KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Sayın Başbakan Yardımcım, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, basınımızın değerli temsilcileri, değerli bürokratlar; hepiniz hoş geldiniz, hepinize iyi akşamlar diliyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, ülkemizin ekonomi yönetiminin en önemli aktörlerinden biri olan Hazine Müsteşarlığının ekonomik istikrarın sağlanmasında ve sürdürülmesinde önemli bir yeri var. Küresel ekonomiye ilişkin risklerin ve belirsizliklerin sürdüğü bu dönemde Türkiye ekonomisi istikrarlı bir şekilde büyümeye devam etmekte. Son on üç yılda Türkiye ekonomisine makro ekonomik istikrarın sağlanmasında yapmış olduğu katkılardan dolayı Hazine yönetimini ve diğer bürokratlarımızı, arkadaşları ben kutluyorum.

Sayın Başbakan Yardımcımızın sunumunun bir bölümünde bahsettiği konuya ilişkin olarak benim ilave bir sözüm olacak. Sayın Başbakan Yardımcımız "Esnaf ve sanatkârımızın desteklenmesi amacıyla Halk Bankası tarafından yüzde 0 ila yüzde 5 arasında değişen faiz oranlarıyla kredi kullandırıyoruz. 2015 yılı sonu itibarıyla bu kapsamda kullandırılan esnaf kredilerinin bakiyesi 15,9 milyar TL'ye ulaşmış olup bu krediden faydalanan esnaf sayısı 158 bindir." diye söylemişti.

Tabii 2002 ile mukayese ettiğimiz zaman, karşılaştırma yaptığımız zaman bazı arkadaşlarımız bozuluyor, kızıyor ama 2002 yılı sonu itibarıyla esnafa kullandırdığımız kredi tutarı 150 milyon TL idi, şu anda yaklaşık 16 milyara ulaştı; 100 katından daha fazla bir artış var. O dönemde esnafa kullandırdığımız kredinin faiz oranı yüzde 49'du şimdi yüzde 5 hatta son dönemde 30 bin liraya kadar sıfır faizle kredi kullandırabiliyoruz; bu önemli bir gelişme. Esnafa verdiğimiz bir desteğin bir göstergesi olarak ben bunu ifade ediyorum.

Tabii diğer kurumlarla ilgili olarak, başkanlıklarla ilgili olarak ilave söyleyeceğim konular da var.

Tabii, geçen Merkez Bankası Başkanımızın gelmiş olduğu o gün yapmış olduğu sunumla ilgili olarak benim eleştirim vardı. Bu eleştiriyi tekrar burada bir kez daha ben ifade edeceğim. Merkez Bankası bizim çok ihtiyatlı davranıyor. Tabii, ihtiyatlı davranmasında...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sizin gibi mi yapsaydı, ihtiyatlı davranmayıp da bol keseden verse miydi?

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Nereye verdi bol keseden?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ee, işte, yani sen anladın, fazlasına gerek yok.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Yok, biz anladık. Bizim şu anda yaptığımız işler ortada Sayın Vekilim. Esnafa verdiğimiz destek şu anda takip...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani faiz lobisi mi diyorsun, anlayamadım.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Hayır, hayır...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "İhtiyatlı davrandı." derken Merkez Bankası kimseye kredi vermez, bir şey vermez.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Yok, yok, şöyle: İhtiyatlı davranmasının nedeni olarak...

BAŞKAN - 30 milyar lira piyasayı finanse ediyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, dur bir sıkıntı etme, o söylüyor.

BAŞKAN - Bilgi arz ediyorum efendim ben, objektif bilgi arz ediyorum.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Geçen sunumunda da bize söylediğinde, hane halkı, bakın...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Temkinli davranmayı anlayamadım da ondan, ben yoktum da ondan Sayın Savaş.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - O zaman izah edeyim anlarsınız, iyi anlarsınız, tabii.

Şimdi, hane halkı borçlanmasını gerekçe göstererek ve cari açığı neden göstererek tüketici kredilerinde vadelerde kısıtlamaya gidildi. Tabii, BDDK aracılığıyla bu yapıldı.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hükûmetin kararıydı.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Tabii, Hükûmetin kararıydı. Netice itibarıyla Hükûmeti, siyasi iradeyi bürokratlar da etkiliyor.

Ben burada ihtiyatlı olmayı, gereğinden fazla ihtiyatlılık olarak görüyorum ben. Tabii, son dönemde özellikle tüketici kredisi kullandıran bankalar bu kredileri verdikleri için cezalandırılmakta. Bankalar bu tüketici kredilerinden dolayı, verdikleri kredilerden dolayı daha fazla sermaye ayırmak durumunda kalmakta. Ama son düzenlemeyle bu ortadan kalktı. Bu uygulama 31 Mart itibarıyla ortadan kalkacak. Yani tüketici kredisi kullandıran banka kullandırdığı krediye karşılık olarak; 100 birim kullandırdıysa 150 birim hatta 200 birim sermaye ayırmak durumunda kalıyordu. Bu da piyasayı biraz geriyordu netice itibarıyla.

Benim demek istediğim şu: Bunun bankalara bırakılması gerekir netice itibarıyla. Bankaların risk iştahına göre, kredi politikasına göre, değerlendirmelerine göre, kişinin kredi ödeme kabiliyetine göre, geçmişine göre bir risk puanlaması yapılır, ona göre kredilendirme yapılması gerekir. Burada çok fazla ihtiyatlı davranıp piyasayı germenin, kasmanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Zaten BDDK, düzenleyici otorite bunu gördü, önlemini aldı, 31 Marttan itibaren eskiye doğru bir dönüş olacak, öyle değil mi Başkanım?

BDDK BAŞKANI MEHMET ALİ AKBEN - Nispeten.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Evet, nispeten. Yüzde 150 oran, yüzde 200 civarında karşılık ayrılıyordu, bu oranlarda tekrar nispeten geriye doğru, eskiye doğru bir dönüş oldu. Tabii, sermaye oranımızın, sermaye yeterlilik rasyosunun yüksek olması güzel bir şey, bankacılık açısından, mali disiplin açısından güzel bir şey ama...

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, sükûneti sağlayalım, istirham ediyorum efendim.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Sermaye yeterlilik rasyosunun yüksek olması güzel, bankacılık sektörü açısından, dışarıya bankacılık sektörünün görüntüsü açısından önemli ancak sermayenin çok yüksek olması da sermayenin çok efektif bir şekilde, rasyonel bir şekilde, verimli bir şekilde kullanılmadığını da göstermektedir. Basel kriterleri, o uluslararası kriterlerin de tamamen bire bir kullanılması da reel sektörü ve piyasaları da germektedir.

Ayrıca Sayın Başkanım, ben düzenleyici otorite olarak BDDK Başkanına da buradan bir şeyler söylemek istiyorum. Mevcut karşılıklar yönetmeliği var.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - BDDK Başkanımız mesaj yazıyor şu anda.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Mevcut karşılıklar yönetmeliğine göre kredilerin yeniden yapılandırılmasında sayı belirtilmemekte yani canlı kredilerde 1 defa, yakın izlemedeki kredilerde 2 defa, takip hesaplarında ise 1 defa yapılandırılmakta. Bu sayıyı artırabiliriz diyorum. Reel sektörü nefes aldırmak adına bu sayıyı artırabiliriz ve bu vadeler uzatıldığı vakit bankalar bu vade uzatımından dolayı daha fazla sermaye, daha fazla karşılık ayırmak durumunda ve bir firma bankaya gittiğinde yeniden yapılandırma talep ettiğinde banka buna yanaşmamakta. Nefes aldırmak adına, reel sektörün, piyasaların nefes alması adına bu kısıtlamaları biraz daha genişletebiliriz. Eğer kötü niyet varsa takibe atılır, hukuki süreç başlatılır, devam eder. Birer defa yapmak... Yani orada bir sıkıntı var Sayın Başkanım.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tam tersini diyorsun. Ben bankaları canlı göstereyim diyorum, sen tersini söylüyorsun. Batık olmasın diye yenilemiş gibi gösteriyorsun. Ne yapsın müdür de mecburen performans yapacağım diye yeniliyor, batık mı göstersin adam? Yani Sayın Savaş şunu söyleyeceksin: Müdürlerin kafasında bu performans şeyi getiren yönetim kurullarına, genel müdürlere söyle ki adamlar batık krediyi canlı göstermesin.

BAŞKAN - Sayın Günal, lütfen hatibe müdahale etmeyelim.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, yol açıyorum, müdahale etmiyorum.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Vallahi düzenleyici otorite o konuda denetimini yapıyor, murakıplarımız denetim yapıyor, Sayıştay denetimini yapıyor. Bankaların kendi teftiş heyetleri denetimini yapıyor, iç denetim var.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nasıl yapacak? Kendi dosyasını alıp inceleyemez ki.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Sayıştay" demeyin de ne derseniz deyin, denetim yapmıyorlar, yapamıyorlar daha doğrusu.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yapıyor da bize getirmiyor.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Aslında bir de kredi kartıyla ilgili...

BAŞKAN - Sayın Erdoğdu, tekrar sayın milletvekillerine sataşmış olmaya geri dönmenizden dolayı müteşekkirim, bürokratlarımıza sataşmaktan vazgeçtiğiniz için. Çok teşekkür ediyorum efendim size.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sataşma yok.

BAŞKAN - Sayın Savaş, lütfen devam edelim.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Evet, kredi kartında, aslında kredi kartı kullanımında yeniden bir düzenlemeye gitmemiz gerektiğini ben düşünüyorum. Ülkemizde kredi kartı bir ödeme aracı değil de bir kredi şeklinde kullanılmakta. Yani bizim kredi kartını tekrar bir revize etmemiz lazım. Kredi kartında birtakım yasaklar, vadelerde kısıtlamalar yerine yapısal bir değişikliğe gitmemiz gerektiğini düşünüyorum Sayın Bakanım. Yani neticede kredi kartı bir ödeme aracıdır, bir kredi değildir ama Türkiye'de bu, yanlış kullanılmakta, bankalar da buna aracı olmakta. Bununla ilgili yapısal bir düzenlemeye gidilmesinde fayda var diye düşünüyorum.

Ayrıca, Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir demeci vardı, beyanatı vardı seçimden önce; kredi kartından kaynaklanan faizleri sileceklerini söylemişlerdi, "Kart faizlerinin en az yüzde 80'ini sileceğiz." demişti.

BAŞKAN - Sayın Savaş, süreniz doldu, sözlerinizi tamamlamanız için iki dakika ilave süre veriyorum.

Buyurun.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Sayın Başkanım, bu sizce mümkün müdür?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Söylediğine bak ya.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Bana sor.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Siz cevaplayın, sizce mümkün.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Niye bu adama soruyorsun yani? Böyle bir soru var mı ya?

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Çünkü o dönemde bankalarla pazarlık yapıldığı, anlaşmaya varıldığı şeklinde bir ifade vardı. Yani ben "Bu mümkün müdür?" diye soruyorum sadece.

SEYİT TORUN (Ordu) - Anlaşmaya varıldıysa ne olacak?

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Varlık yönetim şirketleri...

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Varlık yönetim şirketlerini zaten satıyorlar, veriyorlar. Tamamen silineceği yönünde bir beyan vardı.

MUSA ÇAM (İzmir) - Yok öyle bir şey. Varlık şirketleriyle ilgili olan bölüm var.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bir TMSF'ye sorsanıza.

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri...

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Neyse, bankalar zaten, özel bankalar zaten donuklaşan, hukuki süreci sonlandırılmış, bitmiş, donuklaşmış olan kredilerini varlık yönetim şirketlerine satıyor. Yani buradaki varlık yönetim şirketlerine satıyor zaten.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bu varlık yönetim şirketleri ne yapıyor, biliyor musunuz?

MUSA ÇAM (İzmir) - Varlık yönetim şirketleri milleti perişan ediyor.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bu varlık yönetim şirketlerinin anlaşmalarını bir sorsanıza TMSF'ye, onları da anlatsınlar.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Anlatacağız.

BAŞKAN - Sayın Tamaylıgil, arzu ediyorsanız oturumdan sonra Sayın Savaş'a siz ayrıntılı bilgi sunarsınız.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Yok, bankacılık konusunda...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Anlatayım tabii ki, çok mutlu olurum, açıklarım bütün detaylarıyla.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Savaş, siz sözlerinizi tamamlayın lütfen.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Ben teşekkür ediyorum. Daha söyleyeceğimiz çok şey vardı ama teşekkür ediyorum, zaman yetersiz.

BAŞKAN - Daha kırk beş saniyeniz var efendim, konuşacaksanız buyurun.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Yok, yok, yeterli, kırk beş dakikaya kırk beş saniye yetmeyecek.