KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün zaten çok ilginç anlaşmalar vardı gündemimizde, bu da pastanın üzerindeki vişne oldu.

Hakikaten enteresan yani Sırbistan, etrafımızdaki bütün ülkeler arasında akla gelebilecek belki de en son ülke. Çok soru var da, ben önce Sayın Bakanın "Türkiye'nin diğer ülkelerle imzaladığı benzer içerikli anlaşmalardan hiçbir farkı yoktur." ifadesinden hareketle bir soru getirmek istiyorum. "Türkiye'nin Başka Ülkelerle Yaptığı Benzer İçerikli Anlaşmalarda Yer Alan Gizlilik Dereceli Bilgi ve Malzemenin Güvenliği" başlığı bu anlaşmada yok; demek ki bir farklılık var; birincisi bu.

İkincisi: Diğer benzer anlaşmalarda "misafir personel ve misafir öğrencilerin diplomatik dokunulmazlık ve imtiyazlara sahip olmadıkları" hükmü yer alır. Bu metinde bu ifadeye de yer verilmemiş, dolayısıyla burada da bir farklılık var. Söz konusu hükmün de mutlaka -diğer anlaşmalara benzerliğinden söz edildiğine göre- bu anlaşmaya da dercedilmesi gerekir.

Şimdi coğrafyamızı bir düşünelim. Elbette Sırbistan ve Karadağ'la 2004 yılında imzalanan bu anlaşma, o zaman o iki ülke birlikte oldukları için o şekilde imzalanmıştı, sonra şartlar değişti, dolayısıyla bu anlaşmanın Sırbistan'la tek başına imzalanması gereği hasıl oldu. Benzer bir anlaşma acaba Karadağ'la da imzalanacak mı? Eğer imzalanması öngörülüyorsa -madem böyle bir değişiklik oldu- bu anlaşmanın da Sırbistan'la imzalandığı zamana denk getirilmesi ve eş zamanlı bir şekilde yapılması daha doğru olmaz mıydı?

"Bilgi Güvenliği" başlığı altında, (3)'üncü fıkrada şöyle bir ifade var: "Detaylar, ayrı bir düzenlemeyle belirlenebilir." denmiş. Hani biraz evvel başka anlaşmalar vesilesiyle Türkçe ifadelerin bazen yanlış kullanıldığı ve kafa karışıklığına yol açtığı dile getirilmişti bir değerli milletvekili tarafından. Bu "belirlenebilir" ifadesinin "belirlenecektir" şeklinde konması herhâlde çok daha doğru olurdu, en azından muğlaklık ortadan kalkardı. "belirlenecektir" denilmemesi, belirlenmesi konusunda bir iradenin olmadığına da işaret ediyor olabilir. Dolayısıyla "belirlenebilir" ifadesini muğlak bulduğumuzu burada belirtmek isterim.

Şimdi Sırbistan'ın özelliğini de vurgulamak istiyorum. Sırbistan, Balkan coğrafyasında bizim çok daha yakın olduğumuz Bosna Hersek'le çok ciddi bir husumet içinde. Biz Balkan coğrafyasında belli bir barış ortamı yaratmak için, Sırbistan ile Bosna Hersek arasında bizim de aracılığımızla ve kolaylaştırıcılığımızla bir üçlü görüşme süreci başlattık. Ancak bugün geldiğimiz noktada, Rusya'nın perde gerisinden desteğiyle Sırbistan, Bosna Hersek'teki Republika Srpska ve Karadağ'da yeni kurulan hükûmetle bir işbirliği içinde, Balkan coğrafyasında tamamen NATO karşıtı ve tamamen Avrupa Birliği karşıtı politikalar izliyor. Biz böyle bir ülkeyle askerî çerçeve anlaşması imzalıyoruz ve bu askerî çerçeve anlaşmasını üstelik 2004 yılında imzalandığından çok daha farklı bir şekilde genişletiyoruz ve "Bunu bir de genişlettik." diye gururla övünüyoruz.

Her şeyden önemlisi, çok daha ilginç, 5'inci maddede "Uygulama ve İş Birliği Esasları" başlığı altında -1.5.- yani 5'inci maddenin (5)'inci fıkrasında "Askerî tatbikatlar düzenlemek ve yer almak" ifadesi var Sırbistan'la Balkanlar'da. Acaba biz daha önce Balkanlar'da başka hangi ülkeyle askerî tatbikat yapmışız, bunu çok merak ediyorum. Bir de Sırbistan'la yapacağımız askerî tatbikatı kime karşı yapacağız, acaba Yunanistan'a karşı mı yapacağız? Ha, biraz evvelki Rafale uçaklarından hareket ettiğimizde, "Katar'la böyle bir iş birliği yapıyorsak Yunanistan'a karşı dolaylı olarak Fransız teknolojisini öğreneceğiz." falan dedik ya, acaba Sırbistan'la olan askerî tatbikatı Yunanistan'a karşı yapmak üzere mi planlıyoruz, yoksa Bosna Hersek'e karşı mı yapacağız? En azından böyle bir anlaşmada Sırbistan'la ortak tatbikat yapma hükmünün bulunması, Bosna Hersek'in kafasında nasıl bir soru işareti yaratacak, Yunanistan'ın kafasında nasıl bir soru işareti yaratacak, Sırplarla ezeli düşmanlığı olan Arnavutluk'un kafasında nasıl bir ifade yaratacak, Kosova'da nasıl bir kuşku yaratacak? Yani nasıl bir anlaşma imzaladığımızın ve nasıl bir yol çizdiğimizin, kendimize nasıl bir kuşku yaratan ülke görüntüsü yarattığımızın acaba farkında mıyız?

Hani biraz evvel Doğu Akdeniz'le ilgili olarak birtakım ifadeler eleştirildi ya. İşte, Balkanlar'da da Sırbistan'la böyle bir anlaşma imzalayıp böyle hükümlere yer verdiğiniz takdirde o zaman "Konuya Muş'tan veya Anadolu'dan bakmayıp Belgrad'dan mı bakıyorsunuz acaba?" diye bir soru da ortaya çıkabilir.

Teşekkür ederim.