KOMİSYON KONUŞMASI

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Önerinin üzerinde çalıştık. Size yepyeni bir öneri de sunduk.

Şimdi, Değerli Komisyon üyeleri, böyle, öğretmenleri ki biraz önce Sayın Genel Müdür "Yatay bir kariyer olduğunu" ifade etti. Yani birbirinin üstü astı değil de işte, belli bir programı tamamlamış olmak. İşte, hem maddi hem de manevi olarak da bir isim almak ama bu isimler de zaten bölünmüş, parçalanmış, çok farklı isimlerle anılan öğretmenler için büyük bir sıkıntı. Yani uzman öğretmen, başöğretmen -daha önce de ifade ettim- oldu ki çok daha başarılı öğretmen bu imtihanda başarılı olamadı ama dersleriyle çok da ilgili olamayan bu imtihandan geçti; uzman oldu, bilmem ne oldu.

YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - Bir sonraki yılı var.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Bir sonrası yok bu işin.

YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - Bir sonraki yılı var.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Bakın, niye 70 puan üzerine çıktı bu? Bir vekil arkadaşımız "Normalde yönetici seçimlerinde 60 ve 60 puan üstü uygulanıyor." dedi. Niye çıktı bir söyleyeyim, şimdi, bu bir propaganda meselesi; uzman öğretmen, başöğretmen... Sayıyı mümkün olduğu kadar az tutabilmenin yoludur bu; birincisi bu.

Evet, bir arkadaşımız, "Bakın, yüksek lisans yapan, doktora yapan insanlar için bu önemli." dedi yani "Bunun için imtihandan da onlar muaf olsun." dendi. Öyle olacağına...

YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - Öyle zaten.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Tamam, ben kendi önerimi ifade etmek istiyorum. Şimdi, burada yüksek lisans yapanları birinci kademe için on yıl yapmazsınız, beş yıl yaparsınız; doktora yapmış olanları da on yıl yaparsınız. Böylelikle hani, bir, hakkaniyet ölçütü ortaya koymuş olursunuz. Ben size şunu söyleyeyim: Siz yüksek lisans ve doktora yapan öğrencilerin önünü açtınız mı bugüne kadar? Bir kere, ek ders katkısını ve tayin hakkını vermediniz. Şimdi, büyükşehirlerde doktora yapmak isteyen, yüksek lisans yapmak isteyen o öğretmen maaşıyla hafta sonları veya hafta içi gelip gidebilir mi; benim öğrencilerim vardı, biliyorum. Siz eğer yüksek lisansı ve doktorayı teşvik etmek istiyorsanız yapmanız gereken ya bu kişilere ödenek ki bu zor bir şey, tayin hakkını kullanmasını sağlayın. Bizim buna ihtiyacımız var ülke olarak. Biraz önce Genel Müdür "Şu kadar kişi ayrıldı." dedi; e ayrılır tabii. Yani imkân bulduğu anda üniversitelere geçmek için ayrılır, özel sektöre geçmek için ayrılır. E, siz imkânları iyileştirmezseniz.

Şimdi, öyle bir imtihan olursa bu "uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik" dediğiniz konularda, daha önce, 2006'da o kadar çok öğretmen mahkemeye başvurdu ve kazandı söyleyeyim. Sayın Bakan Yardımcımız burada. Ben size sorayım; Millî Eğitim Bakanlığına başvurup yani sadece bu konuda da değil, birçok konuda, bu yanlış uygulanan yönetmeliklerden tutun da çeşitli farklı uygulamalar sebebiyle Millî Eğitim Bakanlığına dava açıp tazminat kazanan kaç kişi var ve ne kadar bir maliyete mal olmuştur? Şunu söylemek istiyorum bu konuyu açmış olmakla: Bu konuda da öğretmenler uğradıkları haksızlıklar için mahkemelere başvuracaktır, onu söyleyeyim.

Bir de burada (b) bendinde "uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik için öngörülen asgari çalışmalar" gibi bir yuvarlak cümle var. Nedir bu asgari çalışmalar? Bunu açıklayabilecek var mı? Sayın teklif sahibi arkadaşlarımıza soruyorum.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Yani içeriği hafifletiyorlar, onları kolaylaştırıyorlar.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Bir de bu 180 saatlik program... Tam cevabını alamadım. Bazı arkadaşlar biliyor, hatta programların içeriğini bile biliyor; çok enteresan. Yani buradaki, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekilleri bu programların, aday yetiştirme programının içindeki içeriğini biliyor veya bu 180 saat, 240 saat programın içeriğini bilen arkadaşlarımız var; enteresan. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Büyük Millet Meclisinde sayın vekillerimiz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Sayın Sunat, süreniz doldu.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Bir cümle, bitireceğim.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Buyurun, tamamlayın.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Şimdi, neticede bu kadar çok detaya sahip olan arkadaşlarımız da var, bizler bilmiyoruz. Büyük bir ihtimalle hazırlarken çok üzerinde çalışılmış ama öyle olduğuna da inanmıyorum.

Şimdi, söylemek istediğim: Sınavı kaldırın. Bu öğretmenleri sınav odaklı... Öğrencilerimize sunduğumuz ve okulların değersizleştiği, öğrencilerin okulu değersiz gördüğü ve ezbere dayalı sistemi yok etmeye çalışırken öğretmenleri de sınav odaklı bir yapıya sürüklemeyelim. Onları öğrencilerini ihmal edebilecekleri bir duruma sürüklemeyelim diyorum.

Teşekkür ediyorum.