KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN NAZLIAKA (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlarımız ve sevgili basın emekçilerimiz; öncelikle hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Madem konu statlardan açıldı, ben de Ankara'daki bir stadımızdan bahsedeyim ve Ankara Büyükşehir Belediyesinin bu konudaki duyarlılığına yönelik olarak Sayın Bakanımıza bir soru sorayım: Biliyorsunuz, kentler tarihleriyle yaşar değerli milletvekilleri ve değerli bürokratlar. Avrupa'da pek çok kente gittiğinizde yüzlerce yıllık binalar ve yapılar özenle korunur, bizde ise yıkılıp rant alanına çevrilir. Bunlardan biri de Ankara'ya 1967 yılında yapılan ve yaklaşık yarım asırdır birçok kulübe ev sahipliği yapan Ankara'nın sembol yapılarından biri olan Cebeci İnönü Stadıdır.

Sayın Bakan, ben size aktarıyorum ama bekleyebilirim eğer meşgulseniz.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Ben dinliyorum sizi.

AYLİN NAZLIAKA (Ankara) - Süreme de tabii ilave rica edeceğim.

BAŞKAN - Sayın Nazlıaka, yeniden başlatayım sürenizi.

Buyurun.

AYLİN NAZLIAKA (Ankara) - Evet, teşekkür ederim Sayın Başkan.

Cebeci Stadı'yla ilgili olarak bir girizgâh yaptım, sanıyorum onu duydunuz. Maalesef, bu stadın taşları kaçak sarayın yenileme çalışmalarında kullanılmıştır ve TOKİ'ye devredilmiştir, şimdi de yıkılmayı beklemektedir. Tabii, bu yapıyı korumak aslında Bakanlığınızın görevidir. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı 2016 yılına yönelik olarak projelerini açıklarken, Cebeci Stadı'nın bulunduğu yeri şöyle ifade etti: "Artık orası yeni bir stat yapmaya uygun değil, orada bir yurt yapacağız."

Evet, ülkemizde bir yurt sorunu var, yurt yapılsın ancak yurt her yere yapılabilir. Cebeci Stadı gibi tarihî bir stadı korumak, dediğim gibi bir misyon olmalıdır, sizin bir göreviniz olmalıdır, spor tarihimiz adına da bu hakikaten bir ayıptır diye düşünüyorum. Onun için bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Spordan girmişken doping konusuna değinildi, ona o yüzden girmeyeceğim ama Ankaragücü'yle ilgili olarak da sormak istediğim bir soru var. Biliyorsunuz, Ankaragücü 1910 yılından bu yana varlık gösteren ve asla kökleri kurutulamayan dev bir çınardır. Bu takımımız Ankara'mızla özdeşleşmiştir, taraftarıyla bütünleşmiştir. Ve siz de bir Cumhuriyet Halk Partili aileden geliyorsunuz, bir Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilinin torunusunuz yanlış bilmiyorsam. Mutlaka Ankaragücü'nün tarihî misyonunu da biliyorsunuzdur. Yani, Kurtuluş Savaşı döneminde cephanenin yapıldığı ve aynı zamanda bizzat Ankaragücü çalışanlarının, oyuncularının cepheye mermi taşıdığı ve bu kişilerin bir kısmının şehit, bir kısmının gazi olduğu verisine mutlaka sahipsinizdir.

Şimdi, bu Birinci Lig'de en uzun süre kalmış olan 4 takımdan biri olan Ankaragücü maalesef bir borç batağının içindedir, bunu gayet iyi biliyorsunuz. 30 Ağustos 2009 ile 24 Ağustos 2011 tarihleri arasındaki dönemde, özellikle Ankaragücü kötü yönetim nedeniyle bu borcun içerisine sürüklenmiştir. Ben bunu 24'üncü Dönemden bu yana gerek yazılı gerekse sözlü olarak soruyorum. Bu döneme yönelik olarak, bu dönemdeki Ankaragücü'nün borçlandırılmasına yönelik olarak herhangi bir inceleme yapmayı düşünüyor musunuz? Ve tabii, kulübün hâlen korunması mümkün olan hakları ve kayıplarının telafisi için bir çalışma yapılacak mı? Ankaragücü'nün yaşaması, varlığını sürdürmesi, bir başkent takımı olarak var olması için ne gibi politikalar üretmeyi düşünüyorsunuz?

Şimdi, teşekkür ederiz bu arada tatlı için. Hani, tatlı yiyelim tatlı konuşalım demek istiyoruz ama veriler biraz acı. Bu verilerden bir tanesi de -az önce de bahsedildi- genç işsizliğiyle ilgili olan veridir. Her 5 gencimizden birisi maalesef işsiz ama sokağa çıktığınızda bu verinin her 3 gençten birine ait olduğunu görüyorsunuz. Ve tabii, hiç şüphesiz, işsizlik demek sadece bir maddi gelir sahibi olmak demek değil; aynı zamanda, üretememek demek, tüketememek demek, katma değer yaratamamak demek, mutsuz bireyler demek; mutsuz bir bireyden oluşan mutsuz bir aile, mutsuz ailelerden oluşan mutsuz bir toplum demek ve eğer bir ülkenin gençliği geleceğe umutsuz bakıyorsa o takdirde o ülkenin umutlu bir geleceğinden yola çıkarak yol aydınlık bir ikbalinin olmayacağını da tahmin etmek tabii çok zor değil. Zaten madde bağımlılığındaki artıştan bahsedildi, soru önergeme verilen yanıttan da somut olarak söyleyebilirim ki son iki yıl içerisinde uyuşturucu bağımlılığı yüzde 14 oranında artmıştı. Dolayısıyla, gençlerimiz mutsuzdur, gençlerimiz işsizdir. Bu konudaki gene çalışmalarınız hakkında biraz daha detaylı bilgi alabilirsek memnun oluruz.

Bir başka konu, gene çokça değinilen yurt sorunu. Ben eminim buradaki milletvekillerimiz de hemen onaylayacaktır, bizim eylül ve ekim ayları arasında aldığımız en fazla talep yurt talepleridir. Hiç şüphesiz, Kredi Yurtlar Kurumunda kalmaya hak kazanamayan öğrencilerin özel yurtlarda kalabilmesi, özellikle dar gelirli aileler açısından mümkün değil ve küçük illerde, ilçelerde yaşayan kız öğrencilerimiz, kadın öğrencilerimiz ya kayıtlarını dondurmakta ya da okula devam edememektedir sırf bu nedenle. Onun için, Kredi Yurtlar Kurumunda yurt imkânı sağlanamayan öğrencilerimizle ilgili olarak onların barınma problemleri hakkında neler düşünüyorsunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız Sayın Nazlıaka?

AYLİN NAZLIAKA (Ankara) - Ve tabii, bu noktada, kaydını sildiren ve donduran öğrencilerle ilgili bir bilgi alabilirsek, rakamsal bir veri alabilirsek çok seviniriz.

Son olarak Sayın Başkan, biliyorsunuz, ülkemizde kadına yönelik taciz, tecavüz, cinsel istismar oranlarında ciddi bir artış var ve bu olaylar ne kadınların yaşı, eğitimi ne işte, ait olduğu sosyal statü ne çevreleriyle ilintili değil, bu bir zihniyet meselesi aslında ve kadın öğrencilerimizin bir kısmı da yurtlarda ya da yurda giderken üniversite yollarında maalesef bu sorunları yaşamak durumunda kalıyorlar. Aslında bunu sadece kadın öğrencilere indirgemek de doğru değil, erkek öğrencilerin de bu sorunlarla karşılaştığını biliyoruz. Örneğin Kaş'taki özel öğrenci yurdunda bir görevlinin yurtta kalan ortaokul öğrencisi, bir erkek öğrenciye cinsel tacizde bulunması sonrasında tutuklandığını mutlaka biliyorsunuz siz de. Onun için, bu çocuklarımızla ilgili olarak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen son sözünüzü alayım.

AYLİN NAZLIAKA (Ankara) - Bu tabii, bir de sadece basına yansıyanlar, bunların bir kısmı sosyal dışlanmışlıktan korktuğu için, bir kısmı okuldan alınma riski taşıdığı için paylaşmayabiliyor, içine atıyor. Çocuklarımızın, gençlerimizin güvenliğiyle ilgili olarak, eğitimde fırsat eşitliğine sahip olabilmesiyle ilgili olarak gene ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz ve taciz olaylarıyla ilgili olarak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız? Son sözünüzü alayım Sayın Nazlıaka.

AYLİN NAZLIAKA (Ankara) - ...kaç tane idari soruşturma açılmıştır? Bu konuda da bilgi alabilirsek seviniriz.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.