KOMİSYON KONUŞMASI

HAYATİ ARKAZ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Komisyonumuzun çok değerli üyelerini ve sayın basın mensuplarını saygıyla selamlıyorum.

Ben de, söylediğiniz gibi, hem Adalet Komisyonu üyesi ve de bir hekim olarak bu konuda düşüncelerimi çok kısa olarak söylemek istiyorum.

Bizim binlerce yıllık devlet geleneğimizde milletimizi korumak ve adaleti sağlamak vardır. Yaklaşık bir yıldır Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılması Komisyonunda kadınlarımızı korumak ve şiddeti engellemek için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Ben aynı zamanda Kadına Şiddeti Önleme Komisyonundaydım, bir senedir de orada çalışıyoruz, elimizden geleni yaptık Öznur Hanım'la beraber. Alanında uzman yüzlerce kişinin hazırlık sürecine dâhil olduğu kanun teklifiyle kadınlara yönelik şiddetin engellenmesi hedeflenmiş. Ayrıca, doktorlarımızı ve sağlık camiamızı da koruyacak maddelerle kapsamı genişletilmiştir.

Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi, ülkemizin küresel yapısı ve ahlaki değerlerimiz dikkate alınarak hazırlanmıştır. Teklifin hazırlık sürecinde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: "Şuna inanmak gerekir ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir."

Değerli Komisyon üyeleri, kadınların yükseldiği bir dünyada medeniyet ve insanlık da yücelir. Bir ülkenin kalkınması ve o ülkede demokrasinin sağlanması için kadının mutlak özgür olması gerekiyor. Bizler, toplum ve devlet olarak kadınlarımızın hakkını, hukukunu ve can güvenliğini korumalıyız; bu, kadınlarımıza şeref ve namus borcumuzdur çünkü kadın toplumun şerefidir, namusudur. Koruyamıyorsak orada bir sorun var demektir, görüştüğümüz kanun teklifiyle de bu sorunları ortadan kaldıracağız inşallah diyelim.

Yapılan düzenlemeyle şiddet mağduru kadınlarımıza ücretsiz avukatlık hizmeti sağlanıyor. İyi hâl indirimi olarak bilinen hâkim takdir indirimi uygulaması değiştirilerek takım elbise giymek, kravat takmak, önünü iliklemek ve boyun bükmek gibi koşullar iyi hâl olmaktan çıkıyor. Bundan sonra, kasten yaralama, işkence, eziyet ve tehdit gibi suçlar kadınlara karşı işlenmişse cezalar daha da ağır oluyor. Üstelik mağdur kadına karşı bu suçları işleyen eşi veya eski eşiyse cezası 1 kat daha artıyor.

Değerli Komisyon üyeleri, kadınlara karşı tüm suçların cezaları caydırıcı hâle geliyor, ısrarlı takip olarak bilinen rahatsız edici davranışlar suç olarak kabul ediliyor. Kadınların çarşıda, sokakta ya da herhangi bir yerde takip edilmeleri ve internetten, sosyal medyadan tacize uğramaları engelleniyor. Şunu da belirtmeliyim ki: Uzaklaştırma kararlarındaki mesafeler hakkında -burası çok önemli- mutlaka bir çalışma daha yapılmalıdır. Mağduriyet yaşanmaması için uzaklaştırma kararı verilirken kişilerin yaşadığı köy, kasaba, ilçe ya da il merkezlerinin -mesafe açısından diyorum- dikkate alınması lazım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hekimler ve sağlık çalışanları toplumun sağlığı için gece gündüz mücadele etmektedir ancak fedakârca çalışmalarına rağmen istenmeyen durumlar yaşanabiliyor, sık sık şiddete maruz kalıyor ya da meslekleri gereği yaptıkları muayene, teşhis, tedavi ve tıbbi uygulamalar nedeniyle hukuki sorunlarla karşılaşabiliyorlar. Kanun teklifiyle hekimlere ve sağlıkçılara yönelik şiddetin de engellenmesi hedefleniyor. Sağlıkçılara yönelik şiddet, katalog suçlara dahil edilip failler tutuklu yargılanacak ve şiddet mağduru sağlıkçılarımız korunacak. Hekimin uyguladığı tedavi esnasında ortaya çıkan istenmeyen sonuçlar "tıbbi malpraktis" olarak tanımlanmaktadır. Daha önce doktorlarımız malpraktis davalarında ceza mahkemelerinde yargılanıyor ve ağır tazminatlar ödemek zorunda kalıyorlardı. Yeni düzenlemeyle başta doktorlarımız olmak üzere tüm sağlıkçılarımız hakkında ceza soruşturması açılabilmesi özel bir kurul izniyle mümkün olacak. Burasını tekrarlıyorum: Yeni düzenlemeyle başta doktorlarımız olmak üzere tüm sağlıkçılarımız hakkında ceza soruşturması açılabilmesi özel bir kurul izniyle mümkün olacak, hekimler de hakimler gibi korunacak. Ayrıca, hekimlerin malpraktis cezalarındaki mağduriyetleri de giderilmelidir; örneğin, malpraktis davasında en yüksek risk grubunda bulunan doktorlar için zorunlu sigorta 800 bin liraya kadar ödeme yapıyor, zorunlu sigortanın ödediği miktar bu, bu miktardan daha fazla ceza uygulanması durumunda hekimler ya tamamlayıcı sigorta yaptırıyor ya da üstünü kendileri ödüyordu. Bu mağduriyeti gidermek için zorunlu sağlık sigortasının kapsamı genişletilmeli, primlerin tamamı devlet tarafından ödenmeli ve oluşacak ceza durumlarında tüm para cezası sigorta tarafında karşılanmalıdır.

Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; branş seçimlerinde eskiden hekimlerin çoğu kardiyovasküler cerrahi, genel cerrahi, ortopedi, kadın doğum, -özellikle kadın doğum- göz, KBB, plastik cerrahi gibi bölümleri tercih ediyorlardı. Şimdi tam tersi oldu; hekimler, hekim arkadaşlarımız cildiye, radyoloji, fizik tedavi, psikiyatri gibi bölümleri tercih ediyorlar.

Türk hekimleri ve sağlıkçıları coronavirüs mücadelesinde başarılı oldu, Dünya Sağlık Örgütü bizi bu konuda gıptayla seyrediyor. Hekimlerimiz çok bilgili ve tecrübelidir. Ülkemizde şu anda 170 bin doktor olmak üzere, 1 milyon 500 bin sağlık personeli bulunmaktadır. Her yıl da ortalama 15 bin hekim mezun olmaktadır Türkiye'de, 15 bin hekim. 2023 yılında 20 bin doktor mezun etmeyi hedefliyoruz, hedef 20 bin doktordur. Türkiye'de bir hekime ortalama 500 hasta düşüyor. Ülkemizde toplam 1.515 hastane bulunmaktadır, 25 bin yoğun bakım yatağı var, yaklaşık 300 bin hasta yatağı vatandaşlarımıza hizmet veriyor. Bu rakamlar dünya standartlarının üzerinde. Eğer bu rakamlar yani doktor sayısı, hastane sayısı, yatak sayısı yeterli olmasaydı biz pandemide ne yapardık onu bilemiyorum.

Aynı zamanda pandemide tüm sağlık çalışanları büyük bir özveriyle çalıştı ve çok faydalı oldular. Yalnız, şunu söylemek istiyorum: 2019'un Aralık ayında coronavirüs ve coronanın başladığı, haberleri geldiği gibi Sayın Sağlık Bakanı ve Sağlık Bakanlığı çok ciddi kararlar aldı. Birincisi ve en önemlisi, Bilim Kuruludur. Bilim insanlarından, dalında uzman olan hekimlerden bir Bilim Kurulu oluşturuldu. Bu, mücadelenin birinci basamağıdır ve başarılı olmuştur; onun için emeği geçen herkese buradan tekrar teşekkür ediyorum. Şundan herkes emin olsun ki, bizim hastane binalarımız ne Avrupa'da ne de Amerika'da var, dünyada bir numara, samimiyetle söylüyorum bunu ve çok içten söylüyorum bir hekim olarak. Avrupalılar ve Amerikalılar pandeminin en hızlı ve en yaygın olduğu dönemlerde hastalarını parklarda ve bahçelerde bıraktılar zengin fakir ayrımı yapıldı, genç ve yaşlı ayrımı yapıldı; biz ise hiçbir hastamızı sokakta bırakmadık, hepsini hastanelerimize kabul ettik ve tedavi ettik. Sadece kendi hastalarımız değil, yurt dışından gelen hastalara da aynı özveriyle yaklaştık ve tedavi ettik; bununla da şeref duyuyorum.

Evet, bir de şunu söylemeden geçmek istemiyorum: Pandemi sırasında bir mucizedir, bir tanesi Atatürk Hava Limanı'nda ve diğeri Sancaktepe'de olmak üzere, iki ayda 2 tane büyük pandemi hastanesi yapıldı ve bunları defalarca gezdim ve de gururlandım, hayırlı olmasını diliyorum. Yıllardan beri, vantilatör diye bir cihaz vardır, hekim olan arkadaşlarımız bilir, halk arasında buna solunum cihazı denir; yoğun bakımlarda hep biz bu cihazı kullanırdık ve Avrupa'dan, gelişmiş ülkelerden bunu ithal ederdik. Türk işadamlarımız -Türk milletinin büyük bir özelliği vardır, yaratıcıdır; hakikaten öyledir- bu cihazı on beş günde yaptılar ve şu anda kullanıyoruz; Avrupa'dan aldığımız fiyatın üçte 1'ine mal ettik ve kullanıyoruz. Bir de coronavirüste, pandemide yani Covid-19'da olmazsa olmaz olan "High Flow" diye bir cihaz vardır, bu High Flow cihazı tedavide mutlak şarttır. Bunu da on beş gün gibi kısa bir sürede kendi imkânlarımızla yaptık ve şu an yerli mallarımızı, millî mallarımızı kullanıyoruz; aynı zamanda ihtiyacı olan ülkelere ücretsiz gönderdik ve şu anda da ihraç ediyoruz; bunda da emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum. Bizim sağlık sistemimiz dünyada bir numara, sistemden bahsediyorum. Ben İstanbul Tıp Fakültesi mezunuyum, göz kliniğinde kırk sekiz saat öncesinden, minimal yirmi dört saat öncesinden kuyruklarda insanların muayene olmak için gece gündüz perişan olduğunu da gördüm, koğuşları bilirim, o şartları bilirim. Şu anda tekrarlıyorum, hastane binalarımız gerçekten mükemmel, bunların hepsi insanlık için yapılmıştır, hepsi bizim insanlarımız ve tüm insanlık için yapılmıştır. Bir de şunu söyleyeyim: Türkiye sağlık turizminde en çok tercih edilen bir memleket. Sayısını şimdi vermek istemiyorum ama önümüzdeki yıl büyük bir patlama yaşanacak, geçen yıl da çok büyük bir patlama yaşandı bu konuda, sağlık turizmi konusunda. Afrika'dan, Avrupa'dan, Asya'dan, her taraftan bize çok ciddi bir şekilde talep var. Ha, Türk doktorlarına da büyük bir talep var onu da söyleyeyim. Alpay Bey, bana gülme sakın ha.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Hocam, saç ektirme bayağı yoğun.

HAYATİ ARKAZ (İstanbul) - Alpay Bey'i tanırım da.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Mustafa Kemal Atatürk ne diyor? "Beni Türk hekimlerine emanet edin."

HAYATİ ARKAZ (İstanbul) - Onu da söyleyeceğim. Atatürk'ten de demin bahsettim zaten. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ektiği tohumlar yüz yıl sonra hep devam etti. Yüz yıldır ciddi yatırımlar yapılmıştır ama son yıllarda sağlığa gerçekten çok ciddi yatırımlar yapıldı, bununla da bir Türk vatandaşı olarak gururlanıyoruz.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Şehir hastaneleri yatırımları olmasa iyiydi ama neyse artık.

HAYATİ ARKAZ (İstanbul) - Yok, iyi ki var. Lütfen, ben işin uzmanıyım, şehir hastaneleri olmasaydı perişan olurduk onu da söyleyeyim.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Hastane olsun ama hasta garantili olmasın.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Müdahale etmeyelim arkadaşlar.

HAYATİ ARKAZ (İstanbul) - Bu vesileyle, kadınlarımız, çocuklarımız, hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız için yapılan bu düzenlemelerde gerekli hassasiyeti gösteren herkese ve iki buçuk yıldır gecesini gündüzüne katarak ailelerini görmeden, uyku uyumadan corona virüse karşı kahramanca mücadele eden hekim meslektaşlarımıza ve tüm sağlık çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yine, Atatürk'ümüzün bir sözüyle sözlerimi tamamlamak istiyorum "Beni Türk hekimlerine emanet ediniz." demiş ve de ne güzel söylemiş. Allah hepimizi de Türk hekimlerine emanet etsin.

Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum, sağ olun, var olun.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Teşekkür ediyoruz Sayın Arkaz. Komisyon üyeliğinizi de tebrik ediyoruz, hayırlı uğurlu olsun.

HAYATİ ARKAZ (İstanbul) - Ben de çok teşekkür ederim.