KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, Kıymetli Bakanım, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının kıymetli bürokratları; ben de sizlere iyi çalışmalar diliyorum. Sizin de ilk bütçeniz, bu bütçenin de devletimize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Tabii, ağır yükler altında Bakanlığa geldiniz; işsizlik sorununun tavan yaptığı, yoksulluğun artık çeşitlendiği bir dönemden geçiyoruz. Özellikle son dönemde, 2017'de yüzde 10,9; 2018'de yine 10,9; 2020'de 13,2 işsizlik oranıyla maalesef bir işsizler ordusuna sahibiz. Yine, özellikle genç nüfus 2017'de 20,8'iken bugün 25,4 genç nüfusumuz maalesef işsiz. Bizim bu konuda bir önerimiz var: Hiç olmazsa, bunlar üniversiteyi bitirdiği andan itibaren artık aileye muhtaç olmasınlar. Özellikle İşsizlik Fonu'nda biriken paralarla ilgili, müracaatları dâhilinde, iş bulamadıkları takdirde, hiç olmazsa bunlara 500 TL cep harçlığı verilebilirse, bu fondan karşılanabilirse üniversiteyi bitiren gençlerimiz en azından kahve parası, çay parası, kütüphaneye giderken kullanacağı paralar, otobüs parasında hâlâ iş bulana kadar ailesinin eline bakmamış olur, en azından, bu fon da bu konuda ciddi oranda işe yaramış olur diye düşünüyoruz.

Tabii, diğer taraftan, asgari ücret 2.825 lira, brüt 3.577 lira. Hem işveren tarafı "Bunun üzerindeki vergileri kaldıralım." diyor... Eğer bu vergiler kalkarsa en azından bugünkü şartlarda bu kadar yükün ağırlaştığı bir dönemde katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Bir ikincisi de özellikle şirketler bu son dönemde ekonomide meydana gelen zikzaklardan dolayı bol miktarda özel sektörde şirketler batıyor. Şirketler batınca doğal olarak kıdem tazminatlarını ödeme güçlüğü içerisine düşüyorlar. Bu manada aynen sigorta primi gibi bunlar da başlangıçta çalışanlar üzerinde belli bir oranda tahsil edilerek şirketlerin başına bir iş gelse bile hiç olmazsa kıdem tazminatlarını çalışanlar rahatlıkla devlet garantisi altında alabilirse çok ciddi bir hizmet olacağını düşünüyoruz. Yine bu çerçevede yurt dışında çalışan işçilerimiz var. Bunlar hastane imkânlarından istifade edebiliyorlar ama maalesef yurt dışında çalıştıkları süre çalıştıkları günden sayılmıyor. Bununla ilgili muhakkak bir çözüm üretmemiz lazım. Netice itibarıyla biz özellikle hizmet sektörü... Bizim müteahhitlik sektöründen örnek verirsek dünyada ciddi oranda gelirlerimiz var. Bu hizmeti gerçekleştirenler de bu şirketlerde çalışan işçilerimiz ama onlar sadece sağlıktan istifade ediyorlar maalesef diğer çalıştığı günler sigortadan sayılmıyor. Ancak şirketler bunları özel şirketler sigorta şirketleri marifetiyle sigorta kapsamına alıyorlar. Bunun yerine devletin araya girmesinde fayda var.

Tabii, emeklilikte yaşa takılanlar, 3600 ek gösterge her dönemde kürsülerden söz verilip bir türlü gerçekleşmeyen artık toplumsal bir yara hâline geldi, toplumsal bir mesele hâline geldi. Tahmin ediyorum, inşallah 2022 bütçesi içerisinde buna da bir imkân bulursunuz diye düşünüyorum. Özellikle çalışanların sayısı tabii gittikçe azalıyor. 1,6 kişi yani 1,5 kişi çalışacak, 1 emeklinin maaşı verilecek. Dünyada böyle bir oran yok. Dolayısıyla bu oranlarla sizin Sosyal Güvenlik Kurumunun açık vermemesi mümkün değil. Özellikle kayıt dışı istihdam bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi. Özellikle yurt dışından gelen mültecilerin işsizlik oranına bence çok ciddi katkıları var. Onların çalıştığı rakamlar, prim ödemedikleri gibi... Yani bir kanun kapsamında bu çalışma iznini alarak, çalışan müsaadesi alarak buralarda maalesef çalışmıyorlar ve çok uygun fiyata çalıştığı için işsizliğin de bir noktada parçası oluyorlar. Dolayısıyla, bunları da en azından kayıt içi istihdama nasıl alırsınız bilmiyorum ama özellikle bugün çalışanların yüzde 38'inin asgari ücretle çalışmasının temel sebeplerinden biri de bu. Tabii, işe o cepheden baktığınız zaman özellikle bu son iktidar döneminde, biz eskiden "yoksulluk" deyince tek bir şey anlıyorduk ama şimdi dokuz on çeşit yoksulluk algılıyoruz, mutfak yoksulluğu, göreli yoksulluk, gelir yoksulluğu, insani yoksulluk, objektif yoksulluk, subjektif yoksulluk, kırsal yoksulluk, kentsel yoksulluk, geçici yoksulluk, kronik yoksulluk. Geçen yıl da yine Çalışma Bakanlığının bütçesinde Sayın Bakan demişti ki: "Türkiye'de yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk sorun olmaktan çıktı."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Yaşar, lütfen tamamlar mısınız.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Toparlıyorum Başkanım.

Ama maalesef bugün yoksul sayısı terimleriyle beraber arttı. Bugün açlık sınırında yaşayan milyonlar var. Ümit ediyorum ki bu dönemde bu işe bir çare bulunur, sizin de bir katkınız olur diyorum, bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, başarılar diliyorum.