan meralardan yararlanması hususunda kolaylıklar sağlayalım.

Geçici orman yangını işçileri yılda dokuz ay yirmi dokuz gün çalıştırılmaktadır, bu işçilerimizi kadroya geçirerek tam yıl çalışmalarını mutlaka sağlayalım. Orman Genel Müdürlüğü personeli için uygulanmakta olan rotasyonu kaldırmamız lazım. Rotasyon nedeniyle bazı bölgelerimizde yeterince teknik eleman bulunamadığı için orman yangınlarıyla mücadelede zafiyet yaşanmaktadır. Sayın Bakanım, atama ve yer değiştirmelerde liyakate önem verilmeli, yandaş sendika ve meslek odaları devre dışı bırakılmalı. Zatıaliniz geldikten sonra daha dikkatli olduğunuzun farkındayız ama bu hususu bir kere daha hatırlatmak istiyorum.

Sayın Bakanım, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu, hâlen 42 ilde faaliyetlerini sürdürmekte, üretime destek vermektedir. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun tüm illeri kapsayacak şekilde üretimi destekleme programlarının hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu kuruluşun hibe desteklerinin yoğun olarak katma değer artıran projelere yönelttiği görülmektedir. Bu hususta adil ve hakkaniyetli olmayan pek çok uygulama söz konusudur. TKDK'nin, çiftçi örgütlerini kurumsal olarak destekleme kararı vardı, neden uygulamıyorsunuz?

Sayın Bakanım, TÜİK verilerine göre, tarımda yıllık üretici enflasyonu yüzde 156'ya ulaştı. Yine, TÜİK'in tüketici fiyatları içindeki gıda endeksi yüzde 90'ları aştı. Sayın Bakanım, bildiğiniz gibi, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün gıda fiyatları endeksine göre, yani FAO'nun endeksine göre, son altı aydır dünyada gıda fiyatları düşüyor. Sayın Bakanım, yine bildiğiniz gibi, dünyada FAO'nun istatistiklerine göre, eylül ayı itibarıyla yıllık enflasyon artışı yüzde 5,5. Şimdi buradan soruyorum: Allah aşkına, Avrupa ülkelerinde bile yani Avrupa Birliği ülkelerinde bile, hiçbir ülkede hemen hemen yüzde 15'i, yüzde 20'yi geçmeyen gıda fiyatları artışı var, yıllık; bazılarında yüzde 10'un altında. Soruyorum size: Siz hangi büyük gayreti gösterdiniz de Türkiye'de üretici fiyat endeksini yüzde 156'lara kadar çıkardınız? Yani hiç mi sorumluluğunuz yok sizin? Dünyada sadece yüzde 5,5 oranında artan gıda fiyatları, Türkiye'de TÜİK'e göre bile yüzde 90'dan fazla ama üretim endeksine göre de yüzde 156 artıyor. Allah aşkına, hiç bunu düşündünüz mü, hiç bunun sebebini araştırdınız mı, yanlış politikalarınızı bu rakamlar üzerinde bir kez daha değerlendirdiniz mi, iktidar olarak beceriksizliklerinizi bir kere daha düşündünüz mü? Ama biz hatırlatmaktan usandık, siz bildiğinizi yapmaktan vazgeçmiyorsunuz; biz yine hatırlatmaya devam edeceğiz.

Tarım ve Orman Bakanlığında sizin göreve geldiğiniz gün -çok önemli burası Sayın Bakanım- bir garabet yaşandı, eski Bakanımız Bekir Pakdemirli Bey 3 Nisan 2022'de görevden alındı; Sayın Bakanımız, ertesi gün siz de atandınız. İlginç bir şey oldu, Bakanlığa FETÖ operasyonu oldu. Allah, Allah, yani bu bir tesadüf olabilir mi? Vallahi, tesadüf olamaz. Ve 10 kişi gözaltına alındı, hâlâ akıbetin ne olduğunu da bilmiyoruz; kamuoyundan duyduğumuz. Çok ilginç değil mi arkadaşlar? Nasıl yönetiliyoruz?

Sayın Bakanım, bir ilginç gelişmeyi daha söyleyeyim: Zatıaliniz göreve geldikten dört gün sonra Bakan Yardımcınız Ayşe Ayşin Işıkgece Hanımefendi'yi görevden aldınız, başka bir arkadaşımızı atadınız. Aynı hanımefendi -yani eski Sayın Bakan Yardımcısı- hakkında 27 Nisan 2022 tarihinde yolsuzluk iddialarıyla hakkında soruşturma açıldı. Ben söz konusu şahısla ilgili, o hanımefendi Bakan Yardımcısıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda, bütçe görüşmelerinde 14/12/2020-10/12/2021 tarihlerinde, dönemin Bakanının huzurunda yolsuzluk iddialarını söyledim, ifade ettim ama iki yıl hiçbir ses çıkmadı. Ama yine de sizi alkışlıyorum Sayın Bakanım, vallahi alkışlıyorum. İki yıl da olsa sanki Tarım ve Orman Bakanlığında iktidar değişti, hâlbuki iktidar da değişmedi, Bakan değişti ya, aynı partinin bakanları değişti. Aynı partinin bakanları varken, biri varken operasyon yok, efendim, FETÖ operasyonu da yok, yolsuzluk operasyonu da yok. Bakan değişiyor; vallahi şükür yani bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak buna da şükür diyorum, inşallah, arkası gelir. Ama Sayın Bakanım, Bakanlığınızda o kadar yanlış işler var ki geçmişten günümüze gelen, bir gün size ben onları anlatırım, kalanları da bütçede anlatırım.

Sayın Bakanım, tabii, bunları üzülerek ifade ediyorum. Biz, sürekli "Devletin çivisini çıkardınız, yolsuzlukların ve hukuksuzlukların dibine kadar battınız." diye vallahi boşuna söylemiyoruz; bunları artırmamız da mümkün.

Şimdi, Sayın Bakanım, Konya'yla ilgili de iki tane ilginç şey söyleyeceğim. Malum, bir AHİ Kanal projemiz var. Tarım ve Orman Bakanlığı Konya'daki AHİ Kanalı'mız var, bir de Bahri Dağdaş meselemiz var, biliyorsunuz.

Şimdi, önce Tarım ve Orman Bakanlığının Konya'daki Bahri Dağdaş Uluslararası Araştırma Enstitüsünden bahsedeyim. Biliyorsunuz, burası, Türkiye'mizin, Tarım Bakanlığımızın en önemli kurumların biri, birinci sınıf tarım arazilerinin olduğu, ıslah çalışmalarını yapıldığı, hayvansal ıslahların bile yapıldığı muhteşem bir yerimiz. Ama buraya göz diktiniz; 2014 yılında bin dekarını elden çıkardık, Tarım Bakanlığımız verdi, oraya hastane yaptık, kalanını da Büyükşehir Belediyesine devrettik, şimdi parsel parsel satıyor. Hızınızı alamadınız Sayın Bakanım, tekrar bu birinci sınıf tarım arazisi, Konya'nın göz bebeği... Yani hani biraz önce övündünüz ya "Biz, tohum üretiyoruz, çeşitleri yaratıyoruz." E, burası tohumun merkezi yani İç Anadolu tohumunun büyük bölümünü karşılıyor. "Yeni ırklar yaratıyoruz, ne muhteşem bir tesis, uluslararası anlaşmalarımız var." Ama bunun 1.300 dönümüne de göz diktiniz, kalktınız, Şehircilik Bakanlığına devrettiniz -birinci sınıf tarım arazisi- ve koca Konya'da yer bulamadınız. Yani bu rant derdiniz ne Allah aşkına? Sayın Bakanım -seni dinlerken, bu notları dinlerken- toprağımıza, tarımımıza ne kadar sahip çıktığınızı, çıkmamız gerektiğini söylediniz; bir cevabınız var mı? Birinci sınıf tarım arazisine göz diken, bunu satan, gözden çıkaran bir Tarım Bakanlığı olabilir mi? Ama maalesef siz bunu yaptınız. Evet, aynı dönemde...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Nereye? Ya, devletin... Ya, sen devletini sevmiyor musun?

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sen parazit yapma kardeşim, şey olduğu zaman konuşursun.

Şimdi, Sayın Bakanım...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Parazit olan sensin ya.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım, sırası geldiğinde herkes fikrini ifade etsin lütfen.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Bakanım, AK PARTİ iktidarınızda tarım vasfını yitiren arazilerimizin oranı yüzde 18, nüfusumuz ise aynı dönemde yüzde 30 arttı. Yani siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Birinci sınıf tarım arazilerini, üretim alanlarımızı... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, hatibe müdahale etmeyelim, sırası geldiğinde fikirlerimizi ifade edelim lütfen.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sürekli olarak ranta açıyorsunuz, bina dikiyorsunuz. Şimdi tekrar soruyorum: Tarım arazilerimiz yüzde 18 küçülürken, nüfusumuz yüzde 30 büyürken siz kime hizmet ediyorsunuz? Bu milletin evlatlarını aç mı bırakmak istiyorsunuz; bundan vazgeçin. Bahsedeyim, ya Sayın Bakanım, 2012... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, defalarca uyarmak zorunda bırakmayın beni lütfen, karşılıklı konuşma usulümüz yok.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, devam etsinler önemli değil.

Konya'mızın, 2012 yılında yapımına başlanan ve 2017 yılında bitirilmesi planlanan, 124 kilometre uzunluğundaki AHİ Kanalı hâlâ faaliyete geçemedi. Sayın Pakdemirli, 2020 yılında kurdelesini kesti, suyu verdi, aktı, Sayın Cumhurbaşkanımız da Skype'dan katıldı. Ama hâlâ su yok Sayın Bakanım, ne oluyor? On sene geçti, milyarlar harcandı ve 124 kilometrelik Kanal çöktü. Konya su bekliyor Sayın Bakanım. Ne oldu bizim suyumuza. Ha, ne oldu biliyor musunuz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Yokuş, son yarım dakikanız.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sağ olun, bir dakika da istiyorum artı.

Sonra ne oldu biliyor musunuz? Şimdi, karar almışsınız doğruysa... Ne diyorsunuz? "O yaptığımız 124 kilometrelik açık kanal içinden su borusu döşeyerek su götüreceğiz; aferin be, helâl olsun size, ne büyük zekâ! Ya, çağımız hangi çağ? Hâlâ açık kanallarla uğraşıyorsunuz. Dünyanın dört bir yanında doğal gaz, petrol borularla geliyor, biz hâlâ açık kanalları beceremiyoruz. Bu beceriksizlikleri söylediğimiz zaman arkadaşların zoruna gidiyor.

Sürem bitti Sayın Bakanım, kalanı bütçeye inşallah.