| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Antalya Milletvekili Atay USLU ve 76 Milletvekili tarafından verilen 2/3863 esas numaralı "Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .10.2021 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlar, değerli bürokrat arkadaşlar; öncelikle bir şeyin altını çizmekte fayda var. Kooperatifçiliğe bizim bakışımız ile siyasi iktidarın bakışı arsasında 360 derecelik bir fark var.
METİN BULUT (Elâzığ) - 360 olunca aynı oluyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 180 derecelik fark var. Teşekkür ederim.
Çünkü serbest piyasa ekonomisini benimsemiş bir siyasi partinin kooperatiflerle ilgili yaptığı düzenleme de buna benzer uygulamaları içerir, bu bağlamda sıkıntılıdır.
Kooperatiflerle ilgili bugüne kadar çok kere de düzenleme yapılmış. Bu düzenlemelerin sonucunda gelinen nokta başlangıcındaki amaçlananın çok dışına düşmüştür. Bu konuda ilk akla gelen Tarım Kredi Kooperatifleri olsa da Türkiye'de farklı alanlarda kooperatifler var, esnafların var, yapının var. Bütünü içinde ele alınıp Türkiye'de sorun oluşturan tüm alanlarıyla kooperatifçiliğin bir masaya yatırılması, bununla ilgili farklı kesimlerin de birlikte yapacakları düzenlemelerle dört başı mamur bir kooperatifçilik yasasının çıkarılması şiddetle ihtiyaç.
Akla ilk gelen şey Tarım Kredi Kooperatifleri olduğu için ben de onun üzerinden konuyu ele alacağım ama şunu da belirteyim, kooperatiflerin -örneğin yapı kooperatiflerinin- üyelerinin yaşadığı sıkıntıları, içinde oluşan durumları kanunla düzeltilmesi gerektiği kadar da ihtiyaç olduğunu da belirteyim.
1936'da Tarım Kredi Kooperatifleri Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde kurulurken amaç üretenleri korumak. Kendisi de Silifke'de 1 no.lu üyesi oluyor Tarım Kredi Kooperatiflerinin. Süreç içinde Tarım Kredi Kooperatifleri dönüştürüle dönüştürüle dönüştürüle günümüze gelince bir ticari işletmeye dönüyor.
Peki, bu nasıl oluyor? Uygulamada Tarım Kredi Kooperatifleri bir çiftçi kuruluşu gibi kamuoyuna takdim ediliyor ama ilgili bakana sorduğumuz zaman şu yanıtı veriyor: "Tarım Kredi Kooperatifleri tarımsal üretici ya da çiftçi olmadığından Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası AŞ tarafından düşük faizli tarımsal kredi kullandırılacak kişiler arasında bulunmamaktadır. Dolayısıyla banka tarafından tarımsal üretim yapan üreticilere kullandırılan kredilere uygulanan faiz oranlarının Tarım Kredi Kooperatiflerine uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak."
Keza, Bekir Pakdemirli'nin de benzer sorumuza verdiği cevapta "Ziraat Bankasının görüşü: Tarım Kredi Kooperatifleri, bünyesinde pek çok sanayi kuruluşunu barındıran, tarımsal üreticilere hizmet veren, vermesi gereken bir kredi kooperatifidir. Tarım Kredi Kooperatifleri, tarımsal üretici ya da çiftçi değildir. Bu yönüyle Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası AŞ ve Tarım Kredi Kooperatiflerince tarımsal üretime dair düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı kapsamında kredi kullandırabilecek kişiler arasında bulunmamaktadır. Dolayısıyla Bankamızca tarımsal üretim yapan üreticilere kullandırılan kredilere uygulanan faiz oranları Tarım Kredi Kooperatiflerinin Bankamızda kullandığı kredilere uygulanmamaktadır." denilmektedir. Bu ne demek? Tarım Kredi Kooperatifleri, Ziraat Bankasından çiftçilere vermek üzere kredi alıyor ancak aldığı bu krediyi çiftçiye verilirken çiftçilere uygulanan Türkiye'deki faiz oranından faiz uyguluyor, ardından da "kaynak kullanım bedeli" diye bir faiz salması daha yapıyor, böyle olunca çiftçiye doğrudan destek verdiğini belirtilen Tarım Kredi Kooperatiflerinin faizleri 17-24 aralığına yükselerek çiftçinin canına okuyor. Şu anda Türkiye'de bankalardan ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kredi alan çiftçiler bu anlamda, önemli ölçüde de mağdur; adı "çiftçi kuruluşu" ama çiftçiye verdiği krediyi normal çiftçi kredisinin üzerinde faizle faizlendirerek çiftçinin de belini kıran bir anlayış sürüyor.
Keza, Tarım Kredi Kooperatiflerinin 2018'deki 990 bin lira zararı 2019'da 40 kat artmış. Bu süreçte ne olmuş? Özerk kuruluş olarak gösterilen Tarım Kredi Kooperatiflerine mevcut siyasi iktidar baskı yapmış, sağda solda çadır marketler kurdurmuş ve buradan "Vatandaşa ucuz ürün satılıyor." görüntüsü altında aslında kurumsal olarak bir yapı borçlandırılmış ve o da dolaylı olarak bizden gittiği için bir taraftan alıp bir tarafa verme noktasında aynı sıkıntı, sorun devam etmiş. Tarım Kredi Kooperatiflerinin bu anlamda, asli işlevine döndürülmesi, çiftçinin ürettiği ve tükettiği, ayrıca ortaklarının da sorunlarına çözüm üreten bir konuma taşınması gerekir. Bu kanun teklifinde bunlar var mı? Yok. İşlev olarak Tarım Kredi Kooperatifleri Türkiye'de market açan, ticarete yönelen bir kuruluş niteliğinde.
Adalet ve Kalkınma Partisinin uyguladığı "serbest piyasa ekonomisi" anlayışında özelleştirilen 110 kuruluşun dışında onlarca kamuda var olan çiftçinin ya da yurttaşın lehine olan yapılar özelleştirilip bu kez ticari işletme anlamında "Devlet ayakkabıcılık mı yapar, bez mi üretir?" derken marketçiliğe soyunuluyor; bu, garip bir çelişki yani deve kuşu gibi... Ya serbest piyasa ekonomisi koşullarını uygulayacaksınız ya da karma ekonomiye döneceksiniz, bizim yanımıza geleceksiniz; o konuda bir kararsızlığınız var, işinize geleni işinize geldiği ölçüde kullanıyorsunuz.
O anlamda, burada getirilen düzenlemede de bir kaygı verici durum var. Bilindiği gibi "Tarımda Millî Birlik Projesi" adı altında Tarım Bakanlığının getirdiği bir proje vardı, Semerat Holdingin oluşumunu, altyapısını kurmak için ve büyük bir tepki aldı yani tarımın holdingleştirimesi. Sanki burada bazı maddelerde el altından, çaktırmadan bu düzenlemenin altyapısı oluşturuluyor gibi uygulamalar var. Görülmeyen yerlere yerleştirilen bir kelimenin uygulamada yarattığı önemli ve ciddi sıkıntılar olur, bu düzenleme de sanki bunları içeriyor.
Bütünü içinde bazı birkaç konuya daha değinmek isterim. Sonrasında da dile getireceğimiz konular var ama diğer arkadaşların da söz haklarını gasbetmemek için... Bu teklifte kadın kooperatifine muafiyet var; iyi bir şey. Ülkemizde yaklaşık 650 adet kadın kooperatifi var. Bahsedilen muafiyet bin lira ila 2 bin lira civarında olacak, toplamında ortalama 1 milyon; bu, çok küçük bir rakam, bunun daha artırılarak bu desteğin sağlanması doğru olur. Örneğin, kooperatiflere KDV indirimi uygulansa her kooperatif ciddi rahatlık içine girer; o anlamda bir düzenleme gelmeli. Kiralama hizmet alımı ve konularda yüzde 10, yüzde 20 stopaj kesintisi söz konusu. Bu oranların yarıya indirilmesinin kooperatifler açısından önemli katkısı olacaktır. Tarım Kredi Kooperatifleri bu düzenlemeyle denetim dışına çıkarılıyor, aslında sözde bir denetim var, uygulamada adı "özerk" ama kontrol iktidar tarafından yapılıyor, başında da siyasi iktidardan eski bir milletvekili arkadaş görevi sağlıyor. Bir kooperatifin genel kurulu yapıldığında tescil işlemleri 3 bin liraya varıyor; bunun, küçük bir kooperatif ya da köy kooperatifi için büyük para olduğunu belirtmekte yarar var. Bu rakamlar sembolik bir yere çekilebilir. Aynı şekilde her kooperatif Ticaret Odasına kayıt olmak zorunda. Odaların yıllık aidatları da çok yüksek, daha önceki uygulamalarda da vardı, bu yolla giderlerin ilgili... Mesela meslek belgesi almaya gidiyorsunuz, orada da bir para ödüyorsunuz; bunun gibi ticarileştirilen bir yönü var. Kooperatif imza sirküleri düzenlemek isterse ciddi noter paraları ödemek zorunda. Bu tür ödeme ve harcamaların sembolik rakamlara çekilmesinin bu kanun teklifinde düzenlenmesi gerekir.
Genel kurullar üç yıldan iki yıla düşürülüyor. Aslında her yıl denetimi yapılsın; yapılsın ama kooperatiflerin, özellikle de işe boğulanların belli yapıların elinde olduğu, hatta üyelerin çoğunun gelip oy kullandıktan sonra ne konuşulduğundan dahi bihaber olduğu bir sistem devam edegeliyor. Bunun düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kooperatif yöneticilerinin eğitim alması olumlu bir gelişme ancak içeriği, kimler tarafından verileceği, ücretli olup olmayacağı burada net biçimde ortaya konulmalı.
Başkanım, dinliyorsan, bakın, bir öneride bulunuyorum. Sayın Başkan, teklif sahibi olarak sizlere öneride bulunuyorum.
ATAY USLU (Antalya) - Artık Komisyona öneride bulunacaksınız ya.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Ondan çıktı o.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Öyle mi? Karşılıklı olarak iki tarafa da... Dinlesin gene sonuçta.
MAHİR POLAT (İzmir) - Orada Bakan Yardımcısı var, belki Ömer Beyi...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Hani çocuğun babası annesi varken bazen de bakıcıdan bilgileniliyor ya, onun için bir sorayım dedim.
Dış denetim... Genel kurulca alınan karar doğrultusunda dış denetimin zorunlu olması kooperatifleri denetçi ücretlerine yüksek tutar ödemek zorunda bırakabilir. Ücretsiz biçimde gerek iç denetime ve gerekse dış denetime tabi biçimde kooperatiflerin devamında yarar var.
Kooperatiflerin birlik ve merkez ortaklığı örtülü biçimde zorunlu hâle gelmekte. Bu durum da ileriki aşamada sakıncalar yaratabilir. 4572 sayılı Kanun'a tabi tarım satış kooperatifi ve üst birliklerde yönetim kurulu üyelerine en fazla huzur hakkı konusu tartışılıyor. Bununla ilgili bir düzenlemenin de tanım olarak yer almasında yarar var. Burada "4572 sayılı Kanun kapsamındaki kooperatifler ve bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları" ibaresi çıkarılıyor. Bu durumda, günümüzde hayli sorun olan Tarım Kredi Kooperatifleri hangi yöntemle ve kimler tarafından denetlenecek? Bu, buradaki önemli ayrıntılardan biri.
Bütün olarak, Tarım Kredi Kooperatiflerinin dışında tüm kooperatiflerle ilgili yapılan düzenlemenin amaçlanan ve istenen sonucu yaratacak düzenleme olmasa da içinde birkaç maddenin olumlu olduğunu da ifade etmekte yarar var. Bütün olarak kooperatifçilik yurttaşın, özellikle dar gelirlilerin, yoksulların, ortakların bu anlamda sorun yaşayanların üretimde daha uygun fiyatta ürün ya da hizmet alacağı noktaya taşınmasının doğru olduğunu düşünüyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Teşekkür ederim.