ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Başkan.

Sayın Başkan, öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi ülkenin tüm sorunlarının çözüm adresi olarak görülen, bu anlamda da umut bağlanan bir yer ama burada çalışanların sorunları ne yazık ki yıllardır ifade edilmesine rağmen çözülmüyor. Bu bağlamda, 4/D'li çalışanlar sözleşmeli olarak görev yapıyor, üç yılda bir sözleşmeleri yenileniyor ve "daimî işçi" statüsündeler. Bu arkadaşlardan sonra girenler daha yüksek ücretle kadroya alındı. Bu çalışanlara neden kadro verilmiyor? Bu arkadaşları "sürekli işçi" kadrosuna alalım, bu sorunu çözelim. Keza, özlük haklarıyla ilgili sorunları bulunan diğer çalışanların da bu anlamdaki taleplerinin karşılanmasının Meclisimize yakışan bir davranış olacağını düşünüyorum. Çalışanlar arasında o kadar farklılık var ki 4/D'li ile aynı statüde çalışan arkadaşımız giyim yardımı alıyor, 4/D'li arkadaşımız o giyim yardımını dahi almıyor; aynı işi yapıyorlar. Aynı işi yapanların eşit ücret, eşit kadro, eşit şartlarda çalıştırılması Türkiye Büyük Millet Meclisinin tanım ve anlamını güçlendiren bir kavram olacaktır çünkü buradaki sorunların da varlığı bizleri üzüyor.

Kamu Denetçiliği Kurumu, hak arama kültürünün yaygınlaştırılması, kalıcı ve sürekli olması amacıyla oluşturulan bir Kurum; o Kuruma da başvurular oluyor. Ben bölgeler olarak baktım, genelde, ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi'nde başvuru olmuş; İç Anadolu, Akdeniz ve Ege'de de başvurular var, farklı bölgelerde ise başvuru hemen hemen yok. Bununla ilgili, Meclis çalışanı arkadaşlara sordum, "Siz Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurdunuz mu?" dedim, dediler ki: "Sayın Vekilim, biz kendi amirimizin yanına gittik; buradaki şefimiz 'Niçin gidip oralarda hak arıyorsunuz?' diye tepki gösterdi." Şimdi, bir Kurum oluşmuş "Kamu Denetçiliği" diye, buraya hak aramak için insanlar başvurabilecek. Başvuran kişiyi kendi amirinin sorguya çektiği yerde Kamu Denetçiliği Kurumuna nasıl başvuru olacak?

Şimdi, Kamu Denetçiliği Kurumuna yapılan başvurulardan önemli olanlar var; örneğin, kiralık araç şoförlerinin kadro olayı. Şimdi, tavsiye kararı verilmiş ancak bugüne kadar bu uygulanmamış. 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle, taşerondan kadroya -onun da adı "kadro" olmasına rağmen- daimî kadroya alınan binlerce işçinin yaşadığı mağduriyet var. Şimdi, daimî kadroya alınanların yaşadığı sorun var, bir de hiç kadro alamayanların yaşadığı sorun var. Örneğin, 4 Aralıktan bir hafta önce işten ihale nedeniyle çıkarılmış olan, on yıldır o şirkette taşeron olarak çalışsa da kadroya alınmadı. Şimdi, bir hafta yüzünden o kaybetti ama 4 Aralıkta işe başlayana kadro verildi, burada da ciddi bir haksızlık var. Türkiye genelinde yapılan uygulamada, şu anda kamuda, kiralık araç şoförlerinin yanı sıra, hastane bilgi işlemcileri, Sağlık Bakanlığının görüntüleme merkezi çalışanları, yemekhane çalışanları, sosyal tesis çalışanları haklarının arayışı içindeler, bu konuda Kamu Denetçiliği Kurumuna da başvurular yapıyorlar, oradan bunlara olumlu görüş ifade eden tavsiye kararları alınıyor ama uygulanmıyor. Şimdi, Kamu Denetçiliği Kurumunun aldığı karar tavsiye niteliğinde ama içerik olarak orada yapılan bir haksızlığa da işaret ediyor. Eğer bunun karşılığı olmayacaksa insanların böyle bir kurumun varlığına giderek inancı da kalmaz, sorgulamaya başlar. Bu anlamda yapılması gereken, bilgilendirmeyi daha çok özellikle kamuda çalışanlara yansıtmak çünkü çoğu kişi Kamu Denetçiliği Kurumunun varlığından haberdar değil. Biraz evvel Sayın Başkan da dert yandı, Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı dedi ki: "Kendi çalışanımız bizden ayrıldıktan sonra gittiği yerde başlatılmayıp başka yere memur olarak verildi." Şimdi, Kamu Denetçiliği Kurumunun Başdenetçisi dert yanıyorsa bu Kurumun içinde bulunduğu durumda bizim, vatandaşın veya yurttaşın talebinin nasıl karşılanacağı konusunda doğal olarak bir soru sorma hakkımız var. Bu kadar kapsamlı bir kanun çıktı, doğru da çıktı; ara buluculuk görevi yapıyor, tavsiye kararları alıyor, olumlu çalışmalarda bulunuyor ama sonuç yok. Sonucu olmayan bir kurum işlevsiz kaldıkça da bu anlamda insanların talepleri giderek daralır.

Genel olarak, bütçenin hayırlı olmasını diliyorum ancak içinde işçinin, çiftçinin, esnafın, emeklinin, engellinin, işsizin, dar gelirlinin, sorunları olanların yer almadığı bir bütçe olarak görünüyor. Bu konuda Niğde ilinin de bütçede yeterli payı alamadığını ifade edeyim.

O anlamda sorunlara bütünü içinde, hem yurttaşın sorununa hem de bölgemin sorununa değinerek sözlerimi tamamlamak istiyor, teşekkür ediyorum.