| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı c) Türk Standartları Enstitüsü ç) Türk Patent Enstitüsü d) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu e) Türkiye Bilimler Akademisi f) Gençlik ve Spor Bakanlığı g) Spor Genel Müdürlüğü h) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu ı) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 29 .01.2016 |
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Teşekkür ederim.
Saygıdeğer heyet, hepimiz siyaset yapacağız ve mutlaka ki fikirlerimizi izah edeceğiz. Bunlar birbiriyle çelişecek, birbiriyle zıt olacak ve bunların hepsi milletin önünde cereyan edecek ve millet bir karar verecek. O yönüyle, hakaret olmadan, isnat olmadan, en sert eleştirilere, nasıl iktidar partisi milletvekilleri olarak bizler tahammül gösteriyorsak, muhalefet partisi milletvekillerimiz de tahammül gösterecek, Hükûmet de tahammül gösterecek -ki gösteriyor- ama o isnatların da elbette ki doğrusu neyse kendi penceremizden izah edeceğiz.
O yönüyle, şunun bir adaletsizlik olduğunu düşünüyorum, bu benim fikrimdir, bu bir hakkaniyetsizliktir. Mevzuat itibarıyla bildiğim kadarıyla cevap verme hakkı Komisyonda olmayan bir bürokrata haksız isnatlar varsa ki bunları da, geçmişte, aynı partide, aynı teşkilatta çalıştığımız arkadaşlarsa bildiklerimizi paylaşacağız.
Şimdi, bu Hürriyet gazetesi meselesine dair, avukat olmam hasebiyle, bir boyutunu açıklamak istiyorum. Konuya dair bir soruşturma öncelikle başlatıldı ve ardından Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, eski deyimle takipsizlik kararı, yeni deyimle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. Onun da ötesinde Sayın Bakan Yardımcımızın, dönemindeki sıfatıyla söyleyelim, Gençlik Kolları Genel Başkanımızın o anda yani o nümayiş anında nerede olduğu, kullandığı cep telefonunun kayıtlarıyla tespit olundu ve yanlış hatırlamıyorsam kırk beş, elli dakika gibi yani bir saate yakın bir süre sonra olaya dâhil oldu. Bunların hepsi tabii takipsizlik kararında ayrıntılarıyla yer almış durumda.
Biz, göreve gelen bütün gençlik kolları başkanlarımızla gurur duyuyoruz. Biz de onlardan biriyiz. Hatta şöyle bir tevafuk da söz konusu: Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin bir kısmı -yanılmıyorsam 4 kişiyiz- aynı zamanda AK PARTİ milletvekillerinden gençlik kolları il başkanlığı görevinde olanlar. Çünkü o camiayı çok iyi biliyorum yani o haksız isnatların kesinlikle karşılığının olmadığını çok iyi biliyorum, heyecanımız da ondandır.
Şunu söylemek istiyorum, tam da orada kesilmişti: Bizim gençlik kollarımız da ortada, teşkilatlarımız da ortada, başkanlarımız da ortada. Az önce haksız isnatlarda bulunan Garo Paylan Bey'in ifadelerine binaen söylüyorum, sizlerin gençlik kolları neresidir? Bunu sormuştum, tekrar soruyorum, neresidir? Yani HDP gençlik kolları teşkilatı var mıdır? Varsa kimlerdir? Eylemleri yahut organizasyonları nelerdir, bunu soruyorum. Bunun da hakkımız olduğunu düşünüyorum. Mesela, YDG-H midir? Bunların hepsi soru.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bak, bunu söyleyemezsin!
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Ben bu filmi daha önce gördüm.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Haddini bil! Haddini bil!
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Şu an hadsizlik yapıyorsunuz ama bizim demokratik anlayışımız...
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Ama siz de cevap verirsiniz.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, yani böyle bir şey yapamaz...
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Soru soruyoruz Beyefendi, yaparım.
BAŞKAN - Arkadaşlar...
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Ne oldu, o demokratik hâllerinize ne oldu?
AHMET YILDIRIM (Muş) - Ben de dedim, sizinki IŞİD mi?
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Siz de zamanı gelince sorun.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bir siyasi partiye bu söylenir mi?
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Sorun...
BAŞKAN - Arkadaşlar, tartışacak bir şey yok. Dinleyelim lütfen.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Beyefendi, biraz dikkat edin yahu!
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Beyefendi, sıra size geldiğinde söylersiniz. Ben sorular soruyorum, siz de cevaplarınızı verin.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Ama, bakın, bizim Sayın Boynukalın'a dönük söylediğimiz her şey bugün buranın konusu olan bir bakanlığımızın bütçesinin tartışılması kapsamındaki söylemlerdir. Biz buraya partilerin gençlik kollarını tartışmaya gelmedik.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Bir daha tartışmayın o zaman.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Bu aslında benim değil, şu ana kadar önceki tartışmada görevini yapmayan Sayın Başkanın görevidir.
BAŞKAN - Doğrudur.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Sayın Başkanım, ek süre hakkımı hatırlatarak devam edeceğim.
BAŞKAN - Durdurdum efendim, durdurdum. Ben bu konuda dikkatliyim. Başlıyorsanız çalıştıracağım.
Buyurun.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Niye bunu benim sorma hakkım olur, ispat edeceğim avukat olarak, on yılı aşkın bir süre yaptık. Hukuken de böyledir, Anayasa'mıza göre de böyledir, Siyasi Partiler Kanunu'na göre de böyledir; bir partinin ne dediğini hangi yetkilinin söylediğine göre tasnif edebiliriz. İlgili genel başkanları şunu söyledi: "Biz arkamızı PKK'ya dayıyoruz, YDG-H'ye dayıyoruz, şuna dayıyoruz, buna dayıyoruz."
GARO PAYLAN (İstanbul) - Öyle bir şey demedi.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Kayıtları birazdan birlikte inceleyelim.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yalan söylüyorsun!
AHMET YILDIRIM (Muş) - Yalan söylüyorsun!
BAŞKAN - Efendim, arkadaşlar... Şimdi, bakın, eğer yanlış söylüyorsa, "Yalan." demeyelim de eğer yanlış bir şey varsa...
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Şimdi, o zaman bu soruyu sormak bizim hakkımızdır.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yalan söylüyor!
BAŞKAN - Bakın, ama şimdi...
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Siz de "Yok." dersiniz, olur, biter.
BAŞKAN - Evet, siz devam edin Sayın Gizligider.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Yani şunu sormaya çalıştık çünkü bu haksız isnatlar canımızı acıtıyor. Yani şu, Yasin Börü ve arkadaşlarını öldürmekle tatmin olmayıp üzerinden araçla geçen katiller midir? Değildir umut ediyorum, değildir. O yüzden bu soruları bize sormaya hakkınızın olmadığını da ben düşünüyorum.
Yine, şunu hatırlatmak isterim: Az önce basın, özgürlük vesaire, bunlar konuşuldu, hepsinde de mutabıkız teorik olarak. Ancak dün basına düşen bir haber... Gazeteciye had bildirmek madem meselemiz. İşte, Kürt sanatçı Çiyager -herhâlde lakabı tahmin ediyorum- "HDP bizi kandırdı" başlığıyla uzunca bir açıklama yapıyor. Daha önce oluşumda olan ve ayrılmasına sebep olan durumları izah ediyor. Bugünkü İnternet medyasında ve gazetelerde de o adamın başına -tekrar ediyorum, tırnak içinde söylüyorum- neler geldiğini... Çünkü başı tanınmayacak hâlde, kafası tanınmayacak hâlde.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - HDP'li biri mi yapmış, kim yapmış?
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - İşte, ben de onu soruyorum.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Gizligider, iyi niyetle sormak istiyorum, gerçekten iyi niyetle, bakın...
BAŞKAN - Sorularda söz vereceğim.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Sorular Hükûmete, bana değil ki...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Siz bütçe çalışmasını akamete uğratmak mı istiyorsunuz? Gündem dışı tartışmaları buraya hâkim kılarak şu çalışmaları akamete uğratmak mı istiyorsunuz?
Sayın Bakan, söyleyin, hangisi gündemimiz? Şu ana kadar yedi dakika konuştu, hangisi gündemimiz?
HİKMET AYAR (Rize) - Hatibin sözü kesiliyor efendim.
BAŞKAN - Tamam efendim.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Efendim, aynen katılıyorum. Bu tartışmaları başlatanlara iade ediyorum cümlelerini.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Aynen biz de eleştirilere...
BAŞKAN - Arkadaşlar, bakın...
GARO PAYLAN (İstanbul) - İdare eleştirilecek tabii ki...
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir müsaade edin.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Önce kendi aranızda anlaşın. Biri "eleştirme" diyor, biri "eleştir" diyor. Siz önce kendi aranızda anlaşın. Yok öyle bir şey.
Şimdi, Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını kasıtlı olarak...
BAŞKAN - Şimdi, Sayın Bakan Yardımcımız da Sayın Bakanımızın yanında oturuyor. Kendisi bürokrat statüsünde olmadığı için Sayın Bakan Yardımcımıza da söz verme imkânımız vardır, gerektiğinde yaparız.
Buyurun, siz devam edin.
MUSA ÇAM (İzmir) - Nasıl, anlamadım, bir daha söyler misiniz.
BAŞKAN - Söylerim biraz sonra, anlatırım size.
Buyurun.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Şimdi, Sayın Bakan Yardımcısıyla ilgili isnatta mesele ne, nereden çıkmış, onu tartışmak lazım madem burada siyaset yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanının açıklamaları, ne olduğu belli. Kasıtlı olarak bir gazete bunu kendince siyaset yapmak adına bir tahrifatla veriyor ve demokratik bir şekilde orada bir tepki gösteriliyor. Asla şunu savunmayız, savunmadık, bizim geçmişimiz de ortada: AK PARTİ kurulmadan önce AK PARTİ'nin genlerine hâkim siyasi görüşler de olmuştur, onların da ne yaptığı ortada. Biz, 28 Şubat dönemini yaşadık. O dönemde ben burada hukuk fakültesinde öğrenciydim. Bütün başörtüsü eylemlerine, bütün imam-hatip lisesiyle ilgili eylemlerin tamamına katıldım ve şu yapılıyordu biliyor musunuz: Bir yanda asker kamerası, bir yanda polis kamerası, sadece kayda falan da almıyordu, tahrik etmek ve farklı olaylara belki de sebebiyet vermek için -öyle olduğunu düşünüyorum hâlâ- burnumuzun dibine kadar sokuyordu. Ancak kırdığımız tek cam yok, yaktığımız tek araba yok Gezi olaylarında olduğu gibi, öldürdüğümüz hiç kimse yok, kazdığımız hiçbir çukur yok. O yüzden bize bu isnat yapılamaz. Bizim geçmişimiz ortada, bu hareketin geçmişi ortada ve şu anda da AK PARTİ gençlik kolları teşkilatlarına genel başkanlarımız ve parti genel başkanlarımız her zaman şunu öğütlemiştir: "Bir elinizde kalem olacak, kalem." Kalemden kastımız ilim, irfan. Öbür elimizde ne olacak biliyor musunuz? Kur'an olacak. Biz, bu minvalle yaşadık, bundan sonra da buna göre yaşayacağız.
Yine burada paylaşmak istediğim bir mesele var. Bu geçenlerde yine bir haber, sadece haberi söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Gençlik Kolları Başkanı -ismi yanlış not almadıysam- Kenan Otlu, kayıtlardan okuyorum: "Güneydoğumuza kürdistan." diyor, yok öyle bir bölge. "...çukurları..." O "hendek" diyor da hendek yok, biz hendeği kabul etmiyoruz çünkü hendek bize Hendek Savaşı'nı hatırlatır. O çukurların savunmasını yapıyor ve ne diyor? "Nasıl Gezi'de bir aradaysak orada da omuz omuza olacağız." diyor. Şimdi, bunlar ortadayken, tabii daha buna farklı dil sürçmelerinin olduğunu düşündüğüm Meclis konuşmaları ortadayken bu haksızlığa elbette biz susmayacağız, konuşacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gizligider, lütfen toparlayın, iki dakika ilave edeceğim sürenize.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Aynı zamanda Gençlik Bakanını. Madem partilerin gençlikle ilgili politikaları ve siyasetlerine dair konuşuyorsak, çok açık, çok net. Yani Meclis aritmetiğine bir bakalım, yaş dağılımına bir bakalım. Sayın Cumhurbaşkanımızın genel başkanken, Başbakanken özellikle Anayasa değişikliği noktasında, seçme-seçilme yeterliliği noktasında 18 yaşla ilgili iddiasına bakalım, onunla kimler dalga geçti, bir de ona bakalım. "Bunlar mı yönetecek?" diye kimler dalga geçti, bir de ona bakalım. O yüzden biz bu haksız isnatların tamamını reddediyoruz ve bizim susmamız edebimizdendir, başka hiçbir şeyden değildir. Onu da bilin. Hani diyordu ya muhalefet partisi milletvekilleri "25 milletvekilisiniz ve niye siz susuyorsunuz?" İnanın ki edebimizden, başka hiçbir şeyden değil. Ve burada yaklaşık kırk-kırk beş dakika önce birilerinin maskesi nasıl düştü bir daha gördük. Daha sorunun devamı gelmeden nasıl parladılar bir daha gördük.
O yönüyle -madem Sayın Bakan Yardımcımıza da o noktada cevap hakkı tanınacak, ben daha fazla o detaylara girmeyeceğim ama- biz siyasetimizle, yaptıklarımızla, konuştuklarımızla, eylemlerimizle milletin önündeyiz ve bu millet bize on kezi açtı, on bir, on ikinci kez güven verdi, güven duydu. O yüzden, o aldığımız güven duygusunun, o aldığımız büyük emanetin hakkını vereceğiz. Yani burası birilerinin haksız isnatlarıyla bizim de susacağımız bir ortam olmayacak. Bunu da herkese tekrar duyuruyorum. Bütün heyeti saygıyla selamlıyorum.