KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkanım, tekrar saygılar sunuyorum, teşekkür ederim.

Şimdi, şöyle değerlendirmek lazım: Gerçekten öğretmenlerimizin alım gücü son derece düşük. Yapılan son yüzde 30,5'lik zamdan önce -ki hâlen alınmış değil- göreve yeni başlamış bir öğretmenin maaşı vergi kesintileri değerlendirildiğinde 4.500 liraya kadar düştü, çok düştü. Şimdi, burada, bu kanun teklifinde paraya taalluk eden 2 madde var: Biri, 3600 ek gösterge ki maaşa çok fazla bir şey yansımayacak, emekliliğe yansıması esas olacak; bir de bu kariyer basamakları. Yani burada bizim hedefimizin, aslında Hükûmetin hedefinin "Öğretmenlere ne yaparız?"la... Aslında sınavsız yapmak bizim teklifimiz ama kabul görmüyor, kabul etmiyorsunuz. O hâlde, bu sınavı biraz daha kolaylaştırmak lazım. Bakın, aklın yolu bir. Başarı notu -konuşmamım ilk bölümünde de bahsettiğim gibi- 70'ten 60'a düşürülmeli ki 2004 yılında yapılan düzenlemede bu başarı notu 60'dı ve uzman öğretmenlikteki on yıl süresini yedi yıla düşürelim çünkü 2004 yılında yapılan düzenlemede de öğretmenlikteki süre şartı yedi yıldı. Ve başöğretmenlikte, başöğretmen olabilmek için uzman öğretmenlikte geçirilmesi gereken süreyi de 2004'tekine düşürelim ki öğretmenlerimizin alım gücünü artırmanın bir yolu olarak hiç olmazsa bu kariyer basamakları sınavını görelim.

Biliyorsunuz, şu anda, bakın, değerli Komisyon üyeleri, buradaki sendikaların dünya görüşlerinin hepsi birbirinden farklı ama bakın, kariyer basamakları konusunda, Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi konusunda neredeyse ortak bir dil oluşturmuşlar çünkü aklın yolu bir. Şimdi bizi ibretle seyrediyorlar muhtemelen; CHP başka bir şey diyor, AK PARTİ başka bir şey diyor, efendim, diğer partiler başka... Böyle bir şey olabilir mi ya? Doğru yapmamız lazım. Aslında bunun kârlısı yine iktidar olacak yani buradan siyaseten bir nemalanma söz konusu olursa, bunun kârlısı iktidar olacak. Çok basit dokunuşlar yapılabilir, bunu yapabiliriz. Şu anlattığım konuları şurada düzeltebilir ve birçok öğretmenin, hemen hemen tamamının kariyer basamakları sınavında uzman olmasını, başöğretmen olmasını sağlayabiliriz; bu, bizim öğretmenlere borcumuz. Yani sürekli zorluk çıkarmanın hiçbir anlamı yok. Yüce dinimizde de var: "Zorlaştırmayınız, kolaylaştırmayınız." emri. Dolayısıyla... (AK PARTİ sıralarından "Kolaylaştırınız" sesleri) Pardon. "Zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız." Sizin durumunuzu ifade etmiş oldum böylece. (Gülüşmeler)

Evet, durum budur. Çok fazla konuşmaya gerek yok aslında, saatlerdir konuşuyoruz. Bununla ilgili, Komisyon üyeleri mutlaka teklif de verecektir ama bu çalışma sürelerinin en aza indirilmesi lazım, başarı puanının mutlaka 60'a düşürülmesi lazım ki bu yüz seksen saat ve iki yüz kırk saat eğitim programının zaten hem Millî Eğitim Bakanlığına külfet olduğunu hem öğretmenlere külfet olacağını... Çünkü muhtemelen bu, gece saatlerine denk getirilecek. İşten yorgun argın gelmiş öğretmenlerimizin, yemek mi yapacak, çocuğunu mu yatıracak, eşine mi bakacak kaygısı gütmeden bu sınavlara hazırlanmasının zeminini de hazırlamak gibi bir görevimiz olmalı.

Yani bu boş bir iş, dostlar alışverişte görsün anlamında bir iş. İnşallah, aklıselim bu yönde galip gelir diyorum, saygılar sunuyorum.