KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım.

Şu an kurum bünyesinde ne kadar teknik elemanınız var? Mesela siz inşaat onarımının yanı sıra, orada tensipler var, kalemşorlar var, o şeylerin yazılması, çizilmesi yani bununla ilgili altyapınız var mı, yetiştirdiğiniz elemanlarınız var mı? Yani özellikle teknik eleman konusunda veyahut da usta konusunda. Taş ustasından tutun belki harcına varana kadar bunun bir altyapısını da oluşturmalısınız diye düşünüyorum yani bu alanda yeterliliği olmayan, sertifikası olmayan kişilerin çalıştırılmaması lazım gerekir. Sizin böyle bir sertifikasyon kuruluşunuz var mı? Toplam ne kadar personeliniz var? Bunlar önemli. Bizim işinin ehli insanlara bu ülkede çok ihtiyaç duyduğumuz alanlardan bir tanesi bu. Bu alanda eleman bulmakta çok büyük güçlüklerle karşılaşıldığını zaman zaman duyuyoruz.

Sizin aynı zamanda, bir devlet kurumu oluşunuz dolayısıyla, böyle bir usta-çırak ilişkisi içerisinde bir üniversite gibi veyahut da bir atölye gibi birilerini yetiştirmeniz gerekir; bence en temel görevlerinizden biri bu. Bu manada bir altyapınız var mı? Çalışan sayınız kaç? Kaç ustanız var? Bunlarla ilgili herhâlde özel atölyeleriniz var; bunları yapıyorsunuz, rölövelerini alıyorsunuz, bu rölövelere göre çalışmalar yapıyorsunuz. Yani burada bir noktada üniversite gibi hem mühendisler bazında, bir atölye gibi, bir işletme gibi hem sanatkârlar bazında muhakkak BU çalışmalarınızın olması lazım gelir diye düşünüyorum. Aklımızdan geçen bu ama siz bu konuyla ilgili bilgi verirseniz memnun oluruz. Siz aldığınız işleri alt yükleniciler marifetiyle mi yapıyorsunuz, kendi elemanlarınızla mı yapıyorsunuz? Bunlarla ilgili bir bilgi verirseniz memnun oluruz.

Tabii, TOKİ'ye de hep söyledik şehrin ruhuna uygun binaların yapılmasını; onun da en temeli sizden geçiyor, siz o şehirdeki mimariyi biliyorsunuz, dönemini biliyorsunuz, o dönemin ruhuna uygun, ona uygun restorasyonlar yapmanız lazım. Samsun'da birkaç tanesini gördüm, mesela Çarşamba'da bir cami onarımı yapılmış; Hakikaten o ahşapların özel olması lazım ama hiç öyle bir şey göremedik yani keşke yapılmasa daha iyi. Bazen bir şeyi yapalım derken işi rayından çıkarıyoruz.

Yine, seçim çalışmalarında gördüm, böyle çivisiz, hiç çivi kullanılmadan yapılan bir kapının bildiğiniz yağlı boyayla boyandığını gördüm hâlbuki o kapının fiyatı o evin toplamından daha değerli. Dolayısıyla, bu konuda bir bilinçlendirme, bununla ilgili bir çalışmanız var mı? Yani bunların değerini, bunların anlamını muhakkak toplum nezdinde ifade etmek lazım. Mesela Türkiye'de ahşap camiler var, bunlardan bir tanesi Sivrihisar'daki Ulu Cami, tümüyle ahşap direkler üzerine yapılmış; yine, Ankara'da Ahi Şerafettin bildiğim kadarıyla... Yani yine bizim Samsun Kavak'ın bir köyünde -Kemal ağabey belki benden daha iyi bilir- Bekdemir Cami, tümüyle ahşaptan yapılmış bir cami var. Orada da mesela bir restorasyon yapılmış, ama ruhuna uygun değil. Yani o günün malzemeleriyle, o günün şartlarıyla bu işin yapılması lazım. Bu manada yapılan harcamalar da aslında israf; attığınız taş yerini bulmuyorsa yaptığınız işin bir anlamı da yok.

Bununla ilgili kısa... Benim sorduğum alan biraz geniş, bunların tamamına yazılı da cevap verebilirsiniz. Yani bu işin hiyerarşisi nedir? İşe nereden başlıyorsunuz? Nereye doğru gidiyor? Daha geniş bir bilgi verirseniz Komisyona, şahsıma değil; arkadaşlarla hep beraber bu işten istifade etmiş oluruz diyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.