| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 10 .11.2021 |
YÜCEL BULUT (Tokat) - Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, Değerli Bakan Yardımcıları, değerli milletvekillerim; sizi ve bugün toplantımızda hazır bulunan bütün bürokratlarımızı, basın mensuplarını saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakana ve değerli çalışma arkadaşlarına önümüzdeki süreçte başarılar diliyorum ve başarılı olacaklarına ilişkin inancımı da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Tabii, bu kadar teknik tartışmanın arasında ıskalandığını düşündüğüm birkaç hususu Sayın Bakanım ve Sayın Bakan Yardımcılarının dikkatine arz etmek istiyorum, o da şudur: Türkiye'nin sosyolojik yapısı, sosyal yapısı, ahlaki yapısı ve hepsinden önemlisi toplumun çekirdek kavramı olan aile müessesesinin üç temel sacayaklı ciddi bir saldırıyla karşı karşıya olduğuna inanıyorum ve bu görüşümü de birçok milletvekili arkadaşımızın, toplumun değişik kesimlerinin paylaştığını görüyorum. Nedir bu üç sacayaklı saldırı? Bunlardan bir tanesi kontrolsüz bir şekilde Anadolu'nun en kuytu köşelerine kadar yayılmış bulunan uyuşturucu alışkanlığı, uyuşturucu kullanımının günden güne artışı. Bir diğeri, denetimsiz sosyal medya mecraları. Bir diğeri ise maalesef toplumdaki şiddeti, bayağılığı, ahlaksızlığı günden güne kanıksatan, normalleştiren, denetimsiz bir mecra hâline gelmiş, kaba tabiriyle sabah kuşağında yayınlanan kadın programları. Şimdi, denetimsiz medya ağı, denetimsiz sosyal medya ağı ve bunların birbirini bir kısır döngü şeklinde tetiklediği uyuşturucu kullanımındaki korkunç yükseliş, Türkiye'de büyük bir sosyal çözülmenin, büyük bir sosyal çürümenin ve büyük bir ahlaki çöküntünün maalesef tırmanışa geçmesine sebebiyet veriyor. 2020 yılında sanıyorum ki Emniyet Genel Müdürlüğü yani İçişleri Bakanlığı polis teşkilatımız, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı gibi tüm kurum ve kuruluşların ortak çalışmasıyla 160 bin civarı operasyon yapıldı ve 160 bin operasyonda 231 bin kişi gözaltına alındı. Bu, şunu ortaya koyuyor: Devletin güvenlik güçleri bütün özverisiyle uyuşturucu trafiğini menetmek, engellemek için olağanüstü bir gayret gösteriyor. Ancak, bu gayrete rağmen, hâlâ Anadolu'nun en bakir noktalarında yani yüzlerce yıldır Türk kültür ve ahlakını bir fazilet abidesi gibi 21'inci yüzyıla taşıyan en korunaklı şehirlerimizde dahi, bu kadar güvenlik tedbirine rağmen uyuşturucu kullanımı zirve yapmış durumda. Öyleyse buradan bir netice çıkarmak durumundayız: Günden güne yayılan uyuşturucu bağımlılığı kolluk kuvvetlerinin, yargı organlarının bütün çalışma ve çabasına rağmen önlenemiyorsa burada devletin diğer kurumlarına da üstelik bütün kurumlarına da önemli görevler düşüyor demektir. "İdarenin bütünlüğü" ilkesi yalnızca teknik ve hukuki bir kavram değil, "idarenin bütünlüğü" ilkesi aynı zamanda Anayasa'yla kendine tevdi edilmiş görevleri devletin bütün kurumlarının bir senkronizasyon içinde, bir ve birlikte hareket etmek suretiyle çözüme kavuşturması konusundaki gayretinin adıdır. Dolayısıyla, Türkiye'de "aile" kavramını devredeceğimiz genç kuşakların bu derece sinsi bir saldırıyla karşı karşıya olduğu bir süreçte Aile Bakanlığından, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımızdan beklentimiz şudur: Radyo ve Televizyon Üst Kuruluyla, Millî Eğitim Bakanlığıyla, İçişleri Bakanlığıyla, üniversitelerle senkronize ve ortak bir çalışma yapmak suretiyle, toplumu, özellikle genç kuşağı günden güne kemiren kimyasal madde alışkanlıklarıyla ilgili topyekûn bir seferberlik hâline hep birlikte geçmek zorundayız. Devlet bütün organlarıyla, bütün kurum ve kuruluşlarıyla mutlaka ama mutlaka gençleri bu kimyasal madde alışkanlıklarından, uyuşturucu batağından çıkartacak. Gelecekte aile müessesesini üzerine inşa edeceğimiz, devredeceğimiz, toplumun çekirdeği olan aile kurumunu inşa etmeleri için kendilerinin yuva kurmasına vesile olacağımız gençlerin, sağlam karakterli, kötü alışkanlıklardan uzak bir şekilde yetişmesini sağlamak konusunda gayret göstermeliyiz.
Bir diğer husus, geçen sene de Parlamentoda gündeme getirdik, nispeten çözüme kavuşturulmak üzere bir yasa da çıkarıldı ancak denetimsiz sosyal medya mecraları bugün "aile" kavramının önündeki en büyük engellerden bir tanesi. Denetimsiz sosyal medya mecraları âdeta suç işleme hürriyeti vadeden ayrı ve korunaklı birer alan hâline geldi. Şimdi, ne zaman sosyal medya düzenlemesiyle ilgili bir fikir beyan etsek karşımızda maalesef "fikir hürriyeti" gibi bir kavramla direniş görüyoruz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım lütfen.
YÜCEL BULUT (Tokat) - Tamam.
Lütfen, elinizi vicdanınıza koyun; buradaki herkes ebeveyn, Komisyon Başkanımızın, sizlerin, hepimizin ailesinde çoluğu var, çocuğu var. Bir uygulamanın Türkiye'de millî güvenlik meselesi olduğunu Parlamentoda ifade ettik, devlet erkânıyla paylaştık.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlenizi alalım.
YÜCEL BULUT (Tokat) - Son cümlemi söylüyorum.
"TikTok" denilen zehirli bir platform her türlü ahlaksızlığı siz evinizin salonunda otururken yan odada oturan çocuğunuzun odasına kadar sokuyor, her türlü zehri Anadolu ailelerinin içine kadar akıtıyor. Dolayısıyla, bu sosyal sorumluluğun bir gereği olarak, Değerli Başkanım, acil ve ivedi bir şekilde, Aile Bakanlığının liderliğinde ve önderliğinde; Millî Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığının da harekete geçmesiyle uyuşturucu ve denetimsiz sosyal medya mecralarıyla ilgili bir çözüm üretilmesini dikkatlerinize arz ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.