HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, içinde bulunduğumuz sistemle bütün devlet kurumları, bürokrasi nasıl ki Cumhurbaşkanının gözüne bakıyorsa, ondan ne işaret, ne talimat gelir diye hareket edemez, eylem yapamaz, inisiyatif kullanamaz hâldeyse bu hazırlanan teklife göre, hazırlanan bu maddelere göre bütün basın İletişim Başkanının gözüne bakmak zorunda kalacak ve ya işlevini kaybedecek ya da işlevini kaybetmez cesur, tarafsız, bağımsız gazeteciliğini, özgür gazeteciliğini yapmaya kalkarsa bu yetkileri haiz Başkana bir nevi basından ayırma hakkı da verilmiş görünüyor.

14'üncü maddede Komisyon oluşmasında İletişim Başkanı ne kadar yetkiliyse 15'inci maddede de basın kartı vermeye de yine İletişim Başkanı yetkili ama zaman içinde muhalif bütün basının ayıklanmasıyla bir süre sonra tümüyle iktidara -İletişim Başkanına bağlı olarak- kendi basın mensuplarını yaratma imkânı da veren bir keyfîlik söz konusu. Neresinden bakılır, neresinden tutulur bilinmez ama hâlâ yetkinin tek kişilere verilmesinden ders almışa hiç benzemiyoruz. Maalesef, bütün devlet sistemini kilitlediğimiz gibi, özgür, tarafsız, bağımsız basını da yakında hiç hareket edemez noktaya getirmek üzere hazırlanmış bir teklif; ne diyelim, keşke yeniden ele alınabilse...

Teşekkür ediyorum.