KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Teşekkür ederim Başkanım.

Ben de bazı tespitlerde bulunacağım. Sabırla dinliyoruz burada her konuşmacıyı ve daha çok da muhalefetten arkadaşlar konuşuyor. Bu da tabii bir şey yani ben normal görüyorum, doğal bir şey, böyle çalışıyor komisyonlar. Biz de sabırla dinliyoruz. Özellikle Şenal Hanım'ın dediklerine dikkat ettim, söylediklerine. "Yandaşlıklardan uzak olalım, temiz bir dil kullanalım, parmak hesabı içerisine girmeyelim." Bunların hepsine katılıyoruz, katılıyoruz ama Veli Bey'in bir konuşma tarzı var mesela.

Ben muhtevasından bahsetmiyorum Veli Bey, sizi iyi de tanıyorum, iyi tanıyanlardan birisiyim. Sonuçta 24'üncü Dönemde buradaydım ben yine. Genel Kuruldaki bu konuşmalarına alışığız Veli Bey'in ama burası bir komisyon yani bu ses tonuyla böyle konuşursak "Biz parmak hesabıyla bu işi yapmayalım, mevzuatta öyle diyor ama biz böyle davranmayalım."ın içi bomboş olur ve bizi parmak hesabı yapmaya, kusura bakmayın, özür dilerim ama itersiniz âdeta. Biz parmak hesabıyla bu işleri yürütmeye çalışmıyoruz gerçekten ve Başkanımızın tavrını da çok ciddi bir şekilde irdeliyorum, izliyorum, hiç parmak hesabına dönük yaklaşımlar sergilemediğini de çok net bir şekilde görüyorum ama o ses tonu... Allah aşkına, yani eğri oturup doğru konuşalım. Fikri Bey ile Orhan Bey arasındaki o hususu anlayışla karşılıyorum çünkü karşılıklı bir atışma var ama sizin karşınızda size cevap veren hiç kimse yok.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Beyefendi, nasıl cevap veren yok?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Veli Bey, az müsaade edin, tespitte bulunayım. Hiç cevap yok, ara sıra Leyla Hanım'ın hafiften...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Çok, çok!

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - ...sadece "PKK'nın terör örgütü olduğunu söyleyin." demesinden öte hiçbir şey yok ama siz hepimizi itham eden tarzda, o ses tonunuzla âdeta -âdeta diyorum- hakaret eden tarzda...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne hakareti?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Âdeta dedim. İtham eden tarzda...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne hakaret ettiğimi söyleyin, ben de özür dileyeceğim sizden.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - O ses tonu, başlı başına...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Hangi şahsa hangi hakareti yaptım, Allah aşkına?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bir şey söyleyeyim mi size Veli Bey? O ses tonu ben son derece rahatsız etti. Tekrar ediyorum, muhtevaya hiç bakmıyorum. Devam edeyim, ben, eğer bu böyle devam ederse, tespitim şu...

ZEYNEP ALTIOK (İzmir) - Veli Bey'den mi rahatsız oldunuz?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ses tonundan rahatsız oldum Hanımefendi. Bakın, mesela, sizin ses tonunuzdan rahatsız olmadım, Fikri Bey'inkinden de rahatsız olmadım ama Veli Bey sanki böyle, tutuşmuş gibi, ateş almış gibi -özür diliyorum yine- çünkü o ses tonu beni nasıl rahatsız ettiyse bu tespitlerim de sizi biraz rahatsız etsin istiyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Beyefendi, benim bir tane hakaretimi bulun, özür dileyeceğim. Bir kelime hakaret... Hanımefendi de dâhil.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sizden vazgeçtim, şimdi vazgeçtim. Tespitim şuydu: Bu ses tonuyla ve bu yaklaşımlarla o arzu ettiğimiz, "Parmak hesabı yapmayalım, efendim, mevzuata bağlı kalmayalım, sadece burada hak ihlallerini irdeleyelim." gibi bir beklentiyi karşılamakta zorlanırız. Böyle davranmayalım ki gerçekten o beklentileri karşılayacak tarzda hepimiz hareket edelim ve sonuç alalım.

Mustafa Ağabey, bir dakika... Ben hiç konuşmadım, bir dakika daha ilave istiyorum buna.

Şimdi, güneydoğuyla ilgili, özellikle sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili ben de bir tespitte bulunmak istiyorum açıkçası ve onunla da bitireceğim inşallah. Orhan Ağabeyi çok dikkatli dinledim, diğerlerini de dinledim. "O bölgede salimen bu araştırmalar yapılamaz." dedi ama tek gerekçe de bu değil. "Oraya gidilmez." filan da demedi, ben de öyle bir şey görmedim açıkçası. Zaten gidiyor herkes, bakın, erzaklar dağıtılıyor. Evet, ambulansların niteliği biraz değişse de o hizmet de veriliyor, güvenlik kuvveti orada gerçekten o mücadelesini bir yandan sürdürüyor. Elbette sivil ölümler meseledir, elbette asker ölümleri de, polis ölümleri de çok önemlidir ama orada daha önemli bir mesele var, terör meselesi var. Terör dağda yaşayamamış, sıkışmış, oraya inmiş, kurtarılmış bölge olarak orayı görmeye başlamış, güvenlik güçleri de buna ilişkin gerçekten çok stratejik hamlelerle terörü köşeye sıkıştırmıştır. En önemli mesele, bugün, orada, o terörle olan mücadeledir. Dolayısıyla, o mücadele Allah'ın izniyle sonuçlanacak ve oradaki diğer tüm ihlalleri de söz konusu edecek tarzda bu Komisyon araştırmalarını da yapacak.

Teşekkür ediyorum.