| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4364) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .04.2022 |
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli katılımcılar, Barolar Birliği Başkanı ve baro başkanlarımız; herkesi saygıyla selamlıyorum.
Avukatların çok sorunu var, arkadaşlar dile getirdi ama tabii, yargının çok sorunu var. Yargının içindeki en önemli parçalarından biri olan savunma ayağı da çok sorunlu ve gücünden çekinildiği için siyaseten ikinci barolar oluşturuldu ama en önemli sorunlarının başında da çok kolaylıkla açılabilen hukuk fakülteleri var. Hukuk fakülteleri sadece binadan ibaret olmamalı ve siyaseten birçok şehrimize, en kolay olması nedeniyle, hukuk fakültesi açıldı. Avukatlık Yasası'yla ilgili çalışmalar yapılırken eğitim kalitesi de düşünülerek şimdiden önlemler alınmalı, yoksa her yıl 20 bin hukukçu mezun verirken bu üniversiteler, bu sorunları çözmek neredeyse imkânsız hâle gelir. Ne kadar çözümler üretilse de bu kadar mezun veren fakültelerden çıkan hukukçuların sorunlarının altında kalırız. Oradan başlamak lazım ve kanun yaparken gerçek tekniğine uygun kanun yapmalı; ilgilileriyle birlikte paylaşarak, tartışarak mutlaka çözümler üretilmeli ama alelacele torba yasalarla hazırlanan yasalar, maalesef, her ay ya da her yıl yine ayağımıza dolaşmaktadır. Geçmişe baktığımız zaman, eski kanunlar; Askerlik Kanunu, Orman Kanunu, Belediye Kanunu, birçok kanun, alt alta yazın, kırk yıl, altmış yıl Türkiye'de çok da rahatlıkla idare etmiştir ama bugün ele aldığımız her kanunu aylar içinde, yıllar içinde yeniden Meclise getiriyoruz ve düzeltme çabasında oluyoruz. Özenle hazırlanmadığı için ve işin içine siyaset girdiği için, maalesef, çözümlerden uzaklaşıyoruz. Savunma ayağının gücünü kırmak için ortaya koyduğunuz çoklu baro sistemi, maalesef, sıkıntı yaratmıştır ve bugün de başarı kazanamamıştır ancak Ankara ve İstanbul'da kurulabilmiş olan çoklu barolar da bugün sızlanmaya başlamıştır çünkü hem sorunları vardır. "Biz kurduk, bize kurdurdunuz ama şimdi zayıf kaldık, bize destek ve güç." dedikleri için bu 3'üncü madde de konmuştur.
Ben tekrara düşmek istemiyorum, arkadaşlar birçok sorunu zaten yeterince dile getirdiler. Burada da sorun şu: Üye sayısıyla çarpılarak bir hesap yapmak mümkün ama ne yapılmış? Yüzde 40'ı eşit paylaştırılmış. Burada çok orantısız bir kaynak aktarımı söz konusu. Hani buna diyebilirsiniz ki: "Üye sayısına göre çarptığımız zaman küçük baronun da çok büyük baronun da ihtiyaçları hemen hemen aynı." Nedir? Bir kere iki baronun da yeterli binası olması lazım; muhasebeci, sekreter, müdür vesaire, tefrişiyle ikisinin de birbirine yakın masrafları olduğu için belli bir pay ayrılabilir ama bunu "yüzde 40" dediğiniz zaman çok ciddi orantısız bir zenginliği ve gücü aktarmış olursunuz. Tabii ki bizim verdiğimiz önergelerin ben reddedileceğini şimdiden biliyorum ama eğer bir pay verilecekse yüzde 40 değil, yüzde 5-10 gibi bir pay eşit bölünmek suretiyle ancak bir adalet sağlanabilir. Onda da barolar kendi yapılanmasını, bina ve masraflarını bundan çıkarabilirler. Bunun dışında kalanı da üye sayısına göre çarpılarak hesap etmek çok daha adil olur diye düşünüyorum.
Ben daha fazla uzatmadan, çok geniş konular araştırıldığı, geliştirildiği ve konuşulduğu için burada bitiriyorum ama Adalet Komisyonunda özensiz hazırlanan kanunlara bir örnek olarak, Adalet Komisyonunun da ilgi alanında olduğu için, dün Mecliste dile getirdiğim bir konuyu çok kısa, üç beş cümleyle aktarmak istiyorum. Yine, Toprak Kanunu'na 2016 yılında özensizce hazırlanmış bir madde eklenerek sınırdaşa şufa hakkı tanınmıştı yani araziyi satanın hemen komşusuna, sınırdaşına şufa hakkı kullanabilme yetkisi verilmişti; 2020 yılında sakıncaları görüldü ve iptal edildi. Özensiz hazırlandı, 2020'de iptal edildi ama o altı yıl boyunca felaketlere neden oldu; hem birçok kişinin arazisi ucuz fiyata elden gitti hem de bu işin simsarları türedi ve arazileri kısa yoldan ucuzca kapattı ama yüzlerce sorun da derdest davalar da hâlâ devam ediyor. Ben bu konuda kanun teklifi verdim, dün de Meclise getirdim, yine Adalet Komisyonumuzda bu var ama tali komisyon, asıl Tarım Komisyonunda bu konuda da bilgilenilmesi; bu kanunda bir değişiklikle geriye yürütülerek, derdest davalarda da mülga nedeniyle davaların düşürülmesi gerekmekte. Düşürülmediği takdirde, geriye yürümediği takdirde, sorun yaratan bu kanunun 2020'de iptali de maalesef hiçbir sonuç vermemekte, sorunlar yumağı mahkemelerin elinde kalmaktadır Sayın Başkanım.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Evet, doğru.
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Bunu ben size bilgi olarak aktarıyorum. Adalet Komisyonundaki arkadaşlarımızın da bu konuda dikkatiyle bunu çözebiliriz diye düşünüyorum.
Sözlerime ben son veriyorum.
Teşekkür ediyorum.