| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .05.2022 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Hoş geldiniz Sayın Yavuzyılmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hoş bulduk.
Kusura bakmayın bir yoğunluk var iktidara hazırlandığımız için.
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Boşa, boşa bunlar. Vallahi, hiç hazırlanma, boşa. Hiç öyle bir şey gözükmüyor.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Emeklerinize yazık olmasın.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Başkanım, biz suyu koyalım da olmazsa çay demleriz.
AHMET TAN (Kütahya) - Çay içersiniz anca.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ediyorum.
Başkanım...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Tabii, neticede mahkeme kadıya mülk değil; iktidarlar da vaktizamanı gelince değişecek. Biz vaktinin ve zamanının geldiğine inanıyoruz ve az kaldı diyoruz. Bu da bir nöbet değişimidir, yadırganacak da bir tarafı yok. İşte, bugün burada arkadaşlarımız var, bugün siz varsınız. Ben geçen yüzyılda da milletvekilliği yaptım; gittik, tekrar geldik. Dolayısıyla, problem yok yani bunda bir sorun yok. Arkadaşlarımızın bu konuyla ilgili alınganlık göstermesine de gerek yok.
AHMET TAN (Kütahya) - Bizim de bir problemimiz yok yani sorun yok bizim açımızdan da.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Peki.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sizden teknik bir değerlendirme bekliyoruz Sayın Yaşar.
Buyurun.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Dolayısıyla, her şeyden önce şunu söyleyeyim: Ben Sayın Genel Müdürümüzü ve ekibini tebrik ediyorum, başarılarının devamını diliyorum. Tabii, ziyaret etmiş Atila Başkan, biz ziyaret etmediğimiz için yorum yapamıyoruz. Dolayısıyla, görmediğimiz konuda herhâlde burada hiçbir arkadaşımız yorum yapmaz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toplantılar bittikten sonra Sayın Yaşar, kurum ziyaretlerini artıracağız inşallah.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Bittikten sonra tez zamanda...
Çünkü Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrili ve deniz trafiğinin önemini bugün özellikle Rusya ve Ukrayna Savaşı'nda daha net bir şekilde görüyoruz. Bu gemi trafiğinin -savaş gemileri geldi, gitti- ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Kaldı ki Çanakkale Boğazı ve İstanbul Boğazı'nın stratejik önemini burada tarif etmeye gerek yok, Montrö'yle de zaten bu işler yazıldı, çizildi. İnşallah, bundan sonra da aynı şekilde devam eder.
Benim sormak istediğim ücretlendirme. Zaman zaman "Artırdık." diyorsunuz ücretleri, bunu neye göre artırıyorsunuz yani uluslararası bir skala mı var yoksa siz istediğiniz an, istediğiniz şekilde bu fiyatları kendiniz ayarlayabiliyor musunuz? Çünkü Montrö'ye göre belli bir rakam var, o da altın üzerindendi; herhâlde bugün o rakamlara ulaşmak mümkün değil, onunla ilgili ben sizden bir bilgi rica ediyorum.
Bir de genel manada gemi trafiği. Yani siz Türkiye'nin üç tarafını da kontrol ediyorsunuz ama genel trafik değerlendirmesi açısından, bir simülasyon olarak düşünürsek -yani Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz bu manada bir simülasyon yaptığınız takdirde- ana görev alanları açısından, elde ettiğiniz gelirler de dâhil, trafik de dâhil yüzde kaçına tekabül ediyor? Bununla ilgili bir şeyiniz var mı?
Tabii, bu çerçevede, geleceğe yönelik de projeksiyonunuz olması lazım Sayın Genel Müdürüm. İşte, on yıl sonra, beş yıl sonra, yüz yıl sonra nereye gideceğiz? Bu kurum nerede olacak? Çünkü her şey değişir ama siz değişmeyeceksiniz. Çünkü baktım, fenerinizin belki daha eskisi de vardır, buradaki en eski tarihli fener 1856-57 gibi gösteriyor; herhâlde bundan daha eski fenerler de var mı, bilmiyorum. Varsa, bunların aynı zamanda tarihî önemi var. Bu fenerleri muhafaza eden aileler de var. Aileyle bütünleşmiş -gerçi sizin söylediğiniz, bazıları bizim kapsamımızda bazıları farklı kapsamda- böyle bir fener kültürü de var.
Dolayısıyla, bunlar turizm açısından önemli, buraların ziyaretleri önemli. Yani sizin bu fenerleriniz sadece gemi trafiğini organize etmiyor; bir noktada bir kültürü, bir geçmişi ve bundan öncesini de temsil ediyor. Bu manada da ülkenin turizmine çok ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyorum ben. Mesela, İnceburun'da ben bir tane feneri ziyaret ettim, bir aile bilmem kaç dönemdir fenerin bakımıyla ilgilendiğini söylüyor ama üzülerek söyleyeyim yol yok Sayın Genel Müdür, yol yok. Belki siz diyorsunuz ki: "Denizden itibaren bu iş bizi ilgilendiriyor." ama neticede bu fenerlere ulaşım da önemli, personelinizin ulaşımı önemli, orada görev yapanların ulaşımı önemli. Bununla ilgili de bir çalışmanız var mı?
Devamında, deniz kirliliği, Orhan Bey sordu bir miktar ama bugün, gelecekte bu müsilaj Türkiye'nin en önemli meselesi belki. Marmara, iç deniz gittikçe kirleniyor yani bunun üzerinde bilim insanlarının -buradan hatırlatmaya gerek yok- bol miktarda makaleleri var, kitapları var. İşte, akıntının üstten, aşağıdan gelip gitmesini, deniz hayatının gittikçe bittiğini, balık varlığının miktarının azaldığını söyleyen bir sürü makaleler var. Bununla ilgili sizin ne kadarı... Siz bununla ilgili tedbirler alıyorsunuz ama tedbirin öncesinde, problemin ana kaynağına yönelik bir çalışmanız var mı? Çünkü sonuçtan başa gitmek mümkün değil, bir sorunun kaynağına inmezseniz onunla ilgili çözüm üretme şansınız yok.
Dolayısıyla, bu konuda da bir paralel çalışma olması lazım gelir diye düşünüyorum. Bugün biz bunu Marmara'da görüyoruz ama farklı kıyılarda da deniz kirliliği var yani özellikle gemilerin adına "islim" mi diyorsunuz -tabirleri çok fazla bilmiyorum ama- bunu denizlere boşaltması dâhil. Bu da herhâlde sizin kontrolünüzde. Mesela bununla ilgili ne kadar, rakam vermek isterseniz... "İşte, 2020'de, 2021'de veya 2022'de rakamlar bu." Yani bazen, biraz da ülkelere göre bu gemi kaptanları pozisyon alıyor. Yani bizi böyle ciddiye mi alıyorlar, bununla ilgili ciddi yaptırımlarınız var mı? Herhâlde, biraz önce benim de itiraz ettiğim bu çevre kirliliğiyle ilgili gemi meselesi gibi. Bununla ilgili rakamlar var mı 2019, 2020, 2021'de? Yani insanlar bu işi ne kadar suistimal ediyor? Aldığınız tedbirlerin ne kadar caydırıcılığı var? Bunu bu rakamlardan görmek mümkün.
Tabii, özellikle Türkiye'de denizcilik konusunda ciddi gelişmeler var bu kılavuz kaptan meselesi de dâhil. Denizcilik liseleri var, meslek yüksekokulları var, bunun paralelinde üniversiteler var. Bunlarla nasıl bir ilişkiniz var? Çünkü sizinki daha çok uygulamaya yönelik; teori, pratik oturduğunuz yerden...
Başkanım, süre sorunumuz yok değil mi? Ona göre şey yapalım.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Süremiz on dakika biliyorsunuz, süre sorunu yok. Süremiz on dakika ama şu anda süreniz var, devam edebilirsiniz.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Tamam, teşekkür ederim.
Yani, dolayısıyla, onlar arasında da -yani dediğimiz gibi liseler, bunların arasında da- sizin bir ilişki kurmanız lazım. Yani, bir noktada çırak, kalfa, usta; artık sizin kendi tabirinize göre bir hiyerarşik düzen var, bunu muhakkak sizin yetiştirmeniz lazım. Bu sayıyla ilgili muhakkak Hükûmete, yöneticilere, idarecilere talepte bulunmanız lazım. İşte, değişen ve gelişen şartlara göre kılavuz kaptandır, yardımcısıdır, 2.367 personeliniz olduğunu söylüyorsunuz; gelecekte bunlar doğal olarak artacaktır çünkü trafik artıyor. Deniz yollarının önemini burada vurgulamaya gerek yok taşımacılık -hem yük taşımacılığı hem yolcu taşımacılığı- açısından.
Bu arada, Sayın Başkanım, ben Samsun Milletvekiliyim ama Samsun'dan İstanbul'a giden bir yolcu gemisi maalesef yok. Bugün Karadeniz'de yolcu trafiği yok, tabii sizin ilgi alanınıza girmiyor ama hani bu trafik açısından söylüyorum, muhakkak bununla ilgili de bir çalışma yapılması lazım. Yani bu elemanlarınızın muhakkak ilgili kurum ve kuruluşlarla uyum içerisinde yetişmesi lazım. Çünkü hakikaten Atila Başkanın söylediği, siz tümüyle bilişim üzerine çalışıyorsunuz, bilişim yani siz teknolojiyle çalışıyorsunuz. İşte, bulunduğunuz ortamda Türk Bayraklı gemi dünyanın hangi limanında, nereden nereye gidiyor, durumu nedir, hatta Allah korusun bir olumsuzlukla karşılaştığı anda herhâlde ilk etapta bunlardan siz haberdar oluyorsunuz. Bunun anlamı şu: Siz bir noktada teknolojik bir şirketsiniz, teknolojiyle bütün bu organizasyonu yapıyorsunuz; muhakkak sizin bununla ilgili bir mutfağınız olması lazım. "Mutfak" demek... İşte bu tür insanlardan oluşan bir mutfakta olacaksınız ki bu anlamlı olsun. Herhâlde, burada, bizim Komisyona da hep aykırı örnekler gelir. Yani "Bir tarım teknisyeninden bu hizmet alınıyor, muhasebe hizmeti alınıyor." derken öbürlerine de haksızlık etmeyelim ama bazen aykırı örnekler de işe dikkat çekmek açısından önemlidir, bu manada size katkı sağlar, bu manada size fayda sağlar; bunun bu çerçevede değerlendirilmesi lazım. Tabii, devletle olan alışverişiniz; Esin Hanım söyleyince rakamlar hakikaten... Yıllık 50 milyon, 60 milyon KDV iadesi yani söylediğiniz 2019-2020.
ESİN KARA (Konya) - 2020 yılı itibarıyla 76,4 milyon.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - 76 milyon çok ciddi rakam yani yıllık bu. Sizin bununla ilgili beş yıl süreniz var, çok rahat bununla ilgili sisteminizi geliştirdiğiniz takdirde -ben muhasebeci değilim ama bir miktar bu tür organizasyonların içinden geldiğim için- işin başında belgelerinizi doğru düzgün tutarsanız yıl sonu itibarıyla bütün belgelerinizi sisteme yükleyip bu talepte bulunabilirsiniz. Bu da bir kayıptır yani netice itibarıyla 76 milyon çok ciddi bir rakam, beş yıl düşündüğünüz zaman 350 milyon eder; bununla ilgili de belli tedbirleri muhakkak almanız lazım.
Biliyorsunuz bu hafta Engelliler Haftası. Sayın Başkanım, bizim devlet kurum ve kuruluşlarında bile 4 bin engelli kadrosu boş. Devlet 61 bin müracaat etmiş, bunun 1.900'ü alınmış. Ben bu hafta dolayısıyla bütün engelli kardeşlerimizin ve yakınlarının Engelliler Günü'nü kutluyorum. Bizim buraya gelen hangi kurum ve kuruluş olursa olsun -bunu her seferinde ben de soruyorum- engelli kadrolarını doldurmadan gelen genel müdürlere karşı muhakkak şöyle bir protestomuz olsun; hani, biz çok fazla bir şey yapamayız ama hiç olmazsa bunun istihdamı yönünde... Çünkü onların istihdam edildiği alanlar zaten az, özel sektörde de şu an 21 bin böyle kadro var, maalesef bu da doldurulamamış vaziyette. Hepimiz birer engelli adayıyız, dolayısıyla bizim onların bütün problemlerine karşı engel olmak yerine, tam tersine, sorunlarının çözümü yönünde adım atmamız lazım. Biz Parlamentoda adım atacağız. Ümit ediyorum sizin engelli kadronuzda böyle bir boşluk yoktur, onu da eğer belirtirseniz bu manada memnun oluruz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Süreniz doldu Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Toparlıyorum Başkanım.
Yine, buna paralel olarak izinlerin kullandırılması meselesi var, farklı şeylerle gündeme geliyor. Bu, bazı kurum ve kuruluşlarda gerçekten problem, onun için bu işin yani neyse... Tamam, belli bir pandemi süreci yaşandı, geldi, gitti ama izinler meselesi, liyakat meselesi... Yani sizin bulunduğunuz kurum ve kuruluşlar teknik yerlerdir, muhakkak işi ehline vermemiz lazım, ehil insanların bu sistemi idare etmesi lazım. Ben bundan sonraki çalışmalarda başarılar diliyorum.
Bir konuyu daha hatırlatıp geçeyim, özellikle, satın almalar yani anonim şirketler, 4734... Tahmin ediyorum siz de onun dışındasınız yani Kamu İhale Yasası'nın dışındasınız. Asıl olan şu: Türkiye'nin ekonomisi gelişiyor, bakın, iktidar milletvekillerimiz "İhracatta uçuyoruz." diyor. 225-230 milyar dolar civarında ihracatımız var; tabii, buna karşılık ithalat rakamları genelde çok gündeme gelmiyor çünkü onlar biraz farklı. Dolayısıyla iyi bir özel sektörümüz var, devlet sektörümüz var, sizler kıymetli insanlarsınız; muhakkak, satın almalarınızı şeffaf bir şekilde yapın ki bunun size katkısı yüksek olacaktır, aynı zamanda özel sektörü de ciddi oranda destekleyecektir. Siz de teknolojik ürünler kullanıyorsunuz; bunu özel sektöre ne kadar açarsanız, rekabete ne kadar açarsanız o kadar katkı sağlar. Dolayısıyla gerek doğrudan temin gerek (21/b) özel işlemler için teklif alıyorsunuzdur; açık rekabete, açık bir şekilde yaptığınız satın almaların -ihale adıyla değil de hani, toplam satın almaların- rakamsal olarak yüzde kaçını bu şartlara göre yaptığınız konusunda bilgi verirseniz memnun olurum.
Ben çalışmalarınızda başarılar diliyorum, kolay gelsin.