| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun 2019 ile 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 25 .05.2022 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim Başkanım.
Tabii, biz özellikle enerji üretiminde -sizin de uzmanlık alanınız- yaklaşık yüzde 17'sini herhâlde termik santrallerden elde ediyoruz, toplam enerjideki payı o kadar diye biliyorum. Şimdi, "redevans" derken biz "Alın bu sahayı işletin, buraya da bir termik santral kurun. Bundan da enerji üretin." derken siz herhâlde enerji tarafında değilsiniz, sadece ruhsatlarınız var, bundan dolayı bir oran alıyorsunuz. "Redevans" dediğiniz, çıkardığınız, kullandığınız ton başına şu kadar rakamı hazineye gelir kaydediyorsunuz. Şu ana kadar kaç tane alanda bu manada karşılıklı sözleşmeyi imzaladınız? Bu rakamlar ne kadar, miktarlar ne kadar? Bunları nasıl güncelliyorsunuz? İşte, bunlar sizin tahsilatlarınız. O konuyla ilgili bir çalışma var mı?
Bu enerji tarafıyla ilgili bugün, tabii, en yüksek enerji maliyetleri de mesela Elbistan Termik Santrali için bildiğim kadarıyla verilen garanti 15 sent kilovatsaat civarında. Bu, inanılmaz bir rakam, çok yüksek bir rakam yani Türkiye'deki bugün enerji satış fiyatlarına şöyle bir baktığımız zaman, 171 lira diye biliyorum konutlarda yani 15 sente biz oradan enerji satın alıyoruz.
Bununla paralel olarak, aslında birinci öneride geçtik ama tabii, bizim linyitlerimizin kalori miktarı düşük olduğu için otomatikman daha çevresel etkiler açısından da çok ciddi oranda çevre kirliliğine sebep oluyor. Geçtiğimiz dönemde özellikle termik santrallerin filtrelerinin takılması çok ciddi gündem olmuştu ama sizin birinci öneride... Bu karbon yakalama gibi bununla ilgili bir bilimsel çalışma yapıp hani bu zararı daha azaltabilir miyiz gibi ben algıladım. Onu da biz gündemden aslında çıkardık. Hâlbuki o çok önemliydi ve bunun takip edilmesi gerekiyordu çünkü bizim değerlerimiz bildiğim kadarıyla 5 binin altında yani 5 bin ile 2 bin kilokalori arasında. Bu alanı çözemediğimiz takdirde...
Çevresel faktörler de önemli. İşte, ben fahri Zonguldak milletvekiliyim, Zonguldak milletvekili arkadaşlarımız var. Bugün Çatalağzı Termik Santrali'nin çevreye verdiği tahribata baktığımız zaman... Yani bazı şeylerin geri dönüşü çok zor. Tamam, siz redevans alanı olarak verdiğiniz sahalarda bu üretim bittikten sonra tekrar geri döndüğünüzü söylüyorsunuz ama eski hâlini bulmasının mümkün olmadığını da hepimiz üç aşağı beş yukarı biliyoruz. O fotoğraflarda gördüğümüz yeşillikler muhakkak önemli ama daha henüz Türkiye'de bu manada çevre bilinci oluşmadı. Dolayısıyla o konunun üzerinde çalışmaya devam etmek lazım çünkü enerji maliyeti de çok yüksek. Bu alandaki linyitlerin de değerlendirilmesi lazım. Dünyada da kömür fiyatlarının alabildiğine yükseldiğini biliyoruz. Özellikle 5-6 bin kilokaloriye sahip kömürlerin fiyatları çok ciddi oranda yükseldi. Bizim mecburen kendi değerlerimize dönüp, kendi kaynaklarımıza dönüp onun üzerinden üretim yapmamız lazım. Türkiye'nin enerjiye ihtiyacı var, ekonomisi büyüyor, her şeyi büyüyor. Ekonomi, üretim büyürken doğal olarak enerji talebi de artıyor. Burada da size çok iş düşüyor çünkü bunun dışındaki enerji kaynakları daha çok ithalata dayalı. Bugün, işte, doğal gazda yüzde 99 dışa bağımlıyız, nükleer enerjide yine dışa bağımlıyız. Bizim yenilenebilir enerji kaynaklarının hemen paralelinde bu tür linyitlere de ihtiyacımız olduğu kesin. Bunu rehabilite ederek kullanıma açmamızın çok ciddi katkıları olacağını düşünüyorum.
Tabii, özellikle dar gelirli vatandaşlara dağıtılan kömür miktarının yıllara göre azaldığı ifade ediliyor ama şöyle söyleyeyim yani mutluluk duyarız. Tabii, doğal gazın şehirlerde yaygınlaşmasıyla bu miktar düşebilir ama buna paralel olarak Türkiye'de şunu söyleyeyim; 2002'de yaklaşık 2 milyon kişi sosyal güvenlik kurumlarından geçiniyordu, oradan aldığı katkıyla geçiniyordu. Geçen Sayın Cumhurbaşkanımız 6,3 milyon ailenin sosyal güvenlik kurumlarından yararlanmaya başladığını söylüyor. Bunun anlamı şu: Yani başlangıçta yola çıkılan ve bugün gelinen nokta arasında ciddi fark var. O gün yoksullukla mücadele edecektik ama bu 3 kat arttı. 3 kat arttığına göre, yoksulluk sayısı arttığına göre burada bir yanlışlık var demektir. Tabii, bunun mesela bedeli ne kadar? Bu parayı Hazine size ödüyordur çünkü netice itibarıyla siz bir görev icra ediyorsunuz. Bu kömürü sosyal güvenlik kuruluşlarına veyahut da kaymakamlıkların ilgili kurumlarına bu malzemeleri teslim ediyorsunuz. Mesela ne kadar bedeli? Bununla ilgili mesela bir kâr marjı üzerine ilave ediyor musunuz yoksa "Devlet, vatandaşına yardım ediyor." deyip maliyetleriniz neyse onun üzerinden mi bu görevleri icra ediyorsunuz?
Tabii, keşke vatandaşın gelir seviyesi yükselse de bu tür işlere ihtiyaç olmasın çünkü netice itibarıyla bunlar bazen bütçelenemiyor da. İşte, aynı şekilde enerjide de ciddi oranda elektrik desteği veriyoruz, doğal gazda destek veriyoruz yani neticede bu da bir devlet, vatandaş. Bütçeden bunu karşılıyorsun ama ülkede gelir seviyesi, refah seviyesi keşke 12-13 bin dolarlara kişi başına millî gelir artsa bu tür desteklere de ihtiyaç kalmaz, biz de bunları farklı amaçlarla kullanmış oluruz.
Yine, bunun yanı sıra, bundan sonra, mesela, ihaleye çıkmayı düşündüğünüz bu manada alanlar var mı? Bunları uzun süreli mi... Mesela maksimum kaç yıllığına bunu veriyorsunuz? Elektrik üretim süreleriyle bunlar mesela doğru orantılı mı? Hani süresi bitince otomatik mi bitiyor? Bu sahaları geri alırken veya şu ana kadar hakikaten biz bununla ilgili bir alanı tahsis ettik, geri dönüşümü de böyle oldu, yeşillendirdik bir seviyeye getirdik gibi bu manada böyle örnek gösterebileceğiniz bir alanınız var mı?
Bununla paralel bir AR-GE... Genelde bu hizmetleri dışarıdan alıyorsunuz ama kendi biriminizde... Siz köklü bir kuruluşsunuz, muhakkak AR-GE de dâhil kendi bir biriminiz olması lazım. Hem üretime yönelik... Diyelim ki kalori değerleri düşüktü, anlam ifade etmiyordu, çöp diyebildiğiniz şeyler bugün anlamlı hâle geliyor yani geçmişte "Bunun hiçbir anlamı yok." dediğiniz ama... Bugün Venezuella "Ben kömür ihracatını durdurdum." diyor yani "Kaç lira verirsen ver, durdurdum satmıyorum." diyor. Bugün dünyadaki kömür üretimine baktığınız zaman önemli kısmını, zaten yüzde 50'sini Çin tek başına üretiyor, geri kısımlarda da biz de şu an bu piyasada mesela ne kadarını karşılıyoruz? Ne kadarı dışarıdan geliyor? Bizim kömür işletmeleri bu termik santraller açısından, bunlar redevansla bu alanları tamam, çalıştırıyorlar, kömür üretiyorlar, enerjiye dönüştürüyorlar ama Türkiye'nin özellikle bu termik santrallerin olduğu yerde limanlara yanaşan gemilerden de geçilmiyor, binlerce ton yurt dışından kömür ithal ediyoruz. Mesela toplam ithalatımız ne kadar? Sizin karşılama oranınız ne kadar?
Türkiye'nin rezervlerini işte, burada ifade ediyorsunuz. Uzun vadede bir projeksiyonunuz var mı? Yani Türkiye enerjiden vazgeçemeyeceğine göre, sağlıklı bir enerji üretmesi zorunlu olduğuna göre bunlarla ilgili çevresel tedbirler muhakkak alınmalı ama siz de buna bu manada desteği de vermelisiniz. Nedir? Yani önümüzdeki üç yılda, beş yılda, on yılda projeksiyonunuz nedir? Ne kadarını karşılarız diyorsunuz? Çünkü sizin üretiminiz her geçen gün düşüyor; bir.
İkincisi de bu hizmetin önemli bir kısmını özel sektörden alıyorsunuz yani bu üretiminizle ilgili. Bu alanda rekabete açık mı? Bu hizmetler yıllara göre nasıl değişiyor? Bu son dönemde kararnameyle fiyat farkları verilmeye başlandı. Sizde de böyle; mesela, bu ekonomik şartlardan dolayı işi bırakanlar var mı? Siz hangi oranda fiyat farkı veriyorsunuz? Yani devletin söylediği 7'nci ayla 2021 sonuna kadar bu uygulaması var. Onun dışında n katsayılarıyla ilgili bir çalışması var. Sizin bu tür alt yüklenicilerle aranızda nasıl bir ilişki var? Bu alanda hani "İşi yapamıyorum, iade ediyorum." Çünkü orada kararnameye göre yüzde 15'in altında kalırsa feshediyor, yüzde 15'in üzerinde feshedemiyor. Yani bu manada nam ve hesabına yaptırdığınız firma var mı? Fiyat farkı talebi ne kadar? Yani bunun bize maliyeti ne kadar, bundan dolayı kuruma gelen yükler ne kadar? Bunlarla ilgili detaylı bilgi verirseniz memnun oluruz.
Ben çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Ümit ediyorum, gelecekte daha yüksek üretim rakamlarıyla, ton başına düşen maliyetlerinizin daha minimalize edildiği raporlarla burada beraber oluruz. Çünkü kurum kâr ediyor; normal, elindeki bütün alanları tahsis edince onlar çıkarıyor, onlar işliyor, onlar enerji üretiyor biz de payımıza düşeni alıyoruz. Bunun ciddi oranda yükselmesi lazım. Tekrar, bu redevans miktarları, bölgesel farklılıklar mı gösteriyor veyahut da randımana göre mi bu rakamları belirliyorsunuz? Bu redevans miktarlarını neye göre belirliyorsunuz? Hangi rakamlarda bunları verdiniz? Yıllara göre nasıl bir eskalasyon uygulaması yapıyorsunuz?
Teşekkür ediyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.