| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 10 .11.2021 |
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, sayın üyeler, Sayın Bakan Yardımcıları, çok kıymetli bürokratlar ve değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Macellan'ın 16'ncı yüzyılda başlatmış olduğu, dünyayı dolaşmasıyla birlikte ortaya çıkan küreselleşme neoliberal düzende zirveye ulaşmış, sömüren devletler ile sömürülen devletler arasındaki fark daha da büyümüştür. Sonuç olarak emperyalistler daha güçlü hâle gelmişlerdir.
Kısa sürecek bu konuşmamda çocuk yoksulluğu üzerinde durmak istiyorum. OECD'nin 2018 yılı verilerine göre gelir dağılımı en bozuk ülkeler arasında 4'üncü sıradayız. Büyük ailelerde yoksulluk daha fazladır ve tarım iş kolunda yoksulluk daha fazladır. Çağlar ilerledikçe dünya devletleri arasında gelir dağılımı fakir ülkeler aleyhine bozulduğu gibi fakir ülkelerin de kendi içlerinde gelir dağılımları yine fakirlerin aleyhine bozulmaktadır. Örneğin, ülkemizde en zengin yüzde 10'un ekonomiden aldığı pay 2000 yılında yüzde 70 iken 2018 yılında yüzde 80'e yükselmiş; buna paralel olarak alt grupta yer alan yüzde 90'lık nüfus kesiminin aldığı pay yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşmüştür.
Günümüz dünyasında 1-18 yaş arası grup "çocuk yaş" diye tarif edilmektedir. Ülkemizde 2020 itibarıyla tüm nüfusun yüzde 27,7'si çocuk olup 20 milyon kadar nüfusa sahibiz. Yoksulluk "Kişilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için gereken temel ihtiyaçları karşılamada acze düşmeleri." diye tarif edilir. Olaya sadece mutlak yoksulluk perspektifinden değinmek istiyorum. Dünya Bankası, 2020 yılı satın alma gücü paritesi rakamlarıyla kişi başına günlük tüketimi 6,34 doların altında olan gelirleri "mutlak yoksulluk" olarak tanımlamaktadır. 2020 yılı ortalarında 1 doları 7 lira olarak hesap edersek bizim için 44,5 liranın altındaki gelir mutlak yoksulluktur. Dünya Bankasının Türkiye Ekonomik İzleme Raporu'nda 2018'de Türkiye'de nüfusun yüzde 8,5'u mutlak yoksul iken 2019'da 10,2'ye, 2020'deyse yüzde 12,2'ye yükselmiştir. Yoksul sayımızdaki artış, nüfus artışımızdan çok daha fazladır.
Çocuklar toplumun yapı taşlarıdır. Çocukların dengesini bozacak her şey toplumu yakından ilgilendirmektedir. Şu bilinmelidir ki yoksulluğun nedenleri ne olursa olsun en fazla zarar gören kesim çocuklardır. Çocuklar, yoksulluğun sorunlarını eğitim, ekonomi, sağlık ve çevre gibi birden çok alanda hissetmektedirler. Çocuğun yaşı küçüldükçe, ailelerin yoksulluğu arttıkça çocuğun yoksulluğu derinleşmektedir. 10 milyon kadar işsizin olduğu, kişi başına gayrisafi millî hasılanın yedi yıldır düştüğü ülkemizde fakirlik, alt gelir grubu arasında derinden hissedilmektedir. Çocuk yoksulluğunun önlenmesinde en ideal çözüm ailelerin yoksulluğunun ortadan kaldırmasıdır. Devlet gebelere, çocuklara, bazı yardımlarda bulunuyor. Bu yardımlar ayda 45 ile 150 lira arasında değişiyor. Bunun hiçbir anlamı yoktur. Çoğul doğumlarda 2 yaşına kadar devlet ayda 150 lira yardımda bulunmaktadır ki bu bir günde yarım litre sütten daha azdır. Yine, pandemi boyunca EBA programına 6 milyon civarında çocuk ulaşamamıştır. Bu durum çocuk yoksulluğunun eğitime yansımasının tipik bir örneğidir. Günümüzde 5-17 yaş arasında 720 bin çocuk çalışmaktadır. Hükûmetin yaptığı, insanların ölmeyecek kadar hayatlarını devam ettirmektir. Verilen sosyal yardımlar, aslında Hükûmetin ayıbıdır. Hükûmetler, vatandaşlarına sadaka tarzında yardımda bulunmak yerine onların işlerini sağlamlaştırırlar, kazançlarını arttırırlar. Kendi kendilerini idare eden birer birey, aile hâline getirirler. Oysa Hükûmetin politikası, insanca yaşamak için gerekli ücretlendirme yerine vatandaşın başı sıkıştıkça kendisine el açtırmak tarzındadır.
Büyük küçük herkesin yoksulluktan kurtarılması esas amaç olmalı. Yoksullukla mücadeleye çocuktan başlamalı, çocuğun iyi bir barınma, eğitim, sağlık hizmetleri alması sağlanmalıdır. Okulda üç öğün yemek verilmeli, yoksulluğun çocuğun önünü kesmesine devlet izin vermemelidir. İYİ Partinin "Rüzgargülü Projesi" okuyan çocuklar için yoksulluğun çaresi olacaktır.
2022 yılı bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına başarılar temenni ederim.