KOMİSYON KONUŞMASI

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Artüz, çok teşekkür ederiz hem verdiğiniz bilgiler için hem de çalışmalarınız için.

Ben iki şey sormak istiyorum: Birincisi, Marmara Denizi'ndeki suyun yarılanma süresi ne kadardır, sirkülasyon süresi? İkincisi de Marmara'ya iyi kötü su geliyor, su çıkıyor falan, biraz sirkülasyon var, bunun yanında örneğin Hazar Denizi'nde hayat nasıl oluyor, orada belli bir kirlenme olmuyor mu, oradaki canlı sayısında düşme olmuyor mu?

Teşekkür ederim.

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Şimdi, bir kere, üst su kütlesinin yenilenmesi bir sene önce Karadeniz'in hinterlandına düşen yağışla doğru orantılı bir olgu yani o çok karmaşık hesaplamalardan sonra geliyor. Çok hızlı, aşağı yukarı 4 bine yakın bir akıntı; ortalama diyorum tabii. Bu, çok azalıyor da sıfıra da düşüyor, tersine de düşüyor. Üst su kütlesini öyle düşünün, o şekilde hareket ediyor fakat arada karışımlar da oluyor yani çok kısa bir sürede diyelim ona yani gün vermek çok zor çünkü tamamen atmosferik şartlara bağlı. Çok kısa sürelerde, yenilenme demeyelim ona, sirküle oluyor çünkü yani yenilenme diye bir şey olmuyor çünkü sonuçta karışım sonucu aynı su yine Karadeniz'de, yine konsantrasyonlar artıyor içeride.

Alt su kütlesine gelince, alt su kütlesi çok ağır olduğu için Çanakkale Boğazı'ndan girdikten sonra çok problemlerle karşılaşıyor. Birincisi, Çanakkale Boğazı'nın dar ve sığ jeolojik yapısı; ikincisi, Çanakkale Boğazı içindeki eşikler, yükseltiler, buraları aşmak zorunda. Sonra plato ve çukurlar, 3 tane çukur; 1.100 metre, 1.000 metre ve 1.272 metrelik çukurları doldurduktan sonra yoğunluğuna göre -yaylanma hareket diyelim ona- tabakalaştıktan sonra İstanbul Boğazı'na geliyor, İstanbul'da da bütün bu sistemi kontrol eden Karadeniz çıkışındaki bir eşik. Onu aştığı zaman Karadeniz'e geliyor yani leğenin kenarı o, onu aşmadığı zaman içeride kalıyor, içeride karışımlarla üst yoğunluğu Akdeniz'e götürüyor, ağırlaşıyor, yine batıyor. İçeride yani yenilenme diyemeyiz ama değişim diyebiliriz buna, aşağınınki o yüzden çok yavaş çünkü su kütlesi çok büyük yani üst tarafta 25 metreye -yani öyle söyleyeyim kabaca- Marmara Denizi'nin alanı olarak bakın, alt tarafa da ortalama 400 metre derinliğe Marmara Denizi'nin alanı kadar bakın; kabaca tarif için söylüyorum bunu, ortalama derinlik. Onun için yani "yenilenme" kavramından çok bir de izole biyotoplar var. Mesela buradan Kuzey Anadolu Fay Hattı geçiyor, onu konuşmadık, çok özgün, içinde bir habitata sahip olan bir alan; sıcak su, soğuk su kaynamaları, mineral çıkışları yani hatta ve hatta yanardağa yakın sıcak alanlar bunun içerisinde, burada da farklı canlılar var. Yani Marmara Denizi çok enteresan bir yer, bir laboratuvar; biz bunu yok ettik, bari geri kalanı elimizde tutmaya çalışalım.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Hazar Denizi...

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Şimdi, bunun durgunlukla alakası yok, orası daha az kirletiliyor, burası daha çok kirletiliyor, hele ekonomik seviye yükseldikçe kirletilme daha da artıyor, ekonomik seviyeye düştükçe daha da azalıyor; kullanılan deterjanlar yani evsel bazda, sanayi de ona göre daha az gelişmiş oluyor ve sanayi geliştikçe de bizim gibi ülkelerde, gelişmekte olan ülkelerde sanayinin proses kısmına önem veriliyor, arıtma ve geri kazanım kısımlarına önem verilmediği için daha çok kirletiliyor.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Bu arada bir de petrol var.

MARMARA ÇEVRESEL İZLEME PROJESİ YÖNETİCİSİ MEHMET LEVENT ARTÜZ - Yani petrol var, petrol, ciddi anlamda kirlilik orada ama yani onlar da yani lokal olarak bakteriyolojik parçalanmaya uğruyor sonuçta. Tabii ki orada tür çeşitliliğini ciddi anlamda engelliyor ama yani orada kronik bir kirlilik var, bizde ciddi anlamda akut bir kirlilik var ve biz bunu Karadeniz'e transfer ettiğimizde Karadeniz'in durumunu da Marmara Denizi'nin durumu hâline getireceğiz.