KOMİSYON KONUŞMASI

MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Öncelikle Sayın Genel Müdüre teşekkür ediyoruz; geniş, kapsayıcı bir açıklamada bulundular, çok teşekkür ederiz, sağ olun.

Ama benim söyleyeceğim, esas... Dünden beri, Sayın Bakan, bazı bölümlerine sizin de iştirak ettiğiniz, geneli üzerinde, Sayın Genel Müdür de konuşmasında belirtti; bu ilk madde ama, yaklaşık olarak, bu tasarıda 21 maddenin 10'u İçişleri veyahut da Adalet Komisyonunu ilgilendiren konular. Bunun, bu 10 maddenin özellikle, ilgili komisyonda görüşülmesi gerekiyor.

Şimdi, düşünün, kimliklerle ilgili kişisel bilgilerle ilgili, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili ve kimlik kartlarıyla ilgili bir konu İçişleri Komisyonunda, Adalet Komisyonunda görüşülmesi gerekirken Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor ve görüşülmeye devam edilecek, yaklaşık 10 madde. Dün siz veyahut da sizden sonra gelen sayın bakanlardan biri de söyledi, dedi ki: "Evet, bu doğrudur, böyle yapılması gerekiyor." Zaten sizin 26/12/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine vermiş olduğunuz Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı var, burada. Fakat, aradan bir yıl geçti, tam koskocaman bir yıl geçti. Bu bir yıllık süre içerisinde, bu Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı taslağına tali komisyon olarak Anayasa, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu, İnsan Haklarını İnceleme, Plan ve Bütçe Komisyonu belirlenmiş, esas komisyon da Adalet Komisyonu olarak belirlenmiş ama bir yıllık süre geçmiş olmasına rağmen üzerinden, ne yazık ki bu tasarı ilgili tali komisyonlarda ve ana komisyonlarda görüşülmemiş.

Şimdi, yine bölük pörçük bir şekilde, bu kimimize göre torba, kimimize göre bohça, kimimize göre çuval, ne varsa bunun içerisine giydirilmiş, konulmuş, getirilmiş buraya. Hiç, belki konunun uzmanı değiliz bizler -bu konuyla ilgili- ama orada görüşülmesi gerekenler ne yazık ki buraya getirilip görüştürülmeye çalışılıyor ve bunun arkasında 9-10 madde daha var. Şimdi sizden rica ediyoruz. Kimlik dâhil olmak üzere geride kalan 9-10 maddeyi de geriye çekin, ilgili komisyona gitsin. Dün siz veyahut da sizin yerinize gelen bakan arkadaşlardan bir tanesi dedi ki: "Bakanlar Kurulunda Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'nı imzaya açtık." Pazartesi günü -herhâlde- Bakanlar Kurulu toplandı. Bu kişisel verilerin korunmasıyla ilgili kanun tasarısı Bakanlar Kurulunda imzaya açıldı.

Sayın Bakanım ya, gözünüzü seveyim ya, ne var bunda şimdi, yangından mal kaçırır gibi. Bir hafta sonra Bakanlar Kurulu imzaları tamamlasa, Meclis Başkanlığına verilse, ilgili tali komisyonlarda ve ana komisyonda görüşülse ve doğru bir iş yapmış olsak ne olur? Yani, şimdi, yine, bu 10 maddeyi saatlerce burada birbirimizi yorarak, birbirimizi kırarak dökerek burada görüşmeye mecbur muyuz? Çekin şu 10 maddeyi. İlgili komisyonda kanun taslağı da geldikten sonra onunla beraber görüşülmeye devam etsin ve böylelikle daha sağlıklı ve verimli bir kanun tasarısını da buradan geçirmiş olalım.

Sayın Genel Müdür dedi ki: "Kimlik bilgilerinin arkasına din hanesi kişiye mahsus olmak üzere isterse işletilir isterse işletilmez." Yani, fena değil, yazılmaktansa yazılmaması, çipte bulunması faydalı bir iştir.

Dün burada, yine, diğer muhalefet partisi HDP'den arkadaşım Garo Paylan bu konudaki hassasiyetlerini, çekincelerini çok açık ve net bir şekilde burada dile getirdi. Zaman zaman bununla karşılaşıyoruz. Din hanesinde yazan ibareyle ilgili konularda, zaman zaman uluslararası arenaya gittiğimizde, "Neden böyle yazılıyor?" gibi eleştirilerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'ndaki Avrupa Birliğiyle ilgili standartlar da dâhil olmak üzere genel gerekçede bunlar çok açık ve net bir şekilde belirtilmektedir. Ona rağmen bu hassasiyetimizi bildiriyoruz.

Şimdi, biraz önce, yurt dışında çalışan arkadaşlarımız, yurttaşlarımızla ilgili olarak bedelli askerliği 6 bin eurodan bin euroya düşürdük, yani bir indirime gidildi, oradaki arkadaşlarımızın mali durumları, evdeki askerlik yapacak insanların sayıları göz önünde tutularak bir indirime gidildi. Baktığımızda fena bir fikir değil, 5 bin euro bir tasarrufta bulunuyorlar. Oradaki arkadaşlarımıza böyle bir imkân tanırken, şimdi kendi ülkemizde zorunlu olarak diyoruz ki: Bu kimlikler değiştirilecek ve buna karşılık da yeni doğandan 15, değiştirilme nedeniyle 15, kaybedenlerden de 50 lira alacağız. Bu önemli bir külfet. Düşünün ki 4 kişilik, 5 kişilik ailelerde, 6 kişilik, 7 kişilik ailelerde bunu çarptığınızda bir rakam tutuyor.

Şimdi, Sayın Genel Müdür Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki kimlik değiştirmeyle ilgili rakamları verirken oradaki asgari ücreti de söylemedi. Burada asgari ücretle geçinen, asgari ücretle çalışan insanların 4-5 nüfus değiştirdiklerindeki maliyeti de göz önüne almamız gerektiğini düşünüyorum ve bu nedenle bu rakamların dışarıda, yurt dışında bulunanlara tanınan haklar gibi... Albaylara "Emekli olun, sizlere 5,5; 11 kat, 16 kat maaş vereceğiz." deyip onları teşvik ederken, şimdi kendi yurttaşlarımız zorunlu olarak kimlikleri değiştirirken onlara bu 15'er liraları dağıtmanın, 50'şer liraları dağıtmanın çok insani gelmediğini düşünüyorum. Ama esas şey bu 10 maddenin geri çekilmesi ve Bakanlar Kurulunda imzaya açılan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'yla birlikte topluca görüşülmesinin çok daha sağlıklı ve verimli olacağını düşünüyorum.

Teşekkür ederim.