| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 10 .11.2021 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, öncelikle Bakanlığınız hayırlı olsun ama ben on dokuz yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi sürecinde gördüğüm ve yaşadıklarımı sizinle paylaşmak istiyorum, bunun önemli olduğunu düşünüyorum.
Televizyonlarda kadınlara yönelik programlar var. Bu programlarda aile yapısıyla ilgili izlediklerim beni dehşete düşürüyor. Bu pandemi sürecinde şöyle bir program izledim: Kadının biri diyor ki: "Karpuz al. dedim, almadı." Kadın bir kilo kıyma alana gitmiş. Şimdi, bunlar televizyonda halkın gözü önünde cereyan eden olaylar. Bu, toplumdaki aile yapısının erdiği noktayı gösteriyor çünkü on yıldır da bu tür yayınlar olduğuna göre buradaki yaşanan dramların sosyal yardımlar vasıtasıyla ya da sosyal eğitimler vasıtasıyla kontrol altına alınması yanında özendirici bir yanı da var. Herkes o televizyon programlarına çıkabilmeyi önemli bir marifet sanıyor ama burada aile dokusunun büyük tahribata uğradığının somut yansımasını görüyoruz.
Ayrıca, bu uyuşturucu, okullarımızda -gerçekten acı ama gerçek- Anadolu'da da artık yaygınlaşıyor. Uyuşturucuyla mücadele topyekûn bir mücadele. Herkesin ve her kesimin bu konuda duyarlı olması lazım. Geçtiğimiz günlerde bir aile beni telefonla aradı, kızları için yardım istedi, artık, madde bağımlılığı bonzaiden çakmak gazına gelmiş. Çakmak gazıyla uyuşturucu üretiyorlar ve bunu kullananların beyin hücrelerinin ölme noktasına erdiği, belli bir yaştan sonra bunların artık dönüşü olmadığı belirtiliyor. Bununla ilgili de bir mücadele planının geliştirilmesi gerekiyor. Buradaki veriler, rakamlar tabii ki önemli ama Anadolu'ya gittiğiniz zaman çoğu kasabada akşam belli bir saatten sonra bu çocukların varlığında sıkıntılar oluyor, bunları kurumlar da kabul etmiyor. Hiç kimse bu konuda bir sorumluluk üstlenmek istemiyor ve bu çocukların kurtarılmasına dönük bir çalışma da ne yazık ki alanlarda yok. Bunları bilmenizde yarar görüyorum. Burada çocuklarla ilgili bir mücadele verdiğinizi belirtmişsiniz ama çocuk işçiliği yaşı 10 yaşına indi. Yani büyük bedenlere yüklenen yükler... 10 yaşındaki çocukların kayıt dışı çalıştırılması nedeniyle, onlardan o çalışma talep ediliyor ve onlar o şekilde çalıştırılıyor.
Bunun yanında, bu "kumar" denilen olgu devletin kontrolünde artmamalıydı. Örneğin İddaa ve buna benzer oyunlar. Ben, çok kişiden dinledim, yuvaları yıkıyor, ayrılıkların nedeni. İnsanlar elde ettikleri gelirleri ailelerine harcamıyorlar, bu tür şans oyunlarıyla kaderlerini döndürmeye çalışıyorlar. Bunların varlığını kabul ederek bu tür şans oyunlarının çoğalması yerine azalması gerekirdi. Sayısal olarak rakamlar son dönemlerde arttı, evini satanlar ve bu yönde davranış sergileyenler olduğunu belgeleriyle de bizlere yansıtıyorlar. Bu gibi yönlerde de toplumun farklı biçimde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aile kavramının toplum için önemli olduğunu düşünüyorum ancak son dönemlerde boşanmaların, bu bağlamda artması dikkat çekici. Özellikle geçimle ilgili sorun yaşayan ailelerin boşanmaya yönelmeleri yerine bu "aile yardımı" dediğimiz olayları, doğru kanalize etmenin gerektiğini düşünüyorum çünkü burada bir ayrımcılık yerine... Eğer toplum dokusu bozulursa şu parti, bu parti veya şu, bu diye bir mantık kalmaz, o çürümüşlük her yere yansır ve bunun altında hepimiz kalırız. Onun için ayrımcı bir yaklaşımla değil, bütünü kucaklayan bir anlayışla sosyal yardımların verilmesinin gerektiğini düşünüyorum. Yalnız Niğde bölgesinde 22 bin haneye kömür yardımı yapıldığını biliyorum. Bu tür yardımlarda bazen kalorifer olan ya da ihtiyacı olmayanlara kömür verilirken gerçek ihtiyaç sahiplerinin bundan mahrum kaldığını da gözlem olarak değerlendiriyorum.
Bütünüyle ele aldığımızda, ailenin ve sosyal hizmetlerin önemine inanıyorum. Ben de geçmiş dönemlerde belediyede çalıştığımda bu tür bir yapılanmanın içinde yer aldım ve orada da gözlemim şu ki: Toplumun eğer bir yerinde bir küçük bozulma varsa bu, genelin de sahipleneceği bir noktaya doğru gidiyor. Onu tamir etmek, o açığı kapatmak yerine onunla benzeşmek isteyenler çoğalıyor. Onun için sorumluluğunuzun ve görevinizin büyük olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda benim söylemek istediğim bunlardı.
Salih Bey'e de teşekkür ediyorum.